Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Benimle Yüzleşiyorum...


Silmarwen

Öne çıkan mesajlar

Değişiyor sanırım bazı şeyler. Soluduğum oksijen, yürüdüğüm yol, içtiğim su, gördüğüm doğa aynı değil artık. Hiçbir şey eskisi değil belki. Nereden bilebilirimki? Belki her şey aynı ama değişen tek şey benim. Hislerim, duyularım, ruhum, içim, dışım... Kısacası beni ya eski ben ya da her zamanki ben yapan her şey.

Dönüp eskileri yaşayasım var belki, belki de onlardan ebediyen kaçasım var. Eski şarkılar, eski filmler, eski haberler, eski kişiler, eski hisler ve en sevdiğim şey olan eski ben. Ya şimdiki ben değilim ya da o, ben değildi.

Karışıklık, karmaşıklık, bir sürü saçma sapan şey işte. Yeri geliyor "Neden hayatımda ki bu?" diye sorguluyoruz anlamsızcasına, bazen de "Keşke daha uzun süre benimle olsa." diye umut ediyoruz. Ya da bütün bu saydıklarımı tek yapan, tek düşünen benim.

Eğer öyle ise benim ne farkım var diğer kişilerden? Ne ayrıcalığım, ne özelliğim, ne eksiğim var ki ben bunları düşünüyorum, bunları kuruyorum kafamda? Heh, sen nereden bileceksin ki öyle değil mi? Ben yazarsam onu izlersin, ben söylersem onu dinlersin, ben düşünürsem onu hissedersin. Peki nesin sen? Fiziksel bir varlık mısın hep benimle birlikte olan? Yoksa ruhâni bir şey misin sürekli yanımda kalan? Belki de benim zihnimin, beynimin ürünüsün psikolojik problemler yüzünden. Kim bilebilir ki bunu? Ya senin gibi bir başkası ya da senin üzerinde çok düşünen bir ben.

Az önce geldi aklıma, nereden esti bilmiyorum gerçi de. Ben küçükken, çok küçükken çok şey olmayı düşlerdim. Bazen bir yazar olmak gelirdi aklıma elimde kalemimle, bazen bir asker olmayı düşlerdim üzerimde üniformalarımla, bazen bir müzisyen olurdum rüyamda yanımda grup üyelerimle, kimi zaman da mutlu bir ailenin babası olmak yeterdi bana. Peki bu ufaklığın hangi düşleri gerçekleşti onu hiç merak ettin mi beyefendi? Elinde kalemi ile yazdığı uzuncana bazen anlamlı bazen saçma sapan şeyler seni hiç duygulandırdı mı ya da mutlu etti mi? Peki o altı sene boyunca üzerinde taşıdığı üniforma hiç gururlandırdı mı seni? En yakın, en sevdiği arkadaşlarını toplayıp bir müzik grubu kurduğunda, stüdyoya girdiklerinde, plan yaptıklarında hiç heyecanlandın mı? Aile kadar olmasa da sevgilileriyle geçirdiği mutlu dakikalar seni de sevindirdi mi? Bütün bunları cevap vermen için sormadım. Zaten beklemiyorumda senin gibi iğrenç birisinden.

Asıl merak ettiğim şu; eskisi gibi yazmayı bıraktığında nedenini hiç düşündün mü? Ona yardımcı olup tekrar yazabilmesi için çaba gösterdin mi? Peki ya o üniformaları üzerinden çıkarıp ebediyen sivil olduğu zaman onu teselli etmeye çalıştın mı? O kirli, günahkâr elini onun minik omzuna atıp kafasını dağıtması için gezintiye çıkardın mı? Aynı tarz şeyler geri kalan diğer ikisi için de geçerli. Bunlardan herhangi birisine verebileceğin cevabın asla ama asla "Evet." olmayacağını biliyorum. Belki de aslında sadece bu yüzden dolayı senden nefret ediyorum...

Sen bana sorup duruyorsun da, sen bunlardan hangi birisini yaptın? Veya onu geçtim sen gerçekleri ne kadar biliyorsun? İyiyim diye geçiniyor, O'nu koruduğunu zannederek iş yapmaya çalışıyorsun. Peki ya sen ne biliyorsun? Yazı yazması için kimsenin yardımına filan ihtiyacı olmadığını bilmiyor musun? Peki ya o üniformalardan kurtulduğu zaman dünyanın en mutlu insanı olduğunu? Bunlardan haberin yokken gelip de ne yüzle bana tavır yapıyorsun? Kendine gelmeni öneririm ufaklık.

Hayatımda yer kaplayan bazı dönüm noktaları var. Ama şimdi saymamı isteseniz sadece bir tanesini net olarak söyleyebilirim. O da yakın zamanda hakkında çok konuştuğum içindir mutlaka. Hiç suçsuz, masum bir çocuğun dalgınlığı yüzünden bir kızdan "Ne bakıyorsun be" şeklinde bir tepki alması kadar iğrenç bir şey yok emin olun. O kişiye asla kızmıyorum aslında. Hiç de kızmadım. Sadece içimde ufak bir burukluk taşıdım daima "Keşke öyle demeseydi, keşke beni yanlış anlamasaydı." şeklinde. Zamanında sırf bu laf yüzünden ben karşı cinse karşı korkuyla yaklaştım. Ben ters cevap veremezdim kimseye. Kırmak istemezdim kimseyi. Üzülmesini istemezdim insanların. Peki şimdi ne oldu?

O zamanki ufaklık gitti, yerine benim gibi birisi geldi. Kendisini üzecek, moralini bozacak hiçbir şeyi önemsemeyen bir ben. Pek yadırganan bir önlem ama ömrü uzattığını söyleyebilirim. Çünkü mantığında asla stres yatmıyor. Felsefesine göre böyle bir olgu yok. Hayat, bu sisteme göre asla mutsuzluk ve üzüntü içermiyor. Tavsiye ederim herkese.

Yatağıma girecektim fakat şu konu kafamı kurcalamaya devam ettikçe uyuyabileceğimi hiç zannetmiyorum. Az önce söylediğime göre değişen benim. Belki de gerçek bu ama ben yüzleşmek istemiyorum. Belki de değişmek istemiyorum. Lâkin, öyle ya da böyle bu mektupçuğu buraya bırakıyorum ve kendimle yüzleşiyorum. Gerçekten çok zor, karışık ve karmaşık. Ortaya saçma sapan şeyler çıkacağı kesin ama bu benim. Dediğim gibi kendimle yüzleşiyorum... Benimle...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yüzleşmekten cok kendinle çelişki olmus bu... İnsanın kendi ile celişmesi hayata karsı tecrubler edinmesi demektir benim düşünceme göre.
Büyüyoruz ve kirleniyoruz,masum bebeklerden günahkar bizler cıkıyor ortaya.Kucuk bi cocugun aglaması için elinden sekeri almak yeterlidir ama olgunlasan bi insanı üzmek daha zordur,kirlenerek bedenımıze bi kabuk baglıyoruz sanırım ve darbeler daha az can yakıcı oluyor.

Büyümek mi iyi cocuk kalmak mı ya da ufacık bi veletken kurdugumuz hayaller mı bizi mutlu eden bilemiyorum.Sanırım su an istedigimizve elde ettiğimiz seyler bizi mutlu eden..

sonsuz mutluluk yoktur ama bunu unutma. Yaşadığın
acı bı olay ölene kadar aklında kalır ve yine kalbini acıtır ama yasadıgın bi mutluluk aklında kalsa bıle o anki gibi seni heycanlandıramaz. hayat boyle sonsuz acı anlık mutluluk.

uniformana kavustugun anki mutlulugun ve ondan kurtuldugun andaki mutlulugun,Ne bakıyorsun be cumlesınden sonra korktugun surece yasadıgın karamsarlık ve ılk sevgılınle bunu astıgın anda ki mutlulugun.. sanırım bu ve bunun benzerı seyleri dusunmen yeterli. geriye degılde önüne bakmak derler ya en klasigi işte ondan diyorum sana.

Kendinden nefret etme yapılanlar değiştirilemez ve kendinden nefret etmen bu gune kadar yaptıgını dusundugun hataların yenilerinni ekler suc listene..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 hafta sonra ...
×
×
  • Yeni Oluştur...