Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

benim neyim eksik


N-c

Öne çıkan mesajlar

Asıl konuyu değil de şu İstanbul-Ankara(ya da genel olarak tüm şehirler) meselesini konuşmak istedim, zaten güzel kardeşim, can yoldaşım Azmodai(DVD'leri getir, camını taşlarım) hemen zırhı, mızrağı çekip şövalyelik uğruna meydana çıkmış ama bir iki kelime de benden çıksın dedim.

Yıllardır bitip tükenmeyen bir hırs ve enerji içinde sürdü bu kavga. Hasbelkader doğdukları şehri ehlisalib seferlerini aratmayacak bir azimle savunan insanları oldum olası anlamamışımdır. Daha da anlamadığım kişiler ise kendi şehirlerine(ya da beğenilerine diyelim, zira bu durum müzik, sinema hatta oyun zevkinde bile söz konusudur) laf atılınca aynı şiddette savunma eylemine geçenlerdir. Sonuçta Ankara, dünyadaki -bir kaç nadir örnek harici- her başkent gibi bürokratik ve sıkıcıdır. İnsanların büyük çoğunluğu memur ya da profesyonel olduğundan gece hayatı çok aktif değildir, deniz olmadığından bununla ilgili zevklerden mahrum olunur, nüfus azlığı da karşılaşacağınız insanlar ve yaşam alanınız bakımından çeşitliliği azaltır.

Fakat, bulunduğunuz yeri seviyorsanız dünyanın hiçbir "şeyi" sizi cezbetmez. Bulunduğunuz yeri sevmek de denizini, dağını taşını sevmek değil yaşadığınız insanları sevmektir eninde sonunda. Ankarayı geçtim, hayatımdaki insanları alın Timbuktuya koyun benim için yine ayrılmak istemeyeceğim bir şehir olur orası.

İstanbul, dünyanın öyle ya da böyle merkezidir. Hem coğrafi hem de manevi olarak dikkatli bakarsanız hiçbir şehire böylesi bir şey bahşedilmemiştir. Tüm özenli çabalarımıza rağmen hala güzelliğini korusa da kendi yaşamından memnun bir insanı çekecek bir yönü yoktur. Fakat her insanın hayatında bir çok kereler görmesi,gezip dolaşması hatta mümkünse bir süre yaşaması elzemdir.

Ana konuya bağlayalım. Bulunduğunuz yer bir dağın başı olmadığı sürece yakınmayı gerektirecek bir durum yoktur. Hatta gerektiğinde insanın kısmeti Çinden, Uraldan gelir. Sakin olup bu güzel yaz günlerinde gezinmek, Kuğulu Parkta kuğulara(ya da ördekler, kişisel seçim) simit atmak bünyeyi cevabı kendi içinde olan sorularla yormak yerine tavsiye edeceğim bir alternatiftir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

N-c said:
porsuk said:
N-c said:
herkesin bi aşk hikayesi var ballandıra ballandıra anlattığı.. ama beni gerçktn okdr sevip el üstünde tutan, aradan zaman geçtiğinde hala anlatabilceim güzel şeyler yaşatan hiç olmadı...


insanları dış görünüşü ile faliyetleri arasında bağlantı yok
yanlış zamanda yanlış yerde olabilirsin bu yüzden senin kovalaman lazım
bu sebepten dolayı benim neyim eksik gibi düşüncelere kapılma
anladığım kadarı ile yeterince trent sevilmeyi hak eden bi insansın
bu tür olaylar gençlikte genelde taktik olayıdır
yani koş abi sevdiğin insanın peşinden kendinden veya gururundan bişey kaybetmessin
sürekli koşarsın peşinden senin varlığını kabul eder
en ufak yokluğunda seni özler keşke peşimden koşan o çocuk yanımda olsaydı der
istikrarlı olmak şart





herzmn sevdiğim adamın peşinde koşup onu el üstünde tuttum.. belki de ben yapılması gereken herşeyi fazlasıyla yaptığım için onlar bişi yapma gerei duymamıştır ne dersin?



Erkeklerin pesinden kosmicaksin,en azindan bir erkegi elde etmek icin o kadar cok üstüne düsmiceksin bir erkegin.Onunla ilgilen ilgilen ilgilen sonra o ilgiyi kes bi bak o nasil essek gibi donuyor sana.kacan kovalanir hesabi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...