ya...

[Editor]

Seni Beyoğlu'nda bir kafede erkek arkadaşınla gördüm. Kafede herkes somurtuyordu,buna ben de dahil, daha sonra birden sen gülmeye başladın. Hayatıma onca kadın girdi & çıktı, ama senin gibi içten gülen biri daha çıkmadı karşıma.

Kafeden çıkışta aklımda senin o gülüşün vardı, İstiklal'de suratımda bir tebessüm dolaşırken, eski bir arkadaşı gördüm, hafif üşütmüş, cebimdeki mendil paketini ona verdim, ayaküstü 1-2 dakika sohbetten sonra tünele doğru yürümeye devam ettim. Tünele bindim ve karşıma sen oturdun, telefonun sürekli çalıyordu ve sen meşgule atıyordun. Gözlerinden süzülen yaşlar, benim kalbime hançer gibi saplanıyordu. Sağ elimi mantomun cebine attım,mendil paketini çıkarıp,içinden bir tanesini sana verip, "sil gözünün yaşını, değmez hiçbirşeye" diyesim geldi. Ama o mendil cepte yoktu. Senin masum gözyaşlarını silmesi gereken mendil, arkadaşımdaydı.

Bu akşam gözlerin yaşlı esmerim,
Yarın güneş doğacak sakın unutma,
Sen ağladın ya, benim de doldu gözlerim,
Ağlama, beni de seninle ağlatma.

Issız sokaklar dünden daha öfkeli...
...Olsa da esmerim, ümidin yitirme.
Gözü yaşlı, aynı yerde görürsem bir gün,
Uzattığım mendilim geri çevirme

[moriarty]

aslında gördüğün erkek arkadaşı sen olabilirsin.

[XX]

Woot