LiquiD Mesaj tarihi: Temmuz 14, 2004 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 14, 2004 8-9 ay önce hiç derdim yokken yazmıştım. hala da derdim yok, bi atayim dedim şuralara. hiç düzeltme yapmak istemedim üstünde, lakin yine de bazı yerlerini ben de şu an beğenemiyorum, ama orjinali kalsın dedim bir kere. buyrunuz: bir an olarak aşk bir an olarak aşk, bir salise gibi gelip geçici ve bazen bir gün ağarması gibi samimi. küçük bir çocuk görürsünüz, gözleri boncuk mavisi hani, hani elinde de bir selpak. ne yapacağını bilmeyen ruh halini yansıtan gözlerini seyredersiniz ilkin, ilk kalp çırpışı başlamıştır. sonra o gözler size doğru süzülür, pembe yanakların boncuk mavisi gözlerle uyumunu görürsünüz, kapılmışsınızdır. hiç farkında olmadan alıklaşmışsınızdır, arkanızdan seslenen arkadaşınızın sesi yavaş yavaş ulaşır kulağınıza, algılayamazsınız. herkes donmuş, herkes susmuştur. bir az evvel varlığından bile haberdar olmadığınız o küçük çocuğun gözleri vardır şimdi tüm algılarınızda. aşıksınız siz, gidin o küçük çocuğu öpün en derininden, bir de gönlü kırılmasın diye alın iki üç selpak. siz aşkın bir an olduğuna inanmışsınız bir kere, kaçarınız yok. hani küçük bir köpek vardır ya, daha bir yaşına bile varamamış. kapkara gözleri, bembeyaz tüyleri vardır. karların etrafını gözler, "ne şirin şey bu" diye yaklaşırsınız hani. okşamak için bir an elinizi uzatırsınız da, irkilmiş, korku dolu gözlerle size doğru döner ya, yine aşık olmuşsunuzdur. aynı küçük çocuklar gibi, köpeklerin de ilgileri öyle fazla olmaz ya tek bir yöne doğru, o da bu doğal gerçeğe uymak namına gözlerini kaçırır sizden. bir fotoğraf çekmiştir zihniniz, hiç unutmayacağınız bir fotoğraftır bu, aşkınızın doruklarındayken çektiğinizden dolayı. yurdun sahil yollarından birinden geçiyorsunuzdur hani. güneş batmak üzeredir ve siz sığınacak bir dam arıyorsunuzdur. bir an bir yorgunluk çöker kaslarınıza sebepsizce, arabayı kenara çekmek istersiniz. rahat rahat bir sigara yakayim dersiniz denize doğru. çıkarsınız arabadan, yakarsınız sigaranızı, esen meltemden kısılmış gözlerinizi ufka doğru çevirirsiniz ikinci çekişinizde sigaranızdan hani. karşınızda turuncuya boyanmış bir gökyüzü ve bulutların dansı vardır en pervasızından. gözleriniz açılır o anda, alıklaşırsınız sebepsizce. ortama aşık olmuşsunuzdur, ki en hastasıdır bu aşk cinsinin. öyle bir fotoğraf çekersiniz ki, her hatırınıza geldiğinde meltemi iliklerinize kadar hisseder, bulutların her hareketini aklınızda ezbere bilirsiniz. otobüstesinizdir. sabahın körü, uykulusunuzdur hani. otobüs en yakın durağa yaklaşır da, açılır ön kapı. birisi girer içeri, siz o en tembel anınızda neden olduğunu bilmeden bakarsınız koridor boyu. yere bakarak yürüyen bir karşı cins vardır hani. hani, tipiniz de değildir de siz bakarsınız yine de. bir an gözleri yerden kesilir, yükselmeye başlar göğe doğru. göz göze gelirsiniz hani. tutuklaşır ortam da, kalp atışınız hızlanır ya, en utangaç kişi bile gözlerini ayırmaya cesaret edemez ya, öyle bir durum işte. aşık oldunuz yine saliselere. evliliğinizin onuncu yılı içerisindesinizdir hani, hani ilişkiniz monotonlaşmıştır aynı yaşam gibi. kapı çalar hani uzun uzun. "yine o" dersiniz içinizden. kapıyı açarsınız en isteksiz halinizle, sırf prosedür gereği "hoşgeldin canım" dersiniz ya hani. sonra sebebini bilmediğiniz bir nedenden dolayı gözlerinizi kapıdaki adama doğru götürürsünüz, on yıl önce ayağına bastığınız adam ordadır hani, her gün isteksizce yorgun yüzünü çektiğiniz adam değil de. yüzü yorgundur yine, sarkmıştır hatları, ama bir şey vardır. sadece bakakalırsınız o yüze, donakalırsınız sanki liseli çağındaymışçasına. gözlerinde bir sevinç görürsünüz hani, aşka inancı yerine gelmiş bir adamın sevincini. bir ancıktır yaşamınızda o aşk anınız ve sizi bir on yıl daha götürmeye yetecektir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LiquiD Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2004 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2004 ehe güzel tespit, ben de neden bu kadar çok hani koyduğumu düşünüyordum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar