Villians Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 Hafta sonu için yapmam gereken kesinlikle hasta yatağımda uzanmak değildi. Daha çok İstanbul'a gitmeden önce vizelerime biraz daha çalışıp, gittiğimde daha rahat olabilme düşüncesiydi. Ama görüldüğü üzere kendime işlerin istemediğimiz şekilde yürüyemediğini bir kez daha kanıtlamış oldum. Muğla da iseniz merkeze inip kapalı mekanlara gidip oturacaksınız ya film kiralayacaksınız ya da benim gibi ders çalışmayı(mamayı) tercih edeceksiniz. Emin olun kalın bir şeyler giymiştim üzerime. Sadece sıcak ve soğuğun değişken karakterler olmasından kaynaklanan sorunu pek önemsememişim. Biri çıkıp ta “hastalığından “ şikayet edemezsin dese haklıdır. Görünen o ki biraz kaşınmışlığım var Muğla da ki hava olayı zaten almış başını gidiyor. Allah dışında kim dengeleyemez. Yani sabah uyandığımda “hava açık ve güneşli, ama akşam okula gideceğimden en iyisi ben üstüme kalın bir şeyler giyineyim. “ demem 2 saniyemi bile almıyor. Hoş kaloriferleri doğru düzgün yakamayan ve sürekli sizden para almaya çalışan bir yurtta kalıyorsanız fark etmiyor üşümeniz. Kendi çapım ile kalıyorum odam beni buz gibi bir merhaba ile karşılamaya devam ederken “ tüh ya yinemi üşüyerek uyuyacağız “ repliğini söylüyorum.. Eh napalım hayat mücadeleden ibarettir deyip hemen çözüm yolu bulmaya girişelim. Kat kat giyinmekten başka seçeneğim yok ( üst katta ki arkadaşımın yanında idare etmek 2 günden fazlaya çıkamıyor). Geçici çözümlere mahal vermeyelim.! Her sene sınıfımda çıkıntılık yapmak ( onların tabiri ile ) bende huy halini alacak sanırım. ( kalan 2.5 senemi düşününce sınıfımada acımadan edemiyorum ). İnsanlar kendilerinden başkalarını düşünmüyorlar tanımı benim için geçersiz. Otur oturduğun yerde, milletin zaten okumaya meyili yok ben ne diye çırpınıyorum ki! Bir an önce kurtulmak var şu üniversiteden, şehir de laner zaten ! İyi de bu bende bu kısmını düşünebiliyorum ama sürekli kaytarmanın ne faydası var, çalış ve bitir. Garip insanlar bana daha da boş ve sıkıcı zaman bırakıyorlar. Muğlaya bir daha erken gelme hatasına düşmek istemiyorum. Derslerde hala bir ilerleme kaydedemedik. Vizelere ise az bir süre kaldı, çıkacak soruları merakla beklemekteyim Annemle babamın seslerini duyuyorum arada. Anne haftaya orada olacağım için çok sevinçli nede olsa biricik kızı geliyor. Babam ise fark etmez söylemlerinde. Yani en son konuşmamızdan bu yan “ değişken aile yapımda düşünceler de değişebiliyor “ Sakın benim gibi bir kız evlat olmayın . Yok biraz kısaltayım benim gibi bir kız olmaktan kaçının. Bu satıları yazmak beni bütünletiren şeyler beni ben yapan şeyler. Okuyabilir yada okunmayabilir. Ben yazayım da.! Bazen çok düşünmek tehlikeli olanbiliyor. Yakında paranoyak olma korkusu ile yaşıyorum. Kafamda türlü senaryolar yazmak hiç te sağlıklı değil.! Okuduğunuz bu yazı gerçek hayata dairdir. BANG![signature][hline][b][u][i]Dark Elf-As I Walk Through The Valley Of Death.... I Am Searching My Light.... In My Darkness.... [Bu mesaj Villians tarafından 31 Ekim 2005 13:37 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 paranoyakların ilk sorusu: "paranoyak mıyım acaba?" mutsuzların ilk sorusu:"acaba bir gün mutlu olabilecek miyim?" yalnızlığın sana soracağı ilk soru: "etrafında kimse olmadığı zaman, sen kimsin?" ama korkma, yaşadığın sürece mutlu olma ihtimalin var.[signature][hline]Lopeth, 25 Ekim 2005 18:14 tarihinde demiş ki: i see kız people Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar