Antimodes52 Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Topuklu ayakkabılar, üstte hoş bir elbise, bir de hafif hafif yağan yağmura karşı bir manto. Hava yağmurluydu. İstanbul'da bir başka sonbahar sabahı, yüzlerce insan yürüyor, hiç biri birbirini tanımıyor, hepsi yabancı, aynı havayı soluyorlar ama birbirlerini tanımıyorlar. İnsanlardan çoğunlukta olan tek şey güvercinler herhalde bu sabah. Yürüyen onca insanın ayaklarının yanlarında hatta bazen altlarında güvercinler var. Korkmuyorlar artık insanlardan, fazla aldırmıyorlar da, ya hayırseverlerin attıkları yemleri yiyorlar, belki de tadını sevmediği mısırı yere atan bir çocuğun artıklarını hafif hafif ısırıyorlar.[hline]Antimodes a.k.a Bhaal Pheles. UIN: 123455555 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Antimodes52 Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Yağmur yağıyor, hava da kapalı, ancak gönlümde hiç bulut yok. Sanki yeryüzü temizlenmiş, ona verdiğimiz bunca hasardan sonra kendini temizlemek için yağmur yağdırıyor, kim bilir, belki de bize sitem olsun diye gökyüzü kapalıdır? Sanki hava aşk kokuyor, bu da doğanın bir oyunu mu? Sanmıyorum, bu güzelliği sadece biz yaratabiliyoruz, bir çok güzelliği sadece doğa yaratabildiği gibi. Gönlüm ferah, çocuk gibiyim bugün, başım eğik, yürürken genellikle ayaklarıma bakarım. İşte o anda takıldı gözlerime, topuklu ayakkabılar içinde minik ayaklar, çok masum, ayaklara bakarak nasıl bu kanıya vardım? Ben de bilmiyorum.[hline]Antimodes a.k.a Bhaal Pheles. UIN: 123455555 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Antimodes52 Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Karşıdan bana doğru geliyor o küçük ayaklar, sanki iyi bir şeyin habercisi, gözlerim yukarı kayıyor, güzel bir vücut, bacaklarından o hoş elbiseyi görüyorum, ne kadar tatlı... mantosundan yüzüne kayıyor yüzüm, göz göze geliyoruz. O da tam gözlerimin içine bakıyor. O bakışma uzayıp gidiyor, mavi, güzel gözlerinde kaybolup gidiyorum. İçim ürperiyor, soğuk, çok soğuk bir geceden sonra bulutsuz gökyüzüne doğan güneş gibi ısıtıyor içimi bakışları. Belli etmeden iç çekiyorum. Bir şey söylemek istiyorum, resmen dilim konuşmak için sabırsızlanıyor. "Selam" desem, "Merhaba" desem yada doğrudan "Seni seviyorum!" desem? Belki arkası gelir? Dilim konuşmaya hazır ama dudaklarım izin vermiyor, birbirine bastırılmış iki demir kapak gibiler resmen.[hline]Antimodes a.k.a Bhaal Pheles. UIN: 123455555 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Antimodes52 Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Dudaklarım işlevini yapamıyor, ancak bacaklarım yürümeye devam ediyor. Bakışları bir an daha üstümde oyalanıyor, sonra indiriyor o güzel gözlerini. Sanki gece geri geliyor, sanki içim donuyor. Deneyimsiz, ilk aşkını yaşamış da reddedilmiş bir çocuk gibi hissediyorum. İçimden şimdi acınası bir ses, aşkın sesi bağırıp duruyor: "O senin hayatının aşkı olabilir seni aptal! Git çabuk, dön ve yakala onu, geri çevir yoldan, konuş onunla!". Ayaklarım bu sese itaat etmiyor. İçimde fırtınalar kopuyor. İçimden daha kısık bir ses, mantığın sesi yankılanıyor: "Daha ismini bilmiyorsun, sadece sokakta bir kadın.". Bu sesi hemen bastırıyorum, kendi kendime sinirleniyorum resmen.[hline]Antimodes a.k.a Bhaal Pheles. UIN: 123455555 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Antimodes52 Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Herkesin hissettiğini hissettiği anda anlatabildiği bir yer yok mu? İnsanların nedensiz sevebildiği, nedensiz bir şekilde başka birisinin gözlerinde kaybolup gittiği. Nedensiz bir şekilde onu sarmalayabildiği, sabahlara kadar öpebildiği bir yer? İnsanlıktan utanıyorum. Bir alkoliğin burnuna viski şişesi dayadıktan sonra "sadece koklayabilirsin" diyen yada çölün ortasındaki bir adamın karşısında su içen adam misali aşkını anlatmaya çalışan iki aşığın arasına giren insanlıktan utanıyorum. Binlerce, milyonlarca insanın göz göze geldiği, umutlandığı sonra da yoluna devam ettiği bu şehirden utanıyorum. Ah İstanbul aah, kaç aşk daha heba olacak ellerinde? Ah doğmadan ölen aşklar şehri aah...[hline]Antimodes a.k.a Bhaal Pheles. UIN: 123455555 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Antimodes52 Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2003 Hikayeyi word'de tekrar yazıp küçük parçalar halinde koydum sorun ortadan kalktı. Umarım beğenirsiniz, yorumlarınızı bekliyorum, arada bir anda esti o yüzden hatalar olabilir düzeltmek de size kalıyor.[hline]Antimodes a.k.a Bhaal Pheles. UIN: 123455555 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-xception- Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 7, 2003 Çook güzel insanı derin düşüncelere daldırıo bitanede ben kendi yazdığımı yaziim... Gece yanlız yürüyenin Yıldızlara, Ay'a ihtiyacı olduğu gibi, Gülün dikenine ihtiyacı olduğu gibi. Muhtacım sana ben, Seviyorum seni.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar