forgiver Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 said: Gülelim mi, ağlayalım mı? Geçenlerde elime bir belge geçti. Çocuğunun okulundan gönderilmiş olan kağıdı bana veren arkadaşım, ne yapacağını şaşırdığını, ağlaması mı, gülmesi gerektiğine karar veremediğini söyleyince, ister istemez meraklandım. 300/737 sayılı ve "29 Ekim kutlamaları" konulu ve 11 Ekim 2005 tarihli bir belgenin girişi şöyle: - "Değerli Velilerimiz, Sevgili Öğrenciler Misyonunda ulusal ve evrensel değerleri özümsemiş çağdaş gençler yetiştirmek olan "…" İlköğretim Okulu'nda düzenlenecek olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Atatürk'ü ve Cumhuriyetimizin 82. yıldönümü anma-kutlama etkinlikleri, sizlerin katılımıyla daha da anlam kazanacaktır:" Belgenin sonunda da ilköğretim öğrencilerine (belki biraz da velilerine) -yol göstermek bakımından- birtakım konu başlıkları öneriliyor. Bakınız neler öneriliyor: - "Önerilen Başlıklar 1. Mustafa Kemal Balkanlarda yetişmeseydi, yine de Kurtuluş Savaşı'nın doğal lideri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olabilir miydi? Neden? 2. Mustafa Kemal günümüzde yaşayan, ilköğretimde bir öğrenci olsaydı, en çok nelere ilgi duyardı? 3. Mustafa Kemal Atatürk, günümüzde yaşayan ve ilköğretim çağında çocukları olan bir baba olsaydı, öncelikleri neler olurdu? 4. Mustafa Kemal Atatürk'ün öğretmeniniz olmasını ister miydiniz? Neden? 5. Neden Cumhuriyet? 6. Cumhuriyet tarihi hakkında neler biliyoruz? 7. Avrupa, Avrupa Birliği ve Atatürk 8. Mustafa Kemal'in sınıf arkadaşınız olması, sınıfınızda, okulunuzda nasıl bir atmosfer yaratırdı? 9. Mustafa Kemal'in sınıf arkadaşınız olması, kişiliğinizde nasıl bir etki bırakırdı? 10. Mustafa Kemal'in yaşadığını düşleyerek kendisiyle bir röportaj yapınız. 11. Bir barış kahramanı olarak Atatürk'ü betimleyiniz. 12. Dünya liderlerini tanıtacak bir zaman kapsülü hazırlanarak uzaya gönderilecek. Atatürk'ü gelecek nesillere tanıtmak için kapsüle konulmasını önereceğiniz on şey ne olurdu? Neden? 13. Onun için "Ancak yüzyılda bir, dünyaya böyle bir lider gelebilir" demişlerdi. Mustafa Kemal Atatürk'ün, günümüz liderleriyle karşılaştırıldığında, sorunları ele alış tarzındaki farklılıklar nelerdir?" Bu ne bir şaka, ne de bu metin uydurma. Bilâkis bunlar çocuklara Atatürk sevgisini aşılamak amacıyla önerilen yazı başlıkları... Bu soruları hazırlayan öğretmenlerin bu soruların hiç değilse bir kısmına kendilerinin ne cevap verebileceklerini merak ediyorum. Meselâ şu soruya nasıl bir cevap verilmesi isteniyor, tam olarak anlayamadım: - "Mustafa Kemal Balkanlarda yetişmeseydi, yine de Kurtuluş Savaşı'nın doğal lideri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olabilir miydi?" İşgüzarın biri çocuklarla mı, velileriyle mi alay ediyor, yoksa kendince bir şeyler mi îma etmeye çalışıyor, tahmin etmek güç. "Doğal lider", "doğuştan lider" demek olduğuna göre, nerede yetiştiği niçin önemli olsun? Yok eğer nerede yetiştiği bu kadar önemliyse, kişinin liderliği nasıl ve neden 'doğal' olsun? - "Mustafa Kemal günümüzde yaşayan, ilköğretimde bir öğrenci olsaydı, en çok nelere ilgi duyardı?" Şayet bir öğrenci "Askerliğe ilgi duyardı" dese, bu cevabın ne kıymeti olur? Çünkü kendisi zaten bir askerdi. "İktisadî konulara veya edebiyata ve şiire ilgi duyardı" denilse, bu tahminin 'bugün' ile irtibatı nasıl kurulabilir? Acaba günümüzde sibernetik geliştiği için bilgisayara ilgi duyabileceği filan mı söylenilmek isteniyor? Fazla söze ne hacet, bu açıkça bir skandal! Öyle ki samimi bir Atatürkçünün bile rahatsız olacağı derecede laubalilikle sıvanmış bir skandal... - "Mustafa Kemal Atatürk, günümüzde yaşayan ve ilköğretim çağında çocukları olan bir baba olsaydı, öncelikleri neler olurdu?" Bir zamanlar Gırgır dergisinde "Seçme Saçmalar" diye bir köşe vardı; orada latife kabilinden saçma sorular sorulur ve cevapları da tabiatıyla saçma olurdu. Analizi ileri düzeylere doğru ilerletmem halinde şaşkınlığım kasten yanlış yorumlanabilir. Bu bakımdan daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Ancak yetkilillerin ve bilhassa eğitimcilerin bu tür işgüzarlıkların yarardan çok zarar getireceği üzerinde düşünmeleri ve istismarın dahi bir sınırının olabileceğini meslektaşlarına ihtar etmeleri gerekmez mi? mesela said: 8. Mustafa Kemal'in sınıf arkadaşınız olması, sınıfınızda, okulunuzda nasıl bir atmosfer yaratırdı? mat derslerinde sınıf ortalmasını yükseltirdi, dersin hocasıyla ismi aynı olsaydı; yeni bir isim daha alırdı, hepmiz ondan kopya çekerdik biz gine kompozisyon yazdırmaya devam edelim en iyisi.[signature][hline]be the vanquisher, to forgive Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Prawler Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 ya havle.[signature][hline]Everytime I see you falling I get down on my knees and pray. I'm waiting for the final moment you say the words that I can't say... SAKLI SOKAK | Yiyorsa tıkla! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SoulCube Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 :-)[signature][hline]Night Elf - Druid lvl xxx (gelen tepkiler üzerine lvl ım saklı heheheh ( Kulak ) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 abi guzel aslında ya.[signature][hline]By blood and honor we serve Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ovchinnikov Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 31, 2005 bununla kim ugrasmıs yav[signature][hline][b]Bardağı Ta$ıran İlk Damla[b] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar