MeSh Mesaj tarihi: Kasım 30, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 30, 2005 Hayat keşmekeş bir kısır döngünün içinde. Bu kısır döngüye ayak uydurmakta sanırım bize sorulmadan , hatta fikrimiz bile alınmadan üzerimize yüklenmiş bir görev. Doğuyoruz elimizde olmadan , büyüyoruz yine elimizde olmadan ve ölüyoruz yine elimizde olmadan. Hayatımızın büyük bir bölümü elimizde olmadan akıp geçiyor. Bu daha çok bir yapbozu andırıyor. Bir çok parçası önceden yerleştirilmiş , bize bırakılan oldukça az boşluğada parçaları bizim yerleştirmemiz gerekiyormuş. Tabi bu yapboz emsallerinden biraz daha farklı ; parçaların hepsi aynı şekilde olduğu için hata yapma oranı oldukça fazla. Elimizde olmadan geçip giden bu zamanı yine elimizde olmadan geri döndüremiyoruz. Yani yapbozda hata yaparsak bunu düzeltme şansımız ne yazık ki kısa vaadede mümkün olmuyor. Uzun vaadede de düzeltmeye çalışıncada elimizde olmadan akıp giden hayatımızın aslında okadar da uzun olmadığını anlıyoruz. Buda sanırım bize hatalarımızla yaşamamız gerektiğini gösteriyor. Neticede yapılan telafisiz bir çok hatada gerçekten hayatın tam olarak tadını alamadığımız gibi bir kanıya varmamıza sebep oluyor. Çoğu zaman bunu fark ettiğimiz durumlarda isyankar bir pskikoloji sergiliyoruz. " neden ben " " niye hep böyle " gibi sonu gelmeyen bir çok soru işareti zihnimizde bir o yana bir bu yana uçuşup duruyor. Bir bakıma bu uçuşan soru işaretlerinin anlamlı olduğunu düşünmemizde gerekiyor. Sonuçta bizden bir sanat eseri bekleniyor. Elimizde bir fırça ve tual var. Tam çalışmaya başlayacakken ikaz ediliyoruz ; " dikkatli ol boyadıklarını ya da çizdiklerini silme şansın olmayacak " deniyor. Bir anda omuzlarımızda kaldırmakta zorlandığımız ağırlık katlanıyor , daha dayanılmaz bir hal almaya başlıyor. Tabi bu ağırlıkla yaptığımız çalışmada bir çok hata yapıyoruz. Yaptığımız hataları silemediğimiz , tualide değiştiremediğimiz için mecburen yaptığımız hataların üstünü örtecek figürler , şekiller yada bu tarz şeyler arıyoruz. Uygun ya da değil bir şekilde yaptığımız hataların üstünü örtecek bir şeyler buluyoruz. Bu doğrultuda ilerken sanat eserimizi yapma amacımızı sorgulamaya başlıyoruz. Yani yine uçuşup duran düzinelerce soru işaretinin zihnimizdeki faaliyetleri devam ediyor. Bu ilerleyiş devam ettikçe bir çok soru işareti azalıyor. Cevabı bulunamayan daha doğrusu henüz ne tarz bir cevap vermemiz gerektiğini bilmediğimiz sorular kalıyor. Bu soruların bir kaçını daha cevapladıktan sonra bir karar yada ayrım noktasına geliyoruz. Karşımızda " yaptığım sanat eseri banamı yoksa başkalarına mı hitap etmeli , onların istedikleri yada sevecekleri gibimi olmalı" diye bir soru beliriyor. Bu soruya verilen cevap ilerlenebilecek iki yol arasında kocaman bir uçurum yaratıyor ki genelde bu yollar ilerde kesişmiyor ve nedendir bilinmez bu noktada bizden yine doğru kararı vermemiz bekleniyor ki bu sorunun acaba bir tek doğru cevabı mı var diye de kendimize sormaktan alamıyoruz. Neticede gel zaman git zaman seçtiğimiz yolda ilermeye devam ediyoruz. Geldiğimiz nokta eserimizin ana hatlarının belirlenmiş olduğu noktayken zaten artık geri dönme şansımız olmadığının farkına varıyoruz. Neticede gittiğimiz iki yolda ap ayrı çizimler ve hatlar gerektiriyor. Hatalarımızın üstüne örtmeye çalışacak olursakta bu sefer elimizdeki eser niteğini kaybediyor. Yani yapabileceğimiz tek şey ilerlediğimiz yoldaki eseri daha güzel bir hale getirmeye çalışmak oluyor. Bu doğrultuda debelenip duruyoruz. En baştada dediğim gibi kısır döngünün içinde bizde elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. -Bir arkadaşim yazmiş, hoşuma gitti.. Onunda onayiyla sizlerle paylaşayim dedim.[signature][hline]Meshcharakou -ElitE- [Bu mesaj MeSh tarafından 30 Kasım 2005 22:04 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
MeSh Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 Gelen yoğun ilgi üzerine arkadaşim az önce intihar etti bu arada.. özel mesajlar tanişma istekleri falan, daralmiş bu dünya ona göre degilmiş.[signature][hline]Meshcharakou -ElitE- Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Spidee Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 1, 2005 O_o espriydi di mi ?[signature][hline]Tomoe Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kermit Mesaj tarihi: Aralık 3, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 3, 2005 yazı çok güzel de intihar konusu ciddi mi onu anlamadım[signature][hline]Absolut, 01 Eylül 2005 00:39 tarihinde demiş ki: Gnome diye kız vermeyen ağabeyi Elfi 16 yerinden genkledi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mayhem Mesaj tarihi: Aralık 3, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 3, 2005 Arkadaşına inşallah birşey olmamıstır, geçmiş olsun. Yazıdan cok etkilendim.[signature][hline]I still feel the pain.. I still feel your love.. I still feel the pain.. I still feel your love.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
MeSh Mesaj tarihi: Aralık 3, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 3, 2005 Ciddi değil tabi ya.. 1 yorum bile gelmemiş olduğu için dalga geçtim bi nevi. :)[signature][hline]Meshcharakou -ElitE- Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar