Smooth Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 radyoda dinlemistim Yer kabugunun sekline gore deprem dalgaları suyyun kanallarda ilerlemesi gibi ilerleyip cok uzak mesafelerde yuksek siddette hissedilebiliyormus Ege bolgesi nin yapısı da buna uygunmus İzmir de deprem 5.9 heryerde bu sekilde soyleniyor Kesin olan sey bu depremin izmirin yanında bursa, istanbul, eskişehir, kutahya da hissedildiği Bizzat hissedenlerle konustum yani Ben duramadım dısarda Cok soguk ve babamın salık problemleri var Nobet tutuyorum sabaha kadar :([signature][hline]...::Çekip Gidicem Buralardan::... tık...æ...tık [TcT]DJA
Redogski Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 :(acil şifalar babana[signature][hline]Nasıl geldik birgün,öyle gideceğiz. Beşiktaşlı doğduk,Beşiktaşlı öleceğiz. ReDDoG a.k.a Redogski
Smooth Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Saol[signature][hline]...::Çekip Gidicem Buralardan::... tık...æ...tık [TcT]DJA
BlackRose Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 uzak da olsa deniz kenarındaki bölgelerde depremin hissedilmesi, ya da olması gerektiğinden daha fazla hissedilmesi şu mantığa göre işliyor; hemen hemen hepimiz ışığın suda kırılmasını hatırlarız lisedeki fizik derslerinden, ışık yoğunluğu farklı ortamlara arasında geçiş yaparken bir kırılmaya, bir de yansımaya uğrar deprem dalgası da basit bir ışık dalgası gibidir, karadan iletilen dalga suya geçtiğinde ilermeye devam ederken bir de yansıyan dalganın geri dönüşü olur (sudan karaya geçerken de aynısı olur), giden dalga ile dönen dalga birbirini sönümleyebilir de, üst üste örtüşerek dalga boyunu arttırabilir de, bu şekilde yükseltgenmiş deprem dalgası kendini daha fazla hissettirir depremin merkezindeki sarsıntıdan fazla olmasa da hissedilme miktarı olması gerektiğinden fazla olur böylece Erzincan 91 depreminde biz Ordu'da bu şekilde hissetmiştik depremi, iki şehrin arasında kalan diğer yerleşimlerde bizden daha az sarsıntı yapmıştı deprem dalgası İstanbul'daki durum bu olabilir, ya da başka bir deprem de olabilir, sadece aklıma gelmişken yazdım[signature][hline].:. He who fights with monsters should look to himself does not become a monster...When you gaze long into the abyss, the abyss also gazes into you .:. - Friedrich Nietzsche
Gothic Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 izmirde 5.9 oldu sizide etkilemiş[signature][hline]Famy+Polly+Miss Sizleri Meleklerim İlan Ediyorum Paticik Kızlar Klübü
paspatur Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 İzmirde 5.0 dan büyük tüm depremler İstanbul Bahçeşehir ve civarında hissedildi. Bana da inanılmaz geliyo ama gerçekten hissettik....[signature][hline]her kiminki devesi vardır o zengindir.Ama her kimki Ferrariye biner o şanslıdır arap atasözü oldu mu?
LordOfBlood Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Biz gazetedeköşe yazısıdır... Malûm, Pakistan ve Hindistan'ı sarsan 7.6 şiddetindeki deprem, "3 Ekim'deki kısmî güneş tutulması"ndan, sadece "5 gün sonra" meydana geldi!.. Şimdi, "tartışılan" şu: "Güneş tutulmaları ile depremler arasında bir bağlantı var mı?" Rus bilim adamları "var" diyor... Türk bilim adamları ise, "ikiye bölünmüş" durumda... Astronom Tamer Ataç gibi kimileri "olabilir" diyor, kimi de, "hurafe, saçma, bilim dışı ve uydurma" deyip, çıkıyor işin içinden!.. Böyle diyenlerden biri de, Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara... Yanılmıyorsam, 29 Eylül Perşembe akşamıydı... Star'daki "Objektif" programında, Kadir Çelik'in sorusu üzerine şöyle demişti: "Güneş tutulmaları ile depremler arasında bir bağ kurmak, saçmalıktır!.. Gökyüzündeki bir olay, yeryüzünü etkilemez!.. Aksini iddia edenler, bilimsel olayları kavrayamamış cahil insanlardır!.. Halkımız, bilimsel hiçbir izahı olmayan bu tür saçmalıklara prim vermemelidir!" O an, Kadir Çelik'ten şöyle bir soru sormasını bekledim; "Sayın hocam, böyle diyorsunuz ama, Ay'ın dolunay dönemlerinde meydana gelen med-cezir olaylarını nasıl izah edeceğiz?.. Yüzbinlerce ton su, adeta bir hortumla emilircesine çekiliyor ve biraz önce deniz olan bir alan, bir anda çöle dönüyor!.. Gökyüzündeki bir oluşum, yeryüzünü etkilemiyorsa, bu nasıl oluyor?" Hayır... Bekledim ama, Kadir Çelik, böyle bir soru sormadı!.. "17 Ağustos 1999 depremi"nde Kandilli Rasathanesi Müdürü olduğu ve zaman zaman yaptığı "yeni deprem olacak" açıklamalarıyla halkı paniğe sevkettiği halde, yine de "Deprem Dede" olarak anılan Ahmet Mete Işıkara'ya; böyle bir soru yöneltilmiş olsaydı, acaba ne cevap verirdi?.. Ne cevap verirdi bilmiyorum, ama ben, "med-cezir"i gözlerimle gördüm!.. İspanya ile sınır olan Fransız şehri St. Jean de luz'deki bir nehrin suları tamamen çekilmiş ve gemiler karaya oturmuş vaziyette, "suların yeniden yükselmesini" bekliyordu!.. Peki, "Ay'daki bir değişim" yeryüzünü bu kadar etkileyebiliyorsa, "Güneş"teki bir değişim, niye etkilemesin?!? Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, üzerindeki "bilim adamı" kisvesiyle konuşup, inat ve ısrarla iddiasını sürdürüyor: "Gökyüzü, yeryüzünü asla etkilemez!" TUTULMANIN EN NET İZLENDİĞİ BÖLGE İşin ilginç tarafı şu; "bilim adamı"mız Ahmet Mete Işıkara Bey'in bu sözleri sarfetmesinden 6 gün sonra, "Kısmî güneş tutulması" gerçekleşti!.. Yine ilginçtir ki; bu "tutulma"nın "en net" gözlendiği ülkeler, Güney Asya coğrafyasındaki Pakistan ve Hindistan civarlarıydı!.. Tıpkı, "11 Ağustos 1999'daki güneş tutulması"nın "en net" izlendiği ülkenin de "Türkiye" olması gibi!.. Ne oldu sonuçta?.. 11 Ağustos 1999'da gerçekleşen güneş tutulmasının "en net izlendiği" ve hatta "Bu harika doğa olayını izlemek için Türkiye'ye gelin!" kampanyalarının açılıp, "yaklaşan yıkım"ın, adeta "şölen" havasında kutlandığı bu ülkede, 6 gün önceki "şen-şakrak kutlamalar"ın yerini; 6 gün sonra, yani 17 Ağustos'ta "feryatlar" aldı!.. Aynı olay, Pakistan ve Hindistan'da da yaşandı!.. "3 Ekim'deki güneş tutulmasının en net izlendiği" coğrafya, yine 5 gün sonra "deprem"le sarsıldı!.. Hem de "onbinlerce ölüm"e yol açan bir depremle!.. Bir farkla ki; 3 Ekim'de yaşanan "güneş tutulması"ndan önce, bunun bir "felâket habercisi" olduğunu düşünen Hint halkı, "tapınak"lara koşup, dualar etmiş!.. Düşünebiliyor musunuz; Hindistan'ın "cahil"(!) halkı, güneş tutulmasının ardından "kötülük ve felâket" geleceğini biliyor da; bizdeki "bilim adamı" kisveli Prof'lar; hâlâ "hurafe ve saçma" iddiasında!.. Daha "depremin kaynağı"nı bilmeyenler, "deprem uzmanı" olarak dolaşıyor ortalıkta!.. Evet, "depremin kaynağı"nı bilmiyorlar, ama "depremin kaymağı"nı yemeyi maşallah çok çok iyi biliyorlar!.. GÜNEŞ TUTULMASI-DEPREM İLİŞKİSİ Hani, "ihtimaldir, olabilir" deseler, yine de dert etmeyeceğim!.. Ama, o kadar "kesin" konuşuyorlar ve "farklı" düşünen insanları "cehalet" ve "hurafecilik"le öyle acımasız suçluyorlar ki, çıldırmak işten değil!.. Oysa, "bilimsel veriler" ortada!.. 1973-2002 arasındaki "son 29 yılda meydana gelen güneş tutulmaları" incelenmiş ve görülmüş ki, "66 güneş tutulması"nın ardından "30 büyük deprem" olmuş!.. Oran, yüzde 45... Durun, dahası da var: "Deprem" konusunda imza attığı önemli çalışmalarla tanınan Hawaii Jeofizik Enstitüsü uzmanı Dr. Gerard Freyer diyor ki; "Güneş tutulması, fayları harekete geçirerek, deprem oluşumunu tetikliyor!" Peki, nasıl oluyor bu?.. Freyer'a göre; güneş tutulmalarında, atmosferde elektromanyetik enerji dalgalanmaları meydana geliyor... Enerji birikimine Ay'ın çekim gücü dolayısıyla, tektonik tabakalar ve fay hatları üzerinde oluşan gerilim eklendiğinde, deprem tetikleniyor!.. Al sana izah!.. Görüyorsunuz, adam bir araştırma yapmış ve en azından "neyin, nasıl oluştuğunu" ortaya koymaya çalışmış!.. Peki, "fay" hatlarını kendilerine "pay hattı" olarak devşiren bizdeki "ekran uzmanları"na ne demeli?!? Eğer bunlar "bilimsel" konuşuyorlarsa, acaba Dr. Gerard Freyer nece konuşuyor?.. Yoksa o da mı hurafeci?!? 29 MART 2006'YA DİKKAT! K
nileppezdel Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2005 Hiç bişi hissetmedim ve duymadım[signature][hline]"Bir şeyler ters gitti..." In Rock We Trust K.A.L Forever! Renksiz Pati, Tarafsız Pati Her Şey Paticik İçin...
Öne çıkan mesajlar