Soulbringer Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2004 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2004 Sıcak Bır Mayıs sabahıydı .Ankarada herşey ışıltılı şekilde hayata gozlerını yenı acan yada kapıyanlarla yenı bır gun daha başlıyordu.Bunların arasında hayatta işlerini gören yada okul köşelerinde zaman öldürenlerde buna dahildi.Yeni bir günde karamsarlık içinde yürüyen bir kişi de olmuyor değildi.Saçları altın sarısına yakın gözlerinin altı daha küçük yaşta çökmüş ağızında lanet söylevleri ile okulunun yoluna doğru gidiyordu.Arabaların vızıldamayı andıran sesleri onu hiç oralı etmiyordu.Karşıdan karşıya geçerken ne yanına ne soluna ne de sagına bakıyordu.Direk yoluna devam ediyordu.Okulunun bahcesini gordugunde cılız bedenı bır an tıtredı ne yapıcagını bır hal tavır almak ıstercesıne bakışlarını o lanet gecıdını andıran kapıya dıktı .Agır adımlarla yoluna devam ettı.Okulun girişinde büyük bir arkadaş grubu karşıladı.Aptal şekilde gülümsemeler yalancı ses tonları ve günahkar fakat şefkati çağrıştıran sözler etrafını çevirmişti bunalım sürecinin sonlarındayken ; bir an tenefüs zilinin çaldığını duydu.Kurtulmuştu artık kimse yoktu yanında.Saçlarını topladı müdürün gözünde ne olursa olsun iyi bir öğrenci statüsünde gözükmek isteyen bir yapısı vardı.Merdivenlerden tam çıkarken hayatındaki tek güzel şeyi gördü.Bu bir üst sınıftan platonik bir hoşlanma duyduğu çocuktu.Siyah uzun sayılıcak saçlarını siyahı andıran göz bebekleri ile tamamlıyan bir yüz hatına sahipti.Boyu kendisinden uzun olsa da yanından geçerken gözlerinin içine bir an olsun bakabilseydim diyerek başını önüne eğiyordu.Her sabaha aynısı oluyor dedi içindeki bir ses ve kafasını kaldırdı.Önüne doğru ürkek bir adım attı.Karşısındaki çarpmamak için durduğunda gözlerini dikti.Önündeki çocuk ürkek ama dürüst bir ses tonunda. --Pardon... Sesinin bile çekici olduğunu o an farketti.Ama birşeyi daha anladı çocuk yanından geçip gidicek bir hal e doğru sürüklenirken ürkek bir ses tonu ile --Merhaba diyebildiğine kendi bile inanamıyordu.Çocuğun bakışları onun üzerinde toplandığını hissetmeye başlarken aynı ses tonu onu korkuttu. --Sana da.Ama derse geç kaldım. Ders dediğin nedir ki ya!’’ diye haykırdı içinden.Kendini toparladı konuşmasına devam etti. --Ben sana bir şey söylemek istiyorum. Oğlanın bakışları gözlerine kilitlendiği an da sözcükleri özgür bıraktı ne iyi ne kötülük taşıyan bir ruh halini andıran sözlerini. --Senden hoşlanıyorum! Oğlan bir an duraksadı.Kafasını yukarı doğru kaldırdı.Sesini sarsakça kullanarak. --Benimle eğlenme!Şimdi çekil önümden... Bu sözleri beklemediğini haykırıyordu kalbi.Ama yine kendini toparladı ve konuşmasına devam etti. --Ben! Eğlenmiyorum senden gerçekten hoşlandım! Oğlan bu işin ciddiyetini anladı kolunda taşıdığı çantayı yere bıraktı duvara yaslandı.Ses tonuna bakmadan görüşünü belirtti. --Aramızdaki yaş farkı? Tek düşündüğünün bu olduğuna kanaat getiren bir tavırla konuştu. --Hoşlanmakta yaş aranır mı? Oğlan sırıttı kafasını iki yana salladı. --Haklısın.Fakat ben böyle bir şey istemiyorum.Sakın seni güzel bulmadığımı düşünme Sehrin Adını bildiğini duyduğunda bir an şok geçiren ifade ile baka kaldı.Oğlan konuşmasına devam etti. --Üzgünüm Sehrin ama benim bir yıldır süren bir ilişkim zaten var.Bu şekilde görüşlerin olduğu için teşekkür ederim ama ben iki kişi idare edicek bir yapıda insan değilim bu yüzden bu konunun aramızda kalıp kapanmasını rica ediceğim. Sehrin bir anda ağır bir acı ile kasıldı.Karşısındakinden artık hangi duyguyu duyacağını bilemiyordu.Gözleri dolmaya başlarken hızla koşturmaya başladı koridorlarda.Arkasından --Sehrin dur sesleri yükseldi. Durmadan hızla okuldan çıktı umursamazca ilerlemeye başladı çalan korna sesleri ve keşmekeşliğin arasında apartmanlarının önüne geldi.Gözlerinde korkunun ve kaybetmişliğin son göz yaşlarını sildi bakımlı parmaklarıyla.Yaşına göre kendine çok baktığı için herzaman sevimli bulunurdu.Ama vucudu halen bir çocuktu.Yaşı böyle olmasada o halen bir gençkız değildi.Bunu herzaman hissettiği için buruk bir hüzün kaplardı benliğini.Evin merdivenlerini ağır ağır çıkmaya başladı. Apartmanın içi pislik deposunu andıran bir tarzdaydı.Kokunun ve terin ve sigara izmaritlerinin miğdeyi yerinden sökücek kusturma nöbetlerine sokan koku karışımına alışık olan küçük kız hızla evinin kapısına geldi.Kapıları herzamanki gibi tam kitlenmemiş sanki dokunulsa açılcakmış gibi duruyordu.Kapıyı yavaşça adet yerini bulsun halinde tıklattı.Kapıyı annesi açtı.Annesinin hayat anlayışı viski ve sigara ve biraz da sokak gezmesi idi.Babası ise bir başka kadınla hergün beraber olur akşam gelir yüklü bir para bırakıp giderdi.Bu yüzden Sehrin hiçbir zaman ne fakirlik gördü ne de açlık.Annesinin boğuk ve kart sesi ile irkildi. Anne---NE o! Kör olasıca yine mi okulu kırdın! Annesinin gözlerine korkarak baktı dudaklarını kıpırdatmadan bekledi.Bekleyişin sonunda bir küfür yedi. Anne---Piç kurusu!Doğru odana ne halt yersen orada ye! Sehrin bu karşılama seromonisine herzaman hazırlıklı olduğu için artık küfürün açtığı yaralar kabuk bağlamış halde odasına doğru yol aldı.Odası herzaman Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Halfmumi Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2004 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2004 10 da 8 lik bir yazı... umarım gerçek olmamıştır hikaye ;) Yoksa böyle red ederek kırmıyorsun değil mi soul? :] *!Hikayeden şüphe eder*[signature][hline]Dream as u never die,live as you can die tomorrow Always remember;death is only a Begining UYARI!:Evcil yaşayanlar için uygun değildir! [29.04.2002-29.04.2004] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Estel_Anorien Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2004 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 23, 2004 Hikaye hoşuma gitti fakat keşke türkçe hatalarına dikkat etseydin...[signature][hline]fedaykin, 12 Mayıs 2004 22:28 tarihinde demiş ki: Unity ile bu şekilde inadım inat olduğu konuları tartışmamak gerekiyor. Zira damarı tuttuğunda unity'nin yazdıklarını aynen yaz onu da quotelayarak itiraz eder. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar