Nostredamus Mesaj tarihi: Kasım 30, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 30, 2005 Insanı ; yaşadığı süre içersinde birçok olaylar karşılar... olağan gördüğü olayların dışında olağanüstü olaylarla da karşılaştığı olur...Onun akılla çözülmesi imkansızdır... akıl ve fen onu çözmede yetersiz kalır...Insan ; idrakının kavramıyacağı, alışagelmişin dışında böyle olayları değerlendirirken, onun ötelerle alakası olduğunu kavrar ve bu gözle bakar... Bunun gibi benzer olayları sıkça duyarız...Her duyuşumuzda içimizde bir canlanış,bir kıpırdanış olur... onu can kulağı ile dinleriz... Satırlarımıza konu olan olay; Çanakkale savaşlarından çok sonra, savaşın meydana geldği topraklar üzerinde cereyan etmiştir. Şimdi, " Silahını teslim etmeyen şehit " menkıbesini beraberce dinleyelim; Çanakkale savaşları bittikten yıllar sonra, savaş alanları üzerinde yabancılar, ölülerinin anısına, anıtlarını ve mezarlıklarını yapıyorlardı. Bu iş için, bölge içersinde yollar açmak gerekiyordu... Yol yapımlarına küçük çaplı dozerler katılır arkadan düzeltmeler yapılırdı. Bir arabanın geçeceği kadar toprak yol hizmete açılırdı... Kabatepe ve kanlısırt arasındaki yol çalışmaları sırasında, şimdiki kanlısırt kitabesinin bulunduğu yerde, elinde tüfeği bulunan bir şehitle karşılaşıldı...Cesette ve üzerindeki elbisede zerre kadar bir bozulma yoktu... yıllarca özelliğini muhafaza etmişti...Elindeki silahı sımsıkı tutuyordu...Yetkililere teslim edilmek maksadıyla elindeki silahı almak istediler...Ama o , silahını bırakmak niyetinde değildi...Çok zorladılar...Onun mengene gibi silahına yapışmış parmaklarını açmak ve silahını almak mümkün olmadı... Onu öylece bıraktılar... Öğleden sonra, Eceabat kaymakamlığına durumu bildirdiler... Akşama doğru kaymakam yanında ilçe jandarma bölük komutanı ile beraber; elinden silahını bırakmayan şehidin yanına ulaştılar... Onlar da diğerleri gibi silahı almak için birkaç kez denediler, fakat nafile ... Parmakları kopacak, kolu kopacak , o , yine de silahını vermeyecekti...bunda da kararlı gözüküyordu... Kahraman Mehmetçiğe, hayattayken, büyükleri tembih etmişlerdi , öyle yetiştirilmişti... Düşmana namusunu çiğnetmeyecek, ölecekti... dönmeyecekti... Silahı onun namusuydu, o , canını teslim edecek fakat namusunu asla teslim etmeyecekti... Bölük komutanı,üstteğmen Sabri Başoğul , şehidin yanına yaklaştı... biraz yüksekçe bir sesle; " Asker! ben üstteğmen Sabri!... görev bitti!... o elindeki silahı bana teslim et!..." diye seslendi. Çünki komutan, babasından buna benzer bir menkıbe dinlediğini hatırlıyordu. O anda herkesi hayrete düşüren,gözyaşlarına boğan,inanılmaz olay gerçekleşmişti...Demin silahını teslim etmek istemeyen şehid, şimdi parmaklarını açmış, silahını teslim ediyordu... Bu ne itaatti...Yıllarca toprak altında kalmış,buraların bekçiliğini yapmış kahramandan şimdi görev devri isteniyor,o da devirmi ediyordu? Bu manası zor , anlaşılması sır bir olaydı...Orada bulunanlar gözyaşlarını tutamadılar... Bu olayı doğrulayıcı şahitlerden biriside Gazi Abdullah Dağıstani'dir.Çanakkale savaşlarının başından sonuna kadar bulunan Gazi Abdullah Dağıstani, savaş hatıralarında şunu anlatmaktadır: " İngilizler karaya asker çıkardıklarında,donanmaları uzaktan ateş edip, bombarduman yaptığı sırada, çok arkadaşımız, kendisine şarapnel parçası isabet etmesi sonucu , ellerinde silahlarıyla birlikte şehit düşüyorlardı ... Onları defnetmeden önce, silahlarını almaya çalışırdık , katiyen alamazdık... Biz de öylece defnederdik... Belli ki Allah'ın huzuruna öyle gitmek istiyorlar... " Yukarıda anlatılanlar, o gazimizin anlatıklarını ne kadarda doğruluyor... Onlar görevlerini tamamlayıp gittiler...biz kendimize bakalım...Böyle bir durumda kalsak , onların yaptıklarını yapabilir miyiz? Bizim görevimiz onlardan ibretler almak ve onları anlamak olmalı... Bir ağaç altında vuruldum, Gözlerimi kapattı iki yaprak... Beni bundan tanırsınız, Kan rengi güller verecek, Yattığım toprak... Emin Ülgener ( Bu yazı metnini Çanakkale Kalbe Gömülü Değerler kitabından yazdım çok beyendiğim için umarım sizde beyenirsiniz okurken göz yaşlarımın dolmasına engel olamadım... )[signature][hline]Imposible Is Nothing... Palantis Mod Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Asteroth Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 Şiir güzelmiş...[signature][hline][b]"I am the bringer of death. Fall to your knees and beg for mercy... Or give me a sandwich, I'm pretty hungry." Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
VipeR Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 güzel olmuş.[signature][hline]DIDO! No one ever die from wanting too much! «::: V :::» .«::: I :::» .«::: P :::» .«::: E :::» .«::: R :::» Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Gazanfer Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 ilkokul çocukları için yazılmış hikayeleri taşımayın bari şuraya. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Stifler Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 said: Gazanfer, 01 Aralık 2005 11:28 tarihinde demiş ki: hem türk olup hem de bu hikayenin saçmasapan olduğunu düşünmem çok mu ilginç geldi? bu arada yunan ve ermenilere nefretinizi kusmanın anlamı nedir durduk yere? ırkçı mısınız? avukat mısınız?[signature][hline]rotflmaowjjtumaasipbtdbuma: rolling on the floor laughing my ass off with jenna jameson's tits up my ass and screaming in pain because tits don't belong up my ass Its Stiflers Time, Baby! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Finrod Mesaj tarihi: Aralık 2, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 2, 2005 gercekten inanılmaz[signature][hline]Aklı ile övünen insan,hücresinin genişliği ile övünen mahkuma benzer msn Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
KoLDaR Mesaj tarihi: Aralık 2, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 2, 2005 :) aynı hikayeyi Samanyolu Tv'de sır kapısında izlemiştim demekki şehir efsanesi boyutundaymış..[signature][hline]peace is a lie, there is only passion through passion, i gain strength through strength, i gain power through power, i gain victory through victory, my chains are broken the force shall free me Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
NuKe Mesaj tarihi: Aralık 3, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 3, 2005 said: Gazanfer, 01 Aralık 2005 03:00 tarihinde demiş ki: ilkokul çocukları için yazılmış hikayeleri taşımayın bari şuraya. yok senin için yazmamışlar zaten... Üstüne alınma. Yetişkinler için bi program yapmışlar onu izle sen.Neydi ismi?...Hah ! Pokemon.[signature][hline]I love you but, i love your butt. Suark, 09 Aralık 2004 20:21 tarihinde demiş ki: Nedendir bilinmez birden kafana osurma isteği geldi içimden. Keremcan'ın banına hayır kampanyasına destek için tıklayın! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mayhem Mesaj tarihi: Aralık 3, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 3, 2005 Harika.[signature][hline]I still feel the pain.. I still feel your love.. I still feel the pain.. I still feel your love.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Chasten Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Seviyeyi düşürmeyin lütfen hiç kimse inanmak zorunda değil. Etkileyiciydi.[signature][hline] Ok gibi doğru olsam, Yayla atarlar beni,Yay gibi eğri olsam,Elde tutarlar beni,Doğruda aç görmedim,Eğride Tok,Eğri yay elde kalır,Menzil alır doğru ok. ~®âi ~ * Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sly-One Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 biyolojik bir olay tabi o kasların kasılı kalması ölüm sırasında bildiğimiz gibi[signature][hline]abeo nihilum demonstrere quod abolesco dum te defendoa.k. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
NuKe Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 silahı bırak deyince bırakması da mı biyolojik?[signature][hline]I love you but, i love your butt. Suark, 09 Aralık 2004 20:21 tarihinde demiş ki: Nedendir bilinmez birden kafana osurma isteği geldi içimden. Keremcan'ın banına hayır kampanyasına destek için tıklayın! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sly-One Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 ona 1. ağızdan duymadan inanmam. sakın gelip de milliyetçiliğime laf etmeyin.olmamış demiyorum ama kaynak yok ortada şu an. normal olarak ölü insanlar duyamaz. tepki veremez. bu dinsel ya da mistik bir inanış milliyetçilikle alakası yok.[signature][hline]abeo nihilum demonstrere quod abolesco dum te defendoa.k. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Gazanfer Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 bir savaşta ne kadar kahraman/haklı/cesur/süper/[duymak isteyeceğiniz herhangi bir sıfat] olduğumuzun görülmesi için böyle hikayelere ihtiyaç varsa yazık be. nedir ana fikir? "o kadar itaatkardı ki, ölüyken bile emirlere uyuyordu". bu mu? peki. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sly-One Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 ben de bu tip şeylere ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum türk milletinin. amerikan'ın vardır belki süper kahramanlara ihtiyacı çünkü gerçek kahramanları yok adamların adam gibi. şu çılgın türkler'i okuyun gidin önce.[signature][hline]abeo nihilum demonstrere quod abolesco dum te defendoa.k. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
NuKe Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Bunlar hikaye değil destandır. Tabii ki ölünün duyması mantıklı bi olay değil. Ama bir Türk Destanına ilkokul bebelerini kandırmak için uydurulmuş hikaye diyenin karşısında da susmam. Kusura bakma.[signature][hline]I love you but, i love your butt. Suark, 09 Aralık 2004 20:21 tarihinde demiş ki: Nedendir bilinmez birden kafana osurma isteği geldi içimden. Keremcan'ın banına hayır kampanyasına destek için tıklayın! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 bu tür hikayeler hep saçma gelmiştir bana... ben diyorum, savaşı kazanmak için strateji, ilim, irfan... sen diyorsun batıl inanç, hurafe, efsane, in, cin, top.. ha tabi bakış açısı olayı.. bir nevi, zevkler, renkler hedesi.. şahsi görüşüm üzerine daha fazla tuşa basmanın gerekmediği yönünde doğruyu söyl[signature][hline]MONO(b)LOG Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Chasten Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2005 Nasıl destan abi ya çanakkale destanı bu mu?[signature][hline] www.ansalon.gen.tr ~®âi ~ * Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar