horacegoesskiing Mesaj tarihi: Nisan 5, 2004 Mesaj tarihi: Nisan 5, 2004 Bi arkadaşın yazısı. biraz hareketlensin ortalık ;) Ben, eğitim sistemimize hep 'Kötü yargı yoktur, kötü yargıç vardır' zaviyesinden bakıyorum. Hele Ferhan Şensoy'un televizyonda anlattığı bir anısı, benim bu düşüncemi ispatlar nitelik taşıdığından her yerde anlatırım: "Edebiyat hocamız, MEB'in kitabını kenara koyarak 'Çocuklar biz bunu değil, bu on kitabı okuyacağız' demişti. Neler yoktu ki o on kitap arasında… Steinbeck, Yaşar Kemal, Nazım Hikmet, Dostoyevski..." Duyduğumda inanın "İşte benim de demek istediğim olay bu" diye haykırasım gelmişti. Kim bilir Galatasaray Lisesi'nden kaç yazar yetiştirmiştir o değerli Edebiyat Öğretmeni. Ama konumuz tarih dersleri ve yazma nedenim 2 Kasım 2003 tarihli Radikal 2'de yayınlanan tarih derslerini eleştiren yazılar. Amacım kesinlikle bir karşı görüş bildirmek değil. Konu, tarih dersi olunca ben "kötü yargı" vardır diyorum. Şimdi hamasete karşı olduğundan çok takdir ettiğim ve takip ettiğim İlber Ortaylı'yı biraz üzeceğim. Ben, Tarih Eğitiminin direk kötü niyetli bir yargılama olduğuna inanıyorum. Çünkü "Aslanların tarihçileri olana kadar tarih hep avcıları övecektir" (Afrika Atasözü). İngiltere'de yapılan bir sosyolojik araştırma; çocuklarda düşmanlık bilincinin oluşmasında ve artmasında rol oynayan başlıca etkenin tarih eğitimi olduğunu, çok iyi bir çalışmayla su üstüne çıkarmış. Bu araştırma, tarih eğitiminin tüm sistemlerde Totaliter düzenin devamlılığı için elzem olduğunu anlatıyor sanki. Örneğin tüm dünyada sanatla, bilimle, sporla ilgilenen çocuklar daha fazla bir araya getirilse ve bunlara hiç tarih eğitimi verilmese ne olurdu? Eminim çoğu askerlik yaşı geldiğinde "vicdani ret" olgusunu tartışır, en azından iç hesaplaşmasını yapardı (Biraz anti-militarist olduğumdan konuyu çarçabuk askere getirmek istiyorum da). Tarih eğitimi sizce de Batı'da savaşların çok olduğu bir dönemde hızla yayılmadı mı? (Kimya endüstrisi de o dönemde hızla gelişti ama ben şunu iddia ediyorum, savaşlar olmasaydı da kimya sanayii ilerleyecektir. Ama o savaşlar olmasa, en azından o savaşlar olmadığından tarih literatürü zayıflayacaktır). Komşu ülkeler arasında düşmanlıkların artmasında tarih derslerinin rolü nedir? Savaşsız bir dünya istiyoruz. Peki neden ordusuz bir dünya dilemiyoruz. Tarih derslerinde orduları çok mu sevdirdiler bize yoksa… (Şimdi 'askersiz düzen' olmayacağını düşünüyorsanız, bilin ki aldığınız tarih derslerinin bunda rolü büyük). Ben askersiz bir dünyanın daha huzurlu olacağına inanıyorum. Bu yüzden uluslararası iletişimin temel aracı İnternet'i çok seviyorum ve artık insanların birbirine daha yakın olduğunu düşünüyorum. Düşünsenize, Batı'da, insanların hiç tanımadıkları insanları öldürdüğü 1. ve 2. Dünya Savaşları bundan sadece yarım asır önceydi (Ne kadar ironiktir ki, bunu tarih bilgimden yola çıkarak söylüyorum). Şimdi aynı insanların torunları bilgisayar karşısında birbirini sevdiğini söylüyor. 50 yıl önce dedeleri birbirlerine kurşun gönderirken şimdi torunları kurşun hızında birbirlerine fotoğraflarını gönderiyor. Bundan yola çıkarak, kim iddia edebilir ki İranlı bir kız 50 yıl sonra Iraklı bir erkeğe mayolu (biraz abarttım) fotoğrafını göndermeyecek ya da bir Filistinli kızla bir Yahudi erkek chat yapmayacaklar. İnanın bana, bunun için Amerikan askerlerinin orada ölmesine veya öldürmesine gerek yok. Batı'dan esen rüzgarla bu zincirlerin kırılabileceğine inanıyorum. Konudan uzaklaştığımı sanıyorsunuz… Hayır, uzaklaşmadım… Ama hala iddia ediyorsanız, konuya bir çözüm getiren birkaç örnekle yazıma son vereyim. Çözümle ilgili iki olay anlatacağım. Birincisi, benim derslerini dinlemekten en çok zevk ve feyiz aldığım hocamla ilgili, Prof. Dr. Semih Özbayrak (Oral Diagnoz Anabilim Dalı Başkanı). S. Özbayrak, bize ilk dersinden itibaren bilimde herhangi bir konunun tarihsel sürecini de çok iyi bilmemiz gerektiğini öğretmişti. Onun dersleri çok zevkli geçerdi… O, herhangi bir hastalığı anlatırken onun tarihini de anlatırdı. Misal olarak, Sifilis'in tarihte modaya nasıl yön verdiğini anlatmıştı. Ortaçağ saraylısının yüzüne bu kadar pudra sürmesinin, boyunlarına o körüklü şeyi takmalarının (hemen gözümün önüne Shakespeare'in fotoğrafı geliyor) Sifilis'in saç dökülmesine neden olduğundan İngiltere'deki yargıçlara peruk giyme zorunluluğu getirilmesinin (bunda da, İnsan Hakları Mahkemesi gözümün önüne geliyor. Sanki Fleming antibiyotiği bulmamış gibi hala o perukları giyiyorlar) sebebinin Sifilis olduğunu söylemişti. Nasıl da kolay öğrenmiştik Sifilis'in belirtilerini. Neden Frengi dediğimizi, her ülkenin kendine nerden bulaştıysa o adla andığını; Napolyon'un ordusunun Kuzey Avrupa'da ilerlerken beraberlerinde götürdükleri gezici kerhanenin nasıl tüm orduyu telef ettiğini; Papaların çoğunun sifilisten öldüğünü (bu çok komik), hep Semih Hocadan öğrenmiştik. Evet, tarihin böyle aktarılmasının bir katkısı var; ama izole değil, bir başka bilimin içinde. Anlatacağım ikinci olay ise tanıştığım bir Sırp üniversite öğrencisiyle yaşadığım bir diyalog. Kendisini, Avrupa
AssassiN Mesaj tarihi: Nisan 5, 2004 Mesaj tarihi: Nisan 5, 2004 tarihin yeni nesilde etkisi ogretende ve ogretilende biter bence sen 19. yuzyil emperyalizm dersinden cikista avrupalilara hinc duyuyorsan biyerlerde yanlislik var demektir, yada nebileyim ermeni soykirimini duyduktan sonra turklerden nefret etmek gibi abes yaklasimlar ama bu demek degilki o tarih dersi verilmemeli tarihten kotu yonde etkilenen kadar iyi yonde etkilenende var gecmiste olandan ogrenip kotu olaylarin bidaha gerceklesmemesi gerektigini anlayanlar tarihten almasi gerektigini almis demektir ama insanlarin tarihten degisik sekillerde etkilenmesi insan bilincinin nekadar degisik varyasyonu oldugunun bi kanitidir, ki bence cokda guzel bisey sonucta herkes tarihten iyi yonde etkilense cok monoton bir hale gelir bu ogretiler, ki hersey icin gecerli bu sevgi baris vesaire gibi pozitif dusunceleri hissetmek kadar savas nefret hinc gibi dusunceleride hissetmek onemlidir, ve tabiki ikisinin arasindaki dengeyi bulmak[signature][hline]says the rhino...
barasar Mesaj tarihi: Nisan 5, 2004 Mesaj tarihi: Nisan 5, 2004 osmanlı zamanında bir yeniçeri bir yahudiyi görür ve dayar kılıcı boğazına.yahudi "ya,ne yapıyorsun" der.yeniçeri "siz İsa peygamberimizi çarmıha gerip öldürmüşsünüz,onun intikamını alıyorum." der.yahudi şaşırır "ya baksana o 1500 yıl önceymiş"deyinci yeniçeri kızgınlıkla "olsun ben yeni duydum" der.[signature][hline]*!Birde bakar ki kimseler kalmamış...*
Öne çıkan mesajlar