Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

dornia düşüşü sırasında


Raptor_Skeleg

Öne çıkan mesajlar

Ejderin çığlığı tüm avluda yankılandı... Çığlık acı ya da kızgınlık için değildi. Sadece acıkmış ve sıkılmıştı. İlgi çekmek istiyordu. Her şeye rağmen o da bir canlıydı. Ne yapacağını düşünerek etrafına bakındı. Gözleri dostunu -sahip ona yabancı bir kelimeydi o ve insan sadece arkadaşlardı o insanı taşırdı insanda onu beslerdi- aradı. Bulamayınca gözleri yakındaki gri büyücüye takıldı. Büyücü iyi biriydi. Biraz garipti ama iyiydi. Dostu ve onun dostlarına set ve acımasız davranıyordu. Ama ejderle iyi geçiniyorlardı. Büyücü bir keresinde ejdere özel bir büyü şovu bile yapmıştı. Sıkılmış ejder beki onunla oynar umudu ile büyücüye bir rüzgar dalgası gönderdi. Büyücü hala aynı yerde duruyordu. Esinti onu etkilememişti bile. Sanki içinden geçmişti. Bu arada büyücü de ejderin sıkkınlığını ve yaptığını görmüş onun yanına doğru gidiyordu. Büyücünün tepkisini tahmin edemiyordu. Gülebilirdi ya da kızabilirdi. Sabırsızlıkla bekledi merak ediyordu. Neden etkilenmemişti. Büyücü elini ejderin başına koydu. Hızlı ve kimseye göstermeden bir rün çizdi. Ejder içine akan büyü ile kanatlarını açtı. Ejder anlayamıyordu. Acı, güç, insan, ve insanlığın dışındaki bir şeyler. Sonra anladı. Başını eğdi. Üzülmesi mi yoksa sevinmesi mi gerekiyor anlayamadı. Büyücü gülümsedi. Gri cüppe olmayan bir esinti ile titredi. Büyücü ejderin kulağına birkaç söz mırıldandı. Ejder büyüyü anladı. İtaat etti. Büyücünün ağzından çıkan sözler gözlerinin önünde maddeleşti. Sakinleşti. Her şeyi unuttu. Ejder yüzünde bir gülümseme ile kafasını yere dayadı...

Ejder ve yanındaki büyücüyü gören adam hızla büyücüye yürüdü. "Ejderim! Ona ne yaptın! Lanet olsun sana! Ona ihtiyacım vardı!" Büyücü karşısındaki adamı süzdü. Daha gençti. 25-30 yaşlarında idi. Üzerinde ona dar olan bir deri zırh vardı. Gri cüppeli büyücü kukuletasının altında gülümsedi. "Merak etme... Sadece uyuyor... Sıkılmıştı onu mutlu bir rüya görmesi için uykuya yatırdım... Ayrıca o ejder senin değil... O kendine ait. Ve ona kötü davranıyorsun. Ona dikkat et... Hayatını kurtarabilir ya da bitirebilir...." Adam büyücünün sesindeki iğneleyici ve alaycı tonu hissetmişti. Sözler tüylerini ürpertmişti. Adamın sözleri beyninde canlanmıştı. Büyük mavi ejderinin bedenini tırnaklarıyla parçalayışı gözlerinin önüne geldi. Kontrolünü kaybediyordu. Toparlandı. Kalp atışlarını düzenlemeye çalıştı ve homurdanarak diğerlerinin yanına döndü.
Büyücü tam öldük diyecekleri bir sırada gelip tüm ekibi kurtarmıştı. Ki bunu bir değil birden çok kez yapmıştı. Sonunda büyücünün de onlarında aynı yere gitmek istedikleri anlaşılınca büyücüyü de yanlarına almışlardı. Dornai ya gidiyorlardı. Ateş büyücüleri şehri. 4 kişilik bu gurup -büyücü hariç- Dornia'ya baş büyücünün özel olarak istediği birkaç büyü malzemesi götürüyorlardı. Büyücünün neden gittiğini biliyorlardı. -Öğrenmekte istemiyorlardı.- Uzun zamandır birlikte seyahat eden bu gurubun amacı ortaktı. Denanmor'da geziyor hazineler peşinde koşturuyor, kuryelik yapıyordu. Amaçları para kazanıp iyi bir yaşam sürmekti. Şimdiye kadar kazandıkları tüm paraları bir şekilde kaybetmişlerdi ama bu sefer alacakları ücret oldukça büyüktü. Bu işe çok önem veriyorlardı. Ekip 2 orman insanı ve 2 kardeş savaşçıdan oluşuyordu. Orman insanları okları, kardeşlerde balta ve kılıçları ile saldırıp önene geçilemez büyük bir güç oluşturuyorlardı. Ama tuzaklar 1'e 10 savaşalar gbi nedenler yüzünden çoğu kez kaçmak zorunda kalıyorlardı. Gurup daha ilk maceralarında buldukları ejder yumurtası -şimdi ejder olan- sayesinde kazandıkları ün nedeniyle Denanmor'un büyük kısmında tanınıyorlardı. Ermişlerden sonraki nadir ejder-insan işbirliklerinden biriydi bu. Bunun en büyük nedeni de- guruptakiler macera aşkları ve cesaretleri olduğunu iddia etsellerde ejderin sıkılgan ve oyunbaz yapısı idi.
Şehre 3 günlük bir yolları kalmıştı. Ama yiyecekleri o akşama zor yetecekti. Avlanmak istediler ama çevrede tek bir kuş bile yoktu. Özellikle ejderin açlığı çok sorun yaratıyordu. Huysuzlanıyordu. Olgoh ejderi şefkatle okşadı. Onu rahatlatmak için bir şeyler söyledi. Ama ejder garip bir şekilde huysuzlanıyor uzun kulakları tırmalayan çığlıklar atıyordu. Olgoh omzunda bir el hissetti. Artık refleks haline gelmiş bir hareketle bıçağını çekip hamle yaptı. Kimse yoktu. Arkasına baktı. Büyücüyü gördü. "Reflekslerin çok iyi..." Dedi büyücü. Olgoh normalin aksine büyücünün sesinde alay değil, tebrik eden bir tavır hissetmişti. Omuzlarını silkti. Bıçağını deri zırhına geri koydu. Ejdere baktı. "Çok huysuzlanıyor. Aç ve sıkıldı. Ama arkasında başka bir neden de var." Büyücü adama baktı. "Onu bırak... İşiniz bittiğinde sizin yanınıza geri gelecektir. Hem bu sürede karnını doyurur biraz da sakinleşir." Olgoh büyücüye buz gibi bir bakış attı. Ama sonra onun haklı olduğuna karar verdi. Ejdere onun dostu olduğunu ama gitmesi gerektiğini anlatan birkaç şey söyledi. Ve ejderin gökte kaybolmasını izledi...
Büyücü bikaç saatlik kaybolmanın ardından elinde 1 haftalık yiyecek stokuyla dönmüştü. Guruptakiler şa
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hikayelerimi bir dünyada sınırlamak için Denanmor dünyasını yaratmaya çalışıyorum bu ilk yazı denemelerimden biri denanmor ile ilgili yazdığım başka birkaç yerden cümleleri çok kısa tutmam ile ilgili eleştiriler aldım sizin görüşlerinizide duymak(okumak) isterim[signature][hline]burda icq diye bişi var üstünde 163404139 yazıyor....
TLM
savaş...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...