BiTcH_oFBaT Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Mark Romanek imzalı, başrollerini Carey Mulligan, Andrew Garfield ve Keira Knightley’in çektiği böyle ağır bir drama filmi. Film Kazuo Ishiguro’nun filmle aynı ismi taşıyan kendisinin 6. kitabı. Kitap da baya başarılıymış. Film organ bağışı çevresinde gelişiyor. (Spoiler değil film başlar başlamaz yazıyor zaten bu). Konusu itibariyle aslında sci-fi doneleri taşıyor ama geçen mekanlar ve olayların normal hayattan hiç bir farkı yok. Sadece konu öyle gösteriyor olayları. 2 kere izledim, gene izlerim. Baya etkiledi beni. Müzikleri de şahane. Rachel Portman yapmış ve siliyore. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
arcane Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Kitaptan filme geçerken birşeyler mi atlanmış bilmiyorum ama izlerken mantık taşları bir türlü yerine oturmuyor. Gerçi ben sevdim. 3 kişinin hayat macerası olarak değerlendirdim. Öyle yaklaşmasam beğenmeyebilirdim. En parladığı kısım oyuncular. Yalnız sci-fi namına toplam bir satır yazılmış diyebilirim, beklentinizi ona göre ayarlayın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sereglin Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 arcane said: Kitaptan filme geçerken birşeyler mi atlanmış bilmiyorum ama izlerken mantık taşları bir türlü yerine oturmuyor. Gerçi ben sevdim. 3 kişinin hayat macerası olarak değerlendirdim. Öyle yaklaşmasam beğenmeyebilirdim. En parladığı kısım oyuncular. Yalnız sci-fi namına toplam bir satır yazılmış diyebilirim, beklentinizi ona göre ayarlayın. mantıkta acayip sorun var ki, tüm filmi çökertiyor. filmin güzel bir havası var. sinematografisi baya baya iyi zaten. bu konu, kurgu açısından yerine oturmaması feci değiştiriyor durumu. bu açığı saymazsak film güzel gelebilir, düşündürür, derin derin irdeletir. baya bir konuya giriyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
arcane Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Beni pek düşündürdüğünü söyleyemem. Tek soru soruyor denilebilir, onun da cevabını kendi veriyor gibi. Bir de şu var, üzerinde düşünüp de o hataları görmezden gelmek mümkün değil. Ayrıca neden sci-fi demişler diye de sorgulamaya başlıyorsun, en azından benim için böyle oldu safasf. Kurgu sorunsuzdu bence. Zaten kitaptan direkt alındığı için çocukluk, evler, bağışçı falan hepsi birleşince ve karakterlere odaklanınca neden o kitabın o kadar tuttuğunu anlıosun ehueh. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sereglin Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Şimdi düşündürdüğü şeyler var. Çok da yüzelsel yaklaşmamak lazım ama senin de söylediğin gibi bariz bir mantık hatası olunca film soğutuyor. Sonuçta bu donor programının yapısı, yapanların amacı, bu servisi kullanan kişilerin yaşadıkları hayat düşünüldüğünde kapitalist yaklaşımlarda yorumlar yapmak mümkün. Sonra bu donor'lerin yetiştilmesine girdiğinde, biraz da hayat felsefesine, sisteme ve nasıl yaşayacağının başkaları tarafından dayatıldığı şekilde gerçekleşmesine ve de ötesine gidiyor. Hocalarının yaptığı konuşma quote'lanabilir ve çocuklara uygulanan yasaklar vs. sonrasında da gerçek aşk'a giriyor zaten ve aşk'in neler yapabileceği, hangi kapıları açabileceği-açamayacağı üzerine giriyor. Defferal konusu vs. Yani film derin aslında ( kitap var zaten ) ama bilmiyorum kitapta bu açıklanmış mıdır, ne olmuştur : Neden bu "creature"'lar ilkel şekilde hayatta kalma arayışına girmiyorlar, bu kabullenme neden ? Her şeyin farkına varıyorlar yavaş yavaş ama tomy'nin attığı çığlıktan öteye gidemiyor. Hani bir ihtimal hepsi lawful good şekilde "hiç yoktan birinin hayatını kurtarıcam kendimi feda etmemeliyim hayatta kalmalıyım, isyan etmemeliyim" mi düşünüyor. sanmıyorum. neyse. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
senko Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 bana cok sikici geldi film, bilim kurgu oldugunu film bittikten sonra anlayabildim zaten paso agliyorlardi filmde, boyle gereksik duygusallik, sadece carrey ablanin guzelligi icin seyrettim gibi bisi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
senko Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 su kiz icin shyamalan filmi bile izlenir bea Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BiTcH_oFBaT Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 evet garip olan o zatan. ölümü ve donörlüğü kabul etmişler direk. zaten beni en çok etkileyen kısım galerinin gerçekten ne için olduğunu öğrendikleri andı. kadının "poor creatures" dediği yer filan ve buna teşekkür eden bir kız. aslında lokanta sahnesi de ve ne isteyeceklerini bilememeleri buna biraz ipucuda olabilir. kız arkadaşımın da ilk yorumu bu oldu; "neden kaçmıyorlar ki?". robota bağlamışlar. belkide hailsham'daki eğitim çok iyiydi filan. belki cidden bazı insanlık duyguları eksik filan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sereglin Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 duygu fln eksik değil abi, her şey oraya çıkıyor zamanla ve bu daha okulda başlıyor. o kadar zaman geçiyor bunlar anca seksi keşfedip orda durmuşlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Skoko Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 1, 2011 bence çok güzel bi film andrew garfield in oyunculuğu 10 numara çok tuttum ben o adamı spidermande de iyi iş çıkarcağına eminim bir de Carey Mulligan(tu) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Valerius Mesaj tarihi: Şubat 3, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 3, 2011 sayfay didin canımı yidin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
arcane Mesaj tarihi: Şubat 3, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 3, 2011 Skoko said: bence çok güzel bi film andrew garfield in oyunculuğu 10 numara çok tuttum ben o adamı spidermande de iyi iş çıkarcağına eminim bir de Carey Mulligan(tu) O zaman Social Network tavsiye ediyorum, orada da coşmuş. Carey de wall street 2'de çok iyi veya orada da masum masum baktığı için bana öyle geldi safasf. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fransuxa Mesaj tarihi: Şubat 20, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 20, 2011 ben orda madamla konusurken -türkçe çevirisini tecil olarak yazmışlar ingilizceside heralde haktan feragat yada ne biliyim erteleme falandır bilmiyorum- tecil olayı hiç olmadı geyiği döndüğü zaman ordaki o muabbetin gidişatı falanı filanı sanki şey der gibi hani yani tecil muabbeti diye birşey yok tamamen size kalmış bi olay gibi anlatmışlar ve sonradan cocugun diğer bağış için masaya yatması ile e neydi ne oldu abi anlamında kaldım ben. orda öyle bir tribe soktularki kiera abla yada diğerleri ulan bok yoluna öldüler iyimi havasına soktu beni. tamam donörsün başkalarının hayatını kurtarıyosun bi misyon bi amaç bi emel bi pürpoğz var ama ne biliyim yani bu okulda verilen hard eğitimden sonra lan acaba diyip kafasına dank edip gerçek hayata kaçmayı deneyen tipler düşüncesi ile gitse belkide the island filmi gibi bişey olucaktı. belkide seyircinin isteğide o yöndedir. kim bilir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Eylül 17, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 17, 2012 nebiçim filmmiş lan bu ne umdum ne buldum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
PastorOfMuppets Mesaj tarihi: Eylül 18, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 18, 2012 Tabi alıştın Carey hanımın memeleri görmeye Shame'de, böyle iffetli takılınca yadırgadın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SOREN Mesaj tarihi: Nisan 20, 2013 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 20, 2013 klonmuş bunlar. erken yaşta ölüyorlarmış hep. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar