SenariouS Mesaj tarihi: Kasım 22, 2004 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 22, 2004 Masal Kapkara idi bulutlar. Sanki acıtmak istiyordu sudan kristalleri ile toprağı. İki sevgiliden birinin "Beni nasıl terk edersin" sorusunu sorduğundaki gibiydi herşey. Dökülüyordu bulutların gözyaşları kendisi gibi kapkara olan toprağa. Pencereden gelen seslere irkilmişti kedi sahibinin ayakucunda olduğu halde. Ama Sahibi... Ne rüzgârın nede yağmurun çıkarttığı sesleri duyuyordu adam. Sadece elinde soğumuş çayı görüyordu, bide yağan yağmuru. Dışarıdan gelen sesleri almayı çokta bırakmıştı kulakları. Zaten adamında kalmamıştı dışarıda duymak istediği hiçbir şey. Sadece kulaklarının içinde yankılanan bir ses kalmıştı onun için. "Seni seviyorum " diyen bir prensesin o güzel sesi. Ne yağmur umurundaydı ne rüzgâr nede ayakucunda yatan o hayvan. Sadece presesinin sesi vardı onun için; Sadece prensesinin sesi... İki âşık vardı anılarında adamın; biri hayalperest bir genç diğeri de sadece hayallerde var olabilecek kadar güzel bir kız. Bir elmanın iki yarısıydılar sanki. Ama yarınları ayıran çizgi o kadar inceydi ki. Nasıl bulmuşlardı birbirleri, nasıl başlanıştı masal önemli değildi. Sadece ikisi vardı onlar için başı ve sonun olmayan ya da onların öyle bilmek istedikleri masallarında. Sanki çocuk hep prensesini sallayacaktı salıncakta ve prensesi hep gülecekti ona. Ne kader nede ölüm uyandırabilecekti onları rüyalarındaki tatlı masallarından. Ama her güzel rüya gibi bitecekti onların masalı da uyanmadan Hayalciydi genç ama hayaline uymuyordu yaşadığı diyar. Onun için farklıydı hayallerinin denizi, havası ve toprağı. Zaten buraları güzel yapan tek şeydi ona hep gülen prensesi. Onlar için ayrılık kar beyazı bir zarfla gelmişti. Zarfta gencin hayallerinin altın anahtarı vardı. Bir de çok uzaktaki başka bir masal diyarına tek kişilik bir bilet. Herkesin olduğu gibi onun hayalleri de tek kişilikti çünkü. Sonraları karardı masal diyarının gökyüzü. Vermişti kararını genç karşılık verecekti mektuba, şimdiden koymuştu bileti cebine. Çünkü önemli bir sözü vardı kendisine. Hayalleri vardı gencin ve bunları ne olursa olsun gerçekleştirecekti. Prensesi ise hiç bir şey söyleyemedi ona. Atmaca kadar özgürdü genç, gözü keskindi... Ve arkada bırakacaktı hayalleri için kanadı kırılmış serçesini, onun olmayan dağda yapayalnız. Çünkü hayalleri gibi tek kişilikti sözleri gencin. Sonra gökyüzünün toprağa küstüğü bir gün gitti bu denizi ve toprağı onun olmayan diyardan. Arkasında kalan tek bir fısıltıydı prensesinden " Gitme... Seni seviyorum" diyen. Prensesini tek başına bırakmıştı salıncaklarında... Çok sonraları döndü eski masal diyarına. Çok uzun seneler geçmişti aradan. Senelerce hayallerinin peşinden koşmuştu tıpkı kendisinin istediği gibi, ama geç anlamıştı değerini, hayalleri için terk ettiği prensesinin. Geri döndüğünde bulmak için koştu salıncaklarına eski günlerdeki gibi. Peki ne bulmuştu kırılmış bir salıncaktan başka. Sonra başladı telaşla koşmaya prensesinin şatosuna. İçeride bulduğu ise seneler önce yazdığı üç beş paçavra ve adına yazılmış gözyaşı kokan bir mektup, kar beyaz zarfta; Ölmüştü prensesi toprağı onun olmayan diyarda. Ne prensesine layık bir mezar bulunmuştu, nede başucunda onun için bekleyen prensi olmuştu. Bembeyaz zarfta içinde ise sadece iki kelime yazılıydı "Seni seviyorum " diye. Kan kırmızısı bir mürekkeple ve onu dağıtan gözyaşlarıyla yazılmıştı bu iki kelime. Sonra yeniden başladı yağmur masal diyarında. Ama hayalci genç artık ne duyuyordu gökyüzünün gözyaşlarını, nede prensesinin şatosundan geçen rüzgârın ağıtını. En son duyduğu şey yankılanıyordu kulaklarında " Seni seviyorum" diye. Yıllar sonra yine o şatoda ayakucunda oturan kedisiyle yağmura bakarken. Son bir kez yıllar önce söyleyemediği sözü fısıldadı "Bende..." Gökyüzü ile toprak barışmıştı sonunda ama ne yazık ki hayalci genç görememişti kendi diyarının güneşini. Soğuk çayla ıslanan kedisi irkildi. Son bir kez baktı bu hayalci gence gözü yaşlı , sonra kurumak için dışarı çıktı, masal diyarının sımsıcak güneşinin altına O gün başka bir hayalci genç buldu kırılmış salıncağı ve başladı prensesi için onu tamir etmeğe. Sanki Genç hep sallayacaktı prensesini salıncakta ve prensesi de hep gülecekti ona& Sanki... Umraım beyenirsiniz ancak okuduktan sonra kısacık bir yorum yazarsanız minnettar olurum...[signature][hline] Everything is clearer now. Life is just a dream you know, That's never ending I'm ascending... Cowboy Bebop - Blue [Bu mesaj Vicious tarafından 22 Kasım 2004 22:14 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Kasım 22, 2004 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 22, 2004 hmm hüzün verici...biraz imla hatalarını düzeltirsen daha akıcı bir hikaye olacaktır.[signature][hline][b]''Nindyn vel'uss malar xuil phindaren zhal'la lor ulu uk uktan 'udtila naut doera natha phindar. Ka dos l'inya verve wund l' rendan l' rendan mziln l'inyan wund dos.'' Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Deviss Mesaj tarihi: Kasım 22, 2004 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 22, 2004 fena değil,yok yok güzel :) .de bişi merak ettim âşık yazmak mı daha kolay yoska aşık mı ? niye kastın kendini bu kadar :)[signature][hline]ICQ E-mail MSN Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SenariouS Mesaj tarihi: Kasım 23, 2004 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 23, 2004 Msn Word saolsun :-P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar