Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Azmi ve Hristiyanlığın Doğuşu


Soris

Öne çıkan mesajlar

Metinin içinde küfür olabilecek kelimeler vardır uyarı gelirse düzenlerim


Azmi ve Hristiyanlığın Doğuşu

- Hadi sallanma çay getir
Dedi patronu.Bilgisayar ile ilgili teknik işler yapacağını sanarak yaz stajı için girmişti Azmi Myra Bilişime.Fakat patronu ona çay getirttiriyor yerleri sildiriyor en yakın marketten sigara en kötü kokan ocak başından ise dürüm sipariş ettiriyordu.Yaşadığı olayların asabi yapısında neden olduğu hayal kırıklığı ile içinden patrona söverek çayı getirdi ve yapmacık bir gülümseme ile masasına bıraktı çayı.Azmi iyi rol yapamaz birisine karşı sinirliyse suratında hemen bu yapmacık gülümseme ortaya çıkar ve onu tanıyanlara gerçekte ne hissettiğini belli ederdi.Huyu kurusun tam bir şizoydu.
Teknik odasına gitmek için koridordan geçen azmi staj yaptığı süre boyunca can sıkıntısından yaptığı zaman makinesinin üstündeki örtünün düşmek üzere olduğunu fark etti ve bir anda evinde bardan düşürdüğü hanımla fingirdeşirken kız arkadaşı tarafından basılmış gibi irkildi ve ani bir hareketle örtüyü düzeltti.Ana çalışma odasına girmek üzereyken
- Youporn.ru da engellenmiş, şerefsizler!
Dedi Ramazan.Ramazan çokça porno izleyen mastürbasyon yapmayı sanat haline getirmiş aklı teknik konulara fazla basmayan bu yüzden azminin staj yaptığı yerde bilgisayar tamircisi olarak çalışan ama özünde iyi kalpli bir çocuktu.
Bu lafına karşın azmi teknik bilgisinin ve en az ramazan kadar Abaza olmasının kendisine verdiği güç ile hemen DNS ayarlarını değiştirip ramazanın istediği siteye girmesini sağladı ve ekledi ;
- Hep porno izliyorsun ramazan biraz da icraat görelim senden :D
- Sağane lağn kaktığıp giğt buğdan
Dedi Ramazan.Azmi ramazana içten içe acıyarak ve acımasının yüzüne vurduğu tebessüm ile kendine has olan teknik odasına doğru yol aldı ve geliştirmekte olduğu zaman makinesi ile biraz ilgilenebileceğini düşündü.Kapıdan girdiği sırada zaman makinesinin üzerinde duran örtüyü kaldırdı ve zaman makinesi tüm ihtişamı ile karşısında duruyordu.Can sıkıntısından dolayı geliştirmekte olduğu zaman makinesinin tek eksiği sanırım..
- AAh! şeklinde hoyratça bir nara attı ve ekledi ;
- Lan bu zaman makinesini yaparsam angut patrona çay getirmekten kurtulur istediğim devire gider o devirde krallar paşalar gibi yaşarım a nokta qü..
Zaman makinesinin ana şeması hazırdı fakat azminin zaman kavramı ile ilgili çeşitli cevaplara ihtiyacı vardı ve üstün matematik bilgisi ile yaptığı hesaplamalar onu zaman kavramının açıklanması konusunda yardımcı olamıyordu.Canı sıkıldı ve msn e girdi.MSN e yalnızca canı sıkılınca lise arkadaşları ile geyik yapmak için giriyordu.MSN e giriş yaptığı anda yırtık dondan çıkar gibi çıkan MSN Today sayfasına bir dolu küfür ettikten sonra kendisini kimin davet ettiği belirsiz? Olan konuşma penceresinin içinde buldu.Yine 1 saat konuşulup hiçbir sonuca varılamadı.Azmi bunun böyle olacağını biliyordu ama can sıkıntısı işte yinede konuşma içinde bulunmuştu.Konuşma iptal olunca Aras ile konuşmaya karar verdi.Aras matematikten anlamayan ama işin garibi son derece mantıklı bir çocuktu.Herhalde ortaokuldaki matematik hocasının kar amacı güden politikalarından dolayı bir köşeye terk edilmiş ve matematiği hiçbir şekilde öğrenememişti.Bu durum Arasın tüm ihtişamına gölge düşürüyordu ama önemli değildi nasılsa 2.5 ortalama yapınca kaldığı derslerden geçiyordu.Zaman kavramı ile ilgili uzun bir tartışmaya başladı Aras ile.Arasın düşünceleri Azmiyi çok etkiliyordu ve Arasın verdiği söylevler ile evrenin sırrını çözebileceğine inanıyordu.O sırada Evren Azmiyi aradı ve azmi böylesine ciddi bir konu konuşulurken evrenin zırvalarını dinlemek istemediği için Evrenden gelen çağrıyı meşgule aldı.Arasın bir cümlesi azminin çok dikkatini çekmişti ;
- Doğadaki her şey birbiriyle bağlantılıdır her maddenin içinde aynı enerji vardır.Bu yüzden tüm maddeler görünüş olarak farklı fakat yapısal olarak aynıdır.
Birden azminin kafasında hala iktidarda olan ve ülkesini soyup soğana çeviren AKP ampullerinden biri yandı ve Azmi üretmekte olduğu zaman makinesinin tek eksiğini bulmuştu.Bir takım matematiksel hesaplamalar yaptı Teknik Meslek Lisesinden elde ettiği beceriler ile zaman makinesine bir takım eklemeler yaptı ve yeni prototipi sıkıca lehimledi.Kahretsin lehimleri ne de düzgündü keratanın!
Sırada prototipin içine koyması gereken maddenin yapı taşı vardı ki bu “Yaşamın Kaynağı” oluyordu.Hemen Arasın sözlerini hatırlayan azmi ona güvenerek dedi ki ;
- Eğer Aras haklıysa “Yaşamın kaynağı” kütlesi olan her şeydir.
Aniden ramazanın okuduğu porno dergilerden birini aldı ve rulo yapıp zaman makinesinin biraz önce üretmiş olduğu prototipinin içine yerleştirdi.Birden oda Votkanın şişesine en az 200 YTL verdiği ve içeride 1001 türlü Rus bayanlarının bulunduğu serdar ortaç remixlerin çalındığı 3.sınıf gece kulüplerinden yayılan ışıklar ile aydınlandı.Birden Zaman makinesi aktifleşti ve ufak çaplı bir hortum odadaki eşyaları birbirine katıyordu.Kapı açıldı gelen azminin patronuydu
- Ne yapıyon lan ruh hastası şizo!
Dedi azminin patronu yüzündeki şaşkınlık ve korku ifadesiyle.
- Siktir git kendi çayını kendin koy artık geri zekalı ayrıca senin kızını bu odada 2 kere becerdim lanet olası pislik!
Dedi ve üretmiş olduğu zaman makinesinden çıkan hortumun içine atladı.Azmi ortadan kaybolduğu sırada hortum kesildi ve patronu şaşkınlık ve korku içinde kaldı.Ağlamaya başladı ve bildiği tüm duaları okudu artık patronu bir kekemeydi.

Suratına bir serinlik geliyordu.Gözlerini açtığı sırada bir eşsek Azminin suratını yalıyordu.Ne oluyor nerdeyim ben diye soramadan suratını yalayan eşeğe tecavüz eden köylüyü gördü ve Köylü Azmiyi fark ettiği sırada bu olayı kimsenin öğrenmesini istemediği için Azmiyi öldürmeye karar verdi ve eli bıçaklı bir şekilde Azmiyi kovalamaya başladı.Azmi converse ayakkabıları ile köylüden oldukça hızlı koşuyordu fakat tam köylü Azmiyi yakalayacağı sırada lise arkadaşı olan evrenin özlü sözü aklına geldi “Koş yoksa düşersin” ve azmi noslarını aktif etti ani bir depar ile köylüden standart takip mesafesini geçecek kadar uzaklaştı.Zaten o sırada köylü bir taşa takılmış kafasını yarmış yerde kanlar içinde yatıyordu.Pis köylü aptal köylü.
Nefes nefese kalmış olan azmi zaman yolculuğu ile nereye geldiğini anlayamamıştı.Bir yerleşim yeri bulmak ve nerede olduğunu anlamak için can atıyordu.Kendisini yalayan eşeği bir şekilde buldu ve eşek Azmiyi görünce çok hoşnut oldu.Ama azmi eşeğin poposu ile değil eşeğin aklı ile ilgileniyordu.Acaba bu eşek Azmiyi en yakın yaşam merkezine götürebilecek miydi?Üstüne atladı ve Deeeh dedi azmi eşeğe.2 saat sonra azmi en yakın yaşam merkezi olan Beytüllahim e varmıştı.
Azmi şehre vardığında her zaman ki gibi insanları gözlemeye başladı kadınların bir kısmı kara çarşaf ile geziyor bir kısmı göğsü açık bir şekilde geziyor.Erkekler ise takke ve gömlek üstünde yelek ile geziyor genellikle çoban hayatı yaşıyorlardı.Fakat bu arada azmi de değişik kıyafetleri yüzünden ilgi odağı olmuş ve bir an önce bu kıyafetlerinden kurtulması gerektiğini anlamıştı.Converse ayakkabısını sarı saçlı ve yeşil gözlü olan afyon kentinden geldiğini söyleyen bir tüccar ile değişti.Karşılığında beyaz bir entari ve siyah bir sarık almıştı.Azmi bu yeni kıyafeti ile şehirde fazla dikkat çekmiyordu.Azmi insanların konuştuğu dili anlayamıyor insanlar tiksiniyor ve zaman makinesi ile geldiği bu dönemi hiç mi hiç beğenmiyordu.Hemen yeni bir zaman makinesi yapmak için kolları sıvadı.Nasılsa formülü ondaydı!
Azmi beyaz saçlı kısa boylu ve Karadeniz bölgesinden geldiği bilinen yarı deli bir adamın atölyesinin en alt katını tutmuştu.Bu insanlarla kısa sürede kaynaştı ve dillerini öğrendi onları kendilerine sonsuz altın üreten bir cihaz yapacağı bahanesi ile kandırdı ve yörenin tüm desteğini kendisine topladı.Azmi çok sık çalışıyor hiçbir şekilde rahatsız edilmek istemiyordu.Bu sırada azminin atölyesine atölye sahibinin kızı Meryem gelip azmi ye öğünlük yemeğini getirip kıkırdayarak odasından çıkıyordu.Azmi bu kız bana karşı ilgi duyuyor diye düşündü ve Meryeme açılma kararı aldı.Fazla iyi olmayan İbranicesi ile kıza açılan azmi Meryem’i ciddi anlamda çok şaşırttı.
- Bilmiyorum ki ben seni hep başarılı biri olarak gördüm Azmi seni hiç sevgili gibi düşünmemiştim.
Dedi Meryem azmi ye.Azmi bu cevaptan tatmin olmuşa benzemiyordu ve Meryem ekledi.
- Benden hoşlandığın için saol..
- Saol ne demek?
- Yani uff azmi bilemiyorum.Neyse benim şimdi gitmem gerek vakit geç oldu babam bu halde ikimizi görürse beni camdan dışarı atar dedi.
Azmi stajda çay getirmesinin ona yaşattığı hayal kırıklığından daha büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu.İçinde duyduğu hayal kırıklığını ve öfkeyi zaman makinesinin çalıştırmaya yönlendirdi.Zaman makinesi tamamlanma aşamasındaydı.Ama azminin aklına fazla alçakça bir plan geldi.Meryemi şarap ile sarhoş edip tam zaman makinesine binmeden önce Meryeme tıklayacaktı.Bu alçakça planını uygulamak için uygun zamanı kolladı.
- Buyurun azmi öğlen yemeğiniz.
- Teşekkür ederim Meryem benimle arkadaş kalabildiğin için mutluyum.Şu şaraptan biraz almazmısın?
- Bilmiyorum ki babam sonra ne der?
- Bir şey demez ona alkolsüz redbull içtiğini söylersin.
- Peki o zaman olur..
Dedi ve yörenin en bereketli üzümlerinden yapılmış şarabı kiraz duduklarına götürdü Meryem.
Azmi “Beni reddetti ama şarabı içmeye başladı demek ki benimle sadece cinsel bir şeyler düşünüyor yollu bu yollu” dedi ve gülmeye başladı.
Azminin güldüğünü gören Meryem “acaba açıkta bir şey mi var diyerek elini göğsünü kapatması için hareket ettirdi”.Tam o sırada talihsiz bir iş kazası ile göğsü açılan Meryem,Azmiyi son derece tahrik etmişti ve artık olanlar oldu.Azmi Meryem ile ateşli saatler geçirdikten sonra Meryemi uyutup zaman makinesine atladı ve başka bir zaman diliminin yolunu tuttu.Sabah uyanan Meryem azminin yanında olmadığını gördü ve çıldırmışa döndü.9 ay sonra karnı şişen Meryem halk tarafından taşlanmaya başladı.Meryemin babası olan Karadeniz bölgesinden geldiği bilinen hafif deli atölye sahibi ise utancından kendini alkole verdi ve Rakıyı icat etti.Meryem tek başına doğurduğu çocuğa İsa adını koydu.İsa’nın süt dişleri çıkmaya başlayınca annesi recimden dedesi ise sirozdan öldü ve İsa artık bu dünyada tek başına kaldı.Ve Hıristiyanlığın kuruluşu bu şekilde başladı…
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...