Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

efe'ce ejdarha mızrağı - bir pati grubu


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
ilk oyun özeten:

güneş uykuya dalarken, bir han'ın bir köşesinde; cübbesi siyah bir büyücü.
Elbisesi tez-toz ile harmanlanmış sivilcelerini patlatan bir hancı.
Bitmeyen ekinleri harmanlama yalanıyla meşgül olmuş 3-4 çiftçi.
boyu kısa, merakı bol, küçük/kıvrak bir kender/gnome.

Taze ekin hanında, içine hancının terinin de karıştığı içki (içkiciklerini) yudumluyorlar.

Büyücü maskeli, gizlenmiş gözleri küçükte sabitlenmiş. Şanslı biri; o yağışkan pislik kokusu büyü malzemelrinin kokusuyla perdeleniyor.

Küçük de şanslı, merakı dikkatini büyücüye odaklıyor; koku dağılıyor. Ve belki de bugün onun günü, çünkü büyücüye yaklaşıp sorusunu yöneltiğinde; terslenmiyor. Taze ekin hanı, bir yeniliğe şahit oluyor.

...


"beni istemiyor, bu orman beni istemiyor." Yürüken konuşan şaşalı şovalye, savaşıyor. Onu istemeyen ormanla. Dallar burkuk, meyvalar zehirli, hava nemli. Yapış yapış üzeri, zırhı ucuz bir fahişe gibi, çamur içinde.

Ve belki şovalye izleniyor ve yine belki o da izliyor. Onu izleyeni. İki utangaç genç gibi birbirlerini kesiyorlar, dallarla savaşırken, birbirine belli etmeden.

...

Koşuyor, tanrı vergisi kıvraklığı, ortaklaştığı bu ormanda onu düşmeden koşturuyor. Minik minik çizikler, soylu kıyafetinde, atletik biri koşuyor bu pis ormanda.
Arkasında bir yük var, kütle, görmeden biliyor. Onu kovalayan bir kabus. Bir kare görüyor, annesine tecavüz ediyor.
Hangisi rüyaydı bilmiyor, ama kaçması gerekiyor. Bunu biliyor.
ve "iyi" yaptığı bu işi, daha iyi yapıyor, dikenli kütleden kaçarken.

Karıncalarla oynayan küçük çocuk, kütle. Etrafına bakınıyor, kaçmaları hoşuna gidiyor.

...

Taze ekin han'ından çıkıyor, siyah ve küçük. Sağda solda ölü çiçekler, dün olan kavgadan kalma 1-2 kırık diş, kocasından dayak bir kadının sesi. Burası pis bir kasaba.

Yaklaşan adım sesleri, onlara doğru koşuyorlar, bir çoçuğu kovalayan başka çocuklar. ellerinde minik bıçaklar. Saat geç, bu kasabada bu saatte kalanlar güvenli değil.

Kaçan çocuğu yakalıyorlar, dövüyorlar. Büyücü bir gülümseme hissediyor belki duyuyor; küçük onları incelemeye giderken. Ve bir anda o minik bıçaklardan biri boyboya kesiyor, yerde ki çocuğu.

Biri bıçakta ki kanı yalarken, iştahları kabaran yaşları 14 olan çocuklar bizim garip ikiliye yaklaşıyorlar. Tehditler savrulurken, büyücü maskesini çıkarıyor.
çocuklar kaçıyor.

Ve o sırada dahala bir kadın dayak yiyor, etraftaki minik klüblerin birinde, yine başka bir gözü morarık anne ise koşarak çocuğunun başına geliyor. Kanlar içinde kucaklıyor onu. Yardım için maskeliye yalvarıyor.

Bir tekme.

Yerde göz yaşları içinde kalıveriyor. Uzaklaşan garip ikiliye
bakarken moraramkta olan diğer gözünü tutuyor.
Büyücünün ayak izi olan gözünü.

*devamı bu gece yazarım.

** İsteyenler karakaterlerini 3.5 D&D2 e ayarlıyabilirler, neler yapabiliyoruz bilmiyoruz gibi yorumlar aldımda. Ama unutmayınız esnek bir oyundayız. (lvl 3 gibi düşündüm ben)

***stat yeniden dağıtın aceleye geldi bunlar.
bir 18 ya da iki 17'niz olabilir. Yoplan 85'i aşmaşın. (sistemden değil güçlü ne kadar güçlüye cevaben)[signature][hline]Berk, 17 Ocak 2005 01:54 tarihinde demiş ki:
mimarlık2.sınıf adam tasarımdan ne anla diyorum sadece...


haklıdır anlamam.

http://golge-i-khan.deviantart.com/gallery/
Mesaj tarihi:
Adamlar oynuyor valla, ben ise hasretle pis pis izlemekle yetineceğim anlaşılan. Arada özet geçin meraklandım hikaye için.

Fizban sizinle olsun

[Bu mesaj Wispy tarafından 13 Şubat 2005 19:17 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
*BeN*

(tamam daha basta espri yapip bozdum herseyi ama neyse :P)
Ben kimim?
Hrmm, disardan baktiginiz da beni yasli bir adam ile, hatta sakalim olsa bir cuceyle karistirabilirsiniz. Ama ben bir kenderim. Yani tam kender olmasam da yarim kender. Diger yarim mi? Cuceler kenderlerle ne zamandan beri bir sevgi yasayabiliyorlar?

Evet her yerimden bir kagit parcasi sarkiyor olabilir, sacimdaki tuylerin hepsinin murekkepleri sari uzun saclarimda siyah siyah lekeler birakmis olabilirler. Guzel bir goruntu aslinda, bunlari da yazmaliyim...
Not alirken yolumu kaybediyorum, goremiyorum onumu, tek gordugum arada ustunden atladigim cukurlar ya da farkedilmeden gectigim goblinler.
Bir yere geldim...

Ben nerdeyim ki?
Amacim neydi, eveeet, onu yaratmak...
Hrmm, bu bina digerlerinden daha buyuk ve icersi dolu gibi, eh yapacak bir sey yok Volfied...

Insanlar, insanlar, keske bir tane kender olsa etrafta da oturup konussak, paylassak, hrmm, siyah, simsiyah, o parlaklik da ne?

Siyahlar ne oluyor du? Kotu
Evet evet, digerlerinden daha eglenceli olabiliyorlar birazcik hayal gucleri varsa, hey belki bunun vardir. Parlaklik? Sanirim bir tur maske, yanina gidip sorsam mi?

-"Ne yapiyorsun!"

Ne mi yapiyorum, maskenin ne maddesinden yapildigini merak ettim, demir kullanmis, ya cok ince ve hafif ya da kalin ve agir, bilmiyorum, ama daha iyi seyler kullanabilirdi.

Hrmm, evet, mesela surdan gecen bocegin kabugu kendisi icin yeterince guclu ve kalin, bu kabugun belki buyugunu yaratabilirim, tabi, ihtiyacim olan tek sey bol bol bocek ve buyuk bir bot, hanci niye biralara tukuruyor? Hayir tesekkur ederim ben bir sey icmicem. Belki de biralara tukurmesinin sebebi, bir sey beni cekiyor, kim bu? Aa buyucu, evet evet, maskesi demir olan. Bir dakika, defterlerimi toplamam lazim!

Hrmm, ormanda daha fazla bocek, tabii.

Uc tane cocuk, biri dovuluyor. Hrmm, bunlari da yazmaliyim, narin vucudu ne kadar da kolay acildi o minicik bicak ile. Cocuk yanlis yapiyor gene de, karnindan desse cok daha rahat kesicek cocugu.

Cocuk ustume geliyor, bana soruyor ne yaziyorsun sen diye, ne yazabilirim ki? Herseyi? Buyucu acele et diyor, acele etmek? Nereye acele edicektik ki? Maskesini cikartiyor buyucu, naapmam gerek, gorebilsem keske, cubbesi sinir bozucu, belki bir gun benim icin de maskesini cikartir ve ben de gorurum ne var.

Ormana daliyoruz, niye daldik ki? Ha evet, buyucu beni surukluyordu.

Simdi ne olacak? Orman yapis yupus, hrmm, aslinda giysimin icinde sakladigim buyuk giysi parcalarini X seklinde citalarla tuttutursam hem sessiz hem hizli sekilde bu bataklik yuzeyinde kosabilirim, ama buyucu acele etmemi istiyor, belki de bana ilginc bir sey gosterecek gidecegimiz yerde.

Ormanda garip olan bir sey var, sanki, sanki bir agirlik var sirtima bastiriyor, ama arkami donsem orda olmuyor, sanki at kuyrugumun ustunde de kafami cevirdigimde o da donuyor...

Bu ormanda bir sey var...


Devam ettiricem, diger iki karakterle tanistik, ama daha uzun yazicam devamini sonra, insallah devam eder de GOlge kanitlar oyunun guzel oldugunu :P[signature][hline]I have grown older, you have grown colder,
And nothing is very much fun, any more.
Mesaj tarihi:
Bir gün daha bitiyor bu lanet dünyada. O olaydan beri kaç yıl geçti hatırlamıyorum, hatırlamak ta istemiyorum açıkçası. Hepsi bana yüz çevirdi, sırtlarını döndüler. Bir zamanlar bana taparlardı, çırağım olmak için yalvarmalarını, birbirleri ile bu uğurda kavga etmelerini seyretmek benim için büyük zevkti.

Ama o günler artık çok geride. Fakat bir şekilde o günler geri gelecek, bir şekilde ve ne pahasına olursa olsun...

Güneş dağların arasında kaybolurken gökyüzünün rengi cüppemin rengine bürünüyor ve ben uzun yıllardır sürmkte yolculuklarımdan birinde, bir başka handa oturuyorum. Berbat bir han ama insanlığın rezilliğini gösterdiği için hoşuma gidiyor doğrusu.

Birden bana yaklaşan bir gnome görüyorum. Yüzü kırışıklıklar içinde kalmış olmasına rağmen kendinden beklenmeyecek bir çeviklikle yürüyor. Bu gnomeda görünenden fazlası olduğu belli.
Ama gnome olup olmaması benim için fark etmez, sonuçta o da iş görür. Nuitari onca yıldan sonra bana tekrar gülüyor anlaşılan.

Ormana gitmemiz gerek ne de olsa sevgili dostum böceklerle ilgileniyor, ortak bir zevkimiz var galiba...

Yolda hayatımdaki en garip manzaralardan biri ile karşılaştım. 14 yaşlarında bir çocuk ve çetesi bir başka çocuğu önce dövüyorlar, sonra da bıçakla ortadan ikiye ayırıyorlar. Siyah cüppeli kardeşlerimi her zaman kötülükle anmanın yanlışlığı kadar büyük bir hatada çocuklar konusunda yapılıyor: Çocuklar masumdurlar, bunu diyenlerin böyle bir manzara ile karşılaştığını sanmam.

Çocuklardan biri büyük bir aptallıkla beni tehdit etmeye kalktı. Maskemi çıkarmam çocukların kaçması için yetti. Eminim ölene kadar rüyalarına gireceğim. öldürülen çucuğun annesi bu sırada ayaklarıma kapanıp benden yardım istedi. Böyle küçük şeylerle uğraşamam, o nedenle yüzüne tekmeyi basıp ormana doğru devam ettim.

Küçük dostumla ormana geldik. Ama bu orman garip ve huzursuzluk içinde, bunu dostum da hissetti. Biraz ileride bir kamp ateşi var, sakince ilerlerken oraya doğru "Est Sularus oth Mithas" diye bağıran bir şövalye ortaya çıktı ve bana saldırmaya kalktı. Tam bu sırada üstümüzdeki ağaç dalları arasından birisi şövalye ile üstümüze atlayarak ikimizi de yere yıktı.

Neler olduğunu anlayamadan dördümüz birden goblinlerin saldırısına uğradık. Bizi pek zorlamadılar. Ama ikinci kez saldırdıklarında ormandaki o şeyin ortaya çıkması ile kaçtılar. Bizim de başka seçeneğimiz yoktu. Kaçmadan önce beni korusun diye Ötelerden bir cehennem köpeği çağırdım.

Ben şövalye ile yakınlardaki bir mağaraya sığınırken, diğerlerini kaybettik. Siluetini görememize rağmen uyandırdığı korku ve huzursuzluk nedeniyle kaçmamıza neden olan o yaratığın elindelerse eğer başlarına ölümden daha korkunç şeyler gelecek demektir...[signature][hline]Gimli, 06 Şubat 2005 00:13 tarihinde demiş ki:
Abi Şahab 5 geliyor, çekin o tankı oradan.
Mesaj tarihi:
Güneş uykuda, ay ise yeni kalkıyor yatağından.
Belki de tersi oluyor diye düşünüyor şovalye,
çünkü bu lanetlenmiş korulukta
ağaçlar kabuklu çarpık dallarını
öylesine sık düğümlemiş ki
gökyüzü uzak bir rüya.

Yaklaşan/koşan ayaklar, Hastalıklı sessizliği bozuyor. Ve şovalye büyük büyük babasının "olmayan" kılıcını çekiyor. Bir savaş narası yankılanıyor, oysa ki karşısında pak görünümlü bir soylu. Bir panik, endişe halinde bu "yeni". Yeni, yerlice korkmuş, beklenmeyecek kadar da kontrollü.

Daha yeni ile şovalye konuşamadan, yeni ayak sesleri. Biri yine yeniden koşuyor bu yapışkan çurkuk ormanda.

Çıtırdak dallar, toprağına sığamayıp, size her adımda çembe takan kökler dolu ormanda.

yine koşanlar var, belli ki bu gece; zor gece.

Şovalye gözünü yeni ayak seslerine çevirriken, bir sinek vızıltısı anında eski "yeni" kayboluyor.

bir hışırtı

sallanan dallar.

Şovalye pek önemsemiyor, çünkü bu yeni "yeni" dahada kötü.

Bir küçük, kender mi ? Gnome mü ? Göz anlamıyor. Tanrılar pek eğleniyor olsa gerek, bu durumu daha da kötüye ancak bir küçük getirebilirdi.

Yeni eğlencesiyle (şovalye zırhı) mutlu olan küçük, konuşmuşdan çıkarıyor kalemini, yazıyor ve yazıyor.

Yaklaşan adımlar bu gecenin senfonisi. Uzun da bir senfoni. Ve yaklaşan biri daha var, bu sefer koşmuyor, bu sefer korkmuyor.
Sakin, güçlü ve tabii ki tehlikeli.


Gelen maskeli, cübbeli, ve kara. Bunların hepsi bir savaş narası için yeterliydi. Bu çuruk korulukta bir savaş başlıyordu.

Maskeli, şaşkın ama sakin hemen elini malzemelerine götürdüğü birazdan pis bir yanık et kokusu havası saracaktı.

Ama üzerine çöken, bir andan geliveren soylu onu yere indirdi. Alevde zıgara ertelenecekti. Şovalye son 30sn içinde bir dost, bir düşman bir de istenmeyen bir yoldaş edinmişti.

Bu koruluğun senfonisi devam ediyordu. Yeniler geliyordu ama bu sefer entrumanlar farklıydı, bir lisandı duyulan:

- ghjkşl fulgha
- ghaldef KAPREDA

Sesleri tanıyanlar tanıdı; iki goblin tartışıyordu minik bir ceylan yavrusu üzerine.

**devamı sonraya.[signature][hline]Berk, 17 Ocak 2005 01:54 tarihinde demiş ki:
mimarlık2.sınıf adam tasarımdan ne anla diyorum sadece...


haklıdır anlamam.

http://golge-i-khan.deviantart.com/gallery/
Mesaj tarihi:
bir hışırtı ufak da bir takırtı, eski "yeni" çoktan dallar arasında.

iki ufak lanetli, kaygan, cıvık goblincik. Birinin baltası ufak ve kirik, ondan daha da kısa olan ise catlak bir kalkan tasiyor. Diger elinde ise bir bıçaktan uzun, kısa bir kılıçtan dahi kısa bir kılıç.

Boyu ufak, içi pislik dolu gözleri ise daha can vermemiş bir ceylan yavrusu üzerinde odaklı. Biri kuyruğundan çekiştiriyor, diğeri kulaklarından. Ceylancığın dersi bu miniklerin hırs/güç kavgası ortasında gerile gerile yırtılmış/yırtılıyor.

***devam edecek[signature][hline]Berk, 17 Ocak 2005 01:54 tarihinde demiş ki:
mimarlık2.sınıf adam tasarımdan ne anla diyorum sadece...


haklıdır anlamam.

http://golge-i-khan.deviantart.com/gallery/
Mesaj tarihi:
Tam demek istediğini kavrayamadım,
dragonlance (ejdarha mızrağı yerine) yazmamı mı tercih ederdin;
yoksa şikayetin, oyunun "ejdarha mızrağı dünyasında geçmesi mi ?"


Eğer şikayet ettiğin nokta ilki ise (türkçe yazmak),
ben kısaca bir Türk'üm ve Türkçe konuşuyorum : ). Kullanılmayan şeyler paslanır, genelde herkesin ortaklaştığı "abi dragonlance demek kadar havalı olmuyor" yargısının nedenibizim Türkçe'lerini kullanmamamız. Kullanmamamız sonucu, kulağıma kaba, karga gelmesi. Alışmaya çalışıyorum.

Yok eğer ikincisi ise (ortam(setting)'in ejdarha mızrağı olması ise), bu konuda kendini biraz açman gerek. Neden böyle düşündüğün konusunda ?[signature][hline]Berk, 17 Ocak 2005 01:54 tarihinde demiş ki:
mimarlık2.sınıf adam tasarımdan ne anla diyorum sadece...


haklıdır anlamam.

http://golge-i-khan.deviantart.com/gallery/
Mesaj tarihi:
bak dostum sorun bunlar deil. bi dünyada herkes kahraman olmamalı. unutulmuş diyarlarda böyle bişey yok; yüzüklerin efendisinde böyle bişey yok; ölüm kapısında yok; shannaranın kılıcında yok; büyücüde yok... anlıcan çok saçma bu kadar karakter sadece para kazanmak amaçlı olur
Mesaj tarihi:
saçma lafını sana iade ediyorum. yani ejderha mızrağını yazanlar para kazandı da, unutulmuş diyarları yazanlar para mı kaybetti?
ejderha mızrağındki karakterler özenerek yapılmış karakterlerdir. para kazanma kaygısıyla yapılan ucuz kahramanlar değil
Mesaj tarihi:
100 kitabi aşmış bi seri nedir abi? bi dünyada bu kadar çok kahraman olmamalı. tamam hepsi para kazanıyo ama hakkıyla kazanan war haksız kazanan war. şu anda Ejderha mızrağı serisinden kitapları çöpe atmamamın tek sebebi kitablara sonsuz saygı duymam
Mesaj tarihi:
ejdarha mızrağını tartışacağımıza göre yerisi burası değil.
Yeni bir konu başlı açmanı isteyeceğim, çünkü burası bizim grubun özetlerinin ve iletişimin gerçeklemesini planladığımız bir platform.

Ejdarha Mızrağını orada tartışırız.[signature][hline]Berk, 17 Ocak 2005 01:54 tarihinde demiş ki:
mimarlık2.sınıf adam tasarımdan ne anla diyorum sadece...


haklıdır anlamam.

Mesaj tarihi:
Pardon Golge-i Khan'ın msjını görmemişim:(

PS:bir Golge-i Khan yazamadım ne rezilim ya:)

PS2:Yine yanlış yazdım...

[Bu mesaj ssj4songoku tarafından 19 Şubat 2005 18:33 tarihinde değiştirilmiştir]

[Bu mesaj ssj4songoku tarafından 19 Şubat 2005 18:33 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
bu cuma inşallah maşallah olacak gibi.
Stat yollayın.[signature][hline]Berk, 17 Ocak 2005 01:54 tarihinde demiş ki:
mimarlık2.sınıf adam tasarımdan ne anla diyorum sadece...


haklıdır anlamam.

Mesaj tarihi:
Nigth_Bear'a sonuna kadar katılıyorum.Ben küçük yaştan beri fantazi türünden kitaplar ve FRP ile ilgiliniyorum.Herkesin beğendiği bütün kitapları hemen hemen okudum.Ve çoğunu beğenerek okudum.(Tolkien usta hariç onun için "harika"kelimesi sönük ve çok yetersiz kalır).Bence "Drogonlance"serisi tamamen para kazanmak için dewamı getirlmiş bir seri.Hiç kimse Drogonlance eskisi kadar iyi diyemez ve bunu savunamaz.Fantezi eser türünde kitap yazmak öncelikle para için değil insanın hayallerini yansıtmak için yazılmış türde kitaplardır.Bana katılmayanlar büyük usta Tolkien'in hayatına bakabilir.(tabi bunlar sadece benim yorumlarım kimse kızmasın...)

Saygılarımla...[signature][hline]---Tecavüz Kaçınılmazsa Zevk Almaya Bak---
;)
Mesaj tarihi:
said:
Golge-i_Khan, 19 Şubat 2005 18:21 tarihinde demiş ki:
ejdarha mızrağını tartışacağımıza göre yerisi burası değil.
Yeni bir konu başlı açmanı isteyeceğim, çünkü burası bizim grubun özetlerinin ve iletişimin gerçeklemesini planladığımız bir platform.

Ejdarha Mızrağını orada tartışırız.


Extra_666 bu mesaj'ı oku ondan sonra attığın mesajı bir düşün...[signature][hline]"Sword is a weapon. Swordmanship is learning how to kill. No matter what ideals you claim how you call it, that is the only truth" Hiko Seijuro

:hrr:"Öğretmek kendinde başlar.İlk önce kendine öğret sonra başkasına" :hrr:
Mesaj tarihi:
heh bizim (bursa..) arkadas grubuyla sayisiz kez başlamiştik ama sonunu görmek hich bi zaman nasip olmadi.. şans.. hep ukte olarak kalacak güzelim dl dünyasinda bi oyun atmak..
mmolar cikti masa üstünün hayati kaydi.. bizim icin..

Ölüm Kapisini konu alan bi oyun atan yokmu hich yaa oynayamasakta okurduk..[signature][hline]
"All those moments will be lost...In time...like tears...in rain." /Bladerunner

Deviant
Mesaj tarihi:
*hmpf*
ki anlaya.


Ötesine gelirsek, bu hafta oyun olmadı özürlerimi sunuyorum lakin bu hafta sonuna research paper (sanat eleştirmede/yrataımında izlenmesi gereken yol) hazırlamam gerek.

Aynı zamanda pazartesi gününe "bir mutfak ama bir sergi" projemi bitirmem/sunmam/insanları ikna etmem gerek. Yeni düşünce tarzımı ilk defa uygulayacağım için ve yine muhtemelen hocalardan "sert" tepkiler alacağım sebebiyle güçlü bir sunum olması gerekiyor.

Ayn zaman rölöve dersimizin ölçek 1/20 olan kesit ve planları çizilmesi/ölçülmesi lazım.

Ve yine arada Hocama söz vermiş olma sebebimle "mimari tasarım kuramları" dersi için "mimaride endüstirleşme" üzerine araştırma yapmam hatta hocanın tabiriyle insanlara anlatmaya önemsemem gerekiyor.

bu ödevlerin hepsi salı gününe kadar bitmiş olmalı ki bu da benim hiç uyumam gerekliliğini doğuruyor.[signature][hline]Berk, 17 Ocak 2005 01:54 tarihinde demiş ki:
mimarlık2.sınıf adam tasarımdan ne anla diyorum sadece...


haklıdır anlamam.

×
×
  • Yeni Oluştur...