Merter Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 Türk devletinin son 80 yılını masaya yatırdık... Bakınız sayın Baran Sözmen ve Cihangir Öztürk ile ne sonuçlara vardık... İkisi ilede mülakaşada bulunduk.. Baran Sözmen yakın arkadaşım olur. Onunla ayrı bir sohbetimiz oldu... İşte ayrı ayrı detaylarıyla Türkiye Cumhuriyetinin tarihi... Bu arkadaşlardan öncelikle bazı özlü sözler bildireyim... "Yunanlılar... İlk hedefiniz Akdeniz. Haydi.. Kulaç ata ata..." Baran Sözmen Eveeet.... Ben ve Baranın diyaloğuyla başlayalım... Ben : Sence Türkiye'nin şu anki durumunu en çok özetleyen cümle nedir ? Baran : İç güveysinden hallice.... Ben : Ehehe.... Neden öyle dedin ? Baran : Şu anda kendi topraklarımızda iç güveysi gibi yaşatılıyoruzda o yüzden... Ben : Yani ? Dur dur yavaş gidelim... 80 yıl öncesine gidelim Baran : Pekala.. Ben : Hepimizin o zamanlarla ilgili bir bilgisi var. Gerek canlı kanıtlar olan dedelerimiz yolu ile... Senin bildiklerin neler ? Baran : Benim bildiklerim şunlar... Dedemden dinlediklerim.. Bundan yıllar önce T.C. ilk kurulduğundan on yıl geçe.. Dedem ve ailesi yurt dışına ticari bir ziyaret gerçekleştirmişler.. Sınırda dedemin en büyük dikkatini çeken şey Türklere pasaport sorulmamasıymış... Ben : Yani Türklere gözü kapalı bir güven var.. Baran : O dönemler dedemin kulağına giden genel bir laf var gittikleri şehirde... İnsanlar söz verirken yemin ederim yerine "Türkün sözü gibi" terimini kullanırmış.. Pek çok kes tanık olmuş.. Ben : Eh şu anki durum göz önüne alınırsa içler acısı bir geçiş devri var.. Baran : Maalesef. Ben : Anlıyorum anılarını paylaştığın için teşekkürler
lancelotdulac Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 Türk'ün sözüne olan güven büyükmüş yani o zamanlar.Hmm şimdi pek öyle bir durum yok ne yazıkki.[signature][hline]My Honour is My Life
arcane Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 sadece bir kısmını kopyala/yapıştır yapmadıysan masaya yatırmışsınız da ön sevişme ile sınırlı kalmış, yani demek istiyorum ki çok kısa ve yetersiz değil mi?[signature][hline]It seems funny to me How fucked things can be Everytime I get ahead I feel more dead
Jadelith Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 1- eet eskiden anlasma imzalamazmis sirketler el sikisirmis o yetermis dedem anlatiyodu. 2- abi senin olayin ne bole durmadan bilgi icerikli topik aciyosun. "paticik kullanicilarinin tarih bilgilerini gelistirme" gorevi filan mi verildi sana adminler tarafindan. :)[signature][hline]Sade bir forum için imzalara hayır!
lancelotdulac Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 Bu konuşmanın devamı yok mu[signature][hline]My Honour is My Life
Merter Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 Konuyu açan Mesaj tarihi: Eylül 10, 2004 Arkadaşlar konuşmanın devamı var bu topikte yayınlayacağım... Ayrıca Cihangir Öztürkle olan konuşmada var. Ayrıca copy-paste yapmadım... Bu arada bana böyle bir görev verilmedi ben uzun zamandır bir tarih derneğinin kuruculuğu ve başkanlığını yapıyorum.. Bu forumu görünce çalışmalarımızı yayınlamak istedim.
Merter Mesaj tarihi: Eylül 12, 2004 Konuyu açan Mesaj tarihi: Eylül 12, 2004 Baran Sözmen : TEK TAHIL TUZAĞI / Tarım Stratejileri Ben : Barancığım sürekli yabancılar Alanya ve bütün Anadoludan alabildikleri kadar toprak alıyorlar... Benim araştırmalarım kanaatimce örneğin Niğdedeki yabancılar sadece patates yetiştiriyor... Senin teorin nedir ? Baran : Bu basit bir tarım tuzağıdır.. Britanya aynısını hatırlarsın Afrikaya yapmıştı... Afrika topraklarında sadece kahve ve kakao yetiştirdiler.. Şimdi Afrika açlıktan kırılıyor.. Neden ? Çünkü Afrikada hiç birşey bitmiyor.. İnceleyelim... Diyelim buğday demir minarelini topraktan en çok alan bitki... Adam o bölgeye sürekli buğday ekiyor.. belli bir süre sonra toprak verimsizleşiyor. Halbuki gerçek olarak bir sezon buğday bir sezon arpa ekilir... Toprağın mineralleri sömürülüyor ve o bölge kuraklaştırılıyor.... Ben : Sonuç ? Baran : Sonuç şu ki bundan otuz yıl sonra güneydoğu açlıktan kıvranıyor odur sonuç... Ben : Peki tarım ürünlerindeki fiyat değişiminin sebebi nedir ? Baran : Kanaatimce şudur... Hatırlıyorsun bundan yıllar önce çiftçiler nakliyat parasını denkleştiremedikleri için karpuzları hasat etmedi... Hah işte o yıl karpuz ateş pahası oldu... Çok pahalı oldu. Tabi bizim zeki köylü çiftçi dedi ki "Biz bu sene karpuz ekelim çok para kıralım" ama adam ne bilsin binlerce çiftçi aynı şeyi düşünüyor.... Sora o sene karpuz senesi oluyor bizim lazlar komple karpuz ekiyor... Haydaa e bu sefer kavun az olduğundan pahalanıyor.. Eh bu seferde bizim çiftçiler seneye kavun ekelim diyor o sene gene karpuz pahalanıyor... Böle bir kısır döngüdeyiz yani.. Bunların hepsi tarım ve köyişlerinin suçu... bir tertip bir düzen getiremediler... Ben : Peki eskiden nasıldı tanzim ? Yani ben hatırlarım da o seneler ben tarih üzerine eğilmiştim sense jeolojiyle uğraşıyordun yanılmazsam ? Baran : Haklısın.... Bundan yıllar önce İzmir şöyleydi. Örneğin Bornovada bamya ekilir , Narlıderede mandalin ekilir yada efendim Balçovada domates ekilirdi. Sora İzmir'in çeşitli ilçelerine dağıtılmış görev dağalımları vardı... Biz toprakları inceler sonrada buranın mandalin yetişiminde ideal olduğunu belirtirdik. Sora narlıderede mandalin yetiştirilrdi.. Aynı şeyi bornova için yapar ve bamya raporu yazardık. O bölgede bamya yetişirdi.. Nerde en verimli ne olursa orada o yetişirdi. Hem ürün çokluluğu sağlanır hemde çok ucuza bol mal ve yiyecek madde alımı sağlanır hem ithal mal engellenir hemde devlete yük olunmazdı. Ben : Anlıyorum...
Öne çıkan mesajlar