Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Darbeciden Basın Kahramanı Yaratmak


throine

Öne çıkan mesajlar

darbe karşıtı dedim mi?

basın kahramanı dedim mi?

dip not: yazı gözükmüyor varsa büyüyüğünü koy okuyalım

dip not 2: günlükler balbayın tutuklandığı gün evinden alınan bilgisayarından bulundu, 1 sene sonra ortaya çıkması sonra sızmış olmasından olabilir.

dip not 3: cumhuriyet gazetesini de 1-2 seçim önce takınmaya başladığı tavırdan ötürü de artık sevmiyorum açıkçası. hükümeti adam gibi eleştiren bir gazete olmaktan çok ulusalcılığa kaydılar çünkü. belki hala hükümeti adam gibi eleştiriyorlardır bilemem ama seçim öncesi propagandaları artık ideolojik amaçlarının ağır bastığını gösteriyor bence
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben de bulamadım yazıyı malesef ama balbayın savunmasını buldum bu konuda

said:
Genç Subaylar Tedirgin' başlıklı habere ilişkin iddiaları da yanıtlayan Mustafa Balbay, "20 Mayıs 2003'de Başbakan ile Genelkurmay Başkanı Başbakanlık binasında 1,5 saat görüştü. Bu görüşmenin içeriğini alıp haber yaptım. 'Genelkurmay Başkanı, Başbakan'a dedi ki' diye. Haberde bir çok konu vardı. Gazetelerde yazı işleri bu konulardan birini alıp başlığa çıkartır. Başlıklar yazı işlerinin ortak ürünüdür. Genelkurmay Başkanı'nın dediğini yazdım. Bu bir terör örgütü faaliyeti değildir. O zaman o görüşmeyi yapan makamlar da örgütün içinde olmalıdır." diye konuştu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ya da şöyle söyleyeyim senin "hikayene" daha uygun olsun.

Bir A kişisi birine tecavüz etmekten 10 sene yatmış ve çıkmış olsun. Çıktıktan sonra bir B kızı gelip de "tecavüz etti bana" derse tekrar, daha önce tecavüzcü olduğu için bu kızın söylediği kesin midir throine? Gazete yazarlarının bu olayı "A kişisi B kişisine tecavüz etti" diye yazmasında bir sorun yoktur dava açılıp da sonuçlanmadan öyle mi?

Sen ben aramızda tartışıyorsak gaza gelip de allah belasını versin bu adamın diyebiliriz, ama gazetecilik bu değildir, gazetecilik sorumluluk gerektiren bir meslektir. Gazete de yazdığın şey senin kamusal bir duyurudur. Bu ve bunun gibi kadınlar yüzünden Türkiye medyası cıvık ve vıcık vıcık. İlkokul tatil günlüğü ödevi yapar gibi yazı yazıyorlar. Kalitesiz ve vasıfsız insanlar köşe yazarı seviyesinde. Bu kadar taraflı, bu kadar ideolojilerine alet olmuş bir yazdı gördüğüm zaman sinirlenirim. Doğal olarak bu yazı benim düşündüğüm şeylere karşı olunca (yani ergenekon davasının sorunsuz olduğu, AKPnin ve RTEnin süper demokratik olduğu kısmı mesela) daha çok sinirleniyorum ikisi üst üste sinerji oluyor, ben de bir insanım sonuçta.

Belki de bu kadının Balbay'ın darbeci olduğunu düşünmesine rağmen, dava ile ilgili delillerin sızmasını eleştirmesi gerektiren yaptığı şeye bak. Bunu da beklemiyorum yani bari sadece delillerin içeriğini falan tartışsın kendi kendine yargıçlık oynayacağına.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ardeth said:

Belki de bu kadının Balbay'ın darbeci olduğunu düşünmesine rağmen, dava ile ilgili delillerin sızmasını eleştirmesi gerektiren yaptığı şeye bak. Bunu da beklemiyorum yani bari sadece delillerin içeriğini falan tartışsın kendi kendine yargıçlık oynayacağına.

Bir davaya dayanak olan şeyin ortaya çıkmasını neden eleştirelim ki?

Halk bunu öğrendi diye davanın seyrine etki mi ediyor? Sadece bilinen bir gerçek herkes tarafından biliniyor artık.

Hasan Cemal bu günlükler için Haberin Allah'ı diyor, gazetecilik başarısı diyor. Sen ise keşke ortaya çıkmasaydı diyorsun. Bu haber olmayacakta ne olacak?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çünkü bu ülkenin medyası kesinleşmeyen bir davanın delillerini adam gibi analiz edebilecek bir kafa yapısına sahip değil. Bu kadının yazısından bunu görüyoruz. Kesinleşmemiş bir davanın delilini alıp, yargıç rolü üstlenip bunları birer kanıt gibi servis ediyorlar. Bu ülkenin medyası sonuçlanmamış bir davayı analiz edebilecek kafa yapısına ve sorumluluğa sahip değil. Bu yüzden belki bu tür davalarda, dava kesin bir sonuca ulaşana kadar delil ve tutanakların gizli kalması lazım. Elinde sonunda ortaya çıkacak nasıl olsa, gazetecilerin böyle sorumsuz davranarak insanları galeyana getirmesi önlenmiş olur en azından.

Tek yaptıkları şey, kendilerine karşı görüşte olan birileriyle ilgili bir suç duyurusu olduğu zaman "hohoho suçluymuşlar" diye zil takıp oynamak. yani senin dediğin "CHPliler, ülke kötüye gitse sevinecekler resmen" durumundan farksız aslında.

Ki şunu iddia ediyorum ve %100 inanıyorum, kendi görüşlerini paylaşan bir meslektaşlarının başına aynı şey gelse benzer şekilde davranan gazetecileri sorumsuzlukla niteleyip aylarca ağlarlar gazetede. Buna tüm içtenliğimle inanıyorum heh. Siz de bu adamları/kadınları ciddiye alıyorsunuz. Tehlikenin farkında mısınız diye haber yapan cumhuriyet kafasından farksız bu kadının yaptığı. Taraflı ve analitik düşünceden yoksun, tek haneli IQ.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Menderes ve arkadaşlarının Türkiye'yi hızla "faşist bir diktatörlüğe doğru götürdüğü" masalına hâlâ inananlar var bu ülkede, hatta belki gençleri kıyma makinesinden geçirdiğine inananlar bile var. Oysa o gün Menderes Hükümeti'nin yaptığı üç beş hatadan faşist bir diktatörlük manzarası çıkarmak ne kadar abes ise


ne? ahahah

3-5 hataymış vah merhum menderes ya. üzüldüm bak şimdi boşa asmışlar meğer adamı pis darbeciler.

throine bunu yazan bi köşe yazarının yazısını nasıl ciddiye alabildin? açın okuyun öğrenin biraz olm korkmayın dünya görüşünüzün değişmesinden. kara cahil title'ı verilsin sana bunları savunmaya devam edersen.

50 senede tarihi nasıl değiştiriyor adamlar ya 500 sene öncesi külliyen yalan demek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Pirvan said:

Yahu şu throine ve cetintas 'ı beslemeyin güzel kardeşlerim, hayır anlıyorum muhabbet olmayacak yoksa forumda ama boşuna gerilmeye gerek yok.

yazı yazarak gerilmek? internette öfkeleniyor musun yoksa?

internet üzerinde yaklaşık 1,5 milyar insan var ve eminim aralarında seninle aynı düşünceyi paylaşmayan milyonlarca insan vardır.
ama sen böyle hepsine "gerilirsen" öfkelenirsen bu gidişle gerilmekten, stressten kafanda tek tel saç kalmaz, 30'una varmadan ölürsün. :(
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sparkcaster said:

peki throine cumhurbaşkanının ve başbakanının yargılanmamak için dokunulmazlık arkasına saklanmasından rahatsızlık duymuyor musun

Seçilmiş birinin görev süresi boyunca dokunulmazlığa sahip olmasından neden rahatsızlık duyayım? Seçilmiş kişi çıkıp özgürce düşüncelerini dile getiremeyecekse, her an herhangi bir nedenden polisin kolundan tutup götürme tehlikesi ile karşı karşıya olunca ne anlamı kalacak?

Bizde Kemal Kılıçdaroğlu sağolsun parlementerlerin dokunulmazlıkları konusunu popülist politikalarına alet edip kötü bir şeymiş gibi göstermeye bayılıyor. Neymiş iktidara gelirse dokunulmazlıkları kaldıracakmış. Zeki Müren de sizleri görecek dese daha çok oy alırdı.

Parlementer sistemin uygulandığı bir ülkede ciddi bir işlev gören bir sistemi kaldıracağını iddia eden bir siyasetçi de ancak TC sınırları içinde rastlanır zaten. lol
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cetoritto said:

O zaman seçilmiş Mustafa Balbay ya da Mehmet Haberal veya Engin Alan'ın adına ergenekon denilen davalar nedeni ile yıllardır tutuklu bulunması da seni aşırı derecede rahatsız ediyor olmalı?

Kusura bakma;

Dokunulmazlık parlamento üyelerinin görevlerini serbestçe yerine getirmeleri için, onlar bu görevlerini yerine getirirken hükümetten ve diğer kişiler gelebilecek adli yaptırımlardan korumak için var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

O değil de komik olan zamanında böyle yazılar yazmış adamın ( Mustafa Balbay ) şimdi ben "seçilmişim, milli iradeyim tutuksuz yargılanmam gerekir QQ" demesi..

Ülkenin yarısının oyunu almış bir partiyi kapatmaya kalkanlara karşı tepkisi "Yargı da Milli İradedir" demek olan, "Genç Subaylar Rahatsız" diye manşet atmaktan çekinmeyen, askerlere darbe öyle yapılmaz böyle yapılır diyen adam şimdi cezaevini boylayınca "milli irade" savunucusu oldu bir anda.

Gerçekten acınası bir durum.

Dediği gibi "yargı da milli irade" ise onu tahliye etmeyen milli iradeye biraz saygı duysun o zaman. :)

"Mustafa Balbay" said:


Yargı da Milli İradedir!

AKP'ye yönelik kapatma davasının ardından ilk günkü iktidar kaynaklı tepkiler gösteriyor ki, önümüzdeki dönem en çok şu sözcük kullanılacak: Milli irade! Başbakan Erdoğan, açılan davanın milli iradeye yönelik bir adım olduğunu söyledi. Madem ki bundan böyle gündem siyasetle hukuk arasında gidip gelecek; yolun başında yürürlükteki anayasanın temel kurallarını anımsatalım. 6. madde şöyle diyor: 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır.' 7. madde: 'Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir.' 9. madde: 'Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.' Vurgulamak istediğimiz şu: Meclis kadar, yargı da yetkisini Türk milleti adına kullanıyor! Bu anlamda yargı da milli iradenin bir parçasıdır. Hiçbir kesim tek başına milli iradeyi ben temsil ediyorum, diyemez!

16 Mart 2008-Cumhuriyet

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

cetoritto said:

O zaman seçilmiş Mustafa Balbay ya da Mehmet Haberal veya Engin Alan'ın adına ergenekon denilen davalar nedeni ile yıllardır tutuklu bulunması da seni aşırı derecede rahatsız ediyor olmalı?

Kusura bakma;

Dokunulmazlık parlamento üyelerinin görevlerini serbestçe yerine getirmeleri için, onlar bu görevlerini yerine getirirken hükümetten ve diğer kişiler gelebilecek adli yaptırımlardan korumak için var.

Tam sana yakışır cevap. Bu memleket her nasılsa CHP'nin de katkısıyla apar topar yasal değişiklik yapılarak muhtar bile olma hakkı olmayan (tutuklanıp hapis yatmış) Tayyip Erdoğan'ın önce milletvekili seçilerek daha sonra da başbakan yapıldığını gördü. Yani senin gibilerin kafalara göre Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve o taraftan birileri seçilerek milletvekili olursa "millet seçti, dokunulmazlık haktır" ama Mustafa Balbay, Engin Alan, Mehmet Haberal millet tarafından seçilirse <>...Sen bu kadar adilsen araştır bakalım Tayyip Erdoğan milletvekili seçilmeden önce hakkında kaç tane dava varmış mahkemelerde? Milletvekili seçildikten sonra ne olmuş o davalar.

Hayır, arkadaşlar haklı olarak trolü beslemeyin diyorlar da kardeşim 1 tane, 2 tane değilsiniz ki; arada ayar yapmak şart oluyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

"Mustafa Balbay" said:


Yargı da Milli İradedir!

AKP'ye yönelik kapatma davasının ardından ilk günkü iktidar kaynaklı tepkiler gösteriyor ki, önümüzdeki dönem en çok şu sözcük kullanılacak: Milli irade! Başbakan Erdoğan, açılan davanın milli iradeye yönelik bir adım olduğunu söyledi. Madem ki bundan böyle gündem siyasetle hukuk arasında gidip gelecek; yolun başında yürürlükteki anayasanın temel kurallarını anımsatalım. 6. madde şöyle diyor: 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır.' 7. madde: 'Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nindir.' 9. madde: 'Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.' Vurgulamak istediğimiz şu: Meclis kadar, yargı da yetkisini Türk milleti adına kullanıyor! Bu anlamda yargı da milli iradenin bir parçasıdır. Hiçbir kesim tek başına milli iradeyi ben temsil ediyorum, diyemez!

16 Mart 2008-Cumhuriyet



Yazı sonuna kadar doğru. Ancak göründüğü kadarıyla o zaman ki yargı ile şu an ki yargı aynı yargı değil. Şu an yargı belli ki bol ışıklı, bol nurlu bir hale gelmiş. B)-
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...