DiabloTyrael Mesaj tarihi: Ocak 23, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 23, 2005 BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ VE TÜRKİYE Büyük Ortadoğu Projesi (Grand Middle East Project) gelecekte dünyanın ne tarz bir şekillenme içerisinde olacağını belirten dünya politikası ve özellikle Türkiye açısından çok büyük bir öneme sahip olan bir Anglo-Amerikan atağıdır. Malesef birçok insan projenin gerçek niteliğini bilmemektedir. Dışarıdan bakıldığında İran, Afganistan, Pakistan toplam 22 Arap/İslâm ülkesini ve Türkiye'yi kapsayan projenin amacı sözde "demokratikleştirme, insan haklarının yerine getirilmesini sağlama, basın özgürlüğü gibi sosyal, siyasi ve ekonomik düzenli bir sistem oluşturma çabası" gibi görülmektedir. Malesef bu kavramların altındaki maksatlar Süper Güç Amerika'nın asıl gaye ve hedeflerini oluşturmaktadır. Bu hedeflerin en başında Amerikanın bölgede tek hakim güç olma ve küresel hegemonya isteğinin yanında Amerikanın en büyük müttefiki İsrail'e yeni olanaklar ve yeni hayat sahaları açması gelmektedir. Projenin içerdiği gözboyayıcı kavramlar gerçek emelleri kamufle etmek adına yapılmıştır. Büyük Ortadoğu Projesinin birinci gayesi ekonomik yararlardır. Proje Amerikan silah tüccarlarına, sağlık sektörlerine, Amerikan sanaayisine büyük olanaklar sunacaktır. Bu birimler için yeni pazarlar doğacaktır. İkinci gayesi stratejik fayda sağlamaktır. Dünyadaki çoğu strateji ve politika henüz Amerika aleyhine dönmeden, Amerika Ortadoğu ülkelerinin bütün yer altı ve yer üstü kaynaklarına, stratejik noktalarına kendi geleceği açısından el koyma çabasındadır. Bu projeyle birlikte Amerika resmen dünya patronluğuna soyunduğunu tüm dünyaya duyurmuştur. Üçüncü gayesi de Amerika'nın kendi güvenliğini sağlama çabasıdır. Ortadoğu üzerindeki terör faaliyetlerini kontrol altına alma çabasındadır. George W. Bush saldırgan tutumunun hiç bir fayda vermeyeceğini anladıktan sonra kurmaylarıyla birlikte yeni stratejik formüller arayışına girmiştir. Amerikan askeri güçlerini, Irak’ta düştüğü zor durumdan kurtarmak için,farklı bir formüle ihtiyaç duyulmuştur. Üretilen bu yeni formül yeni strateji “Büyük Ortadogu projesi”dir. Bu proje kapsam olarak, Kuzey Afrika’daki “Fas’tan baslayarak - Pakistan’a kadar” devam etmektedir. Buprojenin yürürlüge konmasini saglayan ABD’nin taninmis düsünürü ve tarihçilerinden Bernard Lewis’tir. Proje aslında bir dönem savaştan çıkmış ülkelere uygulanmış Marshall Projesine (Proje Türkiye'ye de uygulanmıştır) benzerlikler göstermektedir. Ayrıca Bernard Lewis'in "Büyük Ortadoğu" kavramını kullanan ilk kişi olduğunu bilmekteyiz. Projenin tam hacmi konusunda malesef hiç bir stratejist henüz olarak tam bir fikre sahip değil. Etkileri yayıldıkça projenin hacmininde ona göre büyümesi beklenmekte. Bilindiği gibi Ortadoğu'da uzun bir zamandır kaotik bir ortam söz konusu. Bölgede Demokrasi diye bir kavramdan söz etmek nerdeyse olanaksız. En son bölgedeki huzur Osmanlı tarafından sağlanmıştı ve o gün bugündür bölgede bir huzursuzluk hakim. Peki Amerika Osmanlı tarzına mı soyunuyor? Bush'un konuşmalarında sürekli bir demokrasi,insan hakları rüzgarları görüyoruz. Acaba Bush'a trilyonlarca dolar harcatan gerçekten Ortadoğuya barış getirme ümidimi? Tabiki hayır! ABD görünüşte toplum mühendisliğine soyunmuş gibi gözüküyor ama dikkat edildiğinde Sanayi Inkılabı sonrası hareket eden sömürge arayan bir devlet gibi. Tek farkı o zamanlar bunun alenî yapılmasıydı şimdi binbir kılıfla yapılıyor ama sonuçta yapılıyor. Ortadoğunun hammadde bakımından dünyada en zengin maden yataklarına ve en önemlisi Dünyada en çok rezervli petrol sahalarına sahip olduğunu biliyoruz. Amerika henüz dünyada kendisine baş tutacak herhangi bir güç söz konusu değilken buralara gereken yatırımı(!) yapmak istiyor. YANİ ZAMANINDA HAMMADDEYE GİDENLER ŞİMDİ DEMOKRASİYE GİDİYORLAR. Bu projenin gerçekleşmesi için büyük ve somut adımlar lazım. Örneğin Marshall Projesi başarılı olmuştu çünkü projenin hitap ettiği ülkelerin alt yapı sorunları yoktu. Bölgede AB gibi bir dayanışma da söz konusu olmadığından daha bu aşamada projenin gerçekleşmesi için en az bir 50 yılın söz konusu olduğunu düşünüyorum. Ayrıca AB ile Amerika'nın bölgedeki projeleri birbirine neredeyse taban tabana zıt. Bu hafta ülkemizde yapılan Nato zirvesi öncesi Bush sermayedar ülkelerle(Nam-ı diğer G-8 ülkeleriyle) BOP hakkında görüşmüş onların nabzını yoklamışdır. Nitekim tahmin ettiğim gibi İstanbul zirvesinin baş konusuda BOP olmuş ortak bir deklarasyonla Küresel Terör bir numaralı tehdit unsuru olmuştur. Yani Ortadoğu'ya giriş vizesi alımıştır. ABD'nin ise bu projedeki tavrı çok kesindir. YA BENİM YANIMDASIN YADA KARŞIMDASIN. Bu tarz bir yaklaşımın sonuç getirmesini beklemek yanlıştır. Demokrasiden ödün vermeyen Amerika için demek ki bu proje o kadar önemliki Demokratik falan olamıyorlar.Bölgedeki bazı ülkeler Amerika yanlısı tutumlar sergilerken bazıları başlarına gelecekten haberdar olarak karşı tutuml Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
metboy Mesaj tarihi: Ocak 23, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 23, 2005 bop'un temel amacının israil için olanaklar yaratmak veya ortadoğu petrollerinden çok avrupanın ortadoğudaki pazarının önünü kesmek olduğunu düşünüyorum. eğer avrupanın ortadoğudaki pazarının önü kesilirse avrupa günümüzde olduğu gibi amerikayla alışveriş yapmak zorunda kalır. amerika avrupa ile yaptığı alışverişlerden bir yıl içinde çok fazla kar sağlamaktadır. bu yüzden amerikan ekonomisi ilerlerken avrupa ekonomisi yerinde saymaktadır. eğer ortadoğu pazarına avrupa açılırsa amerikanın ekonomisi küçülür avrupa büyür. amerika bu yüzden bop'u gerçekleştirmek istemektedir. bu arada bu yazının sahibi bu kadar şeyi anlattıktan sonra Türkiye bu oluşumda yer almalı mı demiş anlamadım ben? nasıl yer almalı? amerikanın gerçekten dünya güçlüğüne oynadığı bu projeyi nasıl desteklemeliyiz? avrupayı da destekleyelim demiyorum ama Türkiye amerikanın ekonomisini büyütmek neden istesin ki?[signature][hline];;suitfly | icq | msn: [email protected] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar