metboy Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 peki bu toprak sahipleri de kendi görüşlerini oluşturup, örgütlenip, senin gibi düşünenleri öldürmeye başlasalar o zaman ne diyeceksin. nerde hukuk kanun nerde haklar mı diyecen. e o zaman sen adamları öldürürken nerde hukuk kanun insan hakkı? tamam yani 1 aile doyup 50 aile ölceğine 1 aile ölsün 50 aile doysun diyorsun, insancıl bir düşünce olabilir. ama ben sadece olaylara iki yönden de bakabil diye yazıyorum bunları yanlış anlama.[signature][hline];;suitfly Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
pekaziz Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Senin verdiğin örnekteki gibi durumlar da oluyor, mesela Rusya'daki 'Kanlı Pazar'. Zaten insanlar arasındaki temel çelişki de bu: ezen ve ezilen.[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış; Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Delidumrul Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 soruma bir cevap alabilirmiyim , `Kisinin malini elinden alma vemesse canini alma. Bunu mu savunuyorsun once bir acik olarak yazarmisin lutfen.`[signature][hline]Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur! :NSRq:üXrüt:irht:kök Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
pekaziz Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Başkalarını sömürerek elde edilmiş malın geri alınması gerektiğini söylüyorum sadece. Eylemin zor kullanmaya gelmesine kadar epey bir süreç geçiyor, ama iki taraf ta taviz vermediğinden son durumda güçlü olan kazanıyor. Ama bu kazanımlar asla sonsuz değil, mücadele daima sürüyor.[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış; Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 mantigi kavramakta zorluk cekiyorum ama hadi haylirlisi . fakirim diye yola gasp yapip milleti olduren adamda hakli o zaman . sorarsa ya parani ya canini diye hakli olur . sormazsa gaspci . bireye ait mulkiyetin olmadigi bir ekonomik model kuba disinda dunayda kalmadi . kubada da 5 dolara turislerin altina yatan genc kizlardan yolda yuruyemiyorsun ama kubada saglik sistemi cok gelismistir . hastaneye her gelene aspirin verebiliyorlar bedava . sovyetler dagildiginda ve ruslar akin akin turkiyeye geldiginde isgalin yogun oldugu illerimizden samsunda yasardim . 1 kilo muz verince ne yapacagini sasiriyordu adamlar . hayatlarinda gormemisler . hic kimsenin olumunden mesul olmadigini varsaysak bile en azindan boyle bir sistemin devamindan yana olan bir liderdir . haliyle buyuk adam olma ihtimali pek yktur benim gozumde .[signature][hline]Fiery angels fell . Deep thunder roared around their shores... Burning with the fires of Orc. [Bu mesaj huun tarafından 15 Eylül 2005 22:30 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Delidumrul Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Peki bu dusuncenin icinde bireylere ne aci ile bakiyorsun ? Yani ben bir birey olarak atiyorum bir bilim adamiyim. Kendi cabamla bir alet icat ettim ve bunu sattim.Yada kendi meslegimden ornek vereyim. Programciyim. Kendi cabamla bir program gelishtirdim yazdim ve sattim.Buradan gelen para ile de atiyorum bir ciflik aldim ve bu ciflikte yetisen urun ile 50 aile doyabiliyor. Sana gore benim elimdeki mal alinmali mi ?[signature][hline]Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur! :NSRq:üXrüt:irht:kök [Bu mesaj Delidumrul tarafından 15 Eylül 2005 22:33 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
pekaziz Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 İşte huun kavrayamadığın nokta bu! Sen sokakta hırsızlık yapan adam ile tarlada akşama kadar çalışan, ama karnının doymasına ancak yeten bir miktar kazanan kişiyi bir tutuyorsun. Birisinde hakkı olmayana sahip çıkan var, diğerinde hakkı olduğu halde emeğinin karşılığını alamayan. Bir de bu açıdan düşün ne dersin? Delidumrul aynı yukarıda yazdığım gibi farklı konularda konuşuyoruz. Ben tarlada akşama kadar çalışıyorum, ki bu çalışmamın karşılığında hayli hayli yetecek para kazanabilirim. Ama toprak sahibi bunun büyük bölümünü kendine alıyor, bana sadece karnımı doyurmam için gerekeni veriyor. Senin verdiğin örnekte emek hırsızlığı yok. [signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış; Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi... [Bu mesaj pekaziz tarafından 15 Eylül 2005 22:38 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 senin anlamak istemedigin nokta insanlarin mulkiyetindeki bir seyi insanlari doyuracam diye durduk yere ellerinden alamazsin . savas kitlik zamani gibi olaganustu hallerde olabilir ama bunun ustune sistem kurulmaz . mulkiyet hakki evrensel bir dogrudur , bunun inkari uzerine kurulan her sistem sunidir gidicidir . gittiler netekim ^^ hayatini tarlada herkesin yapabilecegi gibi beden kuvvetiyle kazanan birisiyle yillarini kitaplarla okullarla harcayip kelle yoran birisi arasinda fark olacaktir tabii ki . en basta arz-talep meselesidir bu . ha bunlari dedim diye hayatini kazanamayan olsun gitsin demiyoruz . her ulke refah seviyesiyle orantili fakirine fukarasina bakmali , dusuk gelir seviyesindekileri belli bir yasam standardina getirilmeli . bunun icin uygulanabilecek en kotu sistemde sanirim komunizm .[signature][hline]Fiery angels fell . Deep thunder roared around their shores... Burning with the fires of Orc. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Delidumrul Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 E tamam ishte. Bende o kotu toprak sahibiyim. Ama dedigim gibi o topragi almak icin harcadigim emekte yasal olmayan bir yontem yok. Kendi emegimle birseyler basarmishim karsiliginda kazancimla bir toprak parcasi almsihim ve onu kotu yonetiyorum. Bu durumda ne olacak?[signature][hline]Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur! :NSRq:üXrüt:irht:kök Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cafein Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 İnsanlığın şu anki gelişim seviyesinde özel mülkiyetin olmadığı bir sistem yürümez. Neden dersek... Bir kere delidumrulun da belirttiği gibi insanlar eşit değildir. Tarlada çalışan işçiyle, uçak mühendisini bir tutmak saçmalık olur. Beşeri sermaye olarak uçak mühendisi, tarla işçisine göre çok daha pahalıdır, çünkü yetiştirilmesi gerekir. Tamam bunları ayıralım. Fabrikadaki işçilere, "Çalışın hepinize ayda 50 zopik(hayali para birimi)" diyelim, sağlıkları devletten, sosyal gereksinimleri devletten, bir de ne olursa olsun 50 zopik alacaklar. Bu durumda sistemin tıkanacağı yer, insanların tembelliğe yatkınlığıdır. Ben bakarım, nasılsa ayda 50 zopik alıyorum, üretim kapasitem 3000se ben 30 tane üretirim. Sistem de burada tıkanır, çünkü bütün herkes kapasite altı çalışmaya başlarsa, ekonomi kendini döndüremez. Talep karşılanamaz, arz darboğazı olur, ülkede hiçbir şey bulunmaz, fiyatları da devlet zorlarsa karaborsa olur. Bakınız Rusya'nın hali. Bu durumda insanları çalışmaya motive edecek bir şey gerekli. Sen dersen "Çok çalışan çok kazanır, yatan işten atılır" adamlar kazanabilecekleri her ekstra zopik için çalışmaya başlarlar. Aynı işçi belki yine kişsel nedenlerden 3000 tane üretmez ama 2500 tane üretir hale gelir. Bu herif de bu zopikleri boşa kazanmadığından, ona harcayacak bir yer bulman gerekir. Burada da özel mülkiyet öne çıkar. Kapitalizm, ikinci örneğin en sistematik uygulanış şeklidir. Sermayeyi bulan açıkgöz, bunu çevirerek kendi cebini dolduracak hale getirir, bu sırada Marx'a göre yaptığı şey işçilere emeklerinin piyasa değeri altında ücret vererek kendine bir artık yaratır. Bu artıkları tekrar sermaye olarak kullanır, yeni işçiler, yeni fabrika, vs... Bu şekilde sermayedar açıkgöz giderek zenginleşir, cüzdanı şişer. Marx'a göre de bu sistem işçilerin olaya ayılması ve "Nooluyor laan" diyerek kapitalistlere dalmasıyla son bulacaktır. Son bulmuş mudur.... Şu ana kadar son bulduğu görülmemiştir. Esasen Marx'ın ideolojisinin hayata geçirildiği Rusya'da gelişmiş bir işçi sınıfı bile yoktur, halk o zaman genelde çiftçidir. Stalin amcam da böyle bir zamanda koltuğa oturup "komünizm" diye başladığı işi faşizan diktatörlüğe kadar götürmüş, kendi mutlak iradesini oturtmak için her şeyi yapmıştır. Almanlar ona saldırdığında ordusunun durumundan bile bellidir. Stalin, bir darbeden o kadar korkmuştur ki ordudaki bütün subayları öldürtmüştür, bir yüzbaşı bulmak bile büyük iştir. Cephenin önündeki askerlerde tüfek vardır ama mermi yoktur, daha geridekilerde ise mermi vardır ama kullanacak silah yoktur, aman ayaklanıp Stalin amca'ya bir şey yapmasınlar diyedir. Bunun sonucunda Almanlar bir haftada Rus sınırından 250 km içeri cepheyi götürebilmişlerdir. Sonuçları tartışılır ama ülke savunmasını bile kendi paranoyaklığına emanet eden bir adama bence "Ooo süper herifti" denemez.[signature][hline]Ofis hayatı süründürür! Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DiabloTyrael Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
rahatsiz Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 vazgectim ya. banane. [Bu mesaj rahatsiz tarafından 16 Eylül 2005 01:05 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 15, 2005 eheh cafein yonettı gene :) budur işte stalın denen adam[signature][hline]"If your enemy has a choleric temper, seek to anger him." Roy Mustang Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
neverhood Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 pekaziz: chavez'i sahiplendiğim yok, o pozisyondaki bir insanın ne kadar acınası bir konuşma yaptığını gösterdim, ve onu paste ederken bayağı bir eğlendim çok moda çünkü memleketin içinde kahrolsun faşizm diyip emperyalizme karşı diktayı, faşizmi desteklemek bir takım sol eğilimlerde :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
neverhood Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 bu arada pekaziz beyefendi sizinle marksist teori başlığına doğru kayalım istiyorsanız çünkü sosyalizmin tek ülkede gerçekleşebileceğini savunmak zaten değil ortodoks marksizmin, aklı başında çoğu neo-marksist söylemin de kabul etmediği bir şeydir teoriyi bırakın pratikte belli zaten sosyalizmin kapitalizmle devamlı ilişki halinde olduğu zaman ne tarz hilkat garibelerine döndüğü Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
neverhood Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Mülkiyet hakkı bence de evrensel bir doğrudur. Çünkü evrensel doğrular ya etiği ya da "insana has, değişmez" olanı kapsar. Bir annenin rahminden bebeğini çıkarttıktan sonra kucağına alıp sıkıca sarılıp "benim bebeğim" demesini ne kapitalist ekonomi politikle, ne merkantalist söylemle, ne 16. yüzyıl İngiliz general Cromwell liberal devrimiyle ne bokla ne püsürle çıklayabilirsiniz. Evet bebek bir "mülk" değildir, ama sahiplenme var olduğu sürece mülkiyet te var olacaktır. Şimdi mülkiyetin diğer kullanımına gelelim yani "meta" mülkiyetine (ki bence konsept olarak "mülkiyet" bir kavramdır neyin mülkiyeti olduğu onu tanımlamaz) Marx Ekonomi Politiğin Eleştirisi Cilt - 1 de mülkiyetin var olmadığı Güney Amerika toplumlarından bahseder, Hindu toplumlarından bahseder, sonra da ekler, bunların devamlılığı ta ki tüccar topluluklarla ilişkiye geçene kadardı. "İnsanlığın şu anki gelişim seviyesinde mülkiyetin olmadığı bir düzen olamaz" işte ortodoks Marksist teoride işler şu şekilde gerçekleşiyor : Prolaterya yani işçi sınıfı yönetim araçlarını ele geçirecek (devleti) (ayrıca bunu Marx'tan önce Blanqui teorize etmişti, bunu da ekleyeyim), neden? Çünkü sınıf çatışması kapitalist düzenin özünde burjuvazi ile prolaterya arasında çatışma var prolaterya yeter lan deyip yönetimi ele alacak sonra "prolaterya diktatörlüğü" olacak üretim araçları devlet elinde toplanacak, ve devletin başında işçi sınıfı olacak. Tabii ki bu devrim, yönetimi ele alma çiçeklerle değil kavgayla dövüşle olacak, kanlı olacak. Sonra hegel'in tez-antitez-sentez üçlemesinin antitez kısmında olduğunu farkeden sevimli insanlarımız diyecekler ki: hmm biz liberal-kapitalist düzeni gördük girişimin serbest olduğu (ve vs...) (tez) biz sosyalist-devletçi düzeni de gördük girişimin serbest olmadığı (ve vs..) (antitez) tabi burada sosyalist düzeni görürken sağında solunda kapitalist ülkelerin olmaması çok büyük önem taşıyor ki antitez i tam anlamıyla yaşayabilsin madem biz değneğin iki ucunu da gördük hop biz evrim geçirelim, ego denilen teorik psikolojik öge tarihin çöplüğüne gömülsün, ne devlet olsun ne yatırım araçlarını ve kaynakları elinde tutan bir odak ne de bir "iktidar" odağı, yegane iktidar bizim öz bilincimiz olsun eşit, üretken bir toplum da mutlu mesut aşayalım (sentez) Şimdi benim şahsi analizime gelelim: Orta sınıfın (beyaz yakalı) da sermaye sahibi olması (veya olduğuna inandırılması) (üzgünüm ortodoks markist vokabülerden çıkmak durumundayım, çünkü 20. yüzyıla has bir takım durumları ingiliz marksist ekol çok daha isabetli bir şekilde tartışmıştır) prolateryanın burjuvayı al aşağı etme şansını altüst etmiştir, ve Ortodoks Marksizm'in "öngörü"lerinin en büyük çöküşünü oluşturmuştur kanımca. Üstelik daha tez kısmını adam gibi yaşayamayan bir dünya (tez le antitezi bir arada yaşamaya çalışıp hiç bir şeyi yaşayamıyor) komünizme giden yoldaki "evrim"in önündeki en büyük engel. Zaten var olan sosyalizm örnekleri, kapitalist devletlerle sidik yarışı yaparken (yok silah endüstrisine akıtacam kaynağı millet gıda arzı yetersizliğinden kuyruklarda perişan olsun yok aya çıkıp nükleer yapacam diye hede hödö) sosyalistlikten çıkmış. Gerçekten de doğru; insanlığın şu anda ki gelişiminde mülkiyetin olmadığı bir Dünya'yı düşünmek çok zor ben ne mi düşünüyorum? Post-Washington Concensus ve Sosyal liberal ekonomik teori (devletin aktif rol oynadığı, ideolojik naif liberalizme karşı) şu anda en gerçekleştirilebilir düşünce kümesi, bunun dışında mülkiyetin dışlandığı bir topluma inanmadığım için ve "ekonomik serbesti"yi de etik olarak doğru bulduğum için (tehlikeli boyutlara vardığında denetlemek için sosyal duyarlılığı gelişmiş bir devlet mekanizması lazım) hiç bir zaman Sosyalizmi kabul edemem, herhangi bir sosyalist devrim olduğu zaman yer altına inip ilk karşı devrim hazırlıklarına başlayacak kapitalizm gerillası olacak adam da benim, onu şimdiden söyleyeyim :) [Bu mesaj neverhood tarafından 16 Eylül 2005 14:03 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Thestral Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 -Sosyalizmin değil, komünizmin tek ülkede gerçekleşemeyeceği söylenir. -Chavez'in konuşması neymiş merak ettim. Hangi kanaldan yayınlanmış vs. bunlar da önemli tabi ;) ("Devrim televizyondan yayınlanmayacak" adlı belgeseli izlemeniz tavsiye edilir) -İnsanlığın tembelliğe yatkınlığı diye bir şey geçmiş. Böyle birşey yoktur. Aslında düzenin içinde yetişmekten kaynaklanan bir şeydir(yatkınlık). Bu da "yeni insanın yaratılması" sürecinde çözümlenecektir. Bu süreç ise sosyalizm mücadelesinin her aşamasıdır. -"Esasen Marx'ın ideolojisinin hayata geçirildiği Rusya'da gelişmiş bir işçi sınıfı bile yoktur, halk o zaman genelde çiftçidir." Evet devrim sırasında halk köylüydü ve Menşevikler ve Bolşeviklerin ayrım yaşadığı bir nokta buydu. Menşeviklerin köylüleri dışlaması(dışlamak kötü bir kelime oldu ama yerine koyacak başka bir şey bulamadım). -"Şu ana kadar son bulduğu görülmemiştir" demiş. Oysa 1917 Ekim devrimi ile sosyalist devrimler çağı başlamıştır ve yeni bir toplumsal sistem, insanlık tarihinde ortaya çıkmıştır.[signature][hline]Kırılsada kanadımız, asiye çıksa adımız Duyan duysun, bilen bilsin gülüm Öyledir bizim sevdamız Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 ben dunyayı ele gecırıcne devrımle komunızmle fılan işiniz kalmıcak merak etmeyın[signature][hline]"If your enemy has a choleric temper, seek to anger him." Roy Mustang [Bu mesaj Viktor tarafından 16 Eylül 2005 15:01 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Nefr Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 said: Cafein, 16 Eylül 2005 00:17 tarihinde demiş ki: Tarlada çalışan işçiyle, uçak mühendisini bir tutmak saçmalık olur. Beşeri sermaye olarak uçak mühendisi, tarla işçisine göre çok daha pahalıdır, çünkü yetiştirilmesi gerekir. Elbette öyle, ama bütün sistemlerde uçak mühendisi daha değerlidir zaten. Sadece bazı sistemlerde uçak mühendisi dışındakiler temel ihtiyaçlarını karşılayamazken, bazı sistemlerde hem uçak mühendisinin temel ihtiyaçları hem de tarlada çalışan işçinin temel ihtiyaçları karşılanır; üstüne her bireye topluma katkıları ve önemleri boyutunda ek rahatlık sağlanır. said: Tamam bunları ayıralım. Fabrikadaki işçilere, "Çalışın hepinize ayda 50 zopik(hayali para birimi)" diyelim, sağlıkları devletten, sosyal gereksinimleri devletten, bir de ne olursa olsun 50 zopik alacaklar. Bunun temel çözümü her iş için gerçekçi bir kota koymaktır, ki zaten bu uygulanır. Üretim kotasına ulaşamayan işçi 50 zopikini alamaz, üretim kotasının iki katı üreten işçi terfi eder ya da 50 minimum zopikin yanısıra ek bir 30 zopik daha alır. said: "Çok çalışan çok kazanır, yatan işten atılır" adamlar kazanabilecekleri her ekstra zopik için çalışmaya başlarlar. ...ona harcayacak bir yer bulman gerekir. Burada da özel mülkiyet öne çıkar. Özel mülkiyet sistemlerin temel sorunu değildir aslında; temel sorun özel mülkiyetin devamlılığıdır. Miras yani. Eğer miras olmaz ve üretim kotası malvarlığına bakılmaksızın uygulanır yani faiz / kira gibi yöntemlerle üretim dışı kar elde etmesine izin verilmez ise, bu durumda belli sınırlar dahilinde özel mülkiyetin sakıncası ortadan kalkar. said: Stalin amcam da böyle bir zamanda koltuğa oturup "komünizm" diye başladığı işi faşizan diktatörlüğe kadar götürmüş, kendi mutlak iradesini oturtmak için her şeyi yapmıştır Evet götürmüştür ve bu yüzden de çok büyük tepki çeker. Ancak tek bir ülkede bütün dünyaya karşı komünizmi oturtmaya çalışıyor olması, bu arada da kendi halkının bile buna karşı olması nedeniyle diktatörlük dışında pek seçeneği olmadığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Atatürk'ün de başlangıçta aynı koşulları yaşamak ve zaman zaman benzer yöntemler kullanmak zorunda kaldığı unutulmamalıdır bence. Aralarındaki en önemli fark ise Atatürk'ün yeri ve zamanı geldiğinde mutlak hükümdar olmaktansa başından beri uğruna savaş verdiği sistemi oturtmaya çalışmayı tercih etmiş olması değil, evet efendimci ve çoğunlukla gereksiz bürokratlardan oluşan bir yönetici sınıf yaratmayacak kadar sağduyulu davranmış olmasıdır; zira Stalin sisteminin oturmasına yaklaşabilmiş bile değildir Atatürk'ün aksine, bu kadar büyük bir sınava hiç girememiştir. Yaptığı pek çok yanlışa rağmen kendince doğru olan şeyi yapmaya çalışmıştır ve kendi mutlak gücünü korumaya çalışmakla ömrünü geçirmiş olsa da devrime katıldığı ilk andan itibaren yöntemleri diğerlerine göre insancıllıktan en uzak ve en sert lider olduğu için verilmesinden kaçınılan ancak gerekli olduğuna inanılan her karar ve arkasından uygulama onun tarafından alınmış ve gerçekleştirilmiştir. Yani en baştan ne olacağı bellidir ve zaten savunduğu fikir komünizmin tatlı tatlı ikna yöntemleriyle getirilemeyeceği, insan yapısı ve istekleri buna uygun olmadığı için güç kullanarak başlatıldıktan sonra aynı yöntemle devam ettirilmesi gerektiğidir. Verdiği kararların ve özellikle uygulamalarının büyük bir kısmı sığ, gereğinden sert ve anlık olsa da, evet yine de büyük bir adamdır, fikirleri adına yapılması gereken pek çok şey yapmış, çok fazla sorumluluk almıştır. Mutlak güce sahip olduğunda bile doğru olduğuna inandığı şeyi yapabilmek için yoğun şekilde çalışmaya devam etmiştir. Hazırlıklarını tamamlayıp geçiş sürecini başarıyla tamamlayabilmiş olsaydı mutlak güçten vazgeçip sistemi tam olarak oturtmaya çalışır mıydı tartışılabilir, ideolojik yeterliliği veya teroik bilgisi de tartışılabilir; ancak bence ne tarihsel önemi ne de büyük bir yönetici olduğu tartışmaya açık. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
neverhood Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 said: Thestral, 16 Eylül 2005 14:35 tarihinde demiş ki: -Sosyalizmin değil, komünizmin tek ülkede gerçekleşemeyeceği söylenir. -Chavez'in konuşması neymiş merak ettim. Hangi kanaldan yayınlanmış vs. bunlar da önemli tabi ;) ("Devrim televizyondan yayınlanmayacak" adlı belgeseli izlemeniz tavsiye edilir) -İnsanlığın tembelliğe yatkınlığı diye bir şey geçmiş. Böyle birşey yoktur. Aslında düzenin içinde yetişmekten kaynaklanan bir şeydir(yatkınlık). Bu da "yeni insanın yaratılması" sürecinde çözümlenecektir. Bu süreç ise sosyalizm mücadelesinin her aşamasıdır. -"Esasen Marx'ın ideolojisinin hayata geçirildiği Rusya'da gelişmiş bir işçi sınıfı bile yoktur, halk o zaman genelde çiftçidir." Evet devrim sırasında halk köylüydü ve Menşevikler ve Bolşeviklerin ayrım yaşadığı bir nokta buydu. Menşeviklerin köylüleri dışlaması(dışlamak kötü bir kelime oldu ama yerine koyacak başka bir şey bulamadım). -"Şu ana kadar son bulduğu görülmemiştir" demiş. Oysa 1917 Ekim devrimi ile sosyalist devrimler çağı başlamıştır ve yeni bir toplumsal sistem, insanlık tarihinde ortaya çıkmıştır. sosyalizmin bir ideal olmaması, komünizme giden yolda bir araç olması gerekir, eğer ki komünizmin gerçekleşmeyeceği halde insan zaten sosyalizmi destekliyorsa yani amacı sosyalizmse o insanı da seri alkışlarla sol fraksiyonların bitmez dehlizlerine yollamak boynumuzun borcudur :) Tek ülkede sosyalizm gerçekleşebilir ama bu komünizme götürmez, neden götürmez? çünkü yapının içindeki tek belirleyici ekonomik ögeler, sermaye değildir; güç iktidar siyaset, kapitalizmin iletişim araçlarıyla o sosyalist düzene müdahelesi ve bunun gibi yüzlerce öge vardır İnsana dair olan ekonomik determinizmle sadece belli bir noktaya kadar açıklanabilir, derinleşebilmek için multidisipliner bir bakış açısı gerekir. şu Chavez'e gelelim, bu konuşma güvenilirliği ve saygınlığı olan bir medya kuruluşu tarafından yayınlanmış, (Bloomberg) tabii bu alanda aşırı sol cenahın "bütün haber kanalları kompradorun sermayenin elinde hepsi yalan söylüyor" argümanına karşı pek laf etmeyi seven bir adam değilim, daha önce de söylediğim gibi tek bir laf dışında: "aslında Irak savaşı hiç olmadı ki? Bush yok" (non existare Bush) (Türk aşırı solu söylemlerini birebir haberi kaynağından alan doğruluğun neferi gerilla gazetecilerin bilgilendirmesiyle oluşturuyorlar ya, "sermaye"nin gazetesi, televizyonu onların algı alanının pek dışında) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
neverhood Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2005 said: pekaziz, 15 Eylül 2005 22:35 tarihinde demiş ki: İşte huun kavrayamadığın nokta bu! Sen sokakta hırsızlık yapan adam ile tarlada akşama kadar çalışan, ama karnının doymasına ancak yeten bir miktar kazanan kişiyi bir tutuyorsun. Birisinde hakkı olmayana sahip çıkan var, diğerinde hakkı olduğu halde emeğinin karşılığını alamayan. Bir de bu açıdan düşün ne dersin? Delidumrul aynı yukarıda yazdığım gibi farklı konularda konuşuyoruz. Ben tarlada akşama kadar çalışıyorum, ki bu çalışmamın karşılığında hayli hayli yetecek para kazanabilirim. Ama toprak sahibi bunun büyük bölümünü kendine alıyor, bana sadece karnımı doyurmam için gerekeni veriyor. Senin verdiğin örnekte emek hırsızlığı yok. tabii Avrupa ekonomik tarihine (marksist tarih okuma ekolünden gidersek) baktığımızda Brenner gibi en koyu Marksist tarihçiler bile şunu kabul eder: Toprağın ortak işlendiği bir çok ülkede tarımsal verimlilik, toprağın çitlenip tarımın kapitalistleştirildiği ülkelerinkine ulaşamamıştır, işte o yüzden 17. yüzyılda Malthusien duvara çapmamayı başaran tek ülke İngiltere (ve Hollanda'dır ama Hollanda'nın sebebi farklı) Malthusien duvar nedir? Endüstri öncesi ekonomilerdeki döngülere açıklamakta kullanılan teorik bir kavramdır. Sen ekersin ekersin ekersin hop tarımsal ürünün artar artar, nüfus da dolayısıyla lakin nüfus artışı tarımsal artıştan daha fazla olur ve sen son patatesi ekilebilecek toprağa geldiğinde boku yersin hop duvara çarparsın açlık, kıtlık , bir sürü insan ölür ondan sonra tekrar bir büyüme dönemine girilir azalan nüfus sayesinde Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar