Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Eski Film


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
"Can Dündar" said:

Her şeyi ilk kez başımıza geliyormuş gibi yaşayıp aynı tuzaklarda boğulmak huyumuz.
Daha önceki deneyimleri bellekten sildiğimiz için de her seferinde “Niye böyle oldu” diye şaşıp kalıyoruz.
O yüzden, sık sık hafızayı havalandırmakta yarar var.
Hele de bugünlerde…

* * *

1990’ların başını hatırlayalım:
Güneydoğu’da kan gövdeyi götürüyordu.
“Bu iş ‘kana kan’la bitmeyecek” deniliyordu.
Arayışlar başlamıştı.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal bir “açılım”a kalkıştı.
Önce Kürtçe’nin serbest bırakılmasını gündeme getirdi.
“Adam kendine ‘Kürt’ diyorsa ‘Sen dağ Türküsün’ denmemeli” dedi.
Ardından da Başbakan Demirel’in “Kürt realitesini tanıyoruz” açıklaması geldi.
“Sorun, ancak diyalogla çözülebilir” diyenler çoğaldı.
Kuzey Irak Kürt yönetimiyle ilişki kuruldu.
Tanıdık geliyor mu?

* * *

Devam edelim:
Bulunan çözüm formülü şuydu:
Şiddete aynı şiddetle cevap vermek; ama bir yandan da gizli siyasi diyalogla çare üretmek…
Açılım sürecini sürükleyen (o dönemin Erdoğan’ı) Özal, önce (o dönemin DTP’si) HEP’le temasa geçti.
Rahmetli Adnan Kahveci’ye bir “Kürt raporu” hazırlattı.
Raporda “Kürt kimliği tanınmalıdır. PKK’ya halk desteği ancak böyle ortadan kalkar” deniliyordu.
Özal bir MGK toplantısında TRT’nin GAP TV’den Kürtçe yayın yapmasını savundu.
Ardından Kürtçe eğitimin serbest bırakılması gerektiğini söyledi.
“Federasyonu bile tartışmalıyız” lafı o dönem telaffuz edildi.
O aşamada Öcalan’dan “Siz operasyonları durdurun, ben ateşkes ilan etmeye hazırım” haberi geldi.
Bu sayede 1993 Nevruz’u olaysız geçti.
Güneydoğu’da silahlar birden susuverdi.
Tanıdık geliyor mu?

* * *

Bunun üzerine Özal, “PKK’lıları dağdan indirme” hedefine yöneldi.
Kademeli bir af çıkarmayı planlıyordu. Önce kimseyi öldürmemiş militanların dönmelerini sağlayacak, sonra da belli bir süre mahkumiyet veya siyaset yasağı ile yöneticileri dağdan indirecekti.
Konu askere iletildi.
Genelkurmay, PKK ile temas konusunda tedirgin oldu.
HEP’lilerin aracılık yapmasının daha iyi olacağı görüşünde birleşildi.
HEP’liler devreye girdi. Öcalan ikna edildi. Ateşkes uzatıldı.
Muhalefet ve hatta bazı Hükümet mensupları, “Silahlı örgütle konuşulmaz, savaşılır” diye ayağa kalkmıştı.
Tanıdık geliyor mu?

* * *

O sürecin nasıl sona erdiğini de hatırlatalım:
Özal, PKK’lıları dağdan indirecek af planını kamuoyuna açıklayacağı günlerde öldü.
Ardından Bingöl’de 33 silahsız askerin katledildiği PKK saldırısıyla ateşkes süreci tarihe gömüldü.
HEP kapatıldı.
Ve savaş yeniden başladı.
Tanıdık geldi mi?

* * *

Dedim ya; hafızasızlığımız, her şeyi ilk kez yaşıyormuşuz hissine yol açtığı gibi, daha önce düştüğümüz tuzaklarda yeniden boğulmamıza da neden oluyor.
“1993 açılımı”, başarılsa bugün çok farklı bir Türkiye’de yaşıyor olabilirdik.
Bazıları bu cümleyi bile kuramıyor; çünkü o başarısızlığın bedelini canlarıyla ödediler.
Acaba 15 yıl sonra, “2009 açılımı” için de aynı şeyleri mi söyleyeceğiz?
Çözüm için daha kaç kişinin ölmesini bekleyeceğiz?


Kaynak: www.candundar.com.tr
Mesaj tarihi:
O topicten siyaset yasağının bittiği sonucuna vardım. Hatalıysam düzeltin.

Tabi bu kapatılırken onun açık klaması biraz ayrılıkçılığa girebilir.
Mesaj tarihi:
Rock said:

O topicten siyaset yasağının bittiği sonucuna vardım. Hatalıysam düzeltin.

Tabi bu kapatılırken onun açık klaması biraz ayrılıkçılığa girebilir.


ayrılıkçılık değil. ayrımcılık. türkçe'nizi de bozdu bu açılım muhabbetleri :)
×
×
  • Yeni Oluştur...