Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Niye?


OhtarNall

Öne çıkan mesajlar

Bazen(ki bu sıralar sık sık oluyo) durup düşünüyorum; bi üniversiteye gidiyorum, ilerde iyi bi mesleğim olacak falan filan....
Hep önüme(önümüze) bazı hedefler koyup ilerlediği fakettim bunu düşünürken. Sonra dedim ki "ee sonra?" Şu oldu, bu oldu, onu başardım, bunu becerdim, şu kızla çıktım, 2.5 milyar inch LCD monitörüm oldu... Gerçekleşince noolcak? Sonra yaptığım tek şeyin başka bir şey istemekten ibaret olduğunu gördüm.
Yani bu mudur hayatın anlamı, bu mudur o tatlı canımızın anlamı? Sürekli olmadığımız biri olmaya çalışıyoruz.Boyum şu kadar uzun olsa, Kylie Minoque bi kez verse, uçabilsem, Neo kadar karizmam olsa,hayvanat bahçesindeki koalalar bile bi görüşte bana aşık olsa....Kendimizi kandıra kandıra yaşıyoruz. Etrafımıza ördüğümüz kalıplarla, kabukla...Sahiplenme içeren, kuruntu dolu, ego tatmininden ibaret olan şeyi aşk sanarak; onun için yaşarak vaktimizi geçirmek...Bu mu kendimize verdiğimiz değer?
Bunları sorduktan sonra yine düşündüm...O zaman ne yapıcaz ki? Hayat bunların üzerine kurulmuş.Spor arabalar, parfümler, sürekli yeni ve giderek açılan kıyafetler...Bu amaçlar olmasa düşünsenize sektör ne olurdu? Millet rağbet etmeseydi böyle şeylere...
Sonuçta yapmaya değer bi şey bulamadım...Bütün istediğim şeyler amaçlarım anlamsız geliyor.Bütün hevesim kırıldı.Tutkuyla istediğim şeyler bile anlamsız geliyo, istemiyorum artık.Ruh gibi dolaşıyorum ortalıkta...

Madem karalama defteri içimi dökeyim dedim. Umarım boşuna kalabalık yapmamışımdır[hline]...:::All of the things i have lost; I miss my mind the most:::...

[Bu mesaj OhtarNall tarafından 15 December 2003 04:38 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

http://www.paticik.com/edebiyat/syf.php?id=7666

anlayabiliyorum seni. sanırım hepimizin bunları düşündüğü anlar olmuştur. hatta sanırım ömrümüzün sonuna kadar da düşüneceğiz.

hayat sürekli karşılaştığın çatal yollardır. yollardan birini seçtiğinde, diğerinde neler yaşayacağını asla bilemezsin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evet bazen düşeriz böyle düşünceler içine ama....Benim yazma sebebim de bu...Sürekli böyle düşünmeye başladım.Zaten kurtulmalı mıyım bilmiyorum bu düşüncelerden. Kurtulduktan bi süre sonra tekrar aynı duruma düşünce o zamana kadar boşuna yaşadığımı, kendimi kandırdığımı görmek beni bu ruh halinde daha uzun süre tutuyor...[hline]...:::All of the things i have lost; I miss my mind the most:::...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çoğu zaman hayatı kontrol edemezsin, tek tek olayları bile kontrol etmen çok zordur. ipler her zaman onun elindedir. seni ne zaman mahmuzlayacağı ne zaman başını çekeceği de belli olmaz. en fazla "başını çekmediği" zamanlarda, rahat hareket edersin.

aslolan zamandır. akıp giden zamanda birer figüranız. herşeyin bir nedeni var, ve nedeni olan her olayın da bir sonucu var. dünya üzerinde yaşayan her canlı doğrudan ya da dolaylı, öncesi ve sonrasıyla, toplumun ve kişinin değer yargılarıyla birbirini etkileyen bir sistemin elemanları. kendi düşüncelerimiz acaba gerçekten öz düşüncelerimiz mi, başımıza gelenler şans mı? ne, ne kadar dayatılıyor, ne kadar işleniyor? ya da kim bu sistemin geleceğinin ne olacağını kestirebiliyor? kadere inanmak acaba bu ikilemlerden kurtulmanın bir yolu olabilir mi? yoksa salt bilerek, sorgulayarak ve nesnel fikir yürütmeler mi yapmalı? hemen söyleyeyim çok uzun ve neredeyse çözümsüz, zor bir tercih. evet bak yine tercihe geldik.

geçmişi bile değerlendirirken; ekonomi, sanat, kültür, teknolojiyle... etkileşim içinde değerlendirebiliyoruz. ama hala daha hiçbir tarihsel olayın nedeni ve yansımaları için kesinlik belirtemiyor, ihtilaflara düşüyoruz. böyleyken gelecek için kuşkularının, hüsranlarının, belirsizliklerin olması doğal değil mi?

çoğu zaman başarısızlıktır hayat. çoğu zaman pişmanlıktır ve keşkeleri kendi hayatından silebildiğin sürece mutlu olursun. ve yine de çoğu zaman mutsuzsundur. hayatın bir yerinde önemli bir yol ayrımına gelirsin. bir karar verirsin ve verdiğin karar için pişmanlık duyman gereksizdir. çünkü geçmişi değiştiremezsin. ancak ve ancak gelecekteki "onu" değiştirme imkanın vardır.

insan sürekli ister. isteklerin sınırı yoktur. yalnızca kişiden kişiye farklılaşır. ve genel olarak tüketme üzerine kuruludur bu hayat. hatta insanın tüketme, yok etme oranı, üretme ve yaratmadan daha fazladır. hayatın anlamı tabi ki araba, lcd ekran felan değil. bu hayatta olan, hayatın içinde olan elemanlardır. tiyatro sahnesinin dekorları gibi. hayatını kolaylaştırır, belki renklendirir de. ama asıl sorgulanması gereken bu değil sanırım. bundan daha öte, daha karmaşık. hatta "doğum ve ölüm" kadar anlaşılması zor bir durum.

karşıtlık ilkesi. işte hayatın temel dayanaklarından birisi. iyi olmasa kötü olmazdı. gece olmas gündüz... hayatı tüketmiş olmasaydın, hayatı tüketmekten bıkmış olmazdın ve üreten olmazdın. sıradanlık olmasaydı, aykırılık olmazdı. hatta bu konuda bazı fikirler şurada konuşulmuştu.

diyeceğiğm o ki; bu düşüncelerden sıyrılmaya çalışma, zaten yapamazsın. o sorunların üzerine gitmeye çalış. 'soru'nun ardını görmeye çalış, sana gösterilen yanını değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...