Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Esir Düşünceler (Bölüm 6)


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Gizli gerçekler

Saat gece yarısını çoktan geçmiş ay bile yorgan niyetine üzerine bulutları çekerek derin bir rüyaya dalmıştı. Çalışma masasında karalanmış kağıtlar, boş kahve fincanları ve mezarlığa girmeyi bekleyen ölüler gibi kül tablasının içinde öylece yatan sönmüş sigara izmaritleri vardı. Herbert, başını iki elinin arasına almış ahşap sandalyesinin üzerinde derin düşüncelere dalmıştı. Bir ara camdan dışarıya baktı "bu kadar kolay olmamalı" diye söylendi kendi kendine. Toparladığı evraklara göre Führer siyonist bir tarikatin yetiştirdiği nitelikli ajanlardan bir tanesiydi. Asli görevi Almanya'nın doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her metrekaresini onu yetiştiren güruhun çıkarları doğrultusunda ele geçirmekti.

Nitekim 1933 yılında başına geçtiği devletin bir savaş daha kaybederek yok oluşuna neden olacak kadar çok saygı duyuyordu üstlerine. Führer göreve başlamadan önce bu proje zaten başlatılmıştı. 60.000'den fazla Alman Yahudi, büyük bir kısmı Haavara (Transfer) anlaşması koşullarına göre, 1930'larda Filistin'e göç etti. Plân çok basitti, varlıklı yahudiler göçe zorlanıyormuş gibi yapılarak, onlara vaad edildiğine inanılan toprakların teslimiyetini sağladıktan sonra oluşturulacak bir komite veya birlik kararı ile İsrailoğulları devleti kurulacaktı. Herbert bu evrakları tekrar gözden geçirirken Almanya ile tüm bu karmaşanın ortak noktasını bir türlü bulamıyordu. Ancak göç etmeye zorlanan, diğer bir deyişle seyahate çıkarılan yahudi ailelerin listesini elde ettikten sonra yap boz parçaları yerlerine oturmaya başlamıştı. Asıl önemli olan Führer ile ilgili belgelerin kaynağıydı.

1938 yılında bir konferans sırasında tanıştığı ve aynı zamanda Hitler'in arkasındaki en güçlü insanlardan biri olduğu söylenen Karl Haushofer, Führer'in yetiştiriliş amacını, kimler için çalıştığı ve Almanya'yı nelerin beklediğini en yakın dostunun kardeşi olan Herbert'e bir bir anlatmıştı. Herbert bu adamın anlattıklarını dinledikçe şaşkına dönmüştü zira o zamana kadar Führer'e çok saygı duyuyordu. Haushofer ile irtibatının kesilmesinden sonra araştırmalara onun gösterdiği yönde devam ederek zorunlu yahudi göçlerine kadar ulaşmayı başardı. Tabakasında kalan son bir sigarayı sanki en yakın dostunun taziyesini gerçekleştirir gibi uğurlamıştı. Ayağa kalkarak saatlerdir oturmasından dolayı uyuşan ayaklarının açılmasını sağladı. Bir anlığına gözü aynaya ilişti, "Yaşlı bir çocuk gibisin, sürekli şikayet ediyorsun. Ne var yani, bu kadar kolay olmasının ne gibi bir zararı olabilir ki? Sanırım deilrmeye başladın yaşlı adam, hadi artık sabaha kadar ölmüş ol"

Lambayı kapattı ve sabahın bir an önce gelmesi için sabırsızlanarak yatağına sokuldu. Duisburg karanlık bir güne daha kavuşurken kış tüm güzelliğiyle şehrin üzerini örtüyordu. Kapıya gelen gazetesini aldı kahvesinden bir yudum içtikten sonra gazeteye hızlıca göz attı. Yetişmesi gereken bir konferans olmasından dolayı aceleyle hazırlanırken kapı çalındı. Kapıyı çalan postacıydı, hemen kapıyı açtı ve kimden geldiğini sordu. Postacı acele Herbert Shucltz'a iletilmek üzere notuyla gönderilmiş olan telgrafı profesöre teslim etti. Gönderen Erkerd'di, bir anda adeta tüm evini heyecan basmıştı. Dostunun şehirden ayrılışının dördüncü gününde ilk defa bir haber alıyordu. Telgrafı okuduktan sonra ellerinin terlediğini ve giydiği Rosso marka italyan gömleğinin onu adeta boğazladığını hissetmeye başladı. "İşte başlıyoruz eski dostum, eğer başarırsan yaptıklarımızdan gelecek nesiller gurur duyacak, dayan dostum."

Hiç vakit kaybetmeden kendisini evden dışarıya attı, telgraf ofisi konuşma yapacağı konferans salonunun yakınındaydı, geçerken oraya uğradı ve Erkerd'e planda bir sapma olmadığını, ne olursa olsun söz konusu evrakları toparladıktan sonra ilgili kişiye gitmesini söyleyen bir telgraf yazdı. Duisburg aşina olmadığı hızlı bir güne daha tanık olmaya başlamıştı. Konuşma yapmadan yarım saat önce konferans salonunun bulunduğu hotelin lobisinde birşeyler içmeye başladı. Tam o sırada hotele iki adam girdi. "Merhaba profesör, seyahatimiz boyunca kar yağışına maruz kalmamıza rağmen konuşma yapmadan sizi görmenin mutluluğunu yaşıyoruz." düzgün giyimli aksanı daha çok Polonya'yı andırıyordu ancak müthiş bir diksiyonla tıpkı bir alman gibi konuşuyordu. Cebinden bir zarf çıkardı ve profesörün sırtını sıvazlayarak zarfı profesörün evrak çantasının altına sıkıştırdı. Profesör sessizliği tercih etmişti, nereden geldiğini bilmediği ve hakkında çok şey bilen bu iki adamın kimler olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Bu adamların beladan başka birşey getirmeleri mümkün değildi. "İyi günler profesör, dostlarınızın en kısa sürede Duisburg'a dönmesini temenni ederim." Herbert buz kesmişcesine içinde patlayan kelime volkanlarını yutmuştu.

Bir kelime dahi etmeden ayağa kalktı, evrak çantasını ve altına sıkıştırılan zarfı alarak lobiyi terk etti. Adamlar ise arkasından hiç birşey söylemeden hotele geldikleri gibi esrarengiz bir şekilde gittiler. Inglebert'in yaralanışı, üzerinde bırakılan zarf ve siyah kağıt, kim tarafından gönderildikleri belli olmayan fakat uğraştıkları işle ilgili geldikleri aşikâr olan iki adam. Tüm bu yaşanan olumsuzluklara rağmen başarılı olamamanın kaygısını yaşamak istemiyordu Herbert. Zihninin her bir zerresinde isyan çığlıkları yankılansa da sükunetini koruyarak akılcı davranmaktan uzaklaşmamak gerekirdi. Konuşmasını tamamladıktan sonra evine doğru yola koyuldu yaşlı adam. Aklında düşünceler, cebinde büyük ihtimalle tehdit mesajı içeren bir zarf ve çantasında onca önemli evrakla, umut yolunu arşınlamaya devam etti..
Mesaj tarihi:
10 bölümde bitirme düşüncem var ona göre planlayarak yazacağım bundan sonra yoksa uzadıkça uzar bu olay, dayanamıyorum çünkü sürekli birşeyler çıksın da heyecan oluşsun istiyorum :)
Mesaj tarihi:
Dozajinda olmadiginda duz macera yazisi kivamina geliyor ki anlatmak istediginin ustu ister istemez kapali kaliyor. Bir nevi suprizi onceden soylemek gibi oluyor ve bu yazar olarak seninde hosuna gitmez. Onun icin nacizane onerim dozajini ayarla oyle sun. Bu sebeble ben Hosuto icin kendimden ornekler vererek yaziyorum. Hostluk yapan birisi olarak ;)
Mesaj tarihi:
Dozajıyla ilgili problem yok sadece biraz daha tecrübeye mi desem kelime dağarcığı mı desem bilemedim, öyle birşeye ihtiyacım var. Zihnimde çok fazla şey canlanıyor ancak %30luk kısmını yazıya dökebiliyorum, biraz daha fazlasını dökebilsem güzel bir çalışma çıkacak ortaya.
×
×
  • Yeni Oluştur...