sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Horizon said: Devam devam :) , bakalım kaç takla atacaksınız. Adam hukukçu olmamasını , ibda-ce li olabilir fikrini güçlendirmek için oraya yazıyor. Ben de yanlış anlıyormuşum :). Sİz anladığınızı söyleyin lütfennnn :) sg-1 said: Sarı Çizmeli Mehmet Ağa. tornacı bile degil. kim oldugu ne i$ yaptigi da belli degil.. gayet at yarışı oynuyor da olabilir. yazsam, "tornacılar at yarışı oynamaz" mantığını mı çıkaracaksın yorumdan? Şu soruya evet demekle kalmıyorsun, üstüne bir de ilk yazdığın mesajla "tornacı olmayanların hepsi at yarışı oynar" diyorsun. Sonra da saççmaladığını kapatmak için etrafa gülücükler saçıyorsun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Overseer Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 abi başka işiniz yokmu? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Drakkahn Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Horizon said: Esh said: ha$im kiliç. hukukcu bile degil. kim oldugu ne i$ yaptigi da belli degil.. gayet ibda-c kokenli de olabilir. He hukukçu olmadığımız için biz de ibda-c liyiz ozaman bumudur mantık :) Haşim Kılıç hukukçu değil. Kim olduğu ne iş yaptığı da belli değil ve gayet ibda-c li olabilir. Çünkü kim olduğu ve ne iş yaptığı belli değil. İbda-c li olabilme ihtimali hukukçu olmasıyla alakalı değil, kim olduğu ve ne iş yaptığının belli olmamasıyla ilgili. Hukukçu değil ibda-c li olabilir demek istememiş, ne yaptığı ve kim olduğu belli olmadığı için olabilir demiş. Bu açıklamayı hala anlayamıyorsan, ilkokuldan restart lazım sana Horizon. Hukukçu olmasıyla değil kim olduğu belli olmamasıyla alaklı demek istemiş adam. Nasıl bir kafa yapısıdır ki her lafı kendi anladığı gibi zannedip üstüne birde ayar vermeye çalışmak? Adamın ne dediğin önemi yok, ben nasıl anladıysam o doğrudur diye mi düşünüyorsun nedir? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Llama Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 bu özkan partıde kurmuş herşey hazırmış Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-Cleglaw- Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 tr nin ihtiyacı olan parti kurulsun istiyor deli gönül dfg Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Drigeolf Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Yalnız bir insan eğer iktisatçı olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi başkanı(ülkenin en yüksek yargı organı) oluyor ise bu işin altında bir tarikat/örgüt bağlantısı olabilir mi acaba, diye sorulabilir. Fakat bir İBDA-C'liyi kim, neden Anayasa Mahkemesi başkanlığına atanmasını sağlar ki? Devletin hiç sevmediği, terörist olarak gördüğü bir örgüt bu. Bana iddia pek saçma geldi. Hele ki, eğer dedi ise(haber türk), Muhtıra bana yapıldı lafı efsaneymiş, laiklik vurgusu yapan bir muhtıranın dahi laiklik savunucusu bir insana yapılmış olabileceğini düşünmek sanırım heralde narsisizm den başka birşeyle açıklanamaz. edit: Bakın şimdi aklıma geldi, Tuncay Özkan bir parti kurmak istiyor. Sırf bu sepeble, olay çıksın, ismim gündemden düşmesin diye bunları söylemiş olamaz mı? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Çokakýllýadam Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 nileppezdel said: said: Türkiye cumhuriyeti devletinin vaşta laiklik olmak üzere temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde arttırdıkları müşahede edilmektedir. Böyle başlıyor muhtıra, Tuncay Özkan laikliği savunanlardan değil mi? AKP karşıtı değil mi nasıl ona karşı yapılmış olsun? Bi de yine söylüyorum koca ordu tek adam için muhtıra yayınlar mı? Abi aslında adam orada 'e-muhtıra bizide etkiledi biz, demokratik bir şekilde davamızı yürütürken askerin bu tutumu hiç hoş olmadı' dedi ama adamın dediklerini çarpıttılar. Ayrıca ibda-c kökenli olduğunmu Aydınlık Dergisinden okudu, 'bunu ben değil Aydınlık iddia ediyor' diyerek düzeltme de yaptı. Birde gidin Aydınlık alın okuyun bir bakalım neler yazıp neler çizmişler, herşey belgeleriyle ortada ibda-cli başkan 'Haşim Kılıç benim müridimdir' diye açıklama yapıyor daha varmı ötesi anlayamadım ki Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sandiviç Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 dün tuncay beyefendiler bayağı sağlam giriş yaptılar.o ekranın sağ tarafında oturan ismini ve cismini bilmediğim yobik terörist kılıklı adamın alnından damlayan terler için peçete yetiştiremediler bir ara. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tellos Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 red dergisinin yazarımı genel yayın yönetmenimi ne öle bişey o adam. program çok komikti bide ya nazlı ılıcak zaten bakta gül diger yeni şafak gazetesinin temsi eden adam ayrı bi dünya tuncay özkan neyi savundugunu şaşırmış %47 oyu ben acam bi dahaki seçimlerde diyip saçmalayıp duruyo. dialoglar süperdi zaten. tuncay özkan: siz fetullahçı bilmemne.. yeni şafaktaki herif: o adamın soyadı var puadhsad:D mehmet ali birand ile bi tane daha gazeteci adam vardı onlar olmasa bi yobaz bi komunist 2 tanede kendileride ne oldugunu bilmeyen (nazlı ılıcak tuncay özkan ) kavga ederlerdi walla. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rahan Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 iktisatçının mahkeme başında işi ne ya? varsın ibda-c li olmasın. hukuk eğitimi almamış adamın orda ne işi var ben çözemiyorum cidden. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 http://www.anayasa.gov.tr/general/icerikler.asp?contID=277&menuID=58&curID=60 said: Seçilme yeterliği Madde 3.- Anayasa Mahkemesi asıl ve yedek üyeliğine seçilebilmek için aşağıdaki şartları haiz bulunmak gerekir : 1.Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay'da başkan ve üye olmak; veya 2. Kırk yaşını bitirmiş, altmışbeş yaşını doldurmamış, yükseköğrenim görmüş ve kamu hizmetlerinde en az onbeş yıl fiilen çalışmış veya yükseköğretim kurumlarında en az onbeş yıl öğretim üyeliği yapmış olmak şartıyla : a) Yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında öğretim üyesi; veya b) Yükseköğretim Kurulu başkan veya üyesi veya Yükseköğretim Kurumu rektör veya dekanı veya müsteşar, müsteşar yardımcısı, general, amiral, büyükelçi, bölge valisi veya vali, Olarak görev yapmak; veya c) Mesleğinde avukat olarak fiilen onbeş yıl çalışmış olmak; ve, 3. Hâkimlik mesleğine alınmamayı gerektiren bir suçtan hüküm giymemek veya bu gibi suçlardan dolayı ceza kovuşturması altında bulunmamak ve hâkimlik mesleğine alınmasına engel bir hali olmamak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sandiviç Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 o komünist elemanın en sondaki atarı süperdi.'siz ne düşünüyorsunuz tuncay özkan ulusalcılığı hakkında' dedi birand; 'böyle sol olmaz böylee,böylee sağda olmaz' dedi sonra kalemi attı falan heuhe. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rahan Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 forgiver said: http://www.anayasa.gov.tr/general/icerikler.asp?contID=277&menuID=58&curID=60 said: Seçilme yeterliği ... e o zaman anayasa bi garip. iktisatçının orda ne işi var? en iyi ihtimalle danışman olmalı, bilir kişi olmalı. iktisatçıların doktorların manavın kasabın ve bilimum ilkokul mezununun ülkenin geleceği üzerinde konuştuğu yere meclis diyoruz. sade hukukçulardan oluşmuyorsa bu ne alaka öyle ikinci meclis gibin?? ayrıca benim sorum "o adam niye orda?" idi "akp onu nasıl seçebildi?" değildi. biliyorum canın pahasına koruyacan peyg. ayh başbakanını da olay o değil. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 yasalar o hakkı tanıdığı için orada akp nin(cumh. baş.) seçip seçmemesi deil, akpnin bu seçilme yasasını değiştirip değiştirmemesi söz konusu olur zaten üstün hukuk bilgisi gerekmiyor zaten karar verirken, belli bir ideolojiyi uygun olması yeterli admaların bir olayı yok ki 170 maddeye göre takılıyorlar, direk onları ilgililendiren kaç maddeleri var ki siyasi davalara bakıyorlar dokunulmazlık filan yoksa, öyle takılıyorlar Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 said: Anayasa Mahkemesi’nin temel görevi, yasama organının kimi işlemlerinin Anayasa’ya uygunluğunu denetlemektir. 1982 Anayasası’nın 148. maddesine göre, “Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler”. Ayrıca Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliklerinde Anayasa’da belirtilen biçim kurallarına uyulup uyulmadığı bakımından da denetim yapar. Başka bir deyişle, Anayasa değişikliklerini öz bakımından denetleyemez. Anayasa değişikliği konusunda iptal kararı verebilmek için üçte iki oyçokluğu gereklidir (Madde 148 ve 149). Biçim açısından yasaların denetlenmesi, son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığına ve Anayasa değişikliklerinde de teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülme yasağına uyulup uyulmadığıyla sınırlıdır. Olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan yasa hükmünde kararnameler bakımından çok önemli bir sınırlama vardır. Olağanüstü hallerde çıkarılan yasa hükmünde kararnamelerin biçim ve öz bakımından Anayasaya aykırılığı savıyla, Anayasa Mahkemesi’nde dava açılamaz (Madde 148). Ancak, bu tür KHK’lerin Anayasa’nın anayasal niteliklere uygun olup olmadığı incelenir, uygun bulunmazsa denetimi yapılır. Ayrıca, bu durumlarda çıkarılan yasa hükmünde kararnameler Resmî Gazete’de yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına sunulur. Onaydan sonra da normal bir yasa biçimine bürüneceğinden Anayasa Mahkemesi’nce denetlenebilir (Madde 121 ve 122). Yasaların biçim bakımından Anayasa’ya uygunluğu denetimi, Cumhurbaşkanı veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Her ne kadar iptal davası açma hakkı, iptali istenen yasa, yasa hükmünde kararname ya da TBMM İçtüzüğü’nün Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altmış gün sonra düşerse de, biçim bakımından iptal istemi yasanın yayımlandığı tarihten başlayarak ongün geçtikten sonra yapılamaz ve itiraz davası yoluyla da ileri sürülemez (Madde 151 ve 148). Şunu da belirtmek gerekir ki, yöntemine uygun biçimde yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmalar yasa hükmünde ise de,bunlar hakkında Anayasa’ya aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz (Madde 90). Anayasa Mahkemesi, anayasaya uygunluk denetimi dışında Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir. Bu görevler kısaca şunlardır : 1.Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı’nı, Bakanlar Kurulu Üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. Yüce Divan’da savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya vekili yapar. Yüce Divan kararları kesindir (Madde 148). 2.Siyasî Partilerin kapatılması, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanır (Madde 69). 3.Siyasî Partilerin malî denetimi de Anayasa Mahkemesi’nce yapılır (Madde 69). 4.Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düştüğüne Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce karar verilmesi durumunda, bu karar tarihinden başlayarak bir hafta içinde ilgili üye ya da milletvekillerinden herhangi biri tarafından bu kararın Anayasa’ya veya İçtüzük hükümlerine aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilir. Anayasa Mahkemesi bu iptal istemini onbeş gün içinde karara bağlar (Madde 85). Anayasa Mahkemesi esas olarak tüm işleri dosya üzerinden inceler. Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar bundan ayrıdır. Gerekli gördüğü durumlarda sözlü açıklamaları dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir. görevleri kısmını editlemeyi unutmuşlar Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rahan Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 yasalar o hakkı niye tanıyor diyorum ben de. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 görevlerini yerine getirebilmek için illa hukuk mezunu olmayı gerektircek bir olayı olmadığı için veya sevgili darbe yapıcılar kendi adamları mahkemeye koyabilmek için bu niteliklere ihtiyaç duymuşlar yapanlara sor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Giovanni Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rahan Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 forgiver said: görevlerini yerine getirebilmek için illa hukuk mezunu olmayı gerektircek bir olayı olmadığı için veya sevgili darbe yapıcılar kendi adamları mahkemeye koyabilmek için bu niteliklere ihtiyaç duymuşlar yapanlara sor illa hukuk mezunu olmak zorunda değil ne demek? çıkan bir yasanın anayasa'ya uyumluluğunu denetlemek, en az bir hırsızın suçlu olup olmadığına karar verebilecek kadar bilgi sahibi olmayı gerektirmelidir. hukuku yasayı bilmeyen adam yeni yasanın anayasaya uygunluğu nası denetler?? sen iddia ediyorsan ki anayasa mahkemesi belli bir ideolojiyi takip etsin diye kurulmuş ve darbe yapıcıları oraya kendi adamlarını kolayca koyabilsin diye bu kurallar böyleyse (ki bu da senin hipotezin sadece), yine benim söylediğime geliyor; o adamın orda ne işi var? (retorik bir soru bu. olmaması gerektiğini ifade ediyor.) kısacası ben de zaten o yasayı koyanları yani darbenin mimarlarını eleştriyorum sen ne pörtlüyosun araya?? edik; belki "darbeciler yaptı biz de yabçaz baane" diyor olabilirsin de onu da ihtimal dışı gördüm. o kadar saçmalamazsın herhal? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 ya yine iki yıl fazladan bi eiğitim gibi bişey alıyosun iktisattan (iktisat fakültesindede bi sürü hukuk dersi var zaten ama borçlar ve iş hukuku dışındakiler üstünde o kadar durulmuyor) sonra.ha ne kadar neye yeter bilmiyorum da hukuk eğitimi yok değil. said: iktisatçıların doktorların manavın kasabın ve bilimum ilkokul mezununun ülkenin geleceği üzerinde konuştuğu yere meclis diyoruz. eh? bu hukuki tartışmanın dışında ekonomistin mecliste konuşasında ne gariplik var? en gereklilerdendir hatta.manavla kasapla aynı kefeye koyman ayrı güzel. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 başıma bir iş gelmeyecekse haşim kılıçı seviyorum ve görevine devam etmesini istiyorum <3 haşim http://www.cagdaskitap.netteyim.net/haber/resim/siyaset/hasim_kilic_az_soyledi_oz_soyledi-H7-309082.jpg --- istediğini eleştir, ben engel olmuyorum zaten ama öncelikle o kişinin orada durması deil, o yasanın yerinde durması sorundur eğer hukuk mezunu olmak gerçekten sahip olunması gereken bir nitelik ise daha sonra ben hala aym görevlerini yerine getirebilemek için hukuk fakültesi bitirmek şartını gerekli olduğunu düşünmüyorum aksi doğruysa hangi nitelik eksikliklerinin buna engel olduğunu yazabilirsin Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rahan Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 bir gariplik yok. iktisatçıların işletmecinin ve bilimum adamın konuştuğu yere "meclis" denir diyorum. niye bu adamlar bi de onu denetleyen yerde konuşuyor?? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 e yanlız terimler karışıyor biraz. arkadada yazdığım gibi sadce iktisat eğitimiyle denetçi olunmuyor.üstüne hukukta iki yıl daha bişey(ama neydi unuttum.hiç ilgimi çekmediği için iş, düşünmüyorum) yapıyorsun. orada olmasında bi gariplik yok başkan olması abes.oda zaten arad bi boşluk bulup olmuş. iktisat mezunları yine aynı şekilde idari hakim mi ne olabiliyordu sanırım yine hukuğa yönelerek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rahan Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 forgiver said: ama öncelikle o kişinin orada durması deil, o yasanın yerinde durması sorundur eğer hukuk mezunu olmak gerçekten sahip olunması gereken bir nitelik ise ikisi de sorun. said: daha sonra ben hala aym görevlerini yerine getirebilemek için hukuk fakültesi bitirmek şartını gerekli olduğunu düşünmüyorum aksi doğruysa hangi nitelik eksikliklerinin buna engel olduğunu yazabilirsin ben rahan olarak işlediğim bir suçtan dolayı yargılayacak hakimin hukuk mezunu olmasını isterim. aynı şekilde milletin iradesiyle yasama yetkisini kullanan bir kurumun, çıkarttığı yasaları "yargılayan" kurumun da aynı niteliklere sahip olmasını isterim. daha da ayrıntılı bişey istiyorsan bilemeyeceğim tonla işim var ama bir ara bakıp deneyebilirim. bu arada merak ettim yasanın sorun olduğunu düşünüp ama o sorunlu yasanın "sonucunun" sorunlu olmadığını düşünüyorsun. bu da ayrı bir ilginçlik. darbeciler kendi adamlarını içeriye kolay alsın diye öyle delik açmış diye iddia ediyorsun sonra o delikten içeri giren birini seviyorsun. cık olmadı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 13, 2008 o yasa olmasa o insan da orada olamaz, kapiş Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar