Merter Mesaj tarihi: Eylül 24, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 24, 2004 İşte bir tarih öğretmeni ve vatandaşlıkçı ile sohbetimiz.. Ben : Hocam biz bu dönemlere gelmeden önceki yönetim sisteminden biraz bahsedin sonra dönemimize geçelim... V.C.Ü : Şimdi birinci olarak bildiğiniz gibi Osmanlı tarihinde Meşrutiyete kadar mutlaki yönetim , merkez otorite geçerliydi... Aslında ilk başlarda çok iyiydi... Padişahlar dürüst at üstünde sefere gider halktan aldığı vergiyi halka yatırım olarak geri çevirir halk memnun padişah hayli memnun... Biz ne zaman saray kültürü ve zevkle tanıştık o anda bitti bizim işimiz.. Ben : 1. Balkan Savaşına baktığımızda yenilmemizin sebebi bir bakıma Meşrutiyet gibi gözüküyor ? V.C.Ü : O sadece bir etken... Yani 1. Balkan Savaşında ordu iki koldan saldırıyordu... Fakat maalesef iki kolordu arasındaki bağlantı koptu.. Ha bağlantı kopmamış olsa bir şey fark edermiydi ? Etmezdi... Çünkü orduda takım ruhu yerine kutuplaşma vardı.. Particiler ve padişahcılar kutuplaşmaya başladılar... Bu sırada leventlerden korkan padişah dünyanın ingiltereden sonra en güçlü donanması olan Osmanlı donanmasını zincirletip çürümeye bırakmıştı... Sırf leventlerden korkusu ve kuruntusu yüzünden kaybettiğimiz Trablusgarp savaşından sonra Balkan Savaşınıda particilik yüzünden kaybettik belkide.... Aslında Meşrutiyet rejimi bir basamaktır.. Yani devlet sonsuza dek Meşruti yönetilmez... Demokrasiye mutlaka geçecektir... 31 Mart olayına sonra gireriz ana konuya dönelim... İngiltere Balkanlar Osmanlıya saldırmadan önce Osmanlının savaşı kazanacağından emindi... Bu yüzden savaş patlak vermeden önce savaş sonrasında sınırlarda değişiklik olmayacağını ilan etti... Ancak Osmanlı yenilince tabular yıkıldı... Arnavutluk ve Edirne dahil doğu trakya ile beraber topluca sürüldük Balkanlardan... Bu sırada ordu olarak diğer Balkan devletlerinden güçlü olan ve Büyük Bulgar Prensliğini tekrar kurmak isteyen Bulgaristan en çok toprağı alan oldu.. Ancak tabiiki Balkan devletleri toprakların ortak paylaşılmasını istiyordu. Fakat Bulgaristan "%60'ını alıyorum gerisini paylaşın" deyince diğer devletler çalkantılandı... Tabi bu sırada Osmanlıda Edirne'nin düşmesi yankılanıyordu... Bazıları İttihat Terakki'yi suçluyordu bazılarıda Padişahı.... Ancak herkesin ağzından İttihat Terakki suçlu diye çıkıyordu.. Çünkü padişah o derecede korkak bir insandı ki bu dönemde ilk defa hafiye teşkilatları kurmuştu... Abartmıyorum halkta beş kişiden üçü hafiyeydi... Herkes birbirini ispiyonluyordu.. Sonra bir gün Bulgaristanın Balkanlarda ablukaya alındığı haberi geldi... 2. BS Patlak vermişti.... Diğer devletler Bulgaristana saldırı harekatına başlamıştı... Osmanlı bu fırsatı kaçırmadı.. Gözlemledi ve savaşı Bulgaristan kaybetmeye başlayınca Osm'lıda savaşa katıldı ve en azından Edirneyi kurtarabildi... Edirnenin kayıbından İttihat ve Terakki sorumlu tutulmuştu ancak Edirnenin kazanılması padişahın zaferi olarak görüldü... Fakat tabi kimse Enver Paşanın fedakarlıklarını düşünmedi. Devam Edecek...
huun Mesaj tarihi: Eylül 25, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 25, 2004 evet evet enver pasa memleketin evlatlarini savaslarda harcamak konusunda cok fedakardi .[signature][hline]You must be silent in front of my famous presence .
Öne çıkan mesajlar