Soulbringer Mesaj tarihi: Ocak 6, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 6, 2008 Soguktan buz tutmus Ankaranin sokaklarinda iki siluet hummali bir tartismanin gobeginde oylece dikilmis konusmaktaydilar.Iclerinden kisa boylu ve her tarafi siyah bir giysi ile kapli olani karsisindaki ondan daha uzun boylu ve takim elbiseli ama o elbisenin ahengini bozmaya cabalarcasina kafasindaki beyaz bereli olan adama birseyler anlatmakta idi.. ''Yaz bakalim gazeteci kardes.Ismim Sukuti Vesvese dir.Bundan tam tamina 24 yil once dunyaya gelmisim.Oyle yada boyle gelmisiz iste..Annemi bir gazoz kapaginda hani boluk porcuk cizikler olur ya!Hah!Annemi de oyle boluk porcuk hatirliyorum.Neyse baba desen zaten kari kiz,hovardalik ha onunla birlikte sarapci bir kitapsizin teki idi.Benide cok doverdi allahsiz!Okutmadi ee okutmayincada boyle bu durumlara kadar geldik.Sen diyeceksin ne var durumunda?Haklisin su an facamizi duzeltmis sayiliriz ama sonra ne olur bende bilmiyorum.Sonracigima yas oldu 7.Ee tabi yasitlar okula giderken bizde hayat okuluna devam ettik..Onceleri bakkaldan bir ulker dido calardim sonralari terfi ettik cokoprens calmaya basladim.Aha sonundada bakkalin canini caldik.Ee ne yapayim serefsiz anneme kufretmisti bende o an saplayivermistim kor kasar kesen bicagi bogrune..Polis abilerin elinde yermisin yemezmisin baya bir sopa yedik dogrusu hos komiser babacan adamdi tokat atmayip hortumla dovmustu..Sonralari hapishanelerde surttuk biraz..Ama ne surtmek hergun bir kavga bir gurultu..''o an buyuk bir vizildama sesinin son buldugu vakit uzun boylu adamin onundeki siluet in kafasindan buyuk bir kan huzmesi ustune sicramisti.Uzun boylu siluet etrafina bakindiginda yerde yatan siyahlar icinde adam disinda kimseler yoktu.Derin bir nefes alip elindeki kayit cihazini pardesusunun cebine koyduktan sonra o sokaktan gerisin geri uzaklasmaya baslamisti.Ankara nin bu izbe ve kimsenin girmeye cesaret bile edemeyecegi sokaklardan itinali sekilde siyrilip anayolun issiz bagrina dogru ilerlemeye devam ediyordu.Icinden soylenerek ''Hava baya sogudu..Hizla odama donmeliyim..''karsida isiklari sonuk halde duran gece mavisi polosuna binip anayolda hizla ilerlemeye basladi.Bir sure sonra Ankara nin daha sehirli sayilabilecek noktalarina varmaya baslamisti.Arabayi bir sure durdurdu ve etrafini iyice kolocan etti.Bu hareketi yillardir yapmiyordu.Bu tur yaniltma veyahut izlenme takip konulu planlari filmlerden ogrenmisti.Her nasilsa filmler ona bu tip ileri duzey paranoya taktikler ogutlemesede o bunlara riayet ederek senede bir kez uygulardi.Eski bir reno nun disinda kimse ardi sira gecmememisti o yolda.Hafifce Ankara nin ayazina siritip arabasina bindi ve sehrin gobegine dogru surmeye basladi arabasini.Buyuk ve hatiri sayilir eskilikte bir binanin onune geldiginde oylece durdu ve arabasindan indi.Burasi onun calistigi matbaahanenin yazi isleri hanesiydi.Eski kilitle tutturulmus kapiyi acti ve iceri dogru ilerlerkende bozuk floresanlarin hala yaptirilmamasina yine siritarak karsilik verir halde buyuk eski toz tutmus iki kollu kapiyi acti.Iceride sadece ortagi olarak ad ettigi Eda vardi.Eda ondan biraz daha kisa boylu ve sirin sayilabilecek bir bayandi.Sari saclari herzamanki gibi temiz ve orgulu ve uzerine giydigi bogazli kazagi ile ince yapisini ortaya cikarmaya bayilan bir havasi oldugunu gorenlere dusundurebilirdi.Kiz hafifce kafasini masanin ustundeki tomar kagitlarin arasindan kaldirip.. ''Bu seferde elde birsey yok deme ne olursun'' Kiza bakip hafifce siritip soze basladi.''Artik anlamaliyiz ulasamayacagiz..''Kiz bacak bacak ustune atarken yeni pofuduk cizmelerini gosterme cabasinda bir izlenim birakarak ''O halde Deniz e sen ilet artik nasil ve neden ulasamayacagimizi..''Deniz ismini her duydugunda yuzu biraz eksir ve karnina kramplar girerdi bu seferde ayni hislerle karsilasir halde kizin omzuna dokunarak ''Peki..Peki.. Eda..Nerede kendileri?''Kiz sevimli olmaya calisir bir yuz ifadesi ile ''Icerideki sicaktan bunalmis olmali ki su an balkonda oturuyor''Kizin suratina bakip gulumsedikten sonra eski kohne salonun sonundaki balkona dogru hizli adimlarla yurumeye basladi.Icindeki korku ona tanidikti.Ilk bu korkuyu hukuk fakultesi siralarinda konu basliklarini siralarken yasamisti ve simdi ayni korku onu ensesinden yakalamis balkona dogru ittirmekte idi..Balkonun kapisini yavasca acti; balkonun bir kosesinde sallanan sandalyenin ustunde orta yaslarda saclari geriye yatirilmis,gozlerinde hicbir duygu belirtisi olmayan bakisli,bir orta yasli adam oylece suratina bakiyordu.Adam ahenkli bir ses tonunda ''Evet Asil..Nedir ne degildir diye sormayacagim..Kisaca ve ozetle ne elde ettin?''Ismi ile hitap ettigini duydugunda islerin ciddiyeti yuzune Ankara ayazindan daha bir sert tokat patlatmisti adeta.Yutkunarak ''efendim son supheli ilede konusurken ayni sekilde isi bitirildi.''Adam derin bir nefes aldi ve gulumseyerek ''Ee o halde bu supheli surat nedir Asil? Tam tamina 100 kisi idiler ve 100 unu de temizledik..Daha ne?''Gozleri hafif kisildi ve agzindaki baklayi cikarmanin vakti gelmisti.''Bu adam digerlerinin aksine bir anidan ve annesinden bahsetti efendim.Oyle saniyorum ki Anne dedikleri birsey halen bu topraklarda.Ama gazoz kapagi ile neyi aciklamak veyahut anlatmak istedi anlamadim dogrusu.''Sandalyede oturan adam ayaga dogrulup belini esnetirken ''O halde haber ver cocuklara baksinlar bakalim su ses kayitina birde Kanada'ya haber salin onlarda bir baksin neymis bu anne ve gazoz kapagi hikayesi..''Asil kafasini hafifce egip balkondan ayrilip hizli adimlarla Edanin yanina dogru yurumeye basladi. (devam edebilir_) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar