codename_curse Mesaj tarihi: Ocak 29, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 29, 2005 Kahraman Ey yolcu, bak. Sina'nın kuzeyinde, Kırım'ın güneyinde bir toprak var. Bir toprak ki yüyıllar boyunca istilacılar hücüm etti, yerleşenler vücütlarını siper etti, vatnı uğruna, ruhlarını bedeblerinden feda ettiler. Bizim maceramı; bizim macera doğuda başladı, biz, Selçuklu kahramanları saldrıdık. Anadolu'dakiler kendilerini kahraman ilan etmişler, şimdi kahraman biz olduk; daha doğrusu, Anadolu, kahraman kavramını gördü. "Usta, bana kılıç kullanmayı öğret" dedi 15 yaşlarında bir çocuk. "Hayır, olmaz, olamaz sana kılıç öğretemem, senin babanın babasıda aynı şeyi söylemişti; savaşta öldü. Babanda aynı şeyi söylemişti; savaşta ele geçirilmişti; köle olarak kullanılmıştı, şimdi, şimdi, ölmüş olabalir evlat"diye cevaplamıştı savaş eğitmeni. Savaş eğitmeni en az Spartalılar kadar güçlü, Persler kadar zeki olmalıydı. Kılıç, ok, mızrak; ne varsa biliyordu. Yaşı 30 - 35 den fazla değil gibiydi. Saçları yavaştan beyazlamaya başlamıştı. Üzerinde kalın bir zırh vardı; elinde de kılıç ve kalkan. Sanki savaşa gidiyormuş gibydi. Çocuk ise oldukça uzun boylu, iri bir çocuktu. Herkes ona babasına benzediğini söyler dururdu. "Aynı baban gibisin evlat, bu hırs o kadar iyi bir olay değil. Babandaki hırs onu moğolların kölesi yaptı. O iğrenç moğolların. Bir gün yüzleşiceğiz o moğollarla ama; zaten kazanan taraf belli. Tabii ki biz. Bizde kahramanlar var evlat. Sendeki bu hırs kahramanlığa dönüşürse iyi; baban gibi sonlanırsa -" diye söyledi çalıştırıçı. "Anladım" diye kesti sözünü, "anladım anlatmana gerek yok. Neyse konumuza dönücek olursak bana kılıç öğret amca" "Olmaz" diye cevapladı çalıştırıcı. "Niye ki?" "Ben olmaz diyorum, babanla ilgili mesele, ama mızrak öğrenmek istersin herhalde." "Elbette. Bu arada benim adım Alaattin senin ki ne?" "Sinbad" Ertesi sabah güneş dağların arasından doğarken, horozlar öterken, Alaattin ve Sinbad çoktan kalkmış mızrak çalışıyorlardı. Üç gün çalıştılar, Alaattin çok çabaladı. 4. sabah yine giddiler. Başlarına bir olay geleceklerinden bir haber yoktu. "Doğudan Moğol hücumu, herkes yerini alsın" diye bağıran bir adam yanlarından koştu, geçti. Bütün köylü uyanmıştı. Bıçak, kılıç, tırmık; ellerine hangi silah gelirse aldılar. "Son köy biziz, ya ölüm, ya devam" diye bağırdı Alaatin. Gözlerinden cesaret ve meydan okuma yazıyordu. 10 dakika sonra moğolların süvarileri göründü. Alaatin koştu, atlılara, aldı eline mızrağı, arkadaki köylü onu izliyordu. Daha Alaatin bir kişi bile öldüremeden, karnında bıçak bulmuştu, son kuvvetiyle mızrağı fırlattı ama nafile. "Alaadin'in babası köle dedğildi" diye bağırdı köylüye, "asıl Alaattin' in babası kahramandı, Alaattin'in olduğu gibi. O da saldırmıştı tam gücüyle, sonu, Alaattin gibiydi, bizim babalarımız köleydi, savaşmamışlardı, ve beklemişlerdi, köle olarak ele geçirilmek için, tıbkı bizim köle olmak için beklediğimiz gibi. Kahraman olmak için insan öldürmek gerekmiyor ama en azından bir çaba gerektiriyor; korkak olmak ise belli, bir şey gerektirmiyor" Savaşın ardından Sinbad ve diğerleri köle olarak ele geçirilmişti. Alaattin gibilerse unutulmuştu, çünkü şimdi kahramanlar moğollardı. SON ben bazı yerlerini beğenmedim ama neyse[signature][hline]"Reha acı var mı acı" Erman Toroğlu "Ermancığım hava sıcak oralar nası?" Rehanın cevabı [Bu mesaj fizik tarafından 29 Ocak 2005 22:48 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar