elvyn Mesaj tarihi: Ocak 12, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 12, 2005 yarına kadar bir summaryyi yetistirmem lazım ama vaktim yok en iyis patiden yardım alayım dedim. işte ozet herkes 2 cumle cevirse biter zaten. simdiden tesekkurler.[signature][hline]Toledor, 09 Ocak 2005 23:34 tarihinde demiş ki: i see fake people.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
elvyn Mesaj tarihi: Ocak 12, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 12, 2005 The Gold Rush in the Yukon and Alaska has prompted the need for big, strong dogs who will be able to pull sleds over icy trails Yukon ve Alaska'daki altın madenlerine olan akın büyük, güçlü ve buzlu yolları rahatça katedebilecek köpeklere olan ihtiyacı arttırdı. böyle tam olarak degilde daha turkceyi kullanarak cevirirsek minnettar olurum.[signature][hline]Toledor, 09 Ocak 2005 23:34 tarihinde demiş ki: i see fake people.. [Bu mesaj lord_elvyn tarafından 12 Ocak 2005 23:52 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
elvyn Mesaj tarihi: Ocak 12, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 12, 2005 cok sagol sirnaber.[signature][hline]Toledor, 09 Ocak 2005 23:34 tarihinde demiş ki: i see fake people.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Caranlothwen Mesaj tarihi: Ocak 12, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 12, 2005 Kırmızı Süeterle karşılaşma ve sopayla olan acılı karşılaşma Buck’ı itaat etmeye zorladı. Tamamen bitmemişti, fakat direnmemesi onun yararınaydı ki, direnmesi sadece daha fazla dövülmesine neden olacaktı. Uysal davranmaya başlayınca Buck, diğer iki köpek Dave ve Curly ile iki Kanadalı devlet görevlisine, Francois ve Perrault’a satıldı. Önce Dawson’a daha sonra Alaska’ya gitmeli ve Skaguay’a geri dönmeliydiler. Kamptayken Curly, bir husky’yle yakınlaşmaya çalıştığı için öldürüldü. Buck, yeni yaşamının kurallarının sopa ve civi olduğunu anladı. İKİNCİ PARAGRAF fakat son cumleyi çeviremedim[signature][hline]{==:{*__*}:==} Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
elvyn Mesaj tarihi: Ocak 13, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 13, 2005 cok sagol ama 1 dısında yapmıstım biraz gec oldu ozeti de koyayım nasıl oldugu hakkında yorumlar yapın. Yukon ve Alaksa bölgesindeki Altın Furyası; buzlu yollar üzerinde kızak çekebilecek büyük ve güçlü köpeklere ihtiyaç duyulmasına yol açtı.Yargıç Miller'in Santa Clara, California'daki evinde yaşayan Buck adındaki büyük hayvan, kaşiflerin tam istediği gibiydi. insana benzer özellikleri, zekası, gücü ve gururu olan bir hayvandır bu. Bu güne kadar doğa gezileri ve avlanma partileriyle geçen sivil hayatından hoşnuttur. Manueel adındaki kumara düşkün ve paraya muhtaç bahçıvan yardımcısı Buck'ı yakalayıp karaborsada satmayı başarır. Bir salon sahibine satılmıştır ve trenle Northland'e yollanmıştır. Bu olay süresince Buck bir kafeste tutulmaktadır ve gittikçe kızgınlaşmaktadır. Salon sahibini ısırmayı başarır. Gidecekleri yere vardıklarında artık inanılmaz bir öfkeye kapılmıştır. Kırmızı Süveterle karşılaşmaları ve onun sopasının her darbesinde tüylü derisinin altında hissettiği acı Buck'ı teslim olmaya zorlamıştı. Ümitsizliğe kapılmamıştı, ama bunun karşı koymaktan daha iyi olduğunu biliyordu. Eskiden Dave ve Curly - diğer iki köpek - ile birlikte olduğu gibi davranırdı. Şimdi işi iki Kanalı valilik ajanına satılmıştı. Dawson'a doğru hareket etmek zorundaydılar, Alaska ve sonra Skaguay'a geri dönüş. Kampta Curly bir haskiye sataştığı için vahşice öldürülmüştü. Buck yaşadığı yeni hayatın yasalarını yavaş yavaş anlayordu, yani acı gerçeği. Ve bu gerçekten asla şaşmayacaktı. Buck ve Dave eskiden beri var olan ve liderliğini kabadayı bir köpek olan Spitz'in yaptığı bir köpek takımına katıldılar. Kızak çekme işine başladılar. Buck diğer köpeklerden daha hızlı öğreniyordu. Zaman içinde Judge'ın evinde maruz kaldıklarından sonra Buck git gide vahşileşip evcilliğini kaybediyordu. Spitzle arasında olan liderlik kavgası aralarındaki gerilimi arttırdıkça arttırıyordu. Buck liderlik için hazırdı ve Spitz'in gücünü elinden almak istiyordu. Bir gece tavşan avına çıkmışken ölümüne bir kavgaya tutuştular. Bu kanlı kavgadan sonra Buck'ın diğer köpekler üzerindeki egemenliği arttı. Liderliği almadıkça kızağa koşulmayacaktı, bu yüzden liderlik hırsı onu yiyip bitiriyordu. Bir sopanın sert görüntüsü karşısında bile tüm soğuk kanlılığıyla durabiliyordu. Çünkü nasıl kaçacağını öğrenmişti. Francois Buck'ın konum almasına izin vermesi Buck için bir zaferdi. Çünkü Buck artık insanların kaderini tamamen kontrol etmesine izin vermiyordu Artık eşittiler. Buck bir adamın ve bir köpeğin hayatta kalmak uğruna kadim zamanlarda yaptıkları kavgaları düşlüyordu. Valiliğin köpek takımıyla işi bitince takım Hal adında köpeklerle ne iş çevireceği hakkında en ufak bir fikri olmayan birinin liderlik ettiği embesil bir üçlüye satıldı. Suskun kayınbiraderi Charles ve ağlamaklı bir surata sahip olan kız kardeşi ona hiçbir konuda yardım etmiyordu. Çünkü Hal çok yeteneksizdi ve yemekleri de tükenmeye başlamıştı. Köpekler açlıktan ölecek duruma gelmişti ve çok fazla çalışıyorlardı. Teker teker acı içinde kıvranarak ölmeye başladılar. Kalıntılar da John Thorton kampına atılıyordu. Buck artık dayanamıyordu, Hal yaşadığı sürece kendisi ayakta kalamayacaktı. Buck onu takip etmeye kalkıştığında Hal bunu farketti ve onu sopasıyla dövmeye başladı. John Buck'ın koşum takımını keserek onu kurtardı. Takımın geri kalanı devam ediyordu, ama kısa süre sonra onlar da sıcaklıktan dolayı incelmiş buz kırılınca aşağı düştüler ve donarak öldüler. Buck John'un en sevdiği evcil hayvanı olmuştu. Buck da sahibine kayıtsız şartsız bir şekilde tapınıyordu. John ve tabii ki neredeyse John kadar yardımı dokunan Skeet ve Nig Buck'ın iyileşmesinde büyük rol oynadı, ve en önemlisi buck yolculuk sırasında kaybettiği eviciliyetini yavaş yavaş geri kazanıyordu. Ayrıca Buck John için mucizevi eyler de yapıyordu. Mesela onun iki kere hayatını kurtarmıştı ve bir iddia kazanarak John'un borçlarını odemesine yardım etmişti. Oldukça ilkel olan bir dünyaya bakışını tamamen unutamıyordu, ama John'un yanında mutluydu; Hans ve Pete'le, John'un arkadaşlarıyla, kayıp bir maden ocağına sefere giden köpeklerle. Yolcuklardaki işler, günlük avlanma, bunlar Buck için oldukça zevkli işlerdi. Maden ocağı bulunduğunda yapacak iş kalmamıştı. Buck geceliğin karanlığında duyduğu cağrı üzerine bir kez daha düşünceye daldı. Genellikle kampın uzaklarında uyuyordu. İçgüdülerini ve eğilimlerini kucaklıyor, yemeğini kendi avlıyor ve kendi başının çaresine bakıyordu. Kendisine dotça davranan bir kurtla tanıştı, bu köpek kampa döndüğünde mutsuz olmasına neden oluyordu. Bu bir süre böyle devam etti, ta ki Buck kampa geldiğinde herkesi yerli bir Amerikan kabilesi olan Yeetahlar tarafından öldürülmüş bir şekilde bulana kadar. Sevgili John'un ölümü gözlerini kana bürümüştü, ve kendinden kaçamayan herkesi öldürdü. Artık insanlığa yer yoktu, ve Buck ormana geriye kalan bir köpek sürüsüyle geri döndü. Çağrıya kulak vermişti.[signature][hline]Toledor, 09 Ocak 2005 23:34 tarihinde demiş ki: i s Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Lucas Mesaj tarihi: Ocak 13, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 13, 2005 güzel olmuş.[signature][hline]Lucas hele bir ışıklar sönsün hele bir kapansın kapılar sular durulsun bıçak atacağım daha on iki'den kısa devre yapsın kalbim ellerim inatla dökülsün cigaraya dağlar daim büyüsün sular köpürsün sen beni ozaman gör... hele küssün meydanlar dehşetin oğlu ölsün ağır bir köpek karanlığı ve tüm mayınlar patlasın sen beni ozaman gör.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
elvyn Mesaj tarihi: Ocak 14, 2005 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 14, 2005 hehe boktan is su ki arkadasla aynı zeti cevirmisiz. hocanın cakma ihtimali yuksek okursa.[signature][hline]Toledor, 09 Ocak 2005 23:34 tarihinde demiş ki: i see fake people.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Lucas Mesaj tarihi: Ocak 14, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 14, 2005 ohho herkesinkini okumaz sıkılır :)[signature][hline]Lucas hele bir ışıklar sönsün hele bir kapansın kapılar sular durulsun bıçak atacağım daha on iki'den kısa devre yapsın kalbim ellerim inatla dökülsün cigaraya dağlar daim büyüsün sular köpürsün sen beni ozaman gör... hele küssün meydanlar dehşetin oğlu ölsün ağır bir köpek karanlığı ve tüm mayınlar patlasın sen beni ozaman gör.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mutos Mesaj tarihi: Ocak 14, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 14, 2005 literature ahh ahh ne cektik bu buck dan :([signature][hline]icq ¶ msn cs:mutos[cVk] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar