Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Iraklı Bir Kadının Haykırışları


SwZ

Öne çıkan mesajlar

Henüz yolun yarısına geldiğim bir zaman diliminde, tanık olduğum savaş, katliam ve soykırımın haddi hesabı yoktur sanırım. Yetmişli yılların sonunda Rusların Afgenistan’a saldırması ve burada binlerce Afganlıyı yerinden yurdundan ederek öldürmesi, başta Amerika olmak üzere Batı uygarlığının desteklediği Saddam rejiminin İran ırak savaşını başlatması ve binlerce Müslümanın bir birini öldürmesi ve Irak kimyasal silah kullanması, ardından Bosna Hersek Savaşında Sırpların soykırımlarına ve otuz bin kadına sistematik tecavüz etmesine batı uygarlığının seyirci kalması, yine Körfez savaşında Irak’ın Kuveyt’e saldırmasına göz yumup sonra Körfez savaşını başlatarak Irak’ın fiili işgaline zemin hazırlamasını, Rusların Çeçenya’yı işgal ederek Çeçenleri sürgün ve ölüme göndermesi, İsrail’in Filistin’in Gazze, Cenin ve diğer şehirlerinde evleri ve insanları füzeyle havaya uçurmaları ve son olarak Amerika ve İngiliz askerlerinin Ebu Garip hapishanesinde yaptıkları işkenceler, tecavüzler ve toplu katliamlar...

Bütün bunlar sadece kısa bir yazıda ilk anda aklıma gelen olaylar... Ve bu savaşlardan kafamda kalan iğrenç ve unutulmaz ve bir o denli acı ve hüzün dolu fotoğraflar... Mesela Afganistan savaşında mayından ayağı kopmuş binlerce erkek ve çocuklar ! Açlıktan kırılan insanlar ve yeşil ağaç dallarının kabuğunu yiyen Afganlılar... Sonra İran Irak savaşında eli ayağı yanmış sivil ve askerler... Birinci Körfez savaşında Amerikan askerlerinin ayağını öpen Iraklı askerler... Bosna Hersek Savaşında pazara düşen bombanın ardından ölen siviller, toplu mezarlar, göçler... Grozni’de bombalarla yıkılmış hükümet binasının önüne asılmış bir gelinlik, sürgün ve ölüm fotoğrafları... Amerika’nın Afganistan’a saldırmasından sonra Raşit Dostum’un işbirliğiyle konteynerlere doldurulup sağ sağ boğdurulan, kurşuna dizilen, Cenk Kalesinde öldürülen binlerce Afganlı... Sonra Guantanamo’da esir olarak tutulan Müslümanlar...

En son olarak Irak Savaşında tankların önünde kadın erkek, çoluk çocuğun panik içinde kaçışı... Girdiği mevzide korkudan ve umutsuzluktan gözleri fal taşı gibi açılmış bir ıraklı kadının kucağındaki çocukla dünya insanlarından yardım bekleyen bakışı... Ve bunların ötesinde henüz sıcaklığını yaşadığımız Bağdat’ ki Ebu Garip hapishanesinde Amerikan askerlerinin yaptığı işkence ve tecavüz olaylarının basına yansıyan fotoğrafları... sanki Amerikan tarihinde böylesine bir olaya ilk defa rastlanıyormuş havası... Oysa Amerikan filmlerini izleyen iyi bir izleyici, Amerikan hapishanelerinde nelerin yaşandığını çok iyi bilir. Bir çok Amerikan filmlerinde kahramanlar bir birine “sakın hapishaneye düşme oradakilerin karısı olursun” der. Ebu Garip hapishanesinde ise yatanlar Müslüman erkek ve kadınlar, hiçbir ayrıma tabi tutulmadan sistematik tecavüze uğramaktadır. Irak Savaşı başladığında Iraklı generallerin savaşı satmasıyla işgale uğrayan Irak için yazdığım “Arap Onuru” başlıklı bir yazıda ; Arapların onurunun kalmadığını söylemiştim. Bundan dolayı da bazı okuyucularımdan eleştiri almıştım. Ama Ebu Garip hapishanesinden mektup gönderen Nur adlı bir kadının feryadı benim bu yazımı teyit etmişti. Şöyle yazıyordu mektubunda:”Halkıma, Ramadi’nin, Halidiye’nin ve Felluce’nin insanlarına; erdem ve onurlarını kaybetmeyen tüm dünyadaki insanlara... Bu size,Amerikan Siyonist hapishanesi Ebu Garip’ten kardeşiniz Nur’un mektubudur. İnanın buradaki aşağılanmayı, sefaleti ve haysiyetsizliği size nasıl anlatacağımı, kelimelere nasıl dökeceğimi bilemiyorum. Siz sıcak evlerinizde karınlarınızı doyurup sevdiklerinizle bir arada otururken bizim maruz kaldığımız aşağılanma ve çektiğimiz açlığı, sizler su içerken çektiğimiz susuzluğu, sizler derin uykuda iken Amerikalıların bize yaşattığı uykusuz geceleri, sizler giyinikken bizim yaşadığımız çıplaklığı, bizi soyup önlerinde sıraya dizmelerini nasıl anlatabilir, nasıl kelimelere dökebilirim... ... Yüreğim kan ağlayarak şöyle diyorum: Allah’ım! Benim insanlarım, haysiyetlerini ve şereflerini bir avuç Amerikan dolarına satmış. Yaşadıklarımızı ve kirletilen onurumuzu düşündükçe gözlerimden yaşlar boşanıyor.... Kardeşlerim; Allah’a yemin ederim ki, yaşadıklarımızı dile getirmekten acizim. Bundan ar duyuyorum. Ama yine de kelimelere sığınarak size olanları anlatacağım. Amerikalıların bizlere yaptığı haysiyetsizlikleri,çektirdiği eziyeti, işkenceyi ve aşağılanmaları elimden geldiğince anlatacağım... Hayvani zevklerinin aracı olmadığımızda,kendimizi şehvetlerine teslim etmediğimizde bizi nasıl öldüresiye dövdüklerini ifade etmeme izin verin... siz ey dini liderlerimiz olarak ortalarda tozup gezenler! Amerikalıların bize reva gördüğü bu cinsel ve hayvani eziyetler karşısında hala nasıl oluyor da açık alınla ortalıkta görünebiliyorsunuz? Peygamber efendimizin en değerli hazineniz buyurduğu haysiyet ve şerefinizi çiğnetmekten pek sıkılmış gibi görünmüyorsunuz? ... Amerikalılar Ebu Garip’te namusumuzu her gün ayaklar altına alıyor. Mektubumu okuyanları Allah adına, Ebu Garip hapishanesindeki vahşiliklere
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Güzel yazmışsın teşşekkür ederiz...
Bişi merak ediyom o ''Nur '' mektubundan sonra bi olay oldu mu bombalama falan...[signature][hline]C'mon baby light my fire
Try to set the night on fire
the doors
EomerMcEwan, 09 Mayıs 2004 16:56 tarihinde demiş ki:
Biraz tuhaf bişi hissediyorum böle tam arkamda kuyruk sokumumdan biraz aşşada bişi hissediyorum ama tam çıkaramadım...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

wallaha bi hatırladığım o düğün evinin bombalanması şimdi amerika nasıl bakacak insanların yüzüne bilinmiyorda bu mektup basına sızdıktan sonra yaşatmamıştır o kadını amerika zaten[signature][hline]En Büyük Çaykur Rize
Kız Duası
Bismillahi Rahmani Rahim Allahım Elhamın Dürüsü İle Kızların Sürüsü İle Her Gün Birisi İle Gezmeyi Nasip Eyle Yarabbim
AMİN
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...