demirbilek2 Mesaj tarihi: Eylül 23, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2005 Buradan alIntI Orhan Pamuk ile hallerimiz Yıllarca sadece okulda herkes okuduğu için Pamuk okumadım, ziraherkesin okuduğu yazarlara şüpheyle bakarım. O zamanlar çok sevdiğim bir köşe yazarının ;Anneler kızlarının çeyizlerinin arasına bir de Orhan Pamuk kitabı koyuyorlar, kız çabuk koca bulsun diye tarzı yazıları beni yazardan soğutmuştu. O zamanlar gerçekten de, yazları plajlarda entellektüel görünmek isteyen, evlilik çağındaki her genç kızın elinde bir Orhan Pamuk romanı vardı. Yıllar sonra bu romanları kütüphaneden ödünç alarak okudum. Ne yalan söyleyeyim yazara haksızlık ettiğimi düşündüm. Yeni hayat, Sessiz ev,Cevdet Bey ve Oğulları; Benim adım Kırmızı; gerçekten iyi kitaplar. Konu, örgü, tarz, herşey yerli yerindeydi akıcıydılar. Bir anda hepsini su gibi okuyup devamını beklemeye başladım. Derken Kar piyasaya çıktı. İlk defa bir Orhan Pamuk romanına para vererek sahip oldum. Diğerlerinden bambaşka bir roman olmasını bir hayli yadırgamama rağmen bu romanı olduğu gibi kabullendim. Orhan Pamuk değişiyor, gittikçe politikleşiyordu. Hollandada edebiyatçılardan politik fikirler yürütmeleri beklenmez. Ya da birçok edebiyatçı işini yapar, politikaya bulaşmaz. Fakat Türkiyede edebiyatçılardan açık politik tavırlar almaları beklenir, hatta yattığı kadınları anlata anlata bitiremeyen maço, sığ, kopyacı romancılar bile yeri geldiğinde politik söylemlerden kaçınmaz. Bunu adeta vatan borcu bilirler. Bu beni hep şaşırtmıştır. Herneyse Son kitabı İstanbul ile Orhan Pamuk otobiyografisini yazdı. Bu sadece yaşlı yazarlara yakışır: Herşey yazılır biter, en son güzel bir de biyografi patlatılır. Oysa Orhan Pamuk edebiyat dünyasının yaş ortalamasıyla karşılaştırıldığında genç sayılır. Genç bir yazarın biyografisini yazması beni çok şaşırttı. İçimden bir ses Pamukun yazabileceklerini yazdığını, bir noktaya gelip tıkandığını söylüyor. Üretebileceği herşeyi üretmiş, bundan sonra yapabileceği tek şey kitaplarının diğer dillere çevrilmesini sağlayarak uluslararası ün ve gelir elde edebilmek. Bunu yapabilmesinin de en kolay yolu sansasyon yaratmak. Ülkesinde yasaklı yazar olması onun birçok ülkede ilgi görmesine yol açacak. Bir sene önce kitapçılarda eşe dosta doğum günlerine hediye edecek Hollanda diline çevrilmiş bir Türk edebiyatı ürününü zor bulurken bugün Orhan Pamuk çevirileri kitapçı vitrinlerini süslüyor. Orhan Pamuk'un söylediklerinden dolayı ceza alması sadece ve en çok kendi işine yarayacak. Kitapları daha çok dile çevrilecek, daha çok satılacak. Bir yazar için unutulmak, yaşarken tarih olmak birkaç sene hapis yatmaktan çok daha acı birşey olmalı. Fakat yazarımız unutmamalı ki bütün bunlardan daha kötüsü yazarın söyledikleriyle okur kitlesini inciltmesidir. Fransız arkadaşlarımla saatlerce konuşup esasında ne kadar merhametli, toleranslı bir kültür olduğumuzu anlattıktan sonra Orhan Pamuk'tan bahsetmeleri 'O öyle demiyor ama' demeleri, üzerine üstlük adamın ünlü bir yazar olması işimi kolaylaştırmıyor. İnsanları atalarımızın hüküm sürdükleri coğrafya içinde halkların eşitliği için nasıl çaba gösterdiklerini, vakti zamanında İspanya'dan sürülen Yahudilere kapılarımızı açıp, Yunan komşularımızla son yıllarda kurduğumuz güzel ilişkilere, hatta başbakanımızın Ermeni olaylarının araştırılması için arşivleri açma isteğine, fakat kimsenin tenezzül etmeden önyargılarıyla söylemlerde bulunmasına kadar geniş bir yelpazede iletmeye çalıştıklarım ne yazık ki karşı tarafa Avrupalıların Orhan Pamukçuluğu sonucu ulaşmıyor, ulaşamıyor. Tabii biz ünlü yazar olmadığımızdan söylediklerimiz havada kalıyor. Orhan Pamuk'un söyledikleri ne uluslararası arenada oluşturmaya çalıştığımız olumlu imaja katkıda bulunacak ne de komşularımızla geçmişi bırakıp daha iyi bir gelecek için yapıcı tavır alınabilmesi için herhangi bir katkıda bulunacak. Orhan Pamuk söylediklerinden dolayı ceza alırsa bu bir tek kendi işine yarayacak. Ayca van Ingen Schenau - 17 Eylül 2005, Cumartesi [Bu mesaj demirbilek2 tarafından 23 Eylül 2005 09:57 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Eylül 23, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2005 güzel, objektif ve mantıklı bir yazı, gerçekten de bazı kitapları oldukça iyi yazılmıştır, safsata değildir, akıcıdır, titizlikle yazılmıştır, hakkını yememek lazım. kimileri "çat" diye vatan haini damgasını yapıştırıp kitaplarının iğrençlikten öteye gitmediğini savunmuş, hatta kitapları toplatıp yaktırmaya kadar ileri gidecek derecede sapıtmışlardır. o lafları etmesinde nasıl bir amaç gizlidir bilemiyorum, adamı tanımam etmem. kitaplardan okuduğum kadarıyla araştırmaya ve tarihe oldukça meraklı biri. ayrıca ermenilerle ilgili lafları etmeden önce de kitapları yabancı dillere çevriliyordu ve yurtdışında da tanınıyodu diye biliyorum ben, hatta "benim adım kırmızı" fransa dahil bi çok ülkede en iyi yabancı roman ödülü kazanmıştı. yine de doğru değil tabi durup dururken böyle bir açıklama yapmasıi, başka türlü de ifade edebilirdi "direk katletmiş" demesi bizim imajımızı zedelemiştir.[signature][hline]Mnye etoh nadoh kahk zoobee v zadnetze. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar