denwa Mesaj tarihi: Nisan 4, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2010 (Anlatilanlarin hepsi tamamen hayalurunudur) (Ayni vakitlerde) Tibet - Daglik Kesim Soguk karlarin birer kanatlari varmiscasina yaridan yariya orttugu magradan donuk beyaz bir isik disariya dogru yayilmaktaydi ve bu yayilan isik iki beyaz dag jipinin on farlari ile bulusmaktaydi. Iceride ise hummali bir tartisma surup gitmekteydi. Magranin icine konulmus on tane yer florasan lambasi magradaki siluetlerin yuzune korkunc bir ifade versede hepsi birer diplomatcasina kibar ama yanki yapacak kadar sesli konusmaktaydilar. Iceride tami tamina yedi kisi bulunmaktaydi. Hepsi birer beyaz kardan korunmak icin cok siki orulmus yapida giysileri ve gozlukleri ile oylece birbirleri ile hummali bir tartismaya suruklenmislerdi. Iclerinden en iri olanlari sinirli bir hareketle '' Anlasilan hepimiz oyuna geldik! Ne ariyoruz bu magrada?!'' Digerleri ellerindeki haritalari gostererek '' Bakin efendim simdi bahsi gecen yapi burada yani sanirim sandigimizdan daha derinde bir yerlerde.'' Digerleride bu kisa boylu kisiyi onaylarcasina kafa isareti yapmaktaydi. Yaslica ve iri olan '' Anladik.. Anladik.. Antartikada da ayni boku soyluyordunuz profesor ama ne oldu sadece adamlarim kayboldu simdi Tibet'teyiz ve yine ayni boku soyluyorsunuz!'' Arkalardan montunun ustundeki karlari temizlemekle ugrasan adam sesli sekilde konusmaya basladi. '' Efendim bu sefer gercekten bulgularimiz dogru bu sefer Naccal'lerin gecitini burada bulacagimiza inaniyoruz. '' Yasli adam yerden florasanlardan bir tanesini kapip ilerlemeye baslarken '' Bana bakin sizin icin Istanbul'daki o sicak antika dukkanimi birakip geldim eger bu seferde olmazsa hepinizi buraya gomer oyle donerim. '' Yasli adam ve digerleri hizli bir sekilde magranin icine dogru ilerlemeye baslamislardi. Anittepe -Ankara Siyah araba karlarin ustunde bir siyah yilanmiscasina kayip giderken surucu koltugundaki dedektif kendi kendine soyleniyordu. '' Ulan ben bu isin ne oldugunu bilmeden niye evet dedim ki .. Ulan ulan.. '' Arkadan sesli sekilde konusmaya baslayan profesore kulak kesildi. '' Surucu simdi buradan saga doneceksin evet evet o bos sokaga doneceksin. '' Ara sokaklarin birtanesinde yavaslayip durdurdu arabayi dedektif ve profesorun disari cikisisini izledi. Ardindan korumaninda gel isareti ile bu ikiliyi izlemeye koyuldu dedektif. Yavas adimlarla Anitkabir'in kar ustunde altin bir mabedi andirdigini dusunerek onlari izlemeye basladi. Giris yaptiklari yerde ne asker vardi nede bir bekleyen bombos bir up uzun karla ortulu bir yoldu ve bu yolu izledikce Anitkabir'e yaklasiyorlardi. Profesor elindeki dosyalari simsiki tutmus sekilde onde ilerliyor koruma hemen arkasinda ona eslik ediyor dedektif ise temkinli bir boslukla ilerleyisini surduruyordu. Anitkabir'in ardina kalabilecek bir yerde oldugunu hesap edercesine gozleri ile etrafi suzmeye basladi dedektif, koruma ise profesorun hemen yaninda ilerleyisini surduruyordu. Profesor derme catma yapilmis bir kulubeyi isaret etti ikisinede. Kulube bir derme catma tuvaletti ve kardan onu kapanmisti. Iscilerin restorasyon zamani kullandigi bir tuvaletten baska birsey degil diye kendi kendine soylenerek korumaya yardim edip kulubenin kapisini araladilar. Kulubede tuvalet yerine buyuk bir mazgaldan baska birsey yoktu. Ardlarinda duran profesor lutfen mazgali kaldirin. Ikili buyuk bir dermanla tuttuklari mazgali kenara koydular ve Profesor hizli adimlarla mazgalin hemen agzindaki ipten simsiki tutunarak yavas yavas asagi inmeye basladi. Ikili saskin bakislari icinde profesor karanligin icinde kaybolmustu. Koruma tereddutsuz profesoru izlemeye koyuldu. Dedektif ise bir kufur sallayip onlar gibi asagi ipten inmeye basladi. Uclu ayaklarini yere bastiklarinda yogun bir amonyak kokusu burunlarini felc ediyordu. Dedektif fisiltili bir tonda '' Nedir lan bu koku ehhhrhhh..'' Profesor sessizlik isareti yapip karanlikta el feneri yakip ilerlemeye basladi. Ardindan koruma ve dedektifte onu takip etti. Bu ilerleyis uzun bir hal almaya basladi diye dusunurken ikili profesor fisiltili bir tonda '' Tamam geldik simdi su mandali cevirecegiz. Ikili simsiki tutup mandali cevirdiklerinde hafif bir los isikla aydinlatilmis koridor karsilarinda duruyordu. Koridorda yavas adimlarla ilerleyisleri surdurduler. Koridor bitmek bilmiyordu ve amonyak kokusu dehset bir hal almisti. Sonunda boylarindan biraz daha kisa bir kapinin onune geldiler. Profesor cebinden cikardigi pasli bir anahtarla bu kapiyi actiginda... (Devam edecek ) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar