zgrw Mesaj tarihi: Ocak 21, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 21, 2013 Tozlu sayfalarin arasinda gun isigina tekrar ulasmayi beklerken buldugum, bazi eski karalamalarim. Paylasayim dedim :) Buyumek Çocukken yürümektir, Yemeğini kendin yiyebilmekyir... İlkokulda Okuyabilmektir, yazabilmektir... Ortaokulda ailenden ayrı gezebilmektir büyümek... Lisede aşık olmaktır büyümek, össye girmek... Üniversitede dünyaya sahip olmaktır büyümek, Büyümek üniversitede büyümektir asıl, Ağır olmaktır büyümek, Yaşlanmaktır... Sonra saçma olduğunu anlayıp yeniden çocuklaşmaktır büyümek, Eğlenmeyi öğrenmektir büyümek, herkesden farklı olmaktır... Kendin olmaktır... Para kazanmaktır büyümek, sonra onlarla saçma sapan şeyler almaktır... Evlenmektir büyümek, Çoluk çocuğa karışmaktır... Yaşlanmak ve çocukların yolunu gözlemektir büyümek... Televizyon karşısında uyuklamaktır büyümek, Tonton bir amca yada teyze olmaktır... Yemeğini yardımla yiyebilmektir, Yeniden yürüyebilmek için çaba sarfetmektir büyümek... 2010-07-20 Dag Evi Uyandın... Gözlerini açtın, bir verandadasın. Tahtadan yapılmış bir ev bu, etrafında kuş sesleri var. Ortalık aydınlık ama üstüne hiç güneş düşmüyor. Her yer gölgelik, hafif bir rüzgar esiyor ve seni de onunla uzaklara götürüyor adeta. Evin etrafı ormanlık, güneşi ağaçlar kapamış, yemyeşil. Başka hiç bir ev gözükmüyor. Tertemiz havayı içine çekiyorsun... Yattığın yerden kalkıyorsun, ne kadar da yumuşacıktı. Mutfağa gidip kendine bir kahve koyuyorsun, tekrar verandaya geldin. Kahveni yavaşca yudumluyorsun. Bir sincap gördün, ağaca tırmandı. Kahveni bitirince içeri giriyorsun, işlerini bitirmeye... Tekrar uyandın... Gözlerini açtın, beton bir odadasın. Senin yatak odan burası, camdan bakıyorsun kalabalık şehir manzarası... Üstünü giyiniyorsun ve sıradan hayatına devam etmek için evden çıkıyorsun... 2010-07-19 Elveda Varsın doğmasın güneş bu gecenin sabahına, Açmasın çiçekler, dikmesinler başlarını arşa, Çekilmesin bulutlar, soğuk rüzgarlar essin yüreklerimize, Ay bile göstermesin yüzünü dünyaya... Dönmesin dünya, dursun zaman bu gece, Son bir müzik kulaklarımıza çalınsın, Bu gecedir yolculuk, gidiyorum, öldüm ben, Karalar giysin dünya, çünkü bu son elvada... 2010-11-08 Cenaze Insanlar bir mezarin etrafinda toplanmis. Senin gozunden yaslar suzuluyor ve bir tek sen bakiyorsun mezarin icine... Insanlarin bir kisminin boynu bukuk, sana aciyorlar adeta, bir kismi ise mutluluktan havalara ucmus aslinda ama orada arkadas yuzunu takiniyor. Zar zor kuregi elinle kavriyorsun, ilk topragi sen atiyorsun, sana aciyan bir iki kisi de toprak atiyor, bir kaci da tekrar acmak istiyor adeta. Icten ice gulenler ise var gucleri ile toprak atiyorlar. Gunes batmak uzere, mezarin ustunun kapanmasina da az kalmis. O anda kalbini de sokup atiyorsun gogsunden, onu da mezara koyuyorsun. Artik toprak atmak daha kolay ama daha acili. Cunku simdi biliyorsun, o mezarda senden bir parca var. Seni sen yapan oldu.. Mezar kapaniyor ve gunes batiyor. Artik sen degilsin yuruyen, kalbinle beraber, seni sen yapan her sey o mezarda. Safligini, cocuklugunu, umutlarini gomdun sen o mezara, bir daha cikarmamak uzere. Gunesin isigindan cok derinlere... 2012-05-15 Bosver Boşver dostum, Aldırmaktan sen çok önce geçmiştin zaten... Boşver... Aldırdıkça kırar seni bu dünya, Sen yine yürü kendi yolunda... Küsüp de git demiyorum ben sana, Yanlış anlama ne olur, umursama ama... Lütfularını esirgeme sen yine onlardan, Şunu da bil ki, o lütuflar taş olarak atılcak tekrar suratına... Sen yine de sen olarak kal, Bozulmamış, o saf çocuk olarak kal... İyi ol ne olur, Geri döndüğünde seni iyi bulmak isterim. Atılan o taşları da biriktirme, Sadece sana yük olur onlar, dök mogana... Unutma ama, seni sen yapan yine içindeki o saflık, Taşların, onu senden almalarına izin verme... 2010-05-29 Sus Sus, konuşmayalım bu gece... Kendimi duymak istiyorum sadece, Dinlemek istiyorum, ne dediğini. Geceyi duymak istiyorum, ay'ı ve yıldızları... Ben de susayım bu gece, Gece konuşsun bizim yerimize, Sessizlikle sohbet etsinler, Geceyi dinleyelim sadece... Duydun mu? Dinle bak!.. Evet, ben de duyamadım... İşte duymak için susalım bu gece... Köpeği dinleyelim mesela, o konuşsun yerimize... Yada sen de konuş, Ben susayım sadece, Su da sussun, Rüzgar da, yağmur da... Yıldızlar sussun mesela, Güneş hiç konuşmasın, Denizin dili tutulsun bu gece, Köpekler havlasın sadece... Onları dinleyelim... Sen sustun zaten dimi çoktan? Sıra ben de, ben de susayım o zaman, Bunlar da son sözlerim olsun bu gece, ...... 2010-05-07 İşsiz... Geceler oldu bizim yoldaşımız, Bu sokaklar ve bu sokaklarda yaşayan insanlar... Sen gittin gideli öyle yürüyorum işte, Dertliden biraz hallice... Kafamda var yine bir sıkıntı, Sebebi sen misin, yoksa ben miyim? İşte onu hatırlamıyorum... Yürürken bir şişe rakı buldum, Belki de cindir, onu da unuttum artık. Kafam güzel ama vodkadan değil, Senin sarhoşluğun bu üzerimdeki, Demin, duvar kenarında açtım gözümü, İnsanlar doluşmuş çevreme... Gençler, pis sarhoş, diyip tartaklamışlar beni, öyle dediler... Tekila şişemi de kafamda kırmışlar, Birasız kaldım bu gece anlayacağın. Merak etme ama iyiyim ben, Şişeyi yiyince bayılmışım, gençler de öldü diyip kaçmışlar, Kafamdan kırmızı birşey akıyor biraz, sanırım şarap bu akan. Sahi, sormayı unuttum. Sen nasılsın bu gece? Rüzgarla her akşam sana selam söylüyorum, Fısıldıyor mu kulağına? Yatarken dişlerini fırçalamayı unutma, Çomarı da sev benim için, Onu gezdirmeyi ihmal etme. Benden bu kadar bu gece, Uyumalık bir bank buldum yürürken, Kimse kapmadan yatayım. Konuşuruz yarın akşam yine, İyi bak sen kendine... 2010-05-02 Kalemin Oykusu Kalemim küstü mektuplara, Yazmayacağım artık... Hem neye yarar? Okunduktan sonra yırtılıp atılan mektuplar, Sarfedilmiş onca güzel sözler... Değer biçilmedikten sonra neye yarar? Suskun sözcüklere aşık kalemim... Mektuplara küskün ama defterimle dost, Duydu ki mektupları atılmış hep, Deftere yazdıklara kalmış sadece... Bundandır küskünlüğü kalemin, İki minik mısraya özlem kalmış... Silgim var bir de benim, Hep hatalarını düzeltirdi kalemin, Dün kalemin küskünlüğüne kızmış, defteri silip atmış... Geriye ne defter kalmış, ne silgi, ne mektup, ne de kalem... Defteri ve mektubu yazması kolay da, kalemle silgiyi kim barıştıracak? 2010-03-22 Ophelia (Hamlet ve Lavania'dan esinlenmistim) Kahroluyorum ben bu gece, Icimi karalar bagliyor... Kiziyorum da kendime, Daha fazla vakit isteyen sen degil miydin, Cok calismam lazim diyen? Hani yuvam olamaz demistim ya Ophelia, O da yalandi, bizim icin calismaliydim... Ben seni cok sevdim Ophelia. Artik hepsi anlamsiz, Kimse senin kadar sevemezdi peyniri Ophelia, Peynirde yabanci bana artik. Gozlerini ozledim Ophelia, Bana bakinca yildiz gibi paylayan, icten gulen gozlerini... O gozlerde gunes gidince, benimkilerde yagmurlar basladi... Keske o gozlerin bir daha baksa oyle Ophelia, Belki son bir opucuk daha... Bu kalp sana ait Ophelia, Sevemem ben artik hic kimseyi... Ve biliyorum Ophelia, senin kadar sevemezdi kimse beni... 2012-11-19 Gitme şarabın tadı aynı değil burada.. koca bir yokluk gibi, ne şaraptan tad alıyorum, ne yemekten.. gözümü kapadım, yazın içtiğim o meyva kokteyli bana bakıyor.. yokluğun sebebi o mu? sen mi?.. kokteylden yine içtim.. tad aynı değil, bir eksiklik.. büyüyor.. orada ama yok.. bulamıyorum.. aslında biliyorum, kokteyl değil eksik olan.. sensin.. kokteyl'i içerken aklımda olan sensin.. sen yoksun burada.. önceden de yoktun ama o zaman sadece yoktun.. artık varsın, sen oldğunu biliyorum.. ama yine yoksun.. bu defa hiç olmadığın kadar yoksun.. gitme.. 2009-06-04 Bu Son Veda Bu son veda sana güzelim, Ben artık buradan giderim, Ne olur dökme göz yaşı, Senin için ben dökerim... Bir gün gelir elbet ölürüm, O zaman ne acı, ne hüzün görürüm, Ölüm bile vuramaz senin gibi, Sen üzülme yoksa ben yine ölürüm... Yola düştüm, alır başımı gideirm, Ben yine kendimden geçerim, Neyleyim sensiz bu gönlü, Ben yine gece gündüz içerim.. Suçluyum, seni severim, Kaçamadım, cezamı çekerim, Yokmuş değeri burada sevginin, Ben başka diyarlara göçerim... 2008-08-14 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar