Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kelle Avcısı -Bilim kurgu-


Tyronian

Öne çıkan mesajlar

Tyrons Galaksisi; Kelle Avcısı serisi


Önce biraz bilgi vereyim, Tyrons Galaksisi projesi yaklaşık 3-4 senedir üstünde çalıştığım bir proje, hayalım film ve ya oyun olması ama uğraşmıyorum şahsen bunun için :D Tyrons ile ilgili yazdığım onlarca öykü, çizimler, mekanlar ve bunun gibi şeyler var. Zamanla paylaşacağım bunları da.


BÖLÜM BİR

Taran'ın yüksek binalarının, soğuk ve devasa yapılarının, son sürat ilerleyen Hız Jet leri arasından karşıdaki Işık Birlikleri taburunu görebiliyordu. Bu onun son görevi olacaktı. Son ve en zorlu görevi.. Kazandığı para ile İç Sistem dışındaki bir gezegene gidecekti. Bu görevden aldığı ve biriktirdiği diğer parasıyla ömrünün sonuna kadar yaşayacaktı. Ardından sessiz ve doğal bir şekilde ölecekti. Doğal bir şekilde..

Eğer galaksinin en fazla aranan ve Galaksiler Meclis Senatosu'nda suç raporunuz kabarık bir kelle avcısıysanız, doğal bir ölüm sadece bir hayaldir.

Bir anda kendine geldi, görevine odaklanmalı, sessiz bir şekilde bitirmeli ve parasının kalanını almalıydı. Elindeki Stian Doas - UM 25 tipi tüfeğine baktı ve "Son kez beni yarı yolda bırakmamanı istiyorum kızım" dedi. Bu tüfek ona bu işi öğreten Uoanders Klarin'den kalmıştı.

Uoanders Klarin. Ölmeden önce bütün sistemde adını duyurmuştu. Klarinars adında bir kelle avcısı klanı kurmuştu. Klarinars Galaksideki tüm kelle avcılarını toplayıp yetiştirmişti. Diğer klanlardan ya haraç almış ya da kendilerine katmıştı. Uoanders ölmeden 3 sene önce altın çağını yaşıyordu. Birçok sistemde Yerel Güvenlik Birimlerinden dahi haraç alıyordu. Onlar için hayat hoştu, Işık Birlikleri, Nihtormous Orduları ile olan savaşına o kadar yoğunlaşmıştı ki, Klarinars tan haberi bile yoktu. En azından Klarinars lar öyle düşünüyordu.

Sırtınadi Rotep pakedine baktı. Rotep bir tür taşınabilir hız jeti idi. Çıkabildiği maksimum hız vasat bir hız jetine yakındı, fakat yükselme menzili ve hızlanma süresi her koşulda hız jetlerini geçerdi. Yakıt olarak diğer jetlerile aynı Lyinuom yakıtıydı. Galakside hemen her yerde bulunuyordu bu yakıt. Üstelik ucuz ve uzun süreliydi.
Sırtındaki Rotep sayesinde bulunduğu binadan bir anda uzaklaştı. Kilometrelerce yüksek binaların arasından görünen manzarayı seviyordu. Çok garip ama bu ona huzur veriyordu. Hız Jetlerinin arasından bir sinek gibi geçti. Işık Birlikleri Taburu aşağıdaki seramoni merkezinde bir tören yapıyordu. Konuşma Terasındaki Büyük Amiral Igoki'yi gördü. Aslında Işık Birlikleri galaksi için onlarca iyi şey yapmış bir orduydu. Tüm galaksiyi korumuş, 4 Koruyucular zamanından kalma General Yrasn'ın kurduğu bir birliki. Işık Birliklerine sonsuz güvenmesine rağmen bu görevi almıştı. Bu onun kurtulma şansıydı.
Görevii Amiral Inta'nın yanındaki korumaları etkisiz hale getirip küçük bir gövde gösterisi yapmaktı. 5 milyon kişilik bir taburun içine girip o taburun liderinin korumaları. Kulağa çok mantıklı geliyor diye alay edercesine düşündü. Bu bir delilik.. İçeri girmenin yollarını araştırdı. Etrafta normal nöbet birlikleri dışında hiç asker yoktu. Tüm tabur Sarı Alarm modundaydı. Eğer ona 1500 metre yaklaşabilmeyi başarırsa işi kolaydı. Etrafta onlarca nişancı vardı. Seramoni Merkezine yakın bir binanın çatısına indi. Burası bir tür gece kulübüydü. İçerdeki yüksek volumlu müzik çatıyı bile biraz sallandırıyordu..

Silahını aldı ve dürbününden Amiralin korumalarını hedef aldı. Uzaklık göstergesi 1750 m yi gösteriyordu. Bu gayet güzel bir uzaklıktı. Uzun Menzilli tüfekler 2000 metre ile 30metre arasında profesyonel atışlar yapabilme seviyesine sahipti. Nefesini tuttu. Amiralin megafonlardan çıkan sesini duyabiliyordu. Bir tür rütbe töreni olmalı diye düşündü. Korumanın zırhının nefes üretim mekanizmasına nişan aldı. Bunu imha edebilirse anlık İyonelektrik şoku korumayı bayıltacaktı. Normal zırhlarda bu bölge gizli olur. Fakat tüm tabur Tören zırhları içersindeydi. Son bir kez daha hedefe kilitlendikten sonra tetiği çekti.
Silahından süratle çıkan mavi plazma biranda Korumaya isabet etti. Tüm merkezde alarmlar çalmaya başladı. Tüm askerler bir anda savunma moduna geçtiler. Rotepi yardımı ile bir anda oradan uzaklaştı. Görevini bitirmek için görevi ona veren Fossawn Leas'ın yanına gidiyordu. Leas'ın yeri Taran şehrinden uzaktı. Fabrikalar Merkezi'ndeki Göçebe evlerindeydi. Leas mülteci ve göçebelerin Taran'a kaçak girişini sağlayan birisiydi. Aslında yaptığı iyi gibi görünüyordu. Ama işin gerçeği bu kadar güzel değildi. Leas, mültecileri gezegenlerden alıyor ve kendi gemisi ile Taran a getiriyordu. Onlara başka birisinin yük gemisi ile gideceklerini ve dikkatli olmaları gerektiğini söylüyordu. Yolculuk esnasında gözüne kestdirdiklerini kaçırıyor , öldürüyor, satıyor ve ya sibersaw fabrikalarında çalıştırıyordu.

Fabrikalar Merkezine geldi ve Göçebe evlerine giden bir mekiğe bindi. Buradaki herkes farklı gezegenlerden gelmişti. Taran şehrinden daha çok ırk ve nüfus vardı -Taran Şehrinin Nüfusu 689 Lotrum-. Çoğu kadın ve çocuktu. Neredeyse hiç erkek yoktu. Hepsinin gözlerinden acı, umut ve çaresizlik okunuyordu.

Leas'ın binasına girdi. Her zamanki gibi kapı korumaları üstünü aradı. Her zamanki gibi silahını almak istediler, ama almadılar ve her zamanki gibi Leas'ın odasına kadar güzel bir Torsian eşlik etti. İçeri girdi. Leas, Mor derili bir Portwan'dı. Portwan lar her tür hava koşulunda yaşayabilen bir canlı ırkıydı. Doğuştan Portwa dilini ve bazı içgüdüsel yetenekleri vardı. Örnek olarak tehlikeden çok kısa bir süre önce duyargaları sayesinde etrafta tehlike içeren canlıların nefes alış verişlerini kontrol ederek vücudu uyarıyordu. Bu uyarı vücuda kızarma ve renk değiştirme olarak etki ediyordu.

Leas rahat koltuğuna yayılmıştı. Duruşunu hiç bozmadan konuştu:
- Sonunda gelebildin! Neden bu kadar uzun sürdü ?
- Bazı sorunlarım vardı.
- Neyse sonuçta onları etkisiz hale getirdin.. dedi ve sırıttı.
-Paramı istiyorum.
-Acele etme. Senden son bir şey daha isteyeceğim. dedi
Bu planda yoktu. Bir tehlike olabilir diye düşündü. Tedbir için belindeki ikiz tabancaların kilidini kaldırdı.
- Tamam, ne istiyorsun ?
Leas gülümsedi. Arkadan hantal metal kapının otomatik açılma sesi ve 2 el silah. Kinetik Lazer mermileri odanın içinde çığıryordu adeta. Kelle avcısı hemen yere atladı ve ona saldıranları yere serdi. Ardından silahından birini Leas'a diğerini de kapıdaki korumaya doğrulltu.
-Ya paramı verirsin ya da öldürdüğün onca mültecinin intikamını alırım! diye kükredi kelle avcısı. Kaskı yüzünden sesi metalikleşerek dışarı çıkıyordu, bu onu daha ürkütücü yapıyordu.
-Tamam tamam sakin ol, hallede biliriz. Sadece şansımı denedim....Ama her zaman ikinci bir şans vardır! dedi Leas
ve hemen masanın altından bir tüfek çıkardı Leas ve Kelle Avcısı çatışmaya başladılar, Leas ın nişan almadan rasgele attığı atışların karşısında, Kelle avcısının İkiz Plazma silahı. Kelle avcısı Leas'ı kafasından vurdu ve Leas anında yere serildi. Kelle avcısı kasadaki parayı aldı ve Leas'ın odasındaki tavan camından kaçtı..

Görevi şu ya da bu şekilde bitmişti. Artık rahattı. Parasını aldı ve dış sistemdeki Vamate gezegenine yerleşmeyi karar verdi. Alacak bir şeyi yoktu. Bütün hayatı; zırhından, silahlarından ve ropet inden ibaretti. Yıldız limanına gitti ve istasyonuna geçti. Taranda eğer normal bir Yıldız Limanına gemini bırakacaksan, gemini Taran atmosferindeki bir İstasyona bırakıp oradan mekik ile limana geçebilirsin. Fazla nüfustan dolayı tek çare bu. Zaten nüfusun çoğu kendi garajı olan binalarda yaşıyorlar.
İstasyondan gemisine bindi ve motorları çalıştırdı.
Gemisi kullanılmamaktan bozulacaktı nerdeyse. Kalkanlar uzun süre çalışmadığı için devreden çıkmıştı. Bir süre sonra gemi ısındığında tekrar devreye girecekti. Silahlar yağ ve bakım eksikliğinden çalışmıyordu. Motorun ısınması yaklaşık yarım saat sürdü. Hipermotor devresi tamamen çalışıyordu. Atmosferden çıktı ve Hipermotor devresini Vamate sistemine ayarladı. Ekranda varış süresi 2 Gün 2 Saat olarak gösteriliyordu. Ama bir kafile bulursa gidişi hızlanırdı. Hipermotoru aktif etti ve gemi bir anda gözden uzaklaştı..


BÖLÜM İKİ

İki gün sonra Vamate'ye gelmişti. Vamate'nin en büyük şehri olan Muan'a indi. Buradaki yıldız limanı sistemi farklıydı. Direk aracını limana koyabiliyordun. Kelle avcısı aracını limana koydu ve şehir merkezine girdi. Buraya çok uzun zamandır savaş gelmemişti. Üstündeki zırhından dolayı hemen fark ediliyordu. Sivil halk şaşırmış ve tedirgin bir şekilde ona bakıyordu. Limanın hemen yanındaki bara gitti. Dansçılar ve müzisyenlerle dolu Muan barından bir içki aldı ve barmenle konuştu;

-Merhaba, burada yeniyim ve burada yaşamak istiyorum. Uygun bir fiyata bir ev almayı planlıyorum. Bu konuda biraz yardım edebilir misin ?
-Hoşgeldin yabancı. Vamate bütün galakside bulabileceğin en huzurlu gezegen, emin ol. Ev konusuna gelince, ben Muan da yaşamıyorum. Şehirin 8km uzağında küçük bir sahil kasabası var. İstersen oraya gelip bizimle yaşayabilirsin. Seni vali ile tanıştırayım, istediğin gibi bir ev bulabilirsin. Kasabanın adı Tolar 300 kişilik bir nüfusu var. Hemen denizin dibinde, güzel plajları var. Eğlenmek içinde 4 tane bar ve 2 tane tiyatro var. Kumara düşkünsen eğer bu barlarda kumar oynanmıyor. Kumar için Lko şehrine gitmen gerek. Ama eğer Hayat Sıvısı kullanıyorsan bunu heryerde bulabilirsin. Birkaç saat sonra barmenliği ortağıma devredeceğim. Bu günkü mesaim bitmek üzere. İstersen seni Tolar a götüreyim ?
- Tabiiki, kasabanızı görmeyi gerçekten isterim.

Kelle avcısı içkisinden yudumladı ve dansçıları izledi. Aradan yarım saat geçmeden, barmen geldi.
-Tamam, ben hazırım. Bu arada sana kendimi tanıtmadım adım Zona. Uzun zamandır barmenim. Burası bana babamdan kalmıştı. Jetime atla, bir saatte orada oluruz.

Vamate genel olarak politikacıların ve sivillerin yaşadığı bir yerdi. Silahlanma yok denecek şekilde azdı. Sadece bazı esnaflar silah barındırıyordu. Yılın her günü güneşliydi. Yağmur cok kısa ve şiddetli yağıyordu. Ardından herşey eskisi gibi. Vamate yi ünlü yapan Muan Barı ve Muan daki galaksinin en büyük ve eski açık hava tiyatrosuydu.

Jet motorunun iğrenç sesine rağmen, gezegenin güzelliklerine bakmaktan alıkoyamıyordu kendini. Binalar Vamate mimarisinin en güzel örnekleriydi, gezegen tam bir cennet diye düşündü. Yaklaşık 45 dakika sonra Tolar a gelmişlerdi. Zona'nın bahsettiği gibi küçük bir kasabaydı. Her kes bir işle meşguldu, etrafta oyun oynayan çocuklar, tarlasını eken insanlar ve daha bir sürü şey. Valilik binası hemen kendini belli ediyordu. Valilik binasına doğru yürüdüler. Üstünde resmi kıyafetler olan bir adam gördü. Vali sanırım bu diye düşündü. Zona ile o adamın yanına gittiler. Zona kelle avcısından bahsetti ve bir süre muhabbet ettiler.

Vali yaşlı birisiydi, yüzündeki kırışıklıklar gerçekten derindi. Saçları bembeyaz olmuştu. Sesi yaşına rağmen hala gür ve kendinden emin di. Tolar'ın ilk valisiymiş. Yaklaşık 40 senedir valilik yapıyormuş. Asıl mesleği mimarlıkmış. Kelle avcısı kısa bir hayat hikayesi dinledikten sonra daha fazla dayanamayıp konuya girdi.
- Burada yaşamak istiyorum ve Zona bu konu ile ilgili size başvurmam gerektiğini söyledi.
-Bu çok güzel. Şehire genel kayıt işlemlerinden sonra sana buradan güzel bir ev seçebiliriz.
-Hemen başlıyalım.

Kayıt işlemleri için Kelle avcısı ve vali odaya girdiler. Kelle avcısı silahını Zona'ya bırakmıştı. Vali binasında silah taşımak yasaktı.
Zona silahı inceledi. Epey eski bir silah olmalı diye düşündü. Çatışmalardan kalan izlerde doluydu silah. Dipçiğinde ve bazı yerlerinde garip kan lekeleri. Çoğu insan kanı değildi. Kullanılmaktan rengi açılmış tetik.. Silahı incelerken kelle avcısı ve vali binadan çıktılar. Vali neşeli bir şekilde konuştu;
-Tolar'a hoş geldin!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
Teşekkürler, devamı geldi.


BÖLÜM ÜÇ


Kelle avcısı Tolar'a yerleşeli yaklaşık 2 ay olmuştu. Sivil halk ile iyice kaynaşmıştı. Fakat şehir sakinleri hala kelle avcısını gizemli buluyorlardı. Gün batımına doğru yeni aldığı 2. el bir yat ile denize açılıyor, biraz balık avlıyor ve geri geliyordu. Sık sık düzenlenen kasaba etkinliklerine katılıyor, sürekli çevresini genişletiyordu. "Bu benim yeni hayatım" diye düşündü. Silahlarını ve zırhını evine taşındığı ilk gün mahzendeki bir kasaya kaldırmış ve kilitlemişti. Her şey yolunda gidiyordu. Tolar her geçen gün yavaş yavaş gelişiyordu.

1 yıl sonra;

Kelle avcısı Tolar'da tamamen yeni bir sistem kurmuştu, yeni arkadaşları, yeni dostları olmuştu. Saçları yavaş yavaş beyazlamaya başlayan kelle avcısı, Tolar'daki birinci yılı boyunca kendini Terzilikte geliştirmişti. Paraya ihtiyacı olmadığı için üretimlerini çok ucuz fiyatlardan satıyordu. Küçük bir dükkan açmıştı. Hala gün batımına doğru balık tutmaya gidiyordu. Ama tek değil, kasabada bir gelenek olmuştu bu balık tutma. Haftada bir gün tüm kasabalılar yatlarına atlıyor ve denize açılıyorlardı.
Bir sabah tüm halkın şehir merkezinde toplandığını gördü. Herkes panik içindeydi. Vali onları sakinleştirmeye çalışıyordu. Valilik binasının önüne bir Holografik Görüntüleyici kurulmuştu. Ardından görüntüleyici çalışmaya başladı.
Galaksinin Eli adlı resmi bir kanal açıldı.
-Acil Haber-

-Bağlantı kuruluyor-

-Holografik Canlı yayın kuruldu-

Görüntüde Huanian bir spiker vardı. Haberin içeriğini anlatmaya başladı.

Işık Birlikleri düştü!

"Taran Sistemi 16. Sektör 65. Uzay Boşluğu'ndaki Trrat Gelt adlı Işık Birlikleri Ana Bayrak Gemisi dahil tüm Işık Birlikleri Askeri Donanmaları ağır bir saldırı sonucu yenik düştü. Elimize geçen bilgilere göre; Bu diğer savaşlardan farklıydı. Yaklaşık 1 saat içinde Işık Birlikleri etkisiz hale gelmişti. Savaş esnasında Trrat Gelt de bulunan ve ilk kaçış podu ile Taran'a geçiş yapan Işık Birlikleri Kara Birlikleri 21. Ordu Generali Ouna Yuwn, Galaksinin Eli'ne bir açıklamada bulundu.
- Bu saldırının tam olarak ne ve ya kimler tarafından gerçekleştirildiğini bilmiyoruz. Ama amacı belli. Taran daki Kristalize Atmosfer Savunma kalkanı şu anda çökmek üzere. Tüm birliklerimiz Taran Atmosferinde onlara karşı direniyorlar. Taran ve tüm galaksi halkından tek bir isteğimiz var. Evlerinize girin ve bir sonraki emre kadar dışarı çıkmayın. İstilanın başında kim olduğu sorusunu cevaplamak için elimizden geldiği kadar çalışıyoruz. Elimizdeki tüm verileri inceledik, Eski Uygarlık Çağı'ndan itibaren tüm savaş kayıtları ve birlikler, tüm holo kayıtlar. Fakat hiç bir şey yok. Eğer onları burada durduramazsak, kalkan inecek ve Taran'ı istila edecekler. Büyük ihtimalle ilk hedefleri Galaksi Konseyi olacaktır. Bu konuda size daha fazla bilgi vereme...

Bağlantı koptu ve tekrar spiker ekrana geldi.

- Galaksinin kaderi şu anda Işık Birlikleri'nin ne kadar Taran'ı savunabileceğine bağlı.

Bir anda sol tarafına döndü ve.
Lazer silahının parlaması ve sesi Holografik Görüntüleyice gösterilemeyecek kadar yüksek frekanstaydı. Bir süre görüntü karıncalandıktan sonra ekranda siyah iri yarı, ürkütücü zırhı olan birisi belirdi. Ardından görüntü kesildi.

Yayından sonra Tolar halkı bir sessizliğe bürünmüştü. Ölüm öncesi sessizlik olabilirdi bu. Büyük bir patlama sesi ve bir tür yer sarsıntısı. Uzaktaki Vamate saldırı altındaydı. Patlama sesleri duyuluyor, yıkım görülüyordu. Kelle avcısı kendini direk evine attı.
Direk alt kattaki mahzene indi ve bir süre düşündü. Acaba o kasayı açmalımıydı. Her şekilde ölecekti. O Işık birlikleri için savaşmayı tercih etmişti...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 yıl sonra ...
×
×
  • Yeni Oluştur...