Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Hikaye Denemesi (Bir öncekinin söylediğine bişey ekleyerek HİKAYE yazalım)


zgrw

Öne çıkan mesajlar

oysa balığa çıktığı her sabah olageldiği gibi alışıktı bu suların dinginliğine. Farkında olmadan her tedirgin olduğunda yaptığı gibi gölgeli gözlerinin üzerindeki kırışık alnını kaşımaya başladı. Zaten yarım saattir balık tutamaması da yeterince garipti. Neydi ters giden?[signature][hline]smthng about sx&drt

[Bu mesaj Wendigo tarafından 17 January 2004 21:51 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sabahki o mavilik yerini sisli bir griliğe bırakıyordu ve bir iki dakika içinde artık sandalın öbür ucunu dahi göremiyordu. oltaları elinden bıraktı. ürkmüştü, vücudu bu ürküyle istemsiz ayağa kalktı, ancak sağa sola yalpalayan kayığından düşmemek için tekrar oturdu. eli tekrar kırışık alnına gitti...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

arkasından birinin fısıldadığını duyarak birden arkasına döndü.. kimse yoktu. bu sefer öbür taraftan bir fısıltı geldi... hızla öbür tarafa döndü.. kimse yoktu. artık iyiden iyiye korkmaya başlamıştı. fısıltılar yükselmeye ve çoğalmaya başladı.. denizin içinden boğuk bir şekilde yükseliyordu. birsürü çocuk aynı anda bilmediği bir dilden birşeyler istiyordu ısrarla sanki.. çok korkuyordu. sesler iyice çoğaldı. ve sık tekrar eden bir kelimenin manasını merak etti bayılmadan önce... lathen.. milathen...[signature][hline]After years of hard researching, I have discovered that I am a chick magnet! The only problem is that someone messed up my polarity...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bembeyaz bir ışık gözlerini kör ediyordu sanki. Elini tekrar alnına götürdüğünde kırışıklıklar yerine pürüzsüz bir ciltle karşılaştı. Sanki son birkaç yıldır rahat nefes alamayan adam değildi o. Yattığı yeri yokladı. Zemin sert ama rahattı, bir de şu kör edici ışık olmasaydı. Kendini o şirin vadi köyünde, ailesi ile mutlu günler geçirdiği huzur dolu yıllardaki kadar dinç ve mutlu hissediyordu. Sadece içinde sebebini bilemediği bir tedirginlik, korku vardı. Evet, evet bir rüya görüyor olmalıydı. Uzaktan belli belirsiz bir karaltının kendine yaklaşmakta olduğunu gördü...[signature][hline]smthng about sx&drt
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tekrar çocuk seslerini duyunca rüya görmediğini ve yaşadıklarını tekrar duyumsadı. ve karanlığın içinden sanki sonsuzmuşçasına görünen grinin her tonuna haiz ve her biri kendi özgün salınımınlarındaki saçlarının arasından bir... kadın göründü. kadın demek hakaret gibi geliyordu sanki... bir çiğ tanesi kadar basit ve güzel, shakakuchinin uzun bir notası gibi, nehrin taşları üzerine vuran şavk gibi, uçuşan bir yaprak gibi... hepsinin toplamı, fazlası ve.. benzetilmesi güç... çocuk sesleri iyice yükseldi ve çoğaldı. gülümsemesi... hiçbir korku kalmamıştı caijonun içinde. yüzünde aptal ve masum bir sırıtış yerleşmiş, annesinin memesini emdiği günlerdeki huzuruna kavuşmuştu yıllar sonra.... fakat bunları düşünecek durumda değildi. tüm düşüncelerden ârî... huzur...[signature][hline]After years of hard researching, I have discovered that I am a chick magnet! The only problem is that someone messed up my polarity...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

...bir anda yerini içgüdülerinin haber verdiği tehlikenin yaklaşmakta olduğu düşüncesine bırakmıştı. Caijo o anda, tüm dünyadan soyutlanmış olmanın verdiği huzur ve mutluluğun sona erdiğini anladı. Suya baktı, fırtına öncesi sessizliği andırırcasına, su durgundu. Ama Caijo bu durgunluğa aldanmadı. Tehlikenin yaklaştığını biliyordu. Babasının henüz bir çocukken yapmış olduğu eğri büğrü oltasını özenle bir kenara bıraktı, daha sonra kendisinin uzun yıllar süren çalışmalarının mükemmelleştirdiği kendi oltasını alıp onu da büyük bir saygıyla babasının oltasının yanına yerleştirdi. Dizlerinin üstünde sürünerek salın ortasındaki küreklere gitti. Biliyordu ki, şimdi kürek çekmeye başlamazsa, bir daha hiç çekemeyebilirdi.
Karanlık çökmeye başladı ve Caijo artık zamanın geldiğini anladı...[signature][hline]
karpuz, 02 December 2003 16:19 tarihinde demiş ki:
You hödö you hödö my self controoool
hödödö hödö Dırırırı DIIIII dırırıııı DIII
Emaleth, 03 December 2003 18:37 tarihinde demiş ki:
hödöhödöyle dırırıdııları da birleştirsen şahane olacak...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Karanlığın suyun üzerine bıraktığı sisli perde belli belirsiz kımıldandı. Önce suyun üzerinde yosun gibi görünen bir kımıltı oldu. Bir an sonra incecik bir el uzandı suyun içinden, önce parmakları, daha sonra bileği. Bembeyazdı. İncecik elin üzerinden suyun dökülüşü akşamın solgun parıltılarına karışıp gitti. Yosun zannettiği topağın içinden bembeyaz bir yüz belirdi suyun içinden , akşam denizi rengi gri-mavi gözleri vardı.[signature][hline] otomatik kapı demiş ki:
Basamakta durmayın,çarparım!


Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

herşey dalgalanıyordu..
Nasıl ve neden aramamıştı bunca yıl..Peki ne olacaktı bundan sonra...
Kadere karşı gelmeyede inanmazdı bir bakıma..
Sanki o bir kayaydı ve dalgalar,giderek onu parçalıyordu..
Bıraktı..[signature][hline]Dream as u never die,live as you can die tomorrow
Always remember;death is only a Begining

Umutlarımı yok etmeye çalış..Yenileri gelir..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

suya düştüğünde kayığa tekrar tırmanmak için kolunu ileri uzattı,ama birşey onu dibe çekiyordu,mücadele etti,o iyi bir yüzücüydü;ama kendini çeken kuvvet onunkinden üstün geldi ve batmaya başladı.[signature][hline]End is near;
Bu I aint afraid;
I see sarrow on faces
But I aint show pitty,
Cause Im the Fallen One!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"annenin yanındasın. rahat ol küçük."

ve caijo rahattı...
--------------PART III-----------------

Tetsuosama terler içinde yatağından fırladı...
"Choukou!"* diye fısıldadı. Buzullarla dolu bi kan denizi görmüştü. Lacivert ve parıldayan gökyüzünde canlı bir kelime görmüştü. Yıllardır görmediği... Birçok insan için varolmayan ve birşey ifade etmeyen bir sembol. Önüne bakıyor ve kara kara düşünüyordu. "choukou" diye fısıldadı tekrar korkuyla. Bu durumu diğerleriyle görüşmeliydi. Güçlü acizlerin toplanmasının zamanı gelmişti...

*: omen, kötü kehanet
[signature][hline]After years of hard researching, I have discovered that I am a chick magnet! The only problem is that someone messed up my polarity...

[Bu mesaj horacegoesskiing tarafından 20 January 2004 14:41 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yatağından yaşından beklenmeyecek bir hızla kalktı,onu tanımayanlar ölüm döşeğinde bir ihtiyar zannedebilirlerdi,kamburu çıkmış iki büklüm gezen,tüm kafasını kaplayan ve nerdeyse tüm vücudunun görünmesini engelleyecek kadar büyük saman şapkaşının açılan tepesinden beyaz saçları gözüken,oldukça kısa bir yaşlı dilenci,ama onu yakından tanıyanlar...[signature][hline]End is near;
Bu I aint afraid;
I see sarrow on faces
But I aint show pitty,
Cause Im the Fallen One!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ki sayıları fazla değildi; onun doğunun gözü olduğunu bilirlerdi.

Kasabanın dışına doğru ilerledi. Derme çatma bir kümesin başına geldi ve durdu. Hep kendisini beslemek için geldiğinden içerideki tavşan hevesle hoplayıp kümesin kenarına geldi ve arka ayakları üzerine dikildi. Üzgünce gülümsedi Tetsuo. Kümesin kapısını açtı ve tavşanı eline aldı. Okşadı... Ardından kararlı bir şekilde suratının karşısına getirdi ve gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladı:
"Katsukami geliyor. Biliyorum daha zamanı değil ama.. Bir hata yapmış olabiliriz. Başlıyor olmalı. Diğerlerine de haber ver. Eğer hepsi erken gelecekse bilmeli ve hazırlıklı olmalıyız.." Bunu da dedikten sonra zayıf elleriyle tavşanın kafasını tek hamlede kopardı. Derin bir nefes çekti gökyüzüne baktı. Şimdilik herşey çok güzel görünüyordu...[signature][hline]After years of hard researching, I have discovered that I am a chick magnet! The only problem is that someone messed up my polarity...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

elindeki, boğazından hala kan damlayan, tavşan kafasıyla bir süre amaçsızca oturdu. ne birşey düşünüyor, ne de hareket ediyordu. gözlerini gökyüzüne dikmiş, öylece duruyordu. ailesinin öğrettiklerinden yola çıkarak düşünmeye zorladı kendini. evet, ailesi tarafından hep o gün için eğitilmişti. ne yapacağını ezbere biliyordu, lakin choukou'yu görüp dökmesi gereken ilk kanı döktükten sonra eli ayağı bağlanmıştı sanki. bundan sonra ne yapacağına karar veremiyordu? katsukami çok güçlü ve acımasızdı. ne yapmalıydı? yanlış bir hareketinde, kendi kafası olabilir katsukami'nin elindeki, aynı bu tavşanınki gibi. ne yapmalıydı?...

[Bu mesaj bedeviizz tarafından 21 January 2004 14:40 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bir an şaşırdı kendisine kendi ölümü ile ilgilendiği için. ama o da bir insandı. acizliğiyle ve gücüyle.
tavşanı son kez okşayıp bıraktı. ve saki içmeye doğru yollandı..
----------PART IV------------

Sakin ve huzurlu kulübesinde şarap ve peynirin tadını çıkarırken, Cathbad içindeki acıyla irkildi. Acının büyüklüğüyle bir orman yangını mı diye düşünürken farketti. Hiç beklemediği bir yerden onu vuran bir acıydı bu. Tetsuonun tavşanı!.. Doğunun gözünün... acıya konsantre oldu ve bekledi. Kendisini beslemek için gelen efendisine şükranla ilerledi. Efendisi kapıyı açtı ve onu havaya kaldırdı. "Katsukami geliyor. Biliyorum daha zamanı değil ama.. Bir hata yapmış olabiliriz. Başlıyor olmalı. Diğerlerine de haber ver. Eğer hepsi erken gelecekse bilmeli ve hazırlıklı olmalıyız.." dedi. ve kafasını kopardı.. birden düşercesine İrlandaya geri döndü. mesaj hala aklındaydı.. Bir yanı inanmak istemiyorken diğer yanı harekete geçmişti bile. Neden sonra etrafını algılayabildi. Yerdeki tahta kupaya, ardından karısının endişeli ve anlamaz gözlerine baktı. "Yarın gelirim canım. Birşey yok. Yarın gelir anlatırım" dedi ve büyük meşeye doğru yola koyuldu...[signature][hline]If there were in the world today a large number of people who desired their own happiness more than they desired the unhappiness of others, we could have paradise in a few years.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

atı sanki binlerce kez gitmişcesine ezbere biliyordu yolu. Böylelikle efendisi derin düşüncelere dalmışken onu yönlendirmek zorunda kalmıyordu. Bir yandan belindeki bıçağıyla oynuyor bir yandan güneş tepelerin arkasına girmeden hedefine varmayı diliyordu. Neden şimdi diye sinirle sordu kendine. Neden şimdi?
Herşey binlerce yıl önce, kadim çağlar denilen ve şimdilerde unutulmaya başlanan zamanlarda başlamıştı...[signature][hline]smthng about sx&drt
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ama şimdi geçmişi unutmalıydı,önünde uzun bir yol vardı ve yapması gereken önemli işler vardı..TArihin akışını değiştirebişecek bir görev diye düşündü..Çok megaloman olmaya başladım son günlerde...Birdenbire atı huysuzlaşmaya başladı ve etrafı dikkat çekici bir sessizlikl kapladı ve darbenin nereden geldiğini hiç göremedi...[signature][hline]Günümüzün dünyasında
Hepsi aynı hepsi ala
İsa Musa Muhammed Buda
Neyin varsa bilmiş senin!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

.
..
...
gözlerini açtığında büyük meşenin içindeydi. karşısında da küçük Gerald endişe ve merakla duruyordu. "Ne oldu?" diyebildi sersemlikle. "efendi Rechard beni size yollamıştı efendim. Hanımefendi de sizin buraya doğru yola koyulduğunuzu söyleyince ben de koşarak geldim. Yolda sizi baygın buldum ve alıp buraya getirdim efendim" Doğrulurken başı zonklamaya başladı. "ne kadar zamandır baygınım" "fazla değil efendim. ben sizi bulduktan sonra 3-4 saat oldu." dedi Gerald.

Cathbad yanıbaşında duran asasına dayanarak ayağa kalktı ve gerindi. "Rechard mı dedin? Niçin yolladı seni?" "Korkmamız gerekip gerekmediğinden emin değilmiş ama hazırlıklı olmamız gerektiğini söyledi... efendim?" "Evet?" "Nessie'den bahsediyor sanırım. Dün kontrolden çıktı, Efendi rechard zorlukla zaptetti." Cathbad cevap vermedi. "Gerçekten başladı ha." diye düşündü. "Hanımımın yanına git Gerald. Ama korkma sorunumuz Nessie değil" dedi. Gülümsedi ve çıktı Gerald... Döndü ve meşenin kabuklarını okşadı saygıyla ve "..sorun onun efendisi" dedi fısıltıyla...[signature][hline]If there were in the world today a large number of people who desired their own happiness more than they desired the unhappiness of others, we could have paradise in a few years.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evet asıl sorun nessie değil onun efendisi yani karanlık cüppelerinden şimdiye kadar çıktığı görülmemiş,karanlığın bir ürünü olan o varlık..Oysa Nessie geçmişte ne kadar uysal bir kızdı,çok da güzeldi de şehrin bütün erkekleri onun dsarı saçlarının bir telini tutabilmek için düellolar ederlerdi ta ki prens onu görüp aşık olna kadar,iki genç ilk görüşte aşık olmuşlar ve hemen evlenmişlerdi ve Nessie prense iki sağlıklı erkek veliaht vermişti,ama o korkunç gerçeği öğrendiğimdden beri ben yani prensin baş danışmanı onu görmeye bile dayanamıyorum,o karanlık varlığın onu ele geçirdiğine ve onun vücudunu boş bir kabuk olarak kullnamasına izin vermek istemiyordu ama yapacak hiçbirşeyi de yoktu
-Kşke bir büyücü olsaydım,iye söylendi kendi kendine,ama o da biliyordu ki tüm büyücüler mistik güçlerini okaybetmişlerdi ama o karanlık büyücü hariç..Sanki o büyüsünü tanrıdan almıyordu sanki,sanki o karanlığın kendisiydi ,sanki ışığı emerek kendi enerji üretiyordu
-Seni ahmak diye söylendi kendi kendine,nasıl bu kadar kör olabilmişti cevap tam karşısında duruyordu,o Nessienin içindeki iyilikleri çarpıtarak karanlığa dönüştürüyordu,onu engellemeliydi,ama nasıl....[signature][hline]Günümüzün dünyasında
Hepsi aynı hepsi ala
İsa Musa Muhammed Buda
Neyin varsa bilmiş senin!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Phhahahah... lan nessie dediim Lochness monsterdı lan. Ahahaha.Oyoyoy. SÜper. adam da druid[signature][hline]If there were in the world today a large number of people who desired their own happiness more than they desired the unhappiness of others, we could have paradise in a few years.

[Bu mesaj horacegoesskiing tarafından 24 January 2004 22:49 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 5 yıl sonra ...
Asteroth said:

...bir anda yerini içgüdülerinin haber verdiği tehlikenin yaklaşmakta olduğu düşüncesine bırakmıştı. Caijo o anda, tüm dünyadan soyutlanmış olmanın verdiği huzur ve mutluluğun sona erdiğini anladı. Suya baktı, fırtına öncesi sessizliği andırırcasına, su durgundu. Ama Caijo bu durgunluğa aldanmadı. Tehlikenin yaklaştığını biliyordu. Babasının henüz bir çocukken yapmış olduğu eğri büğrü oltasını özenle bir kenara bıraktı, daha sonra kendisinin uzun yıllar süren çalışmalarının mükemmelleştirdiği kendi oltasını alıp onu da büyük bir saygıyla babasının oltasının yanına yerleştirdi. Dizlerinin üstünde sürünerek salın ortasındaki küreklere gitti. Biliyordu ki, şimdi kürek çekmeye başlamazsa, bir daha hiç çekemeyebilirdi.
Karanlık çökmeye başladı ve Caijo artık zamanın geldiğini anladı...[signature][hline]
karpuz, 02 December 2003 16:19 tarihinde demiş ki:
You hödö you hödö my self controoool
hödödö hödö Dırırırı DIIIII dırırıııı DIII
Emaleth, 03 December 2003 18:37 tarihinde demiş ki:
hödöhödöyle dırırıdııları da birleştirsen şahane olacak...

çok güzel bir hikaye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
  • Yeni Oluştur...