Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Mao Zedong 1893-1976


DiabloTyrael

Öne çıkan mesajlar



Bir toprak sahibinin oğlu olan ve çalışma hayatına 1919'da Pekin Üniversitesi'nde kütüphane görevlisi olarak başlayan Mao Zedong, 1921'de Çin Komunist Partisi'nin kurucuları arasında yer alıyordu. 1927 ayaklanmalarının başarısızlığa uğraması üzerine, Jiangsi bölgesinde ilk Çin Sovyet Cumhuriyeti'ni örgütledi. Milliyetçiler tarafından yenilgiye uğratılan Mao, "uzun yürüyüş"e başlayarak kuzeye doğru çekildi. (1934-1935). 1937 Japon istilası, onu milliyetçilerle ittifak yapmaya zorladı, ancak ardından 1945'te iç savaş yeniden başladı ve 1949'a kadar sürdü. Merkez Komite başkanı olan, ama bir süre iktidardan uzaklaştırılan Mao, 1965'te "Kültür Devrimi"ni başlattı ve diktatörlüğünü ölünceye kadar devam ettirdi (1976)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Acaba bu kopyala/yapıştırın kaynağını alabilir miyiz sayın diablo tyrael? Hani yazıların sonuna "Kaynak: şuşu bubu" olsa diyorum, silmesem editlemesem konuyu diyorum.[signature][hline]Bir fincan kahveden daha güzel olan tek şey, ikinci fincandır." CAFEIN
Tüm Metalciler bir gün Led Zeppelini tadacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kültür Devrim ile ilgili bilgiyi bulacağımı hiç sanmıyorum. Mao Zedong tarafından marksizmin Çin özeline uyarlanmış biçimidir. İşçi nüfusun azlığı nedeniyle (Çin'in toplam nüfusu içinde %1), Çin'de komunizmi kurmak için özellikle köylülerden destak almak gerekiyordu. Mao ayrıca tarım ve sanayinin eşzamanlı olarak gelişmeşi gerektiğini savunuyordu. ("İki ayağı üzerinde yürümek"). Barışcıl biçimde bir arada yaşama ilkesini reddediyor, sonuçta komunizmin zafer kazanacağı düşüncesiyle yeni bir dünya savaşı tehlikesine atılmayı bile göze alıyordu. Maoculuk, doğrudan ya da dolaylı yollardan on milyonlarca kişinin ölümüne yol açtı. Eğer bu yanlışlık varsa özelime bildiriniz.


Maonun hayatı ve maoculuk ile ilgili ufak bilgiyi resmi Tarih kitaptan okudum. Hiç sevmedim :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kültür Devrimi 1965 ile 1969 yıllarda yaşamıştır. Komunist partinin son kanadı tarafından ortaya atılan ve hem bürokrasiyle, hem de partinin "kapitalist yolu benimsemiş" öğeleriyle mücadeleyi hedefleyen bir harekettir.

Kitleleri üretim faaliyetinin aleyhine harekete geçmiştir. En önemli "Mao Zedong düşüncesi"ne yapılan sürekli göndermeler ve düşünceleri Küçük Kızıl Kitap aracılığıyla yayılan Mao'nun putlaştırılmasıdır. "Kültür Devrimi", Çin'de düzenin bozulduğu bir dönem olmuştur. Bir ile iki milyon insanın ölümüne yol açmıştır.




Ve Jingseng, "Kültür Devrimi" sırasında maoculuktan nasıl koptu?


1968'de, eski bir "kızıl muhafız" olan yazar henüz 18 yaşındadır. Kültür Devrimi sırasında kaçmak zorunda kalınca, "İleriye doğru büyük hamle" döneminde açlıktan en fazla zarar gören bölgelerden biri olan Anhui'de bir köye sığınır.

Buraya geldiğimden beri, köylülerin "İleriye doğru büyük hamle" hakkında kurtulduklarına sevindikleri bir felâketten söz eder gibi konuştuklarını duyuyordum. Onlara sık sık ayrıntılarla ilgili sorular soruyordum ve sonunda ben de, "üç yıl süren doğal afetlerin" o kadar da doğal olmadıklarına ve daha çok yanlış bir siyasetin sonuçları gibi göründüklerine ikna oldum. [...]

Kasabayı boydan boya geçiyorduk [...]. Gözlerimin önünde birden bana daha önce anlatılmış olan bir sahne canlandı: Yemek için çocuklarını değiş-tokuş eden aileler. Kendi çocuklarını vererek almış oldukları çocukların etini çiğneyen ana-babaların acıyla kasılmış yüzlerini görür gibi oldum. [...] Asla, hatta kâbuslarında bile tatmayı düşünemeyecekleri bu insan etini, başka ana-babaların çektikleri acı ve döktükleri gözyaşıyla birlikte yutmaya onları kim zorlamıştı? İşte "insanlığın birkaç yüzyılda, Çin'in de birkaç binyılda ancak bir t ane yetiştirdiği"(1)

"İleriye doğru büyük hamle"yi başlatan ve açlıktan sersemlemiş binlerce ve binlerce köylüyü çapa darbeleriyle eski dostlarını öldürmeye ve kendi yaşamlarını da bu çocukluk arkadaşlarının eti ve kanı sayesinde kurtarmya zorlayan Mao Zedong.


-----
Kaynak: Vei Jingseng'in tanıklığı [Çinli muhalif, 18 yıl hapiste kaldı, bugün ABD'de sürgünde].

Aktaranlar: S. Courtois, N. Werth, J.-L. Margolin ve başakları, Komunizmin Kara Kitabı (İstanbul 2000)


(1) Lin Bia'nun 1966'da Mao Zedong'u betimleyişi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Örneğin Türkiye Cumhuriyet'nin kuruluşunu bir Nurcu'ya sorduğunda ne derece doğru cevap alırsan, Atatürk'ü ne derece sağlıklı tahlil edersen o adama sorduğunda da Mao'yu o derece sağlıklı tahlil etmiş olursun.[signature][hline]Özgürlüğün değerini ancak onu kaybedince anlarsınız. En zavallı insan ise esaret altındayken kendisini özgür zannedendir.

bi fransız gastesi de şey demiş:
"ırak üç parçaya ayrılıcak.
1-normal
2-süper
3-kurşunsuz"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sosyalistliği tartışılır..(tek parti diktası, toplu sürgünler, ölümler vs.. Ayrıca hedefleri de pek SOSYAList değil gibi gelir bana)
Ancak yanlış anlaşılmış bir adamdır. Bu yüzden komik bir adamdır =) Bu adam vurun diyince halk öldürmüştür, durun diyince halk vurmuştur falan. Bir süre bu adamı Tanrı gibi görmüşlerdir. Ama dönemi ve olan olayları incelediğinizde komiktir (tamam trajikomik kızmayın) Arada "kültür devrimi" falan yapmıştır. Bir sürü şeyi yasaklamıştır. Çok üretecez, çılgın atcaz diyip milletin açlıktan ölmesine sebep olmuştur. Sonra da, Hmm hesaplarda bir hata yaptık galiba, benzeri bir açıklama yapmıştır. Hayalciymiş biraz, olmayacak işlere girişmiştir."Kapitalistleri bombalayalım, sağ kalanları sosyalist yaparız" falan demiştir lol
Tabi Çin'i yabancı devletler yörüngesinde bir devlet olmaktan çıkarmıştır.
Dediğim gibi komik bir adamdır... (öf, tamam trajikomik)[signature][hline]Yazdıklarımla ilgili bir soru(/n) olması durumunda "özel mesaj" atarsanız daha hızlı yanıt alırsınız. mono-blog
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
Dasaa o saydıklarını biraz 'işkembeden' atıyor olabilir misin? Bazı yargılarda bulunuyorsanız ya kanıt gösterin ya da bunlar benim ifadelerim deyin.

Kaldı ki Mao'nun sosyalistliğini sorgulayacak bilgi birikimine sahip olup olmadığın üslubundan kolaylıkla anlaşılıyor. Nasıl birilerinin 30 Ağustos Bayramı'nı tiye alması hoşuna gitmezse Kültür Devrimi'nden de 'falan' diye bahsedemezsin. Mao Çin'e özgü sosyalizm inşaası ile marksizmi bir dogma olmaktan çıkarmış, diyalektik bir yaklaşımla işçi ağırlıklı olmayan ülkelerde de sosyalizmin kurulabileceğini bilimsel olarak tanıtlamıştır. Sırf bu bile O'nun büyüklüğü için yeterlidir.

Diablo kardeş artık sıkılmadın mı objektif olma ayağına sosyalizmi karalamaktan? Alıntı yaptığın kitap zaten kendini belli ediyor: Komünizmin Kara Kitabı! :D. Anladım marksizmden nefret ediyorsun, onu bir kaşık suda boğmak için elinden geleni yapıyorsun ama biraz sakinleş; hem dünyanın üçte biri o 'nefret ettiğin' düzene doğru adım adım giderken.

Çin'le ve Mao'yla ilgili bir İngiliz Sosyal Demokratının anılarının yer aldığı 'Peyrefitte-Çin Uyanınca' kitabı kanımca en iyi kaynak olacaktır. Tabi tarafsız olup olmadığına okuyanlar karar verecek.[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış;
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kendi yorumumu da katarak elbette rahatlıkla cevap verebilirim. Sincian-Uygur ve Tibet bölgelerinde hiçbir zaman 'sistematik' kıyım olmamıştır. Her ideolojide olduğu gibi Çin de sosyalizm karşıtı-kapitalizm yolcularına gereken cezayı vermektedir. Nasıl Türkiye'de Leyla Zana Nobel Barış ödülüne aday gösteriliyor ve biz de haklı olarak buna tepki veriyorsak aynı durum bu iki bölge için de olmalıdır. Ne de olsa Dalai Lama ABD'nin hizmetinde bir adamdır (Nobel ödüllü) ve kendini Sincian-Uygur resmi hükümeti olarak tanıtan birim de ABD'nin kucağıdır. Her iki oluşumun da ABD'nin piyonu halinde olması bile herşeyi açıklayan asıl olgudur. ABD'nin insan haklarını savunduğu için onlara sahip çıkması gibi bir iddia ancak gülünçtür. Aynı Türkiye'de olduğu gibi Çin'de de ayrılıkçı güçlere destek veren ABD, Ermeni soykırımı iddialarında olduğu gibi bu iki olaydan da kıyım olarak bahsetmekte ve dünyaya bu düşünceyi pompalamaktadır.[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış;
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Lama'nın halkı ya da ülkesi neymiş ki? Çin 2. dünya savaşından sonra ABD kaynaklarına göre bile iki parça halinde, üç değil. Biri bildiğimiz Çin Halk Cumhuriyeti, diğeri de Tayvan Cumhuriyeti. Lama'nın devleti filan hiçbir zaman olmadı. Diğer taraftan marksizmi amaç edinmiş her siyasi hareket dinleri iyi ya da kötü şekilde etkisiz kılmayı amaç edinmiştir zaten. Lama senin anlattığın kadar 'masum' değil; al bak sana karşı tarafın kitabından örnek veriyorum. Doğan kitapçılığın dünyanın önemli insanları-olayları isimli kitap serisinde (adı yanlış yazmış olabilirim çünkü 3-4 yıl önce okumuştum) Lama'nın ABD'ye ne kadar yakın olduğu, daha doğrusu nasıl işbirliği içinde olduğu açıkça meydanda. Şunu da düşün bakalım; Mao ve yoldaşları hem Japonya'ya hem de Çan Kay Şek'e karşı savaşırken o 'masum' din adamları acaba neden Çin direnişine katılmadılar?

Nükleer meseleye gelince yine kanıt göstermiyorsun. Senin o Çin'in attığını iddia ettiğinden 40 kat daha az güçlü olan atom bombalarının nasıl bir büyüklükte zarara yol açtığını Japonya'da gördük. Bunun 40 kat fazlası herhalde iyimser bir ifadeyle Çin'i bile ortadan kaldırır. Kaldı ki Sovyetler Birliği ile Çin arasında çıkan tek büyük sorun Çin'in Sovyetler'den bağımsız davranma arzusuydu. Anlıyorum, onların da Türk olmasından dolayı (ki bu bile şüpheli) Çin'e karşı bu propagandalar oldukça iş yapıyor. Ama ben bu ifadelerini hala objektif değil, marksizm düşmanı birinin ifadeleri olarak algılıyorum.[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış;
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bunlar Mao'yu veya Çin'i karalamak için yeterli değil ki ama? Ben de pkknın ya da kürt milliyetçilerinin sitelerinden alıntılar yaparak 'Jandarma köy bastı, herkesi kesti' ya da 'Kürt olduğu için oğlunun önünde öldürüldü' gibi buram buram ideoloji kokan ve hiçbir gerçeklik taşımayan safsatalar alıntılayarak Türkiye Cumhuriyeti'ni yerden yere vurabilirim mesela. Verdiğin bağlantıların bir çoğu ABD'nin kucağında olan örgütlere-kişilere ait siteler. Senin bu konuda gerçekten samimi olduğuna inanıyorum, ama benim de ABD destekli herşeyin karşısında olma ve ona inanmama gibi bir düşüncem var. ABD ne zaman insanlık yararına bir iş yapmış ki o eziliyor dediğin halkların savunuculuğuna soyunacak?
Yine de kimileri gibi seviyeyi düşürmeden tartışmayı devam ettirdiğin için sağol.[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış;
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dediğim gibi sistematik bir kıyım hiçbir zaman olmadı. Diğerleri ise sosyalizmi yaşatmak için zorunlu olan bazı yaptırımlar. İdeolojiler insanların olayları farklı değerlendirmesine elbette yol açıyor. Bir marksist için normal olan, başka biri için acımasız gelebiliyor; ya da tam tersi. Fidel Castro'nun dediğini az biraz değiştirirsek, tarih kimin haklı olduğunu gösterecektir.[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış;
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bakın Çin ve Atatürk hakkında bir yazı alıntılıyorum:

'Mustafa Kemal Atatürk sadece Türk halkı tarafından sevilen ve saygı beslenen Türk büyüğü değil, aynı zamanda Çin halkının da saygı gösterdiği büyük devlet adamıdır. Ben 72 yaşındayım. Çocukluğumdan beri Çin halkına önderlik yapan Dr. Sun Yat Sen'i bildiğim gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük öncüsü olan Mustafa Kemal'i de biliyordum.



Çin'de Mustafa Kemal Atatürk'ü bilmeyen lise öğrencisi hemen hemen hiç yoktur. Çünkü bizim ülkemizde yıllardan beri lisede mecburi ders kitabı olarak okutulan 'Yakınçağ ve Çağdaş Dünya Tarihi' kitabı, Mustafa Kemal ve onun önderliğindeki Türk devrimini de içermektedir.

Kitabın ilk sayfasında dört büyük adamın portresi bulunmaktadır. Bunlar arasında Mustafa Kemal Atatürk'ün de askeri üniformalı renkli portresi vardır. (Ötekiler Lenin, Gandi ve Cengiz Han).

Size hediye getirdiğim bu kitabın 12. sayfasında ise Türkiye ve Mustafa Kemal devrimi anlatılırken, Mustafa Kemal'in yeni Türk alfabesini öğretmesini konu alan bir resim vardır. Resmin yanında açıklama yer almaktadır.

9 milyon 600 bin kilometrekare toprağı olan Çin Halk Cumhuriyeti, 1 milyar 300 milyon nüfusa sahip ve birçok etnik grubu barındıran bir ülkedir. Ülkemizde 33 bin 200 lise ve bu liselerde 29 milyon 138 bin öğrenci bulunmaktadır. Başka bir deyişle, Çin'de her yıl bu sayıda genç insan Mustafa Kemal'i ve Türk devrimini öğreniyor ve algılıyor. Çin halkının büyük öndere ne kadar saygı gösterdiğini ve Türk devrimini ne kadar doğru değerlendirdiğini anladığınızı umuyorum.'

Prof. Dr. Hu Zhenhua


Kaynak: http://www.hurriyetim.com.tr/haber/0,,sid~9@nvid~405810,00.asp

Biz Mao'ya küfürler düzerken, Çin Atatürk'ü yetişen nesline öğretiyor. İşte aşağıladığınız adamın yarattığı devlet.[signature][hline]...Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış;
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi...


[Bu mesaj pekaziz tarafından 18 Ağustos 2005 21:31 tarihinde değiştirilmiştir]

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...