BabacumMostors Mesaj tarihi: Şubat 3, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 3, 2006 tek istediği idi sinesine sarabileceği bir sıcak yürek, bir küçük eldi tutacağı. heyhat nice sene boşa geçmiş ömrünün, nice duaları es geçmiş arzuları. ve huzur dolu uzandığında yatağına, bom boş kollarının huzursuzluğuyla dalıyordu rüyalara ne yazık soğuktu elleri ne yazık sahteydi gülüşleri ne kadar yazık, çok güzeldi hisleri helak oldu, viran oldu bir avcının şöminesine süs oldu yalan oldu Bu şiiri adaşımla konuştuktan sonra yazmıştım. Dertleşirken yaklaşık olarak aynı şeyleri hissetmiştik o anda . Hayatımızda yaşamakta olduğumuz boşluk neredeyse aynıydı, hatta aslında bu boşluğun benim için ne anlama geldiğini de o zaman keşfetmiştim. O'nunkini bilemeyeceğim ama benim yaşadığım bu boşluk diş çürüğü gibi rahatsız ediyor beni. Çok şükür gerçek anlamda hiç çürük diş ağrısı çekmedim, o yüzden bu acıyı gerçekte bilmiyorum ama anlatılanlar ve gözlemlediklerim bir fikir sahibi olmamı sağladı. Nasıl rahatsız ettiğine gelince, gelip geçici bir şekilde ama asla yok olmadan hatta orada olduğunu bildiğin sürece kendini hissettiren ve bu çürüklere gerekli hassasiyeti göstermeyip onun için önlemler almazsanız diş çürüğü git gide büyür, ileride daha büyük sorunlara yol açar, hatta cehennem azabı gibi ağrısı hiç dinmeyen! En sonunda çektirirsin dişi artık sorun kalmamış yerine bir protez konmuştur. Fakat her ne kadar protez bir diş, dişten beklenineni aynen yerine getirse de değiştirilmiş bir his asla yerine geldiği hisle aynı görevi göremiyor. O yüzden önlemimi almalı ve boşluğuma bir dolgu yaptırtmam gerektiğinin farkındayım. Nasıl olursa olsun ama şu da varki dolgular hiç bir zaman kesin çözüm olamaz keza dolgular sizi hiç beklemediğiniz yerde yerinden çıkıp düşüp kaybolarak sizi yine zor durumda bırakacaktır. Sizi hiç bırakmayacak bir dolgu bulmak ne akdar zor değil mi? Eh günümüz teknolojisi de gittikçe gelişiyor. Dişlerimizdeki dolgular artık düşmüyor ama ya duygularımızdaki dolgular. Bu aylak bilim admaları ne zaman buna bir çare bulacaklar? Cevap basit, hiç bir zaman. O yüzden ben bıraktım artık o içimdeki boşluk varsın zaman zaman depreşsin hatta durmuş kalbimi çalıştırmak için yumruklayayım göğsümü. Belki ileride bu boşluğu dolduracak bir aylak bilim adamı bulamam ama belkide birini bulurum belli mi olur? En kötü ihtimalle aldırırım o hisleri yerine suni bir his koydurturum artık sen android ben robot sevişi veririz gündüz gece hatta "aman_sabahlar_olmasın.exe" diye komut hataları çıkar mavi ekranlar üstünde. Belkide yeni hisler yüklerler korteksimize. Zaman geçerken bir 5 dakikanı daha çaldım kusura bakma ama yalnızlık işte. Ben esasında yukarıdaki şiirimin İngilizce uyarlamasını yazdım onu yayınlayacaktım ama gel gör ki birikmiş içimde bütün bunlar. Neyse ben bu şiiri de yayınlayayım en iyisi bir de onu oku. Kendine iyi bak çünkü sana bu yakışıyor esen kal. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
duende Mesaj tarihi: Şubat 3, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 3, 2006 not: az once uzun bir yorum yapmistim gönderdim ama gönderilmedi simdi o sevkim yok oldu simdi daha kötüsünü yazicam:P... güzel benzer duygulari hissedip birseyler yazmaya calisirken senin bukadar acik ve güzel yazdigini görmek sinir bozucu benim için ama anlatimi ve benzetmelerin ve kelime oyunlarin güzel olmus (önceki yazimda örneklerde vermistim simdi uzun olur) sadece sondaki robotlu kismi daha uzatabilirdin... yenilerini isterük... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Pingu Mesaj tarihi: Şubat 3, 2006 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 3, 2006 çok hoş olmuş, can kırıkları vs gibi bişey hatırlattı bana yani benzetme yönünden ordan esinlenme değil : ) düşçüye pardon dişçiye gitmek lazım =P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar