Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Şu an ne dinliyorsunuz ?


Malkor

Öne çıkan mesajlar

Kahvenin öyküsü

Geçmişte zaman zaman "siyah inci" veya "Müslümanların şarabı" olarak nitelendirilen kahvenin macerası Arabistan'da başlamıştır. Çekirdekleri ilk olarak, kahve ağaçlarının kendiliğinden yetiştiği Etiyopya'da kullanılmıştır. Çok eskilerden bu yana yöre halkının kahve çekirdeklerinden un yaptığı bilinmektedir. Kahvenin Etiyopya'dan sonraki ilk durağı Yemen'dir. Daha sonra Arabistan yarımadasının iç kesimlerine yayılmış, 1511'de Mekke'de Hayr Bey tarafından yasaklanmış, ardından büyük bir hızla Kızıldeniz ticaret yolunu izleyerek Nil vadisine ulaşmış, buradan da Kahire'ye girmiştir.

Avrupa'nın kahveyi keşfetmesi, bir bakıma bilimsel merakın ötesinde, Ortaçağ baharat çılgınlığının miras bıraktığı doymak bilmez iktisadi pazarı besleyebilecek yeni bir tüketim maddesinin keşfi anlamına gelmektedir. Yakınçağ Avrupasının haz dünyasına, farklı bir zevk kültürü armağan eden bu esrarengiz içecek, 17. yüzyıldan itibaren artık Doğu-Batı ticaretinin tıkanmaya yüz tutmuş dolaşım sistemine, ihtiyacı şiddetle hissedilen taze kanı sağlayabilecek potansiyele sahiptir.

Kahve ticareti, 17 ve 18. yüzyıllar arasında Avrupa'daki siyasi dengeleri belirleyen başlıca iktisadi ögelerden birisi olmuştur. İngiliz, Fransız ve Hollanda şirketlerinin birbirleriyle giriştikleri kıyasıya rekabet sonucu kahve üzerinden sağlanan zenginlik, artık Avrupa toplum hayatında bazı önemli dönüşümlere yol açıyordu.

Avrupa'da kahve içme alışkanlığının ilk yerleştiği merkez Venedik olmuştur. 1615'te Venedik'te açılan kahvehanelerin 1645'e doğru bütün İtalya'ya dağıldıkları görülür. Kahve 1644'te Marsilya'da, hemen ardından da Lyon'dadır. Fransa'nın iç kesimlerine doğru hızla ilerleyen bu önüne geçilemez alışkanlık, 1669'da Türk elçisi Süleyman Ağa tarafından Paris sosyetesine tanıtılır.

Kahve, tüketimin artması ile birlikte, ağaç fideleri Hollandalılar tarafından bugünkü adı Sri Lanka olan Seylan'a, Java Adası'na ve Amerika kıtasına götürülerek buralarda da yetiştirilmeye başlanır. Daha sonraları Orta ve Güney Amerika dünyada en çok kahve üreten bölge durumuna gelir...

Bize nasıl geldi?


Türklerin kahveyle tanışması 16. yüzyıla kadar uzanıyor. Kanuni Sultan Süleyman dönemde, Yemen Valisi Özdemir Paşa'nın kahveyi saraya kabul ettirmesiyle kültürümüze yerleşen bu tat, Avrupa'ya da Türkler tarafından yayıldığı için uzun yıllar "Türk kahvesi" olarak anıldı. Zamanla Avrupalılar da kahveye kendi kültürlerinden bir şeyler kattı ve kahve için değişik ve hızlı çalışan makineler geliştirdiler. Espresso, cappucino, filtre ve granül kahve çeşitleri de böyle ortaya çıktı...

Kahve Osmanlı hudutları içinde önceleri "çiğ tane" olarak alınıp dibeklerle dövülüyor ya da el değirmenleriyle çekiliyordu. Türk kahvesinin günümüzde de en ünlü isimlerinden biri olan Kurukahveci Mehmet Efendi, kahveyi ilk kez dolaplarda kavurup değirmende döverek geniş çapta üretime geçen kişidir. Türklerle özdeşleşen kahve, kültürümüze o kadar yerleşmiş ki sabah kahvesinden önce yenilen altlık mahiyetindeki yemeğe "kahve altı" denilmiş. Zamanla kahvaltı olarak söylenilen, günün en önemli yemeğinin adı da buradan gelmekte. Asırlardır en güzel geleneklerimizden biri olan kahve içimi bugün bile her evde bir tören havasında gerçekleşir...

http://web.netbul.com/yemek/detay.asp?id=69
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

selilüte iyi gelir enerji verir

fazlası mide rahatsızlığı uykusuzluk yapar

3 ü 1 arada fazla tüketilirse çarpıntı yapar en iyisi

kahve fincanına iki çay kaşığı iri çekilmiş kahve iki küp şeker ve yarım çay bardağı süttür. bu karışım sindirime iyi gelir bağırsaklar bağırır durur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çikolatalı kahveli kurabiyeler (mocha viennese swirls)


Malzemeler: 4 parça cikolata, 1 kap tuzsuz margarin, 6 yemek kasigi seker, 2 yemek kasigi kahve, 1+3/4 kap un , 1/2 kap misir nisastasi



Susleme: 20 tane badem, istendiği kadar cikolata (parcalanmis), hindistancevizi


Yapilisi:
Firini 190 C'ye isitin.

Cikolatayi benmari usulu eritin.

Yagi ve sekeri cukur bir kapda karistirin. Cikolatayi ve kahveyi ekleyip tekrar karistirin.

Unu, misir nisastasini ekleyin, karistirin.

Krema torbasinin ucuna yildiz ucu takin ve tum hamuru icine koyun.

Tepsiye pişirme kagidi serip, uzerine krema torbasi ile kurabiye hamurunu sikin

Her bir kurabiyenin ortasina bir badem koyun (findukta olar).

Firinda yaklasik 15 dakika pisirin.

Pisen kurabiyeleri firindan cikarip sogumasini bekleyin.

Diger yandan cikolatayi benmari usulu eritin. Kurabiyelerin kenarlarini once cikolataya ve sonra da hindistancevizine batirin ve yiyin gayri
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...