Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

The Perfect Human&Five Obstructions


Antimodes52

Öne çıkan mesajlar

Jorgen Leth'in çektiği 12 dakikalık kısa film "The Perfect Human"ın üstüne Lars Von Trier abimizin çektiği belgeselimsi terapimsi garip bir şey. Film boyunca Lars Von Trier Jorgen Leth'e farklı farklı engeller vererek "The Perfect Human" kısa filmini tekrar tekrar çektiriyor 5 kere. Şahsen The Perfect Human'ı biyoloji hocamın tavsiyesi üzerine izlemiştim gayet de memnun kalmıştım. Üstüne Five Obstructions'ı ağzım açık izledim diyebilirim. Filmi izlemeyenlere kesinlikle öneririm, izleyenleri ise aşağıdaki spoiler bölümüne alayım bir.
[spo1=şipoy şipoy laylalar]Filmi çözümlemek baya bir kastı beni, sanki yüz tane felsefi öğeyi alıp kısacık bir filmde hepsine değinilmeye çalışılmış? İlk aklıma gelen fikir rönesans devri "noble savage" düşüncesiydi. Sanki Avrupa ve Amerika'ya biraz laf sokma var. Yani Avrupalı insanın, onun geleneklerinin, onun ideal davranışlarının toplanmış ve bir kişide gerçekliğe getirilmiş hali mükemmel insandır diyerekten bu izlenimin yanlışlığını göstermeye çalışıyor gibi. Ancak sonra filmin en önemli cümlesi geçince filmin bundan ibaret olmıyıp, daha geniş kapsamlı olduğunu düşünmeye başladım. Bugün bir kaç gün içinde ne olduğunu anlamaya çalışacağım bir şey geldi başıma... ile başlayan cümle. Ondan sonra dikkatimi "Perfect Woman" hakkında yaptığı yorumlar kurcalamaya başladı. Terk edilme acısı, mutluluk gibi öğeler bir anda çıktı ortaya. Örnek: 3. engelde Bombay'deki yemek sahnesinde söylediği şey... "mutluluk neden bu kadar kaprisli? neden beni terk ettin?". Daha sonra engellerden bir ikisinde de kadını mı düşünüyor? gibi cümleler var.
Bu sırada aklıma gelen şey Trier ve Leth karşılaşmalarını gözardı ettiğimdi. Trier'in sert bir öğretmen tavrıyla Leth'i delirtmeye, onu çok kötü bir film yaptırmaya çalışması ancak Leth'in buna rağmen üst üste çok iyi çalışmalar yapması. Tabii bu da bir çözümlemeydi hatta çok önemli bir çözümlemeydi... Hatta son engelde Trier "ikimiz de mükemmeldik ben senin mükemmelliğini zedelemeye çalışırken bu engellerle sen yaptığın iyi çalışmalarla benim mükelliyetimi bozdun" gibi bir lafa getiriyor olayı. Ancak hala aklımda yüzlerce detay üstüne yüzlerce soru var.
En önemlisi, çok merak ediyorum, size göre "Ceketimin sol tarafına baktığımda alevlerle kaplı bir daire gördüm" diye devam eden o cümlenin anlamı nedir? Aşk mı, kalbine mi referans veriyor? Off of dağıttı bu film beni kaç senedir felsefeyle uğraşıyorum debelleşe debelleşe kafayı yedim.[/spo][signature][hline]Gods&Slaves
Msn Space
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

five obstructions çok iyiydi, resmen sinema dersi niteliğindeydi, sadece felsefi kısmına değinmişsin, olsun :) kısa framelerle yaptığı perfect man hala aklımdan çıkmıyor.

five obstructions biraz da sanatçının zor koşulları/engelleri nasıl kendi lehine çevirebileceğini irdeliyordu, belki de bu engellerin faydalı olduğunu, sanatın ve sanatçının zorlanması, hırpalanması gerektiğini savunuyordu. trier'in bu görüşü savunduğunu dancer in the dark'ta björkle olan müthiş kavgalarından zaten biliyoruz.

ilk yapılan perfect man ise pek spoiler'ı olacak bi film değil, herkesin izlemesi lazım tabi de :) neyse yine kurallara uyup spoiler olarak cevap verelim.

[spo1=sipisipi]
belgesele yakın bir tarzda yapmış bu filmi, insanın mükemmele olan özlemini, kendi kendini nasıl gördüğünü irdelemeye çalışmış biraz da. kalbin etrafındaki olay muhtemelen insan doğasında mükemmeliyeti bozan tek şey: aşk. bütün dengeleri altüst eden, bizi mantıksız, sıradışı, bağımlı hale getiren vazgeçilmez duygu.insanın kusursuz tasarlanmış vücuduna rağmen, yanılgıya, çelişkiye düştüğü tek ve en önemli yer olan iç dünyası hakkında bir yorum bence o cümle.

leth filmde mükemmel olanı yakalamaya çalışmış, sözcüklerden, duygulardan mümkün olduğunda arındırmış karakterlerini.lars von trier bu yüzden kızıyordu zaten adama :)[/spo][signature][hline]abandon your life for three months..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tabii canım o 12 frame'li obstruction'da falan mükemmel çekimler. Onu da geçtim çizgi film'li deneme bile çok güzel olmuş. Spoiler koymamın sebebi felsefi konularda ben başkasının fikrini duyarsam o konuyu düşünürken o fikirden yola çıkarım ona bağlarım illahaki, o yüzden felsefi bir filmi bence insan öncelikle kendi izleyip yorumlamalı, sonra kendi yorumu üstüne başka insanların yorumunu katmalı yoksa başkalarının fikirlerine bağımlı kalınıyor biraz.
[spo1=şip]Neyse yine spoiler'dan devam edersek, ceketimin solunda ateşlerle kaplı bir daire vardı... diye devam eden o cümleye olan açıklama gerçekten öyle gibi, ancak benim filmdeki "mükemmel insan"ı noble savage - savage noble ile bağlamamın sebebi özellikle kuralların olmadığı Obstruction'da mükemmel insanın bir şablon gibi gösterilmesi. Nasıl anlatabilirim ki bunu? Kadının bir limuzin içinde gelip "je suis la femme parfait, je fume" vs (ben mükemmel kadınım, sigara içiyorum fasa fiso) demesi ve daha da önemlisi bunları fransızca söylemesi. Sanki mükemmel insan varolan bir şey değil de bir şablon, ve bu şablon her nedense sivilizasyonla bağdaştırdığımız avrupadan geçiyor, mükemmel insanın görsel açıdan çok üstünde durulan takım elbise giymesi (ceketini çıkartıp çıkartıp durması), sigara içmesi, puro içmesi ve en en önemlisi en sefil yer obstruction'ında lars von trier'in arka planda can çekişen insanların karşısında mükemmel bir akşam yemeği yiyip şarap içmesi... Bu bire bir avrupanın ilüstrasyonu değil mi?[/spo][signature][hline]Gods&Slaves
Msn Space
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...