Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Cocuk (Takip)


Soulbringer

Öne çıkan mesajlar

Tas binanin hemen altinda iki takim elbisesi yeni uzerlerine gecirilmis gorilleri andiran azman ve bir kisa boylu tiknaz ve elli yaslarini gecmis yuz ifadesi ile kadin ve adami suzdukten sonra kadinin elindeki dosyayi okumaya basladi.

Verify Codes= 12NRB - 889B-9RVC5
Code Observer= S.S.Ramir
Code Provost=M.Smart
Location=B.Koyu/Valley of Gods
Dimension=Penumbra Green0Vr1

Observed=T.12


Ankarada her olağan günün aksine bir garip galeyan
oluşmuştu.Tubitak binasının önünde.Herkes aynı yöne
kafalarını kaldırmış öylece bakıyorlardı.Polislerin
itişip duran kalabalığı hafif itmesi bir yana bir çok
öğrencide polislere sözlü tacizlerde bulunan laflar
atıyordu.Olayın tam olarak ne olduğunu anlamaya
çalışan genç görünüşlü bir çocuk hafifce sırtını
kalabalığın uzağındaki sokak lambasına yaslayıp
beklemeye başladı.

Az sonra acı ceken insanın çığlıklarını andıran
sirenler duyulmaya başlandı.Sokak lambasından olup
bitenleri sessizce izliyordu.Polisler çoğalmış halk
ise soğuk olmasına rağmen daha da kalabalıklaşmış
şekilde Tubitak binasının tepesine bakıyorlardı.Yoğun
kalabalıkta fısıldaşmalardan bağrışmalara sıçrayan
sözleri duydu sokak lambasına iyice sırtını verdi
söylendi.''İntihar demek''Neon ışıklarının karmaşası
altında silahlı polisler gözüne ilişti.Hafif hafif
yarım daire şeklinde kapanmaya başlamıştı halkın
önü.İki üç büyük itfaiye taşıtlarıda yaklaştı
koskocaman binanın önüne.Bu karmaşanın daha
karışıcağına sevinmiş bir halde hızla polis kordonuna
doğru hızla yürümeye başladı.Polisler önünde oluşan
kalabalığı iterken ani hareketle iki üç polisi ekarte
etti.Tam önündeki boşluğa adımını atıcakken ani bir
omuz hamlesi ile geriledi.Önünde elinde bir telsiz
diğer elinde bir jop bulunan polis haykırırcasına
bağırdı ''Ne işin var burada?!''
Genç çocuk üstünü başını düzeltti.Ses tonunu
yükselterek konuştu.''Haber Yaşam dan geliyorum.Halkın
doğruları öğrenmek hakkı!''Polis kafasını iki yana
salladı.Önünden çekildi.Genç çocuk hızla binanın
girişine girerken kendi kendine söylendi. ''Daha iyi
bir yalan bulamazdım peh!''Kapıyı açıp içeri hızlı
adımlarla ilerlerken polis heyecanla bağırdı
''Kameraman yok mu?''Çocuk arkasına dönüp sırıttı ve
kapıyı örttü.Polis kızgın bir yüz ifadesi ile peşinden
koşmaya başladı.Binanın hemen soldaki asansörünün
iptal olduğunu anladığında polisle arasında bir insan
boyu kadar fark kalmıştı.Yorgunluk ve şaşkınlığında
düşünmesine engel olmasına karşın hızla merdivenlere
yöneldi.Artık derin nefeslerin ardında hızlı nefes
alıp vermelerle polisle çocuk arasında bir kovalamaca
başladı.Polis kanun namına diye haykırırken çocuk
arkasına bakmadan hızla koşturuyordu.Sayılmayacak
derecede kat geçmesine karşın merdivenler devam
ediyordu.Bir kaç basamaktan sonra ışıkların bir ateş
böceğini andıran yanıp sönmelerini fırsat bilerek bir
duvar gölgesine sindi.Paldır küldür koşan polis bir an
sindiği duvar gölgesinden geçti.Yukarı doğru
adımlıyordu ki durdu.Şapkasını düzeltti derin derin
nefes alırken telsizine ''33 te bir kaçak var''Çocuk
kendi kendine ''Ne pahasına olursa olsun o çatıda
neler olduğunu görüceğim'' diye geçiriyordu...

Polis elini arkaya atıp gümüş parıltısını andıran
silahını çekti.Etrafa bakınıyordu.Polis tekrar alt
katlara doğru bakınırken hızla üst kat merdivenlere
koşturmaya başladı.Polis hızla ardına döndüğünde çocuk
basamakları çoktan geride bırakmıştı.Yan tarafta
yazılı olan plastikte 3/3 yazıyordu.Çocuk daha üçüncü
katta olduğunu gördüğünde hayal kırıklıkları içinde
tırmanmaya devam etti merdivenleri.Ardında polisin
ayak sesleri bir gölge kadar arkasındaydı.Daha
karanlık bir kat a ayak bastığında etrafına hızla
bakındı.Asansörlerin kapısı sonuna kadar açık öylece
duruyorlardı.Asansör kabinine bindi.Asansör kabini
hızla kapandı.Çocuk sırıttı şansına...Polisin
yorgunluktan ve sinirden terlemiş yuzunu son bir kez
gördü ve asansör yukarı katlara doğru yükselmeye
başladı.En son kat a bastı ve derin nefes alarak
yaslandı asansör kabinin aynasına.Sırtını aynadan
çevirdi.Yüzüne ve gözüne doğru bakmak için döndü.Ayna
yerine bir koridor ve koşuşturan onun yaşında ve ondan
ufak çocukları gördü.Gözlerini yumdu.Tekrar açıp baktı
önünde bir ayna öylece ve kendi yüzüne bakıyor
buldu.Derin bir nefes aldı ve son katta duran
asansörden indi.Asansörün durduğu kat a baktığında
yerde kanlar içinde bir sürü ceset vardı.Çocuk kusmaya
başladı.Durmadan kusuyordu.İçeriyi yoğun bir ceset
kokusu ve kan kokusu sarmıştı.Çalışanların yada
korumaların cesetleri olduğu belliydi.
Önündeki merdivenin korkuluklarına tutundu ve
merdivenlerden hızla tırmandı.Bir kaç katta da aynı
şeyler söz konusuydu.Kusarak ilerliyordu.Migdesinin
yanmasına aldırmadan son önündeki çatıya açılan kapıyı
açtı.Karşısında siyah ve gri giysilerin uyumunu iyi
yakalamış hafif uzun boylu yeşil gözlü kahverengi
saçlı bir çocuk ona bakıyordu.Eline ve üstüne bulaşana
kusmukları elinin tersiyle kapıya sildi ve
yalpalayarak çocuğa yaklaştı.Çocuk sırıtır bir şekilde
ona bakıyordu.

Elini hafifce iki yana salladı ''Ben Murat.Tm bölüm 2
den.Sen ikinci kattaki Mf densin değil mi?''
Gri ve siyahıh uyumu ile sarılmış giysilere sahip
çocuk gülümseyerek ''Tm bölüm 2 den seni
tanıyorum.Murat.Ne işin var burada?''
Murat hafif hafif öksürerek konuşmasına devam
etti.''Aşağıdaki cesetler hepsini senmi yaptın?''
Yeşil gözlü çocuk Binanın köşesinden indi.Murat a
doğru yaklaştı.''Biz Yaptık!''
Murat hafifce geriledi ''Bak Dershaneye ne olduğunu
biliyormusun?Kimse yok hocalar dahil?!''
Murat a baktı kahverengi saclı cocuk ''Benim adım
Cem.Murat ve dershaneye ne olduğunu sende
biliyorsun!''Sesinde her hiddetlenişte rüzgar daha bir
sert esmeye başlamıştı.Havanın da kararmasıyla
soğukluk iyice farkedilir olmuştu.''Bak Cem gerçekten
neler olduğunu bilmiyorum o gün Seda ile buluştuğumuz
için gelememiştik dershaneye.Sabah gittiğimde ise
hersınıf darmadağın camlar kırılmıştı.Ama bir tane
sıra ve onun oturduğu cam sakin gözüküyordu.O da senin
sıran olmalı sanırım Cem bizimkiler bile
darmadağandı.''Cem gözlerini kıstı ve tıslar bir hali
andırır şekilde konuşmaya başladı.''Murat gözlerin
bile bok rengi yüzün ise köpek yalasa doyacak ama
neden Seda seni seçti NEDEN!''Murat bu konuşma
karşısında iyice sarsıldı yere diz çöktü.Kendine
haykırırcasına Cemden korktuğunu tekrarlıyordu.Sesi
titrer şekilde ; ''Cem sen hep farklı oldun.Hiç
birimize değer vermedin hep tek geldin hep tek
ayrıldın.Ara sıra seni görmeye gelen kız dostların
hariç.Seda da senden hep ürktü Cem.Ürktüğün birisini
sevemezsin ve ondan korkarak ona sevgi
duyamazsın.Ancak hoşlandığı birisine sevgi duyabilir
insan.''Cem hafif kahkahalarla yanına yaklaştı.Yanında
durduğunda Murat a adeta felç
inmişti.Kıpırdayamıyordu.Cem kulağına doğru
eğildi.Ardında bir polis silüeti hızla çatıya
çıktı.Polis haykırırcasına ''Siz ikiniz hemen yere diz
çökün ve ellerinizi arkaya gelicek şekilde koyun.''Cem
Polis e doğru baktı.Sonra normal bir hareketmiş gibi
önünde duran çocuğun boynunu zorlayarak arkaya doğru
çevirdi.Bu kemik çıtırtıları Polis in yüzünü
ekşitmesine neden oldu.Murat hareketsiz şekilde
gözleri açık yere devrildi.Cem polise ; polis Cem e
hareketsiz şekilde bakışıyorlardı.Polis bağırır tonda
''Allahın belası son uyarım yere diz çök ellerini
başının üstünde tut.'' Cem polis e baktı.Normal tonda
; Ben ölürüm ama arkamda bir çok gençte gider.Bir an
Cemin ardında bir koridor ve bir çok cocuk gördü polis
ve korku ile karışık tetiğe bastı.Kurşun hızla cemin
bedenine saplandı.Cem sendeleyerek Binanın kenarına
doğru ilerledi.Son kez polis e baktı. ''Seda beni
sevseydi olmazdı bunlar!''Elini yavaşça yana açtı Cem
yanında bir kız polis e bakıyordu.Polis bu olup
bitenlere anlam veremezken Cem ve Kız aşağı
atlamışlardı.Polis helikopterlerinin gürültüsü ve bir
çok polisin çatıya varması kısa sürdü.Hareketsiz
şekilde yerde yatan çocuğun ceseti torbalanırken diğer
köşede silahını şakağına dayamış şekilde bulundu.Büyük
bir sabırla silahı elinden bıraktırılan polis aşağı
indirildi.O günün hemen ardında gazetelerde bir
dershanede tüm personel dahil bombalı bir saldırıda
öldükleri söyleniyordu.Bunun yanında Tubitak binasında
da bir bombalı saldırıda personelin öldüğü haberi
yayılmıştı.Bu olayları gazeteden okuyan o gece tüm bu
olaylara tanık olan Polis memuru korku ile gururu
kırılmış şekilde karakol a döndüğünde işten alındığını
duydu.Şaşkın şaşkın bakındı etrafına.Ne sebeple yada
neden alındığına kanaat getirmez şekilde evine
götürüldü bir ekip arabası ile.Her gece kabuslar
görüyordu.Kabuslarında hep bir koridor ve koşuşturan
çocukların ondan yardım dilenişleri onu hep bir
ağlamaklı halde uyandırıyordu.Bu olaydan tam üç sene
sonra bir gece kapısı çalındı.Kapıyı açtığında
karşısında sarı saçları ile bir genç çocuk yüzüne
baktı. ''Mahmut Kanat burada mı?''Polis memuru ince
bir ses tonu ile ''Evet benim'' Çocuk bir paket uzattı
''Buyrun bu size''Paket i aldığında çocuk
gitmişti.Etrafına bakındı kapıyı örttü.

Pakette bir video kaset vardı.Video kaseti yerleştirdi
ve izlemeye başladı.Konuşan bölüm şefiydi.
''Evet Mahmut biliyorum açıklaması zor ama ailen çok
daha iyi yerlerde bakılıcak.İstanbuldan
aldırıldılar.Mahmut halen o kabusları gördüğünü
biliyoruz.Seni bundan kurtarıcağız ama daha önce şunu
bilmeni isteriz sen doğru olanı yaptın.Belki daha genç
bir dönemde bunu başarmış olsaydın herşey farklı
olurdu neyse Mahmut yeni yaşamında başarılar
dileriz.Kaset bittiğinde 12 den geriye saymaya
başlamıştı.Mahmut sakince bekliyordu geriye sayım
bittiğinde.Işıklar kesildi.Etrafına bakındı Mahmut
sessizdi ortalık.Mum almak icin mutfağa giderken bir
yumuşak şeye dokunduğunu hissetti.Dokunduğu şeyi
yoklamak isterken vucudunda ani bir acı hissetti ve
sıcaklık.Vucuduna sanki bir felç inmişti. Gözleri
kapandı.Gölge uyuşturucu düzeneğinde olan gereçleri
yanına kurdu. hafif sarsmadan yere yatırdı ve
uyuşturucu ile intihar edilmiş süsünü oldukça iyi
verir şekilde terketti odayı.Apartmandan hızla
indi.Sokağın ilerisinden bir taksiye bindi ve gözden
kayboldu.

Sabah olduğunda gazatelerde bir polis emeklisinin
yüksek dozda uyuşturucu aldığını ve öldüğü
söylendi.Gazeteyi yerine raf a koydu.Boş ve soğuk
odada sadece eski bir ceviz masa nın önünde
bekliyordu.Odanın sonundaki kapı açıldı.Hafif kel bir
yaşlı adam Sarı saçlı çocuğa yaklaştı.
''Tamam Deniz.Ekip iniz icin gerekli izin cıkmıstır''
Sarı Saclı cocuk sırıtır şekilde odayı terk etti.


Adam dosyadaki her kareyi okuduktan sonra kadinin suratina kasvetli ve centilmen nefes tonlari ile..
''Bayan bu dosyayla beraber bunun yazarinida tarihe gomdugumuzu dusunurken bu dosya ve buradaki ekibi kuran cocugun gercek ismini ve yerlesim yerini ogrenmeye gelmeniz gercekten buyuk bir cesaret.''
Kadin hafifce tebessum edip yanindaki adamin koluna girip oylece konusan adamin gozlerinin icine bakiyordu.Adam iki korumasina goz ucu ile bakip elindeki dosyayi korumasindan bir tanesine uzattiktan sonra ''Aradiginiz kisi Italya'da ikamet etmektedir.''Elini ceketinin cebine sokup bir sari zarfi kadina uzatirken kadinin gozlerinin icine bakip, ''Onu buldugunuzda onu bulmamayi yegleyeceginizi soylemek isterim.''Kadin zarfi hizla kapim gerisin geri dondugunde yanindaki adamda onunla beraber arabaya dogru yoneliyordu.

(Devam edebilir)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...