DiabloTyrael Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 Ben Türk olmaktan kendimi mutlu ve gurur duyuyorum. Türk olmak zordur tabii.. Ama ben size anlatmak istediğim çok şey var hatta paylaşmak istiyorum. Kopyala-Yapıştır"Copy-Paste"ması falan yapacağımı hiç zannetmiyorum ben internet ve kitaplardan faydalanılarak buraya yazmak istiyorum Sizler için. isteyen okursunuz istemeyen okumayınız ve yazmayınız. Orduseveler için; Türk Ordusu Türk Milleti'nin şerefidir Türk Ordusuna çok ilgi duymanızı isterim. Türk ordusunu biliyorsunuz tabii ki, Türk Ordusu Türk Milleti'nin şerefi olduğunu unutmayalım. Tarihin bilinen en eski düzenli ordusunu Türkler kurmuştur. Doğuştan bir askeri zeka ve kabiliyete sahip olan Türklerin ismi, tarih boyunca “asker” kelimesiyle bir arada kullanılmıştır. Bu yüzdendir ki; “Her Türk asker doğar!” terimi yabancı milletlerin bile kabullendiği bir cümle olmuştur. Türk ne demek? Neden ben Türk'üm? İşte "Her Türk asker doğar!" Ordumuza duyulan sonsuz güvenimiz olduğunu hatırlatalım, Ülkemiz üzerinde sinsi emeller besleyenlerin faaliyetlerini bugüne kadar hep boşa çıkarmış olan Türk Silahlı Kuvvetleri, dün olduğu gibi bugün de pusuda bekleyen düşmanlarını fiili bir saldırıya girişmekten caydırmakta, kahramanlığı, vatanseverliği ve askeri dehasıyla tüm dünyanın hayranlığını kazanmaya devam etmektedir. Şanlı Türk ordusu bugüne kadar, hiçbir karşılık beklemeksizin memleketimizin ve milletimizin hayrını, güvenliğini ve bütünlüğünü gözetmiş; tüm kurumlarıyla Cumhuriyetimiz'in, laikliğin, hukukun ve demokrasinin savunucusu olmuştur. Her türlü siyasi tartışma ve çekişmenin üstünde yer alan mukaddes bir kurum olan Türk ordusu, Türk Milleti'nin sahip olduğu toprakları işgalcilerin elinden kurtarmış ve Cumhuriyet tarihi boyunca da bu toprakları her türlü iç ve dış düşmana karşı kahramanca müdafaa etmiştir. Büyük Önder Atatürk’ün, "Ordumuz; Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarfetmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkansız teminatıdır" ifadesiyle de dikkat çektiği gibi, Ordumuz varlığımızın en önemli güvencesidir. Öyle ki Şanlı Tarihimiz var olduğunu söylemek isterim. Şanlı Türk ordusu, Önce Balkan Savaşları'nda büyük bir Slav ittifakıyla; sonra I. Dünya Savaşı yıllarında, Çanakkale'de, Kut-ül Amare'de, Süveyş'te, Kafkasya'da dünyanın en güçlü ordularıyla; ardından Kurtuluş Savaşı'nda İngiliz desteği ile Anadolu'yu işgal eden Yunan ordusuyla savaşmış ve böylece tüm bu toprakları o asil kanıyla sulamış bir ordunun mirasçısıdır. Ardından, sahip olduğu üstün yetenekler, disiplin ve kararlılığı ile Avrupa'nın yayılmacı güçlerini frenleyen, II. Dünya Savaşı yıllarında tüm Avrupa'yı işgal eden Hitler'i dahi caydıran, Sovyet tehdidine karşı dimdik ayakta duran, Kore'de kahramanlık destanları yazarak tüm dünyanın gıptasına mazhar olan, Kıbrıs'ta gözüpekliğini ve kararlılığını tüm dünyaya göstermiş bir ordudur. Türk ordusu şanlı bir geçmişe dayanmaktadır ve bugün de hala aynı vasıfla Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük güvencesi olmaya devam etmektedir. Bu ise, kuşkusuz vatanını ve devletini seven her Türk'ün göğsünü kabartmaktadır. Milletimizin ordumuza olan inancı ve güveni tamdır. Yapılan tüm kamuoyu anketlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, milletimiz tarafından "ülkenin en güvenilir kurumu" olarak gösterilmesi de bunun bir ifadesidir. Türkiye, dünyanın en hassas coğrafyasında yer alan bir ülkedir. Türkiye'nin üç ayrı dış politika yönü, yani Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya, onyıllardır süren çatışmaların ve önümüzdeki onyıllarda süreceği aşikar olan çıkar mücadelelerinin odak noktalarıdır. Sahip olduğu güçlü Osmanlı mirası, stratejik konum, doğal zenginlikler, Türkiye'yi pek çok dış gücün hedefi haline getirmiştir ve getirmeye devam etmektedir. Bu tehditlere karşı Türkiye'nin en büyük güvencesi ise, her zaman kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri olmuştur. Geçmişe baktığımızda, kurulduğu günden bu yana Türkiye Cumhuriyeti'nin dış düşmanlar tarafından tehdit edildiğini ve her defasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kahramanca mücadelesi ve basiretli taktik ve stratejileri vesilesiyle bunları bertaraf ettiğini görebiliriz. ATATÜRK VE TÜRK ORDUSU "Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir." Asil Türk Milleti olduğunu belirletmek isterim. Vatanına, özgürlüğüne ve şerefine düşkün olan Türk Milleti'nin, milli varlığı ve bağımsızlığı uğruna gösteremeyeceği kudret ve fedakarlık yoktur. Kurtuluş Savaşı Türk'ün bu üstün seciyesinin tüm açıklığıyla ortaya konduğu çok şerefli bir mücadele olmuştur. Atatürk de dünyanın en donanımlı ordularına karşı Milli Mücadele'yi başlatırken Türk Milleti'ne olan güvenini sık sık dile getirmiş ve Türk Ordusunu en büyük destekçisi olarak görmüştür. Atatürk'ün bu konuyla ilgili bazı sözleri şu şekildedir: [i]Ordu, Türk Ordusu, işte bütün milletin göğsünü itimat (güven), gurur duygularıyla kabartan şanlı adı. Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş
DiabloTyrael Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 Konuyu açan Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 Atatürk: "Türk çocuğu atalarını tanıdıkça..." Bakın, Atatürk'ün "Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır" sözü, "Ne Mutlu Türkiyer diyene" sözü, 1933. "Türk'ün hasassiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür, böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir", 1919. "Ya İstiklâl, ya ölüm" "Bu millet, ekonomik bağımsızlığını elde ederse..." Ermeniler ve Rumlar bize ne diyor? Ben bunları Avrupalı'ların gözüyle görüyormuşum, bakıyormuşum, Avrupalı nasıl bakıyorsa bende öyle bakıyormuşum. Barbarlar, köpek kafalılar, göçebeler Ermeniler mermeniler diyor. Türk akıncılar için Ermeni ve Rum kaynaklarında genellikle barbarlar, kurtlar, kurt kafalılar, köpek kafalı barbarlar ve benzeri nitemler kullanılmaktadır. Avrupa'nın barbarlığı Salkem diye bir şehrimiz var Hazar'lardan kalma, şu anda Doğ... kanalının suları altında. Maalesef, oradan arta kalan birçok Hazar eserini bugün İsrailliler yok etmektedirler. Barbarlığa gelince; Bizans'ta arenalarda insanları dövüştürüp öldürenler, Engizisyon Mahkemeleri'nde yargılayanlar, Endülüs'ü yerle bir edenler, yani yüzbinlerce insanı katleden, milyonlarca insanı katleden Napolyon'lar, Stalin'ler, Hitler, Musolini dururken, bunlar barbar değil de Türkler mi barbar ??? Türkler barbar değildir herkes biliyor, kabul ediyor ki ama Avrupalı'lar dışında. Ne olmuş onlara, boşverin. Bize ne diyorlarsa desin biz de aynı deriz. Batı, yıkanmayı Türkler'den öğrendi!.. Haçlı Seferleri'yle Batı yıkanmayı öğrenmiştir Türkler'den, banyo yapmayı öğrenmiştir. Haçlı Seferleri olmasa, o zamana kadar Batı'da küvet denilen bir şey dahi yoktu. Haçlı Seferleri sayesinde suyu, sabunu görmüşlerdir Türkler'den. Yani, bunları Batılılar'a sizin söylenmeniz lâzım. "Ey Batı, sizin medenî değil dediğiniz Türkler'den çok şey öğrendiniz" demeniz lâzım. Osmanlı, Türk sözcüğünü yasakladı mı? Bilindiği gibi, gerek Selçuklular Dönemi'nde, gerekse Osmanlılar'ın ilk yıllarında Türkmen sözcüğü göçebe anlamında kullanılmıştır. Ayrıca, Osmanlılar için Türk sözcüğü de göçebe anlamında kullanılmıştır. Ayrıca, Osmanlılar için Türk sözcüğü de göçebe anlamına gelmektedir genel olarak. Bu nedenle, bütün İmparatorluk tarihi boyunca neredeyse Türk ve Türkmen sözcüklerinin kullanımı ayıp sayılmış, dolaylı bir biçimde de olsa yasaklanmıştır. Yani göçebelik, Türklük, Türkmenlik eğer dediğim gibi kötü bir anlamı yoksa niye ayıplanırım, niye yasak sayılırım, onu anlayamıyorum. Ben de onu söylüyorum ya işte, bakın. Selçuklular Dönemi'nde de, Selçuklular kendilerine Rumi demişler, biz Batılıyız, Rumuz demişler, yani Mevlâna Celaleddin Rumi, kendisine "Rumi" derken, Batılıyım demek istiyor. O yıllarda da, Selçuklular Dönemi'nde de Türkmen sözcüğü göçebe anlamına kullanılmış. Yani, Türkmen sözcüğünü aşağılayıcı bir anlamda kullanmaya gayret etmişler. Avrupalı İneklerine parfüm mü sıkıyor? Bir insanın en değerli varlığı hayvanıysa, en değerli varlığı hayvanıysa, Anadolu'da hâlâ, hele hele Doğu Anadolu'da falan, Orta Anadolu'da en değerli varlığı hayvanıysa, hayvanıyla berbare yaşıyorsa bir yerde, Christian Dior parfümü kokmaz bu insan. Niye koksun? Doğru ki, bakın bu söylediklerimin farklı bir söylem. Ama onu soran Avrupalıya da şunu sormak lâzım: "Kardeşim, sizin köyünüzdeki ineklere parfüm mü sıkıyorsunuz?" demek lâzım. Yani, yapmayın, oradaki inek de aynı şeyi yiyor, aynı şeyi çıkarıyor yani, yapmayın. Ben bunu savunmaya karşıyım tabii... Niye? Bizim ineklerimiz kötü, onların inekleri iyi mi diyorsunuz İnekler meselesi değil ki. Ben ona, sizin inekleriniz, benim ineklerim... "Ben böyleyim kardeşim, çekil, benimle ilgilenme." Ama olmaz işte, o zaman yanlış olmuyor mu? Yani, biz böyleyiz diyeceğiz, sen çekil diyeceğiz adama, ama adamın eleştirisini yapmayacağız; o zaman tek yanlı olmuyor mu?? Ya eleştirisi değil ki. Onun gözüyle ben kendi kendimi eleştirip yok etmeye çalışıyorum :) Ben onun gözüyle kendimi görmesem, kendi gözümle kendimi görsem, kendi gerçeklerimi görsem ve kendimi ona karşı da savunuyormuş durumuna düşürmesem, yani "vay senin hayvanın kokmuyor mu, benim hayvanım kokuyor" savunmasına girmesem.. :) Neyse Kurtuluş Savaşı'na eleştiri Doğrusu, Kurtuluş Savaşı'nı da Hollywood sinema mantığının filmi anlatırmış gibi, Karadeniz'i köhn bir tekneyle geçip 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basarak Anadolu'nun üstüne bir güneş gibi doğan Mustafa Kemal'in tek başına başlattığı ve başardığı bir olay şeklinde değerlendirmeye kalkışmak, hemen belirtelim ki, bizce öncelikle Mustafa Kemal'in kendisine saygısızlıktır. Çünkü, ne Mustafa Kemal serüven peşinde koşan bir Süpermen veya Rambo'dur, ne de Kurtuluş Savaşı bir Süpermen veya Rambo'nun başardığı bir akıl almaz serüvendir. Yani, burada, bu sözlerim belki bazıları tarafından yanlış anlaşılabilir, yani "Atatürk Süpermen değildi, bu kadar büyütmeyin" gibi olabilir. Bir taraftan da şöyle anlaşılabilir: "Atatürk, arka
Albert Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 said: Tarih_hastasi, 31 Aralık 2004 17:43 tarihinde demiş ki: Ermeniler ve Rumlar bize ne diyor? Ben bunları Avrupalı'ların gözüyle görüyormuşum, bakıyormuşum, Avrupalı nasıl bakıyorsa bende öyle bakıyormuşum. Barbarlar, köpek kafalılar, göçebeler Ermeniler mermeniler diyor. Türk akıncılar için Ermeni ve Rum kaynaklarında genellikle barbarlar, kurtlar, kurt kafalılar, köpek kafalı barbarlar ve benzeri nitemler kullanılmaktadır. Aslinda ne dedikleri cokta onemli degil, milletce tukursek bogulacaklar hala bazi asli olmayan $eyleri diretmeye cali$iyorlar, Turk'ler hic bir zaman rahat duran azinliklara eziyet etmemi$, tam tersine rahat ya$amalari icin ellerinden gelebilecek her turlu kolayligi saglami$lardir, fakat adamlarin uzerine carpitmakta usta yok...[signature][hline]Katrani kaynatmakla olmazki $eker, cinsini s..tigim cinsine ceker. Msn | Icq | E-mail | Math | Galatasaray 1905
forgiver Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 çok uzun :([signature][hline]be the vanquisher, to forgive
Lucas Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 said: Math-, 31 Aralık 2004 21:47 tarihinde demiş ki: said: Tarih_hastasi, 31 Aralık 2004 17:43 tarihinde demiş ki: Ermeniler ve Rumlar bize ne diyor? Ben bunları Avrupalı'ların gözüyle görüyormuşum, bakıyormuşum, Avrupalı nasıl bakıyorsa bende öyle bakıyormuşum. Barbarlar, köpek kafalılar, göçebeler Ermeniler mermeniler diyor. Türk akıncılar için Ermeni ve Rum kaynaklarında genellikle barbarlar, kurtlar, kurt kafalılar, köpek kafalı barbarlar ve benzeri nitemler kullanılmaktadır. Aslinda ne dedikleri cokta onemli degil, milletce tukursek bogulacaklar hala bazi asli olmayan $eyleri diretmeye cali$iyorlar, Turk'ler hic bir zaman rahat duran azinliklara eziyet etmemi$, tam tersine rahat ya$amalari icin ellerinden gelebilecek her turlu kolayligi saglami$lardir, fakat adamlarin uzerine carpitmakta usta yok... +1,ermeniler doğu anadoluda biz cephelerde savaşırken arkamızdan ayaklanma çıkadıkları için devlet kararıyla topluca sürgüne yollanmıştır.ve şuan yaşadıkları bölgeye kabileler halinde götürülmüşlerdir.bu göç sırasında salgın hastalık,yol eşkiyaları gibi etmenler yüzünden 200.000 ermeni yolda ölmüştür.işte ermeniler buna soykırım diyor yazık avrupada bunu kabul ediyor düşünün artık adamlar bizi nekadar çok seviyor :)[signature][hline]Lucas hele bir ışıklar sönsün hele bir kapansın kapılar sular durulsun bıçak atacağım daha on iki'den kısa devre yapsın kalbim ellerim inatla dökülsün cigaraya dağlar daim büyüsün sular köpürsün sen beni ozaman gör... hele küssün meydanlar dehşetin oğlu ölsün ağır bir köpek karanlığı ve tüm mayınlar patlasın sen beni ozaman gör..
gokhaan Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 Mesaj tarihi: Aralık 31, 2004 imzam yeterli sanırım.[signature][hline]TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN TURKİYE HALKINA TURK MİLLETİ DENİR. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.. M.KEMAL ATATÜRK [Bu mesaj crocodile tarafından 31 Aralık 2004 23:35 tarihinde değiştirilmiştir]
LasT_SuRviVoR Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 crocode sonuna kadar destekliyorum imzanı , tarih hastası senıde , ordumuzun her şeye gücü yeter , askeri olarak yenemiyorlar bu devleti , bunu artık iyice anladılar , tek uzmanlaşmamız gereken Topyekün savaş..[signature][hline]Muhtaç oldugun kuvvet damarlarındaki asil kanda mevcuttur !
DiabloTyrael Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 Siz de haklısınız. Ermeniler bize ne diyorsa dersin biz de aynı söyleriz. Ermenilere diyorum ki Sevr'e umutlu, tembel, dinsiz, yalancı, büyük devleti kurmayı bilmeyen ve arkamızda vuran deli bir ırk. Rumlar da aynı öyledir.Türkiye'deki yaşayan ermenilere demiyorum. AB karşısında Türkler Son 200 yıldır Avrupalılaşabilmek bile, Avrupalı'ların bir dediğini iki etmediğimiz hâlde olmamıştır! Bizim Osmanlı aydınlarının ta Lâle Devri'nden bu yana sürkeli olarak kurtuluşu Batı'da aramaları, Batı'da ararken de tamamen Batı'dan kültür getirmeleri, yani yabancı bir kültürü bu topluma getirip bu toplumun yaşam biçimi hâline getirmeye çalışmaları. Yani, Osmanlı İmparatorluğu ekonomik sıkıntılar içerisinde hızla gidiyor, ekonomik sıkıntıları toplumsal içinde irdeleyip çözmek yerine tamamen bir kültür sorunuymuş gibi alıp Batı kültürü getirip yerleştirirsek, işte Lâle Devri'ndeki Fransız evlerini kurarsak veya Tanzimat'ta İtalyanlar'ın Ticaret Yasası'nı, Fransızlar'ın bilmem Ceza Yasasını, İngilizler'in bilmem ne yasasını alırsak, Batılı'ların istekleri doğrultusunda hareket edersen sanki kurtulacağız, toplumsal kurtuluş sağlayacağız sanmışlar!.. Şimdiki gibi, aynı hata bugün işleniyor, aynı hata. İşte ben bunun için söylüyorum Aynı hatanın bugün değil de, 200 yıldır işlendiğini söylüyorum. Hep işleniyor, tabii hep işleniyor, 200 yıldır aynı hata. Ne yapılması gerek bize göre? Batı'da değil kendimizie mi arayalım? hem Batı'da, hem kendimizde mi? Önce kendimizde arayalım. Önce kendimizi, yani idealize etmeden, hiç idealize etmeden bütün gerçeklerimizle ortaya koyup yani diyelim ki Günseli Başar Hanım, "Ben gittim, köy gezdim, kokuyorsun, ne olur yıkan, kokma dedim" diyor. Ben de bütün Türkler'e söylüyorum, yıkanın da kokmayın diye. Yani bunu hiç örtbas etmeden, kat'iyen bundan gocunmadan, bunu ayıp saymadan, kendimizi idealize etmeden tartışarak kim olduğumuzu ortaya koyup Batılı'lara karşı ancak öyle kurtuluruz. Mustafa Kemal öyle kurtulmuş. Ve ancak işte onu yaparsak, eğitimse, nasıl bir eğitim yapacağımızı, kendimizi bilirsek nasıl bir eğitim yapacağımızı görürüz. Bence Köy Ensititüleribu toplumun temel okullarından bir tanesi, mesleğe yönelik bir okul. Mustafa Kemal'in eğitim reformunda mesleğe yönelik olmayan hiçbir eğitim yoktur. Bütün eğitim reformu, bütün, ilkokuldan üniversiteye kadar... Bırakın Köy Ensititüleri ve ona gibi şeyleri, bugün meslek okulları bile, meslek liseleri bile neredeyse yok. Kalmadı. İşte o yüzden söylüyorum. Yani ne yapacağımızı, kendi toplumsal yapımızı bilmediğimiz için ne yapacağımızı bilmeden Avrupalı'ların dürtmesiyle bir yerden medet ummak... Bir kör döğüşe girmişiz. Atatürk'ün tarihe ışık tutan sözleri: "Türkiye maymun değildir" 1927'deki yayınlanmış orjinal Nutuk. 547'nci sayfasının tercümesi, yani bugünkü Türkçeye çevrilmesi: "Türk milletini medenî cihanda lâyık olduğu mevkiye yükseltmek ve Türk Cumhuriyet'ini sarsılmaz temeller üzerinde her gün daha ziyade takviye etmek." Şimdi, Avrupa Birliği sevenlerin en büyük dayanaklarından bir tanesi, Atatürk'ün Batıyı bize hedef olarak gösterdiğidir. Şu elinizdeki orijinal metin ve Atatürk'ün en büyük yazılı metnidir. Burada göreceğiniz gibi, çok açıklıkla hedeflenen Batı değil muasır medeniyettir. Muasır medeniyet dünyanın her tarafındaki medeniyettir, yalnız Batı kastedilmemiştir. Bakın, 29 Ekim 1930, yer Türkiye Cumhuriyeti Kutlamaları için Türk Ocağı Genel Merkezi. Orada Miss Ring diye bir Amerikalı gazeteci vardır, kendisine yanaşır, der ki "Ne zaman Amerikanlaşacaksınız, ne zaman Batılaşacaksınız?" Atatürk'ün cevabı aynen şöyledir: "Türkiye bir maymun değildir, hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne Batılılacaşaktır, o sadece özdeşecektir." Şimdi Avrupa Birliği, her şeyden önce kurulmakta olan Avrupa Birleşik Devletleri'ne Türkiye'nin büyük bir eyalet olarak katılması söz konusudur. Avrupa Birliği'ni oluşturma fikri de Amerikalı'larındır. Ondan daha önce Hitler, Napolyon, Roma İmp. ve Lidya Krallığı da var, yani tarihçesi çok eski. Şu anda Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu durum şudur: Oluşmakta olan, tarihte eşi emsali görülmemiş, zaman içerisinde oluşmakta olan bir Avrupa Birleşik Devletleri var ve bu Avrupa Birleşik Devletleri'ne Türkiye'nin hiçbir zaman girmesi söz konusu değil. Ama olabilirse tarihi almazsak söz konusu asla olmayacaktır. Ama, bu oluşmakta olan bu Avcrupa Birleşik Devletleri yıllardır Türkiye'ye adım adım girmektedir. Bu Gümrük Birliği meselesi de bunlardan bir tanesidir. Bunun neticseinde doğmakta olan devletin bir bayrağı vardır. AB bayrağı, Hıristiyanlar'ın simgesi Avrupa Ekonomik Topluluğu iken, ileride olacak devletin bayrağı Hıristiyan inancına göre, üzerine basıyorum, Hıristiyan inancına göre, çünkü orjinal metinlerde, bunun Meryem Ana'nın başındaki şu ritüeldeki, başındaki 12 yıldızın ilerideki Avrupa Birliği'nin bayrağı olması kararlaştırılmıştır. Renk de, Meryem Ana'nın pelerinindeki rengin maviliği se
Pirvan Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 Tarih hastası, kardeşim şu copy paste yapmaktan ziyade yaptığın kaynakların linkini ver de biz de girip okuyalım, değerlendirelim. En son kaynak istediğimde ufo sitesinin linkini vermişsin herhalde yemiyor nerden çaldıını söylemek bunca yazıyı. Atatürkçü Düşünce konusunda bu kadar hassassınız da biriniz bir dernekte çalışın eğer zahmer eden çıkarsa.[signature][hline]Yaşamın ALTIN kuralı: Altını Olan,Kuralı Koyar. Hordish Manner I kill two dwarves before i kill two dwarves And then i kill two more..
DiabloTyrael Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 said: Pirvan, 01 Ocak 2005 19:14 tarihinde demiş ki: Tarih hastası, kardeşim şu copy paste yapmaktan ziyade yaptığın kaynakların linkini ver de biz de girip okuyalım, değerlendirelim. En son kaynak istediğimde ufo sitesinin linkini vermişsin herhalde yemiyor nerden çaldıını söylemek bunca yazıyı. Atatürkçü Düşünce konusunda bu kadar hassassınız da biriniz bir dernekte çalışın eğer zahmer eden çıkarsa. Allah aşkına! Efendim şimdi bakın kaç kez söyledim, bunu copy-paste (kopyala-yapıştır) yapmadığımı anlamalısınız. İnternette değil ben pek çok kitaplardan esinlenerek yazdım öğrendim sizlerle paylaşmak için kısa yazdım. Ben yazdıklarımı tartışma programlardan öğrenerek not defterini yazdım. Buraya yazmam uygun olur mu, böyle kötü bir şey olur mu efendim?.. Türk ordusu'yla ile ilgili yazılarının yanına kaynaklarını belirlemiştim. Değerlendirmek istiyorsanız kütüphanelere gidin bakın okuyun öyle yapın ki bakalım. UFO Net sitemizin başka birşeydir niye bunu söylüyorsunuz ki [signature][hline]Tarih Türkler'de başlar---Pontus ve Bizans'ı Hortlatmak isteyenlere yanıt!---Türk Olmak---Vatan [Bu mesaj Tarih_hastasi tarafından 01 Ocak 2005 19:33 tarihinde değiştirilmiştir]
arcane Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 şanlı tarihimize bi dünya kupası ekleyemedik ona yanıorum :P[signature][hline]Word Up!
montezaus Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 1, 2005 gene mi copy paste... bak, rica ediyorum, bir forum kullanıcısı olarak dileniyorum artık. Biryerlerden dökümanlar buluyorsun ya, onları yayınlayacak yer burası değil. Bi site açarsın onlar hakkında, orda yayınlarsın. Foruma yazmanın da, tıpkı makale yazmak gibi kuralları vardır. Sen kendi düşünceni, açtığın tartışmayı, üzerine gidilecek ana sorunu belirtirsin, tezlerini de bu dökümanlardan örneklersin. Bunları yayınlamanın da bi anlamı kalmıyor o yüzden, foruma uyarlayıp yayınlaman gerekir. Ne olur, kendin birşeyler yaz, bunları da kaynak olarak göster, bakınız şurasında daha uzun açıklamaları vs. bulabilirsiniz de...[signature][hline]Let me back let me back, I promise to be good. don't look in the mirror at the face you don't recognize help me, call the doctor put me inside put me inside put me inside put me inside put me inside **no paranoia@ montezaus
Bither Mesaj tarihi: Ocak 2, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 2, 2005 Oha harbiden ayıp yeminle ayıp,bari bişeyler yazmakdan üşeniyor tartışmakdan üşeniyorsunuz adama bok atıp durmayın,genemi kopyala/yapışdır gibi.Tarih Hastası bunları kendisi emek,emek yazıyor uğraşıyor ama bazı arkadaşlar ya laf olsun diye konuşuyorlar yada o taş kafaları almıyor,emeğe saygınız olsun birazcık.
montezaus Mesaj tarihi: Ocak 2, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 2, 2005 hmm kusuruma bakma sonraki açıklamanı okumamıştım hasta, ama söylediklerim hala geçerli, genel birşeyler yazıp döküman olarak bu yazdıklarını kullansan çok daha uygun olur ki bunu burada tartışmak da çok uygun olmaz, konunu dağıtmayalım. Gene de araştırmaların için teşekkürler, biraz da forum formatı diyorum sadece..[signature][hline]Let me back let me back, I promise to be good. don't look in the mirror at the face you don't recognize help me, call the doctor put me inside put me inside put me inside put me inside put me inside **no paranoia@ montezaus
Kane13 Mesaj tarihi: Ocak 2, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 2, 2005 yazıyı okumadım ama türk olmaktan gurur duymak için 80 yıl öncesi veya onunda öncesine gitmen lazım.daha haberlerde yeni çıktı 50 kişi toplanmış turist kızı sıkıştırıp taciz ediyorlardı.kıl oluyom bu olaylara ama siz gurur duyuyosunuz.tamam haklısınız dünyanın kaderini yıllarca etkilemiş bir toplumuz ama bizi barbar diye nitelediklerini unutmayın.içimden bütün avrupatı karşıma alıp şanlı tarihimiz ve bize yaptıklarını anlatmak istiyorum.[signature][hline]İmzasını bulmayan adam:(
Laurelin Mesaj tarihi: Ocak 3, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 3, 2005 tarih hastasının yazılarına attıgım son posttur bu artık bıktım dırek copy paste guzel bende gırıyım wıkıpedıa ya butun sayfaları patıcıge kopyalayalım[signature][hline]Hiko Seijuro,öğrencisi Kenshine bılınmıyen bir tarihde demişki: Sword is just a weapon,Swordmanship is learning how to kill.
DiabloTyrael Mesaj tarihi: Ocak 3, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 3, 2005 ne demek copy-paste? bakın internetteki başka sayfalarından kolay kolay kopyala-yapıştırmam!.. Atatürk'ün sözleri Nutuk kitabından alınmıştır. Tarih ile ilgili araştırmalarım ve düşüncelerim tamamen Kazım Mirşan'a dayanıyor. Siyasi ile ilgili Attila İlhan'a dayanıyor. Ben onların konuşmalarını dinleyerek notunu yazdım. Tv programlarında konuşmalarına dikkatle aldım ve notunu da yazdım ve buraya sizler için yazmıştım. Onların kitapları ben de var ondan yazılarını alarak size gösteriyorum ve kaynak yazdım bakmadınız mı? Copy-paste falan olayı bıktım. Türk Ordusu ile ilgili kaynakları gösterdim size. Görmediniz mi?.. çocuk değilim!.. 20 yaşındayım. "Tarih_hastasi" adlı özel nicki'mdir asıl nickim _Diablo_Tyrael_. idi, bana lakaplarınızı ya da saçma isimleri tavsiye etmenizi istemem. Neyse geveze etmeyiniz ben ne yapacağımı siz işe karışmayacaksınız. Bana ne yahu? Umrunuzda değil mi ?.. Tvde tartışma programında hocalarını dinleyin konuşmalarına dikkatle alıp not defterine yazın ve buraya yazın yeter. Bunlar internette falan yok!. Kitaplar ve Tv'deki tartışma programlarında var mesela Ceviz Kabuğu Programı, Siyaset meydanı v.b. Burada tartışmamız mümkün değildir. Lüften Türk politika, AB, Tarih, Dünya gibi şeyleri tartışmak istiyorsak bunu yapalım.[signature][hline]Tarih Türkler'de başlar---Pontus ve Bizans'ı Hortlatmak isteyenlere yanıt!---Türk Olmak---Vatan
GEd Mesaj tarihi: Ocak 3, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 3, 2005 ilk postunun basina copy paste olmadigini belirtmissin , ancak daha once actigin 10 konunun 9 u kopyala yapistir oldugu icin insanlar onyargili yaklasiyorlar.
DiabloTyrael Mesaj tarihi: Ocak 3, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 3, 2005 Ha Türk ordusunu demek istemişsiniz ki ben yapmadım tabi.. Harun Hahya sitemizden alınmıştır. Ne gerek var ki?..
DiabloTyrael Mesaj tarihi: Ocak 7, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 7, 2005 hmm biz o savaşı, yani Kurtuluş Savaşı'nı niye yapmıştık, yeniden düveli muazzama kulu olmak için mi?..[signature][hline]Tarih Türkler'de başlar---Pontus ve Bizans'ı Hortlatmak isteyenlere yanıt!---Türk Olmak---Vatan
Golge-i_Khan Mesaj tarihi: Ocak 8, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 8, 2005 ben öncelikle neden "biz " ağzından konuştuğunu anlayamadım. Bunun nedeni dava edilmeyi engellmek mi ? ötesinde yazdıklarının hepsini okudum ama çok kopuk olmuş, tak tak atlıyorsun koudan konuya. lakin bir fikir yazısında "şanlı" "ulu" gibi sıfatlar kullanırsan objektif gözükmüyor direk göreceliğe çekiyorsun.[signature][hline] deli haci demiş ki Gidemediler. Almanlar onları saatte 10.000km yapan dikine kalkan, yatay düzlemde parande atabilen avcı bombardıman keşif uçaklarından açılan lazer ateşiyle yolda düşürdü.
Numb Mesaj tarihi: Ocak 8, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 8, 2005 silah veriyorlar anne . bana öldür diyorlar.. yat diyorlar anne. kalk diyorlar. beynimi yiyorlar anne.. beynimi yiyorlar..[signature][hline] sevdasız bir iklimde çember çeviriyordu yüreğimki sen çıktın gene ağaçların köklerinden. Her yıktığım ağaç sen büyüdün. Yüreğimi çizdiğin bir bardak biradan, içerimi sildiğin bir silginden külleri savurdum rüzgara, kalanları diktim tekrar kestiğim boynundan çıkan kanlarla suladığım çınara. Kustum, tiksindim sonra. [Bu mesaj Numb tarafından 08 Ocak 2005 03:17 tarihinde değiştirilmiştir]
Infeqted Mesaj tarihi: Ocak 8, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 8, 2005 1924 Anayasası Madde 88- Türkiye’de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese “Türk” denir. Türkiye’de veya Türkiye dışında bir Türk babadan gelen yahut Türkiye’de yerleşmiş bir yabanci babadan Türkiye’de dünyaya gelipte memleket içinde oturan ve erginlik yaşina vardiginda resmi olarak Türk vatandaşligini isteyen yahut Vatandaşlik Kanunu geregince Türklüge kabul olunan herkes Türktür. 1961 Anayasası MADDE 54.- Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. Yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlık durumu kanunla düzenlenir. 1982 Anayasası MADDE 66.– Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Son cümle mülga: 3.10.2001-4709/23 md.) bumu yani turkluk tanimi[signature][hline]café del mar´dan carte blanche´ye
DiabloTyrael Mesaj tarihi: Ocak 8, 2005 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 8, 2005 Harun Yahya'yla ilgisi yok. Kitapların içinde büyüdüm, bütün zamanı tartışma programları dinleyerek not defterimi yazdım, belgesellere izleyerek hafızama örnek aldım. Ama benim yazdıklarım internette kopyaladığımı falan yok. Siz öyle yazdığınız beni biraz üzmüş olduğunu bilmeniz isterim. Aslında gözlüklü, zayıf ve korkak biri değilim. Ceçenistana gitmiş, birçok kurs ve spor eğitimlerde görmüş, son sporum Body'i çalışmakta olan ve rusça ve azerice'yi bilen MHP'ye bağlı Ankara Türkçüleri üyesiyim. Devlet Bahçeli yaşlı gibi yani :) Lâkabım Cagirev idi. Atatürk gibi olmaya çalışıyorum Nutuk kitabında ben ondan çok etkileniyordum. Neyse Beni sevmeyenler var, kıskananlar da var. Benim az dostum vardır, birçok kimseye dostluk gösterdim, onlardan bir dostluk göremedim. Yine de dostluktan vazgeçmedim ;) benim sorumu anlayamadınız. Böyle olacaksa, Kurtuluş Savaşı'nı niçin yaptık? Şimdi söyleyeyim, herhâlde onun için yapmamıştık o savaşı. Çünkü inceledikçe, üstünde durdukça, düşündükçe olayları birazdan yukardan izledikçe korkunç bir şey meydana çıkıyor. Türkler'i Avrupa'dan ve Ön Asya'dan silmek için yüzyıllarca uğraşmışlar, tam bu işi başarıyoruz diye rahatladıkları sırada, 1919, 1920'li yıllarda başarıyoruz diye rahatladıkları sırada, 1919, 1920'li yıllarda birdenbire Türkler hesapta olmayan bir tepkiyle vaziyetle yeniden hâkim olmuşlar ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuşlar; kurmakla kalmıyorlar, aynı zamanda bir de devrim yapıyorlar. Bunu son zamanlarda ısrarla söyleyip üstüne basıyorum, Türk aydınlarında o perspektif yok; halbuki o perspektifin olması lâzım. Bizim Kurtuluş Savaşımızı, münhasıran Kurtuluşş Savaşı diye mütalâa etmek yanlıştır. Nasıl demek oluyor? "Anadolu İhtilâli" demek lâzımdır. Çünkü Anadolu'da bir ihtilâl yapılıyor o zaman. Kurtuluş Savaşı o ihtilâlin içindedir, ikisi beraberdir. Türkiye bir taraftan onu yok etmek isteyen Batı'ya karşı çok ciddî bir savunmada gösteriyor, ama öbür taraftan da o kendisini yıkmakta ortak olan Saltanata karşı aynı şeyi gösteriyor ve Türkiye'de rejim değişiyor. Türkiye'de rejim değişmesi, emperyalizme karşı bir tarafta Padişah ve onun Hükümeti, öbür tarafta İngiltere başta olmak üzere Batılılar var. Bence asıl önemli bir nokta şuradan kaynaklanıyor. Çünkü biz bu işi yaparken, bizden çok az önce, bir iki sene önce aynı işi Ruslar yapmışlar yukarıda; Ruslar da Batı'ya karşı tavır takınmışlar, orada bir ihtilâl yapmışlar. 1917 ihtilâlini yapmışlar. Yani yukarıda bir sosyalist ihtilâl var, aşağıda bir demokratik ihtilâl var. Bu iki ihtilâl birbiriyle sınırdaş ve onunla da kalmıyorlar, beraber; en kısa zamanda ikisi birbiriyle anlaşmaya giriyorlar. Bu anlaşma doğrudan doğruya Batı'ya karşı bir anlaşma ve bu İngiltere'nin ondan sonrası için olan hesaplarını en az İkinci Cihan Harbi'nin sonrasına kadar perişan ediyor. İngiltere bu yüzden çok zor durumuna düşmüştür. Düşünün, Sovyet İhtilâli'nden sonra bu ihtilâli bastırmak için Beyaz Ordular örgütler, bu Beyaz Orduları onların üzerine sürer. Öbür taraftan Türkiye'yi zaten hallettim sanıyor; çünkü Türkiye Sevr Muahedesiyle dağılacaktır, hiç hesapta olmayan bir mukavemet başlar. Bu mukavemet başlamakla kalmaz, Türkiye ile Rusya'nın arasını bölen Kafkas seddini yıkarlar ikisi beraber. Beyaz Ordular yenilir, Yunanlılar sallanmaya başlar. O arada İngiltere şöyle bir hesap yapar: Acaba Türkiye kurtulursa Ruslar'a karşı kullanabilir miyim? Bunu çok ciddî olarak hesaplamışlardır ve Gazi'nin ölümünden sonra da bir güzel kullanmışlardır. Fakat o zamana kadar, dünyanın tarihinde ilk defa olarak şöyle bir şey oluyor: Dünyanın tarihinde ilk defa olarak Avrasya bölgesinde iki büyük devlet emperyalizme karşı çok net tavır alıyorlar ve çok net olarak halkları ayaklandırıyorlar. Şimdi bizim Anadolu hareketine bu istikametten baktığınız zaman Gazi çok daha büyüyor. Çünkü, öyle bir yere doğru getirildi ki sonunda, Mustafa Kemal Paşa, "işte canım Yunanlıları yendi, o Yunanlıları yenmek de bir at bir deve değildi" gibi... Yani düveli muazzama değil, Türk-Yunan savaşı diyenler çıktı. Getirildi. Çünkü Mustafa Kemal Paşa aslında İngiltere'yle savaşıyor, Fransa'yla savaşıyor ve hepsini birbirine karşı kullanıyor. Bugün de, birinci derecede. Ama "sizi Avrupa Birliği'ne alacağız" diyorlar, "Asya'ya def edeceğiz" demiyorlar. Avrupa Birliği'ne almazlar tabiî de, yani almaları için sebep yok. Şimdi bakın, biz bunu şüphesine -belgeler nasıl olsa işe yarayacak diye düşünmüştüm- şimdi biz bunun şüphesine nasıl düşüyoruz? Çok geç düştük. Yani Mustafa Kemal Paşa başından beri şüphelenir de, fakat sonrası İsmet Paşa'dan itibaren değişmiştir.[signature][hline]Tarih Türkler'de başlar---Pontus ve Bizans'ı Hortlatmak isteyenlere yanıt!---Türk Olmak---[url=http://forum.paticik.com/view.php?id=103930]Vatan[/u
Bither Mesaj tarihi: Ocak 8, 2005 Mesaj tarihi: Ocak 8, 2005 "Tanrım,beni dostlarımdan koru,düşmanlarımla ben başa çıkarım." :)
Öne çıkan mesajlar