ninjaturtles Mesaj tarihi: Kasım 18, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 18, 2005 Arkadaşlar ben 1909'da Dağistan'dan Türkiye'ye göçmüş bir aşirettenim ve Şeyh Şamil'e olan hayranlığım her geçen gün artmakta, fakat üzülüyorum diğer yandan çünkü kahraman Şamil'i ders kitapları yeterince işlemiyor, ansiklopediler ise iki satır bilgi vermekten aciz, giriyoruz internetten araştırıyoruz bir sürü iftira, Şamil macar hatunu almış diyorlar, bu iftiradan öte değildir bence. Benim düşüncelerim bunlar, sizler Şamil hakkında neler düşünüyorsunuz, onun hakkında bildiğiniz güzel hikayeler var mı? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoGMeaT Mesaj tarihi: Kasım 19, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 19, 2005 trajik bir bilgi:ölmümden sonra oğulları rus ordusuna katılmıs ve 2 oğluda subay olmustur.[signature][hline]bencede. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LonelyWolf Mesaj tarihi: Kasım 19, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 19, 2005 Şeyh Şamil (1797 - 1871) İmam Şamil 1797 yılında Dağıstanın Gimri köyünde dünyaya geldi. Babası bölgenin yerli halklarından Avar Türklerine mensup Dengau Muhammed;dir. 15 yaşında iken at binerek kılıç kuşandı. 20 yaşına geldiğinde iki metreyi aşan boyu ile atlama, ateş etme, güreş, koşu, kılıç gibi spor dallarında üstün yetenek sahibi olmuştu. Öğrenimine bilgin Said Harekaninin yanında başladı. Daha sonra kayınpederi olan Nakşibendi Şeyhi Cemaleddin Gazi Kumukinin öğrencisi oldu. Kendinden önce İmamet makamında bulunan Gazi Muhammed ve Hamzat Begin müşavirliğini yaptı. Son derece sade ve kanaatkar bir hayatı vardı. İmam Şamil, muhtelif zamanlarda beş defa evlenmiş ve bu izdivaçların bazıları dini ve siyasi sebeplerle olmuştu. Şamilin Fatimat, Cevheret, Zahidet, Emine ve Şovanat ismindeki zevcelerinden Ahmed Cemaleddin, Muhammed Gazi, Muhammed Said, Muhammed Şefi, Cemaleddin ve Muhammed Kamil isimli altı oğlu ile Fatimat, Nafisat, Necabat, Bahu-Mesedu ve Safiyat isimli beş kızı oldu. Şamil, İmam yani devlet başkanı seçildikten sonra ilk iş olarak iç işlerini ele aldı. Ruslara karşı daha etkili savaşmak için lüzumlu idari ve askeri teşkilatları yeni esaslara göre tanzim etti. Bir taraftan askeri tedbirler alıp düşmana karşı savunma savaşları verirken, diğer taraftan da muntazam adli ve idari sivil bir devlet mekanizması geliştirmiş, medreselerde eğitime önem verdirmiş, fikir ve sanat alanında da büyük adımlar atılmasını sağlamıştır. Döneminde tophaneler, baruthaneler, silahhaneler yapılmış, muntazam birlikler halinde askeri teşkilat kurulmuştur. Güçlü hitabeti, kararlı tutumu ve askeri dehasıyla büyük başarılar kazanmış, ünü kısa zamanda yayılarak, otoritesi Dağıstan civarında yaşayan geniş topluluklar tarafından kabul edilmiştir. İmam Şamil, idare sistemini yeniden düzenlerken, ülkeyi naiplik ve vilayetlere ayırarak bunların başına hem askeri hem de sivil yetkilerle donatılmış naipleri getirdi. Üç veya dört naiplik bir vilayet idi. Vilayetlerin başındaki naibin rütbesi daha yüksekti. Ayrıca, her biri birer savaş kahramanı olan bu yüksek rütbeli naiplerden Ahverdil Muhammed, Kabet Muhammed, Şuayıb Molla, Taşof Hacı, Danyal Sultan, Nur Muhammed, Hitinav Musa, Sadullah, Duba Hacı, Hacı Murat ve Şamilin büyük oğlu Muhammed Gazi, gazavatın adı anılması gereken başlıca kahramanları oldular. Şamil imam seçildiği 1834 yılından 1859 yılına kadar Rusyanın büyüklüğü ve kudretine rağmen yılmadan mücadeleyi sürdürdü. Kendinden önceki iki imamın döneminde de fiilen 10 yıl savaşlara iştirak ettiğinden durup dinlenmeden cihad ettiği süre tam 35 yılı bulmuştur. Bu süre zarfında Rus kuvvetlerine büyük zayiatlar vermiş ancak kısıtlı sayıdaki asker sayısı da günden güne erimiştir. 1839da Ahulgo Tepesinde 3.000 mürid ile General Grabbe komutasındaki 10.000i aşkın üstün donanımlı Rus ordusunun kuşatmasına 80 gün süreyle direnişi harp tarihine geçmiştir. Şamil bu savaşta eşi Cevhereti, oğlu Saidi ve kızkardeşi Mesedoyu kaybetmiş, 8 yaşındaki oğlu Cemaleddini Ruslara rehin vermek zorunda kalmıştır. Bu dehşet verici savaşlarda sadece insan kaybı olmadı. Ruslar, ancak aylar süren savaşlar sonunda işgal edebildikleri bölgelerde, ağaçları, ormanları yakıp, bir tek canlı yaratık bırakmadan ilerlerdiler. Savaşlara iştirak eden Rus komutanlarından Milyutin, 80 gün devam eden Ahulgo savaşı hakkında hatıratında şu satırlara yer verir; "Artık muharebenin sevk ve idaresi kumandanların elinden büsbütün çıkmıştı. Hiddetlerinden köpürmüş, adeta çıldırmış bir hale gelen dağlılar, ulu orta askerlerimizin üzerine saldırıyor, süngü ucunda can verinceye kadar dövüşüyorlardı. Kadınlar bile kendilerini kudurmuş gibi müdafaa ettiler ve silahsız oldukları halde sıra sıra süngülerimizin üzerine atıldılar. Lakin muvaffakiyet için her türlü fedakarlığı göze almış olan Rus kumandanlığı inatla taarruzlara devam etti. Teslim olmayı katiyyen reddeden dağlılar, hiçbir ümitleri kalmadığı halde kahramanca dövüştüler. Kadınlar, çocuklar ellerindeki kamalarla Ruslara hücum ediyor, süngülerin önünde göz kırpmadan can veriyorlardı. Bazıları ise kendilerini ve çocuklarını korkunç uçurumlara atıyorlardı. Yaralılar bile inanılmaz şekilde dövüşüyordu." Dost ülkelerden hiçbir yardım göremeyen İmam Şamil’in, nihayet elindeki bütün kuvvet kaynakları tükenir ve 1859un 6 Eylülünde Gunipte Prens Baryatinsky komutasındaki 70.000 kişilik Rus ordusuna, yanında birkaç yüz kişi kalıncaya kadar direndikten sonra teslim olur. İmam Şamil, aile efradı ve 40 kadar adamı Petersburga Çarın sarayına götürülür. Rus Çarı II.Aleksandr tarafından sarayın kapısında hayrete düşülecek derecede nazik karşılanır. Çar, babası 1.Nikolaya ve ihtişamlı ordularına tam otuzbeş yıl Kafkasyayı zindan eden, zamanının bu en büyük kahramanını karşısında görür görmez, yüzünden ve sakalından hayranlıkla öpmekten kendini alıkoyamaz. İmam Şamil bir ay kadar sarayda misafir edildikten sonra, saygın tutsak olarak esaret yıllarını geçireceği Kalugaya gönderilir. Ancak Şamil ve ai Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LonelyWolf Mesaj tarihi: Kasım 19, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 19, 2005 Kafkasya'da güneşe bakıp da Şamil'i hatırlamamak mümkün değildir. O Kafkasya'nın kara günlerini aydınlatan güneştir." sözleri bugünkü Kafkasya için de geçerlidir. Bugün Kafkasya ve Dağıstan!da ülkeyi işgal eden güçlere karşı yürütülen mücadelenin yollarını da yine "Şamil Güneşi" aydınlatmaktadır. Artık destanlaşmış olan hayatı, savaşları, sözleri ve hayata geçirdiği ilkeleri ile Şeyh Şamil bugün Kafkasya ve Dağıstan'da dipdiri olarak yaşamaktadır. Allah yoluna adanmış ve bu adanmışlık defalarca ölümle sınanmış bir mücahidin nasıl ölümsüz hale geleceğini anlamak isteyenler şanil'in hayatını okumalıdırlar. Şeyh Şamil'in bugünkü ve yarınki Kafkasyalılara yol gösteren şu birkaç sözü bile böyle bir niyeti olanlara bir fikir verecektir: "Allah güçlülerin başaramadığını bir zayıfa başartmaya kadirdir" "İnsanların en soylusu Allah'tan en çok sakınandır" "Allah'ın verdiği nimetlerle günah ve kötülük yolunda güç kazanmak ne kötüdür" "Allah ile açık olsun-gizli olsun ilişkiniz edeb üzre olmalıdır." "Allah' giden yollar gökteki yıldızlardan daha çoktur ve ben o yollardan birisine talibim" "Bir mürşide bağlanırken ondan keramet beklemeyin; şeriata bağlı olduğunu ve hak yolda yürüdüğünü görmeniz yeterlidir." "Arkadaşını affet; affettiğini hatırlama ve hatırlatma!.." "Torunlarınıza bırakacağınız en büyük miras tevhid için savaşmak ve Allah kelamını yayma yolunda can vermeyi öğretmek olacaktır. Torunlarımız cihad günlerinde kuyruk değil baş olmalıdır." "Ölümümüz bizi Allah'a kavuşturacağı için kutludur. Dünyaya geldik, Hakk'ın eserlerini gördük, gönülden vurulduk; emirlerindeki hikmete inandık. Hakk'a kavuşmamız olan ölümü de gönülden özlemeliyiz. Müslüman için bir vuslat ve mutluluk anı olan ölüm ancak kafirler için gerçek bir azaptır." "Şehid ruhları yeşil kuş kanatları üzerinde Allah'a ulaşır. Allah yolunda kan dökünüz, yurdumuz için ölünüz ve şehid olmaya koşunuz !.."[signature][hline]Bu memleket tarihinde Türk'tü, o halde Türk'tür ve ilelebet Türk olarak kalacaktır... M. Kemal ATATÜRK Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LonelyWolf Mesaj tarihi: Kasım 19, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 19, 2005 çok sevgili büyüğümü buradan bir kez daha yad etmek beni onurlandırdı...[signature][hline]Bu memleket tarihinde Türk'tü, o halde Türk'tür ve ilelebet Türk olarak kalacaktır... M. Kemal ATATÜRK [Bu mesaj LonelyWolf tarafından 19 Kasım 2005 14:12 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LordOfBlood Mesaj tarihi: Kasım 19, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 19, 2005 Zaten Almanların I.Dünya Savaşında Rusları perişan etmelerini sağlayan çember içine alma, aradan sızma, ve benzeri birçok taktiği Şehy Şamilden aldıkları söylenmiştir.[signature][hline]Filozof pati, Devrik Diktatör Psikiyatrist pati, İşte ben buyum... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
amon Mesaj tarihi: Kasım 23, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 23, 2005 anne tarafı kafkas olunca severler am benim pek bi alkam yoktur[signature][hline]AliceRoxx, 28 Eylül 2005 22:03 tarihinde demiş ki: uyarıcı kesim de az post kasmıo..... elvyn, 09 Ağustos 2005 23:37 tarihinde demiş ki: demeyin öyle gotum kalkıyo sonra Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar