aente Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 Sam said: aente said: bilgisayarın olmazsa ölmezsin ama ekmek ya da temel gıda ya da ilaç olmazsa ölürüz sam yapma abicim gözünü seveyim. temel ihtiyaç öyle bir şey mi allah cezanı verecek. bende ölürüm bilgisayarsız ama ölmem yani. klasik muziksiz de olmeyiz o hesaba gore, hadi kapatalim o halde? abi ne pc yi kapatın ne sanatı, gidin devleti yolanları kapatın diyorum ben. zaten bilgisayarımı alırlarsa çemkiririm seninle birlikte cephede kan akıtırım fdsg.
fede Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 ne alakası var abi trolle bunun. yeri gelince burdaki hatrı sayılır çoğunluk, ülke kaosa sürükleniyo, işsizlik şöyle, asgari ücret böyle ama bak yoksulluk sınırı şu diye söylenmiyor mu. burda illa hiyerarşi teorsini hatırlatmam mı gerekiyo, hepiniz biliyosunuz, alt basamaklardaki bu konudan kat kat daha önemli şeyleri siyaset yasak diye tartışamıyorken gelip burda opera niye kapatıldı diye tartışmak saçmalık resmen, bunu hayati ihtiyaçlara bağlayanlar filan var şaka gibi. ayranı yok içmeye tahrıvanla gider sıçmaya derim o zaman ben
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 konu dallanıp budaklanıyo da fıdı sıkılmışsın okumamışsın heralde :P
fede Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 uykum var okumadım :) bi başını bi sonunu okudum. konunun genel hatlarıyla aquatiğin topiğinin kitlenmesi ile ilgili olarak da vardığım sonucu yazdım. konudan uzaklaştım trollmu oldum :(
mawiman Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 Estel_Anorien said: derdin özgürlükse özgürlüğü en iyi savunan görüş her daim anarşidir. kadrolaşma mevzusu sende sıkıntı yarattıysa bir de günümüzdeki kurumların kadrolaşmalarına bakalım? veyahut neden şuna cevap vermiyorsun? Estel_Anorien said: Robert Michels'in ortaya koyduğu oligarşinin tunç yasası ister demokrasi olsun ister sosyalizm olsun ister feodal toplum yapısı olsun her toplum yapısı için geçerlidir. rusyadaki komünizm örneğinin nomenklaturasındaki yozlaşmayı ve tekelleşmeyi eleştirirken kapitalist sistemdeki sermaye sahiplerinin oluşturduğu elit zümreyi ve bir noktadan sonra sadece bu sermaye sahiplerinin önemli hale gelişini, buna bağlı ortaya çıkan yozlaşmayı eleştirmemek de çok hakkaniyete uygun oluyor gerçekten. ha özür dilerim unuttum. kapitalizmin hepimize yedirmeye çalıştığı 0'dan gelip multimilyoner olma hikayeleri ve amerikan rüyası var tabii. Fizikçilerin yer çekimi engelini aşmada gösterdikleri mücadeleler, Doktorların insan ömrünü uzatma çabaları ve diğer Bilim adamlarının kendi alanlarındaki engelleri aşmada yüklendikleri misyonlar gibi; Liberallerin de görevi özgürlüklerin önüne koyulan yapay engelleri aşmaktır. Düşünce; insanlık tarihi boyunca sınırsızca kullanılmış, olup açıklanmadığı sürece engellenememiş yegane özgürlüktür. İfade ise, bunun tam aksine, daima engellerle karşılaşmış bir özgürlük alanıdır. Düşündüklerini ifade edemeyen insan, bunun doğruluğunu test edip, sorgulama şansına da sahip olamamıştır. Devlet tekelleri veya Özel tekellerin var olduğu bir piyasada, girişim özgürlüğünden söz edilemez. Ekonomi yönetilemez. İster Devlet eliyle, ister Özel sermaye tarafından olsun, Ekonominin yönetildiği toplumlar, köleliğe mahkumdur. Girişimde fırsat eşitliği, sermayenin tabana yayılmasını sağlar. Bunun sonucunda da “Girişim Özgürlüğü” gerçekleşmiş olur. Liberal olsun, yada olmasın, her birey, diğerleri olmadan kendi varlığını sürdüremez. Liberal Birey, sosyalleşmeyi bireysel özgürlüklerinden ve bağımsızlığından taviz vermeden MİLLET olgusu içinde oluşturabileceğine inanır. (BİREYCİLİK) Diğerleri ise, sosyalleşmenin ancak DEVLET kurumlarının çatısı altında ve egemen çoğunluğun ortak çıkarları esas alınarak gerçekleşebileceğini savunur. (ORTAKLAŞACILIK) Eğitim, Sağlık ve Kültür, Milletin egemenlik alanıdır. Devletin eline bırakılamaz. Rekabet ortamı, bu tür hizmetlerde, çok daha fazla ucuzluk ve çok daha fazla kaliteyi sağlar. Bireyin hak ve özgürlüklerinin korunması için ihtiyaç duyduğumuz devlet’ten beklentimiz sadece can ve mal güvenliğimizi kusursuzca sağlamasıdır. Temsilde Adalet ve Yönetimde İstikrarın sağlanabilmesi, ancak birbirinden tam bağımsız kuvvetler ayrılığının tesisi ile mümkündür. Doğası gereği olarak devlet, dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir sistemde kaliteli ve ucuz mal, hizmet üretemez; üretememiştir. Üstelik, ürettiği pahalı mal ve hizmetin faturası da, yüksek vergilerle yine bireye ve topluma yansır. Liberal ekonomide ekonominin itici gücü, serbest piyasa düzeninde özgürce işlev gören birey ve bireysel girişimlerdir. Bireysel yetenekler, en iyi şekilde, rekabete dayalı liberal sistemlerde değerlendirilir; bireyin ve toplumun yaratıcı gücünün, dinamik kurumların özgürce oluşmasında başlıca neden olacağına içtenlikle inanılmaktadır. Tüm demokratik toplumlar tarafından benimsenen, Fransız Aydınlanma düşünürü Montesque’nun ilkesine göre, Temsilde Adalet ve Yönetimde İstikrarın sağlanabilmesi, ancak birbirinden tam bağımsız kuvvetler ayrılığının tesisi ile mümkündür. Ne yazık ki insanlar Vurdumduymazlık, Adamsendecilik, Umursamazlık, Sorumsuzluk, Ciddiyetsizlik, Cesaretsizlik, v.s. bu durumda olduğu için veya bırakıldığı için siyasi hiç bir ideolojiye inançları kalmamakta sadece içinde bulunduğunu savunmakla meşgul olmaktatır. Anayasa, bir devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen, kurallar silsilesidir. Anayasa denilen belgeyle ayrıca kişilerin temel hak ve özgürlükleri güvence altına alınır. Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Kişi temel hak ve özgürlükleri tam anlamıyla güvence altında değilse devlet anayasal bir devlet sayılmamakta sadece anayasa sahibi bir devlet anlamına gelen "anayasalı devlet" sıfatını almaktadır. isteyen arkadaşlara her bölümünü uzun uzun anlata bilirim.
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 yani konunun tamamını okusan daha düzgün bir fikir sahibi olurdun. diğer topicleri kitlememin nedeni halihazırda kuralların dışına çıkmış bir topic bulunuyor olmasıydı. ki bunu da kilitliyorum.
Werewolf Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 Mesaj tarihi: Ocak 9, 2010 Estel_Anorien said: oturdum 18 sayfayı da okudum. hepiniz haksızsınız ve size laflar hazırladım. Bilgi sahibi olmadan tartışma bu kadar oluyormuş demekki. Siyaset yasağının kaldırılmasını savunuyordum ama bugün gördüğüm kafalardan sonra boşverelim. Varsın dursun o yasak. Ortada o kadar çok bilgi eksiği, bütün bu bilgi eksiğine rağmen yapılan o kadar çok yorum var ki. Eyvah eyvah. dfgdfgdf diyene bak, haftada iki saat idare hukuku gördüm diye hoca kesilen adamdan yenicek laf mı bu şimdi :@@@@@ said: Öte yandan Sümerbank örneklerine falan girilmiş. Ona da kısaca değinmek isterim. Özelleştirme sevdası sonucunda elden çıkartılan Sümerbank gibi çoğu Kamu İktisadi Teşekküllerinin amacı hiçbir zaman kâr etmek değildir. Çeşitli hizmetlerin, devlet desteğiyle halka daha ucuza sağlanmasıdır. Piyasada metresi 10 lirayayken Sümerbanktan kumaşın metresini 5 liraya almanızın sebebi de budur. Aynı şekilde Et ve Balık Kurumundan ucuza et alabilmenizin de. Hamdolsun hepberaber globalleştik ya halkın yararı falan gözetilmeksizin bu kurumların lağvedilircesine satılması pek normal geliyor herhalde. Aman kârlar azalmasın. Herkes üç çocuk yapsın fakat sağlık hizmeti almak için çocuğunu hastaneye götüren vatandaş A sınıfı B sınıfı diye ikiye ayrılıp cebindeki para miktarına göre tedavi edilsin. İlaçları yandaş marketlerde satıp SGK'dan cukkayı cebimize atsak bize yeter. enteresan bir şekilde son zamanlarda ülkemizde demokrasi ile oklokrasi birbirine karıştırıldı gitti. ne zamandan beri demokrasi çoğunluk ne istiyorsa veyahut çoğunluk için ne iyiyse onu yapmak oldu? demokrasi sadece çoğunluğun istediğini yapmak değil çoğunluğun istediğini yaparken azınlığın isteklerine de saygı göstermektir. dolayısıyla bu ülkede sadece 1 kişi klasik müzik dinliyor olsa bile devlet senfoni orkestrasını o 1 kişi için sübvanse etmek zorundadır. Herşeyi özel sektörün eline bıraktığınız zaman dünyanın güllük gülistanlık olacağını sanıyorsunuz. yangın çıkan evinizi söndüren itfaiye sizden para istediği zaman görüşürüz. Keşke niyetiniz tüm kurumları özelleştirip devleti ortadan kaldırıp anarşiyi getirmek olsa. Onu bile kabul edeceğim. Üstelik global dünyada devlet anlayışı tartışıyorsunuz desem değil, refah devletinden jandarma devlete geçişi konuşuyorsunuz desem o da değil. Fikir çok ama bilgi yok maaşallah. fikir çok ama bilgi yok diyen adam saçmalamasa gam yemicem, ama gidip de klasik müzik gibi bir lüksü sosyal devlet anlayışının içine sokmuşsun, üstüne gidip sgk ya da itfaiye gibi ihtiyaçlarla kıyaslamaya kalkışmışsın. forumda fikir çok bilgi yok diye bıdıbıdı yaptığın mesajda strawmanin allahını yapmak büyük başarı sdfsdfs agacım bak şimdi, sosyal devlet dediğin ihtiyaçları gidermeyi amaçlar. müzik dinlemenin neresi ihtiyaç? kaldı ki orkestra bıdıbıdı peşinde koşanlar genellikle hali vakti yerinde insanlar. ve orkestralar buna rağmen bağış vs ile ayakta kalamıyosa, zaten ortada dinleyenlerin bile doğru dürüst ciddiye almadığı, hakkında sadece forumlarda slacktivism peşinde koştuğu bir lüks var demektir. böyle bişeyle devlete masraf yaptırmak ne kadar mantıklı?
Öne çıkan mesajlar