Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Sokaktaki melek[B1]


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Karanlık içinde,her sabah yürüdüğüm sokak her zamankinden farklı görünmeye çalışıyordu bana.Neden olsa,göremiyordum hiç bir şeyi..
Belkide göremediğim kısmıydı bana onu sevdiren.Korkularımı,onu göremediğim için bir kenara bırakabiliyordum..
Böyle dalgın dalgın yürürken bir melek çıktı karşıma..
Baktım..
Sessizce bakmaya devam ettim.
Konuşamadım.Çünkü konuşacak olursam onunla binde bir şansım olacaktı belki.Binde bir nedir ki.Baştan kaybetmek demek.
Konuşamadım...
İçim içimi yemeye devam ediyordu yine.Kavrulmuş sözlerimi,buz dolu bir dola bardağını içercesine söylemek istiyordum...
Ne şansım olacaktı ki diye düşündüm bir an..
Ben basit bir puzzle parçasıydım,oysa bir melek....
-Konuşmayacak mısın onunla?
başka bir melek gördüm orada...
-Ben mi?
-Evet..
-Ne şansım olabilir ki?
-Denemezsen,hiç şansın olmaz...
-Genede yok sayılır..Binde birlik...
-3000 kişilik Spartalıların ordusu 10000 kişilik orduyu yenmişti vaktiyle..Bir adam bile farketmişti o savaşta..
-Sen bir meleksin,meleklerin çarpan bir kalbi olur mu?
-Binde birlik kısmını sayıyormuyuz?
-Sayalım.
-Umutları olur.Verebilecekleri şansları ve ruhları olur,evet.
-...
Durup baktım bir kaç dakika daha o güzel meleğe..
-Ben zaten hergün korkularımla yüzleşiyorum.Yaşadığım hayatta bir şavaşcıyım farkında olmayan herkez gibi.Evet.Kararımı al...
sözümü bitirmeden melek kaybolmuştu...

Hikayenin gerisi belli değildi...

Sadece bir mesaj yazdı bir pencere açıp..
---------------------
Merhaba ....
Güzel bir günün başlangıcı umuyorum ki..
Nasılsınız?
---------------------

Ardından "gönder" butonuna bastı.[signature][hline]Dream as u never die,live as you can die tomorrow
Always remember;death is only a Begining

UYARI!:Evcil yaşayanlar için uygun değildir!

[Bu mesaj Marduk tarafından 32 Mayıs 2012 25:61 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
[bölüm sonsuz,sahne sonsuz]

Savaşca içeri girip bilgisayarını açtı delikanlı...Kırıklık duyuluyordu monitörden yansıyan yüzünde...LifeHouse-İ Try parçasını açtı oturur oturmaz aygıtın başına.İçindeki merakı biraz daha tutmak istedi ama engel olamadı...

Göremediği herhangi bir cevap karşısında üzüntü bastı içini bir anda.Farkında değilken,sağ tarafında bir melek belirdi..

-Belkide farklı tanıtmalıydın kendini,"Merhaba benim ferrarim var" deseydin böyle olmazdı..
-Gene mi sen?iyilik melekliğime abone oldun sen sanırım.İlginç.Bana yardım etmeye mi çalışıyorsun bu saatten sonra..Hem Ferrarim olsa ne olur olmasa ne olur.Sahi ha,sen şeytan mısın yoksa melek mi?Nasıl yalan söylemeyi önerdin ki bana?
-Soruların hepsi bu kadar mı?
-Sayılır
-Her zaman sessiz gökyüzünün ardından bir parça yağmur,bilemedin soğuk gelir yer yüzüne..
-Bundan sonrada yağabilir mi ki yağmur?Kurumuş bir toprak parçasını nasıl yeşertiyorsunuz?
-Tohumdaki sevinci görseydin toprağı görmek isterken,böyle konuşmazdın..
-Ne diyebilirim ki..Gördüğün gibi.Yanıt yok işte..20 Yıldır bir kere yoktu herşeye rağmen.Halende yok.Bundan sonrada olmayacak eminim bundan.
-Emin olduğun ne?
-Bu işte...
-Hiç bir şey.Sadece dediğim gibi farklı bir yöntem kullanmalıydın.Belkide direk olarak farklı bir yönde devam etmelisin konuşurken..
-Hayır..Hikaye burada bitmek zorunda.Eğer ki kırarsam kendimi asla affedemem.Ben başkasından kırıldım yeterince,başkası en azından benden kırılmasın.

Melek bir an sustu..Fakat bu sessizliği uzun sürmedi;

-Bulunduğun yeri belirt,başka bir şeyler söyle...Seni tanımıyor ki.Bir kaç söz,bilgi yada yüzbinlerce yıllık şiir geleneğini sürdür.

Delikanlı dönüp baktı meleğin yüzüne;

-Hiç aşık olmadın değil mi?Hiç karşındakini kırmaktan korkmadın..
Bilemem ki nasıl düşündüğünü.Ne desem hoşlanır?"Merhaba ben uçan bir kurbağayım" desem sevimlimi görünürüm?Yoksa bir yığın palavra-yalan dolan mı söylemem gerekiyor?Ne yapmam gerekiyor?Süpermen mi,ABD başkanı mı,Tom Kuruz mu olmam gerekiyor?

Sustu delikanlı...Bakındı çevresine.Her zaman Gülümseyen suratlara,Monitörünün tepesindeki ördeğe,odasındaki dağınıklığa baktı...Neyi yanlış yaptığını düşünmeye çalıştı...Bulamadı...

Bulamadığı hatasını aramaya devam ediyordu halen..

Bir kez daha baktı monitöre.Şükretti gönderdiği ikinci mesajını okuduğu için.Acaba? diye düşündü.Acaba neden bu sessizliğini koruyordu?

Biri mi üzmüştü onu? Hemen sinirli tavır takınmaya çalıştı onu üzecek kişilere karşı..
Yaş mıydı fark?Kalbine sığmayan sevgisi mi...

Aradı ama Bulamadı..Bir damla yaş süzüldü gönlünden."Belkide hiç okumadan sildi hepsini" diye düşündü...

Kafasının içinde birinini kovalayan düşünceler benliğinde simsiyah bir umutsuzluğa dönüştü..Ardından yeşile..Ardından renk paletindeki binlerce renge...

Tek tek..

Sırayla...

Sessizce bakmaya devam etti ekrana."Belki bu mesajın yanıtı gelir" diye düşündü...

Devam etti bir kaç satırla.
"Umut" dedi kendine...

7k parçanın içinde rasgele bir parça açtı... merakla beklemeye başladı..

Devam ediyordu yazmaya.Kulağında müzik,öğlen yaptığı yorucu antrenmanının ardından annesinin yaptığı bir kaç köfte,bir kaç patetes ve iki bardak sütü indirmişti midesine.
"En kötü,en zor işkence dayanamamak sessizliğe" diye düşündü.
İcq yu açtı,online olan 40 kişiden bir tane gönlüne çare bulamayacaktı sanki...
"OKUNDU" diyordu mesaj takip sistemi.. Ona hiçde öyle gelmemişti."Okundu ama yanıt alınamadı diye değiştirmeleri gerekirdi burayı" dedi..
Üzüldü tekrar..
Eninde sonunda bir bakıma haklıydı kendisince..Bu kadar mı zordu bir şey söylebilmek.."Hayır" dedi kendince..."Bu kadar kolay değil olsa gerek,ben bile ne kadar süreden sonra bir şeyler yazabildim" dye düşündü.
İcq nun başında yazan rakamlara baktı...Bekleyen mesajlara...
Hiç bir şey yüzünün gülmesine neden olamadı bir an için..

Blind Guardian - Mordred's Song u açtı..

"i have lost my battle before it starts" ilk satırıydı şarkının...."Why am i all alone,i cant feel my heartbeat" dizelerinde düşüncelere dalmaya başladı bir bir...

Geriye dönüp bakamadı bile...

Kendisinden utandı bir an için..."Ya üzülüyor yada beğenmiyorsa okumayı,yada hiç bir mesajı okumuyorsa??" diye düşündü...

Belkide hepsini siliyordu güzel melek.Yada okuduğu hepsine sadece 5 satır ayırıp,gerisini umursamıyordu...

Kalbi kırıldı birden...Kırılan parçalar bir taraflarına batmadan kesip aldı kalbini...Çöpe attı.Aşkı kalbinde değil,Ruhundaydı çünkü...

Umutsuzluğu ruhuna çökmeye başlıyordu birer adımlarla...

Karşı koymaya çalıştı...

Savaşmak için henüz geç değildi,biliyordu ki..

[Bu mesaj Halfmumi tarafından 27 Temmuz 2004 01:07 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
yediğim kahvaltı içime oturdu helal olsun demekten başka bir şey demiyorum
Aşkı kalbinde değil,Ruhundaydı çünkü...
bu kısma hasta oldum yazmaya devammmmmmm[signature][hline]Don't try to live so wise.
Don't cry 'cause you're so right.
Don't dry with fakes or fears,
'Cause you will hate yourself in the end.

Naruto; Akeboshi-Wind
Mesaj tarihi:
Teşekkürler...

Gerçi,O ruhuda çöpe atmasına bir şeyi kalmadı o gencin.
Sordum geçenlerde,"seni halen sevmeyen kızdan vazgeçmedin mi?" diye.
Dönüp baktı bana.
Sordu;
"Sen hiç güneşin doğuşunu izlemekten bıkarmısın?Yada batışında verdiği hüzünden haz almayı keser misin?"
Baktım öylece.
Cevap veremedim..Gözyaşlarım verdi ama.
Ardından sessiz sessiz izledim giderken onu..
"Nereye?" dedim.
"Verdiğim ruhun yenisini arıyacağım,belki bulurum,yada bulmayı denerken toprakla bir olurum" dedi.
Gitti sessizce,
ardından baka kaldım...
×
  • Yeni Oluştur...