Soulbringer Mesaj tarihi: Kasım 24, 2003 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 24, 2003 Beklediğine değicek Carl Beklediğine değicek Carl.Biliyorum çok beklettiğimi ama o lanet otobanın içinden çıkıp birde park yeri aramak inan bana gore iş değilmiş.Neyse biraları söylemedin ise söylesen iyi olur çünki anlatıcaklarımdan ve göstericeğim edavatlardan sonra seni ancak sıkı bir içki koması paklar.’’Yüzünde ince bir gülümseme oldu saçları seyrelmiş ince alnında ter zerrecikleri her ağzını açışında adeta zerrecikler bir volkandan sıcrama yapan parcacıklar gibi etrafa yayılıyordu.Hafif ve spor giyinimi ile dikkat cekmiyordu.Cılız bir bünyeye sahip birisiydi.Göz yuvaları cok fazla sigara içmekten olsa gerek iyice içeri çökmüştü.Masaya biranin konmasi ile kendime geldim ve gözlerimin icine bakarak anlatmaya başladı. Hatırlıyormusun bilmem ama tarih derslerinde haçlılardan ve onların zaferleri yada yıkımlarından bahis edilir.Ama Carl kimse bu yıkımlar yaşanırken onların nasıl dimdik ayakta yada hastalıksız savaştığından bahis etmez.İnan bana bahis etmedikleri bir ironi olarak iyi olmuş yoksa insanlık çok daha farklı bir konumda savaşa hazırlanıcaktı.Bak Carl bu elimde tuttuğum fotoğraflara iyi bak.’’Fotoğraflar siyah beyazdı ve bir balodan alıntı idi.Takım elbiseli baylar ve bayanlar sıralanmış oturuyorlardı.İki kişi bay ve bayan daire içine alınmıştı. Carl bu resimlere baktıktan sonra bir sonraki fotografa baktı.Burada fotograflar renkli idi.Ve yine bir akşam davetinde ayni çift olarak duruyorlardı.Carl masadan kalktı tedirgin ifadelerle yaşlı adama dikti gözlerini ve kendi birasinin parasini ödeyip barı terketti.Yaşlı adam bunu beklercesine sırıttı o gözden kaybolana dek… Yukarıda göründüğü gibi küçük bir seneryonun sadece başlangıcı olabilicek bir anlatı göze çarpıyor.Ama iblis evlatlarının sadece bu anlatılarla sınırlı olmadığına değinmek isterim. Adem ve Havva dünyaya ayak basış *İki yaratılanın tüm davaları bir elma yüzünden cennet statüsünden kovulup dünyaya indirilmişlerdir.Bu nedenle daha çok aldatmaca ve yanlışlığa sebebiyet olucak sahnenin başlangıcını oluşturucaklardır. *İki Kardeşin Dünyada ki Yeri Adem ve Havva dünyaya iki çocuk getirmislerdir.Abi olarak Habil ve küçük kardeş olarak anlatılarda yerini alan Kabil.Günler haftaları haftalarda ayları devirirken erişkinlikle erdemleşirken bireyler.Tanrının huzurunda ki kutlamalara katılırlar kendi ürünleri ile. *İki Kardeşin Hırs ı… İki kardeş tüm maharetlerini sergilerler ve Tanrıya sunarlar hediyelerini. Habil;yetiştirdiği otları ve bilimum çiçekleri yakar ve kokusunu sunar. Kabil ise avladığı hayvanları yakar ve kokusunu sunar. Kutlamalar Habil için düzenlenir.Bu büyük bir varoluş sorgusunun hem sonu Hemde başlangıcı sayılıcaktır Kabil için… *Kabil in Hisleri Kabil umutsuz şekilde kutlamalardan ayrı şekilde dolaşmaya başlar.Dipsiz ormana girilmemesi uyarılarını bile hiçe sayıp ormana girer.Umutsuzlugun ona verdiği kör cesaret ile diplerden daha diplere buyur edilir.Orada adını çok daha sonra açık ediceğim bir iblisle karşılaşır.İblis onu yılan zehiri gibi olan düşünceleri ile zehirler.Dipsiz ormandan tekrar çıktığında bu zehiri içinde götüren Kabil en düşüncesiz hareketi o gece sergiler. *İlk Cinayet… Kabil uykusunda huzurlu uyuyan Habil I öldürür.Oradan uzaklaşırken Tanrının eli ona uzanır.Kabil kaçıcak tek yer olarak dipsiz orman a başvurur.Ormanda uzun sure kalan Kabil artık o ormanın bir parçası ve günahlarının bir bir karanlık nimetlere dönüşmesini göz ardı etmeksizin izliyordur. *Son Kurtarış Mikail ile konuşma… Dertsiz ve umutsuz şekilde dolaşan bir gölgeyi andıran Kabil in karşısına Mikail çıkar.İhtişamların ve Kumandanlığın simgesi olarak zırhları ile belirir.Kabil umutsuz şekilde bakar.Mikail son olarak Tanrının onu affedeceğini yalnızca yeniden dönmesi gerektiğini bildirir.Kabil ise ‚’’Ben Tanrıya sevgi ile değil nefretim ile bağlıyım’’dediğinde Mikail orayı terk eder.İblislerin öğütleri ve anlatıları ile zaman geçirirken.İşlediği cinayetin yanı sıra kann içmesi ile en büyük ceza olarak görülen gün doğumu ve güneşten men edilmekle kalıcı olarak cezalandırılır. *Kan evlatları enstanteneleri Kanın ince ve şiirsel dokunuşları kasabaları ele aldığında artık insanlık için yıkım ve sonu gelmez ölüm korkusunun kamcılarını kulak sagır eder halde duymaya başlamaları hem umutsuzlugu hemde yaşam sevgisini alıp götürmeye yetiyordu.İblislerin öğretileri ve anlatıları kann ın ince ince evlat doğurumlarına ve nice güçlü asker yığıntılarına yol açmasına izin veriyordu.Fakat bu günahın kendine zararı daha fazla olmaya başlamıştı.Çünki her yanan alevin icinde ince bir alev daha baş gösterip önceki yanan alevleri alazlayıp yok ediyordu. Kan evlatları olarak anılan bu kan evlatlari gitgide soylarinin öğreti ve anlatılarını hiç e saymaya başlamıştı. *Düşüncesiz bir kin ve nefret sonunda kül olan bir yaşam... Kabil artık kendi yıkımının yaratıcısı olduğunu düşünerek sırra kadem basarken evlatlar eski yaşlıları dahi yok etmeye başlamı Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar