Basibozuk Mesaj tarihi: Şubat 6, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 6, 2003 ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın ya da kıskandığın diyelim yani yaşanmışlık sandığın geçmişim dile dökülmeyenin tenhalığında kaçırılan bakışlarda gündeliğin başıboş ayrıntılarında zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim. başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüp kök salan, benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin. ve hala bilmiyordun sevgilim ben sende bütün aşklarımı temize çektim. anladığındaysa yapacak tek bir şey kalmıştı sana bütün kazanlar gibi terk ettin. Yaz başıydı gittiğinde. Ardından senin için üç lirik parça yazmaya karar vermiştim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim. Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum. Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum. sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu yüzündeki küskün kedere, gür kirpiklerinin altından kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine çerçevesine sığmayan munis, sıkılgan, hüzünlü resimlerine lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu. Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs. Seni bir şiire düşündükçe kanat gibi, tüy gibi dokunmak gibi uçucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma. önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük usulca düşüyordu bir kağıt aklığına, belki de ilk kez giriyordu yazdıklarıma hayatıma. Yaz başıydı gittiğinde. bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? "Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. Altında saat 16:00 diye yazmıştın ve 16:04 'tü onu bulduğumda. daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını takvim tutmazlığını aramızda bir düşman gibi duran zaman'ı daha o gün anlamalıydım benim sana erken senin bana geç kaldığını Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri. Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı. Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay, alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıştı. Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk. Sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık. Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki. zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik bir birimize. gittin. şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. biliyorum en sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana. şimdi biz neyiz biliyor musun? akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. birbirine uzanamayan. boşlukta iki yalnız yıldız gibi acı çekiyor ve içimize gömülüyoruz. Murathan Mungan / Yaz Geçer 1992 ------ Not: Bu şiirin sitede yer aldığını biliyorum ancak bu çok sevdiğim şiirin sadece bir kısmının değil tamamının gösterime sunulmasını arzu ettiğim için tamamını yazmayı uygun buldum.[hline]And Vandora came forth, with fire from the sky upon her lips, and sanctified the sacred fountain with her kiss. Thus, she said, he who follows me shall cast off the bonds of flesh and become as elusive as the mist. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar