Xelee Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Soru şöyle: Bugün arkadaşlarla sohbet ederken (Bodrum, Marmaris, tatil mekanı muhabbeti sırasında) şöyle bir konu cereyan etti: Hani tatil yerlerinde güneş altında yana yana efsane koyulukta bir renge ulaşmış adamlar vardır. Onların bütün yaz boyunca orada durduğunu düşünürsek ve bütün yaz durma olayını bütün sene diye değiştirirsek pigmentlerin (melatonin miydi?) sürekli güneş göre göre manyayıp derinin rengini eski haline döndürmeme tarzı bir olay mümkün müdür? (Yani adamın çoook uzun bir süre boyunca her gün güneş altında yaşadığını varsayarak soruyorum.) Kalıcı bir değişim (hayatının sonuna kadar) olabilir mi? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 kalici olur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Scheriff Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 deri kanseri Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-007- Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Xelee said: Soru şöyle: Bugün arkadaşlarla sohbet ederken (Bodrum, Marmaris, tatil mekanı muhabbeti sırasında) şöyle bir konu cereyan etti: Hani tatil yerlerinde güneş altında yana yana efsane koyulukta bir renge ulaşmış adamlar vardır. Onların bütün yaz boyunca orada durduğunu düşünürsek ve bütün yaz durma olayını bütün sene diye değiştirirsek pigmentlerin (melatonin miydi?) sürekli güneş göre göre manyayıp derinin rengini eski haline döndürmeme tarzı bir olay mümkün müdür? (Yani adamın çoook uzun bir süre boyunca her gün güneş altında yaşadığını varsayarak soruyorum.) Kalıcı bir değişim (hayatının sonuna kadar) olabilir mi? evet. ayrıca sonraki nesillerde falan etkisini gösterir sanırım. (adaptasyon) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Qui Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Sonraki nesillere aktarılmaz, kalıcı da olmaz. O süper koyu tiplerin normal halleride esmer zaten. Benim gibi süt kıvamındakileri koyunca oraya anca kızarıyoruz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-007- Mesaj tarihi: Temmuz 17, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 17, 2008 Wikipedia said: Adaptasyon, bir organizmanın, belirli bir çevrede yaşama ve üreme şansını artıran kalıtsal özellikler ya da özellikler topluluğudur. Adaptasyonlar, canlıların hayatlarını sürdürebilmeleri ve nesillerini koruyabilmeleri için, genetik yapılarında, tür sınırları içinde esnek olarak çevre şartlarına uyum göstermeleridir. Çevre şartları değiştirkçe, canlının genetik potansiyelinin esnekliği oranında ve tür bazında bazı değişiklikler görülür. Buna örnek olarak rengin koyulaşması, kılların sıklaşması, kulakların küçülmesi verilebilir. Bu tür değişiklikler, türün korunmasına yönelik değişimlerdir. Yeterli adaptasyonu göstermeyen canlılar uzun süre hayatta kalamaz ve nesillerini devam ettiremezler. Dinozorların günümüzde neslinin bulunmaması buna örnektir. Tatildeki 1 haftalık güneş yanığı buna örnek değil ama ekvatora yakın yere göç edersen az da olsa kalıcı olarak olur bu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Xelee Mesaj tarihi: Temmuz 17, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 17, 2008 yok o kadar ekvatora ucmaya gerek yok. ben hani egenin tatil bolgelerinde yasıyanlar icin sordum. :) sonraki nesillere bence de tasınmaz da hayatının sonuna kadar kalma olayı olur gibime gelio bi yerden sonra. hani derinin rengini ureten pigmentler zıvanadan cıkar gibi sanki. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Temmuz 17, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 17, 2008 -007- said: Wikipedia said: Adaptasyon, bir organizmanın, belirli bir çevrede yaşama ve üreme şansını artıran kalıtsal özellikler ya da özellikler topluluğudur. Adaptasyonlar, canlıların hayatlarını sürdürebilmeleri ve nesillerini koruyabilmeleri için, genetik yapılarında, tür sınırları içinde esnek olarak çevre şartlarına uyum göstermeleridir. Çevre şartları değiştirkçe, canlının genetik potansiyelinin esnekliği oranında ve tür bazında bazı değişiklikler görülür. Buna örnek olarak rengin koyulaşması, kılların sıklaşması, kulakların küçülmesi verilebilir. Bu tür değişiklikler, türün korunmasına yönelik değişimlerdir. Yeterli adaptasyonu göstermeyen canlılar uzun süre hayatta kalamaz ve nesillerini devam ettiremezler. Dinozorların günümüzde neslinin bulunmaması buna örnektir. Tatildeki 1 haftalık güneş yanığı buna örnek değil ama ekvatora yakın yere göç edersen az da olsa kalıcı olarak olur bu. Bu genetik yapıları değişiyor demek değil, genetik potansiyeli dahilinde genlerinin expresyonu değişir. Genler değişmez, yine aktarılırsa aynı genler aktarılır. Genlerin değişmesi için mutasyon olmalı. Ama genlerin ne kadar express edildiği çevre koşullarına göre değişir ve hayat süreci içersinde geçen, dediğin gibi, bir adaptasyon süreci ile olur bu. Ama bu kişi genlerini yeni kuşağa aktardığı zaman, o kuşak sıfırdan başladığı için kendi çevresine göre adapte olacaktır, ebevynlerinin adapte olduğu şekilde doğmayacaktır tabi ki. Adaptasyon dediğimiz şey genetik değil daha ziyade vücut içersindeki protein, mRNA vs gibi geçici moleküllerin miktarlarında değişme ile meydana gelir ve bu değişiklikler aktarılmaz (mitokondri işi var bir de tabi ama o biraz garip onu boşverin heh) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar