Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Yılmaz Özdil - Türbanlı Latife


sg-1

Öne çıkan mesajlar

@ Passanger,

Konu inanç özgürlüğüydü ama; sen etnik kimliği de eklemişsin denkleme.

Endişen mi var etnik ayrılık olacak diye bu ülkede? Devlet şu kadarını garanti edebilmeli: "Gel kardeşim, sen Türk müsün? Sen, Kürt? Sen de gel. O da gelsin, bu da gelsin. Hepiniz geldiniz mi? Kardeşlerim devlet dediğinin bir karakteri vardır di mi? Niye? Birlik olmadan, dirlik olmaz di mi? hah, siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarısınız. Biz aynı dili konuşup, aynı amaca hizmet edersek millet oluruz. Sen git evlatlarına Kürtçe vs konuşmayı öğret, sen öğretemiyorsan al sana özel dershaneler onlar öğretsin. Bu noktada devletçi bir anlayış güdeceksek, devlet de açabilir bu dershaneleri."

İsteyen etnik kimliğini korusun, devlete biat ettikten sonra bana vız gelir tırıs gider. Benim bu devlet anlayışıma referansım eski Türk devletleri. Bakıyorum benim cettim, isteyene istediği özgürlüğü tanımış. Yeter ki devlet güçlü olsun. Güçlü devlet nasıl olur? Kendisine inanan vatandaşlarının sayısıyla orantılıdır bu güç. Sibirya'nın ormanlarından, Mısır'a kadar bu millet boşuna bu kadar yol gelmedi tarihte. Adalet ve özgürlük benim Türk milliyetçiliğinden anladığımdır.

Ülkenin adı Türkiye, kurucusu Atatürk, dili Türkçe. Bunlarla sorunu olmadıktan sonra Çerkez, Abazha, Bosnak herkes benim vatandaşımdır.

Güçlü devlet için oylarınız huun'a.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gülen denilen adam, tarikat lideri, kim oluyoda papayla özel görüşmelere gidiyo, yahudi cemaatlerinden islamla ilgili kitap yazdırtılıyo, amerikayla içie yaşıyo, cia ajanları emrinde duruyo. bunları yapanların hepsinin rteyi buralara getirmesi, desteğini veremesi, ülkeyi avuçlarında yönetmeleri.
wake up, waaaaaake up and look around youuuuu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Endişen mi var etnik ayrılık olacak diye bu ülkede? Devlet şu kadarını garanti edebilmeli: "Gel kardeşim, sen Türk müsün? Sen, Kürt? Sen de gel. O da gelsin, bu da gelsin. Hepiniz geldiniz mi? Kardeşlerim devlet dediğinin bir karakteri vardır di mi? Niye? Birlik olmadan, dirlik olmaz di mi? hah, siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarısınız. Biz aynı dili konuşup, aynı amaca hizmet edersek millet oluruz. Sen git evlatlarına Kürtçe vs konuşmayı öğret, sen öğretemiyorsan al sana özel dershaneler onlar öğretsin. Bu noktada devletçi bir anlayış güdeceksek, devlet de açabilir bu dershaneleri."


Endişe diyorsun ya huun. Malesef senin romantik hayellerin verilen obinlerce şehidi kurtamaz.
Alıntı yaptığım paragrafta yazdıklarının hepsini devlet yapıyor. Dersane açmıyor ama trtden yayın yapıyor.Ama dış güçlere kanan barzaninin dağıttıpı kimlikle dolaşan her düğünde bir yerde mutlaka pkk bayrağı açanlar senin kadar fransız tarzı düşünmüyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kurtuluş savaşında ölen şehitlerin, etnik kimliklere dayalı dağılımını bir tablo halinde ortaya koyabilir misin?

Bana siyaset yapma, yoksa benim fikirlerim zaten siyasete karşı. PKK kaç kişi öldürmüş, neden öldürmüş benim konum değil. DTP Genel Başkan Yardımcısı, "APO yeteri kadar gündemde değil" demesi de beni bağlamaz. Ben devletim, siyaset yapanlarla değil milletle ilgilenirim. Ne romantiğim, ne Fransızım; Türküm Türk.

Bana devlet gerek devlet,
Neyime gerek siyaset.


PKK bayrağı açanı alsın içeri, ne ayaksın lan sen diye sorsun devlet. yukarda yazdıklarımdan farklı bir anlam mı çıkıyor acaba? Herşeyi anlarımda şimdi de PKK'lı damgası yemeyeyim.

25 sene lazım dedim ama bana, daha çok pişmem lazım. Demek ki sana anlatamadım bir seferde fikirlerimi. Düşüneceğim üstünde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kürt Sorunu dediğiniz şeyi iyi analız etmek gerekli. Şehitleri kim öldürdü diye açık takine değil kuklacıya taşı atmalıyız. Bu kuklacı bir çok başlı bir ejder. Bu ejderin başlarından biride bölgenin feodal düzeni: ağalık. Bunu üniversitede bir derste söylemiştim ve sınıftaki bir ağa kızı biraz alınmış bir vazıyette biz şöyle iyi ağaydık böyle iyiydik diye çıkışmıştı. Ben kimin iyi ağa kimin kötü ağa olduğu ilgilendirmiyor ve tabi ki içlerinde çok çok iyi insanlar vardır yadsınamaz ama binlerce yıldır gelen bu düzenin o coğrafyada neleri nasıl etkilediğinin görmekteyiz. Bakınız egedede ağalık vardır ama sonuçları veya etkileri bu şekil demidir.
Türkiye devleti ne yazık ki bölge halkını modern Türkiyenin bir ferdi olarak yetiştirmek yerine onu o çorak toprakta başı boş bırakmıştır. Bu arada bir Karadenizliyi de eğitmiş veya bir doğuludan daha fazla haklar vermemiştir. Ama onlara yaptığı en büyük haksızlık onların haklarını kısıtlayan asıl kişiye yanı ağaların kucağına, insafına bırakmasıdır. Eğer adil olmayan bir şey varsa bu devletin yapmadığı oda budur başkası değil. Birkaç oy uğruna yapıla bu hatta yine başımıza onarılmayacak bir bela açamamış olsa da senelerdin Türkiyenin yarıya yakın bir bölümünü sırtımız da bir kambur yapmıştır. Devletin sözde bakmadığı bu insanlar devlete baş kaldıran insanlar neden ağalarına baş kaldırmıyorlar, kaldıramıyorlar. Köyünden yol geçmesin, okul yapılmasın diyen bir ağa bir şey bunlara karşı çıkmadı mı senelerdir, nedeni köylü akıllanmasın, akıllanmasın ki düzenleri bozulmasın. Ve işte bu şekilde Akıllanamayan o köylü bu gün devlet bize niye yol yok bize niye televole yok demektedir ama ne kadar haklıdır. Eğer ilerde Allahım bize bu işleri düzeltme kudretini verirse ilk ortadan kalkacak olan bu düzen olmalıdır. Yakup kadrinin Yabanda dediği gibi: Biz onları geri kaldılar, cahil kaldılar diye azarlamamalıyız, bilakis suçlu bizleriz ki o insanlar o toraklar da o şekilde yaşamalarına senelerdir göz yumduk.
Eğer bir azınlıktan söz ediyor isek onların kendi aralarında örf ve adetlerini yaşatmaları, kendi dillerini kedi aralarında konuşmaları, kendi arzuladıkları gibi yaşamaları, azınlık hakları değil genel bir İnsanlık hakkıdır. Ama burada durum ne küldür, örf dedik. İsteyen sokakta istediği gibi Kürtçe konuşmuyor mu, insanlar otobüste bağıra çağıra konuşmuyorlar mı? Kim karşı çıkıyor, tersleyen birini gördünüz mü? Hayır, yöresel dizilere nesri gösteriliyor, hangi şive konuşuluyor, kimin adetleri ballandıra ballandıra anlatılıyor. Her halde o dizilerde Tatar veya Türkmen töresinin reklamı yapılmıyor. Lahmacun ve kebap salonları bütün büyük şehirlerimiz de açık değil mi? Eeee Dünyada bir azınlık gösterin ki bana böyle bir şansa sahip olsun. Ne yoksa bunlar azınlık değil mi, bence de öyle ama ejderin bir başı buları azınlık olduklarına ve haklarının yendiği masalını bu safsatalarla onlara anlatıyor. İşte size bir Kürt sorunu. Ama milletimizin içinde bu masala inanmayan ve devletine, milletine bağlı insanların olduğunu görmek ve bunların az ve güçsüz olmadıklarını bilmek ( Unutulmamalıyız ki sayı değil güç ve nitelik önemlidir) gelecek için bir umut olmalı. Ve biz onları da bu davamızdan küstürmemeliyiz.
Baş örtüsünde de benzer bir konudur. Türk milleti diğer dinine bağlı ve onu diğer Müslüman milletlerden daha derinden yaşamak isteyen bir milledir. Ben bile bazen hurafe olduğunu bile bile ya geçekse diye düşünmeden edemiyorum. Ve bu millet dini içten gelen dini duygularını, aynen doğuda olduğu gibi devletin boş bıraktığı yere yani dini doğru düzgün öğrenemeyen insanları bir kısım şarlatanı kucağına bırakmıştır. Gerçekten dini vecibe olan başını örtüp sokağa oraya buraya giden birine kim ne demiştir, ne diye bilir. Gören bir varsa ki madem o kadar büyük bir sorun birilerini görmüş olması gerek, varsa anlatsın da bizde bilelim. Ama icat bir sitilde ortalarda dolaşıp devletin içinde devlete zıt bir kast oluşturmak ve her fırsatta devlete saldırmak açıkça suç değildir de nedir. Yıllardır oy uğruna açık bırakılan bu yara şimdi bu haldedir. Ama buda dönülemeyecek bir sorun oluşturmamak ta aksine doğru yönlendirmelerle Türk insanı hakkın yolu aracısız bir şekilde bulacaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Arkadaşlar ben "Ilımlı Islam" kelimesini hiç kullanmadım. Bakın postlarıma. Ilımlı kitle, ılımlı halk kelimesini kullandım. Yani başörtüsünü sorun olarak görmeyen ama Cumhurbaşkanı'nın eşinin kapalı olmasını tartışma çıkar diye istemeyen halktan bahsettim.

Ayrıca bazılarınız islama inanmıyor ve islamı tamamen radikal görüyor. Ben kendi açımdan inanan bir insan olarak islamın normalde ılıman ve hoşgörülü bir din olduğunu düşünüyorum. Öyle öğrendim öyle yaşıyorum. Yani İslam radikaldir ama biz ılımlı olmaya çalışıyoruz değil, İslam zaten hoşgörülü bir dindir sonradan bazıları menfaatleri gereği radikalleştirmiştir diyorum.

Ayrıca Huun iyi noktaya temas etmiş. Hoşgörü ve özgürlük herkes içindir. Etnik ve dini olamaz. Aslına bakarsanız Osmanlı'da bunu Osmanlı üst kimliğiyle çözmüştür. Şu anda bu üst kimlik Türk'tür. Yani Türkiye'de yaşayan kişiye verilen isim.

Aklıma geldi. Mutlaka gidip gezen vardır Trabzon'daki Sümela manastırını. Mesela orası 1930 yılında kapatılmış. Yani Osmanlı döneminin tamamında açıkmış.

Ne zaman birileri etnik ve dini kimlikleri bu ülkedeki insanları ayırmak için kullanabilecekleri farketmişler hala uğraşıyorlar.

Kürt sorunu, başörtüsü gibi sorunların tamamı bu köke dayanıyor.

Aslında vaktim olsa 95 yaşında rahmetli olan büyükannemin Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk dönemindeki hoşgörüyü, Milleti sadıka denen ermenilerle komşuluğunu, yahudi komşularını vb. anılarını sizlerle paylaşabilsem.

İnanmak zor ama bu topraklar gerçekten hoşgörüyle ve mutlulukla uzun süre yaşamış.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sorun baş örtüsü değil, sorun Türban.
Sorun Türban'da değil, Türban'ın siyasi simge olması.
Sorun Türban'ın siyasi simge olması da değil, sorun Din Tüccarlığı yapmak.

Sorun Müslümanlığın hoşgörü dini değil, radikal bir din olarak görülmesi?

Gösteren kim?
Amca oğlu mu?
Okumayı yasaklatan zihniyet kim?
Sorgulamayı engelleten?

Din tüccarları...
Geldik aynı yere.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yok meselenin başı o değil prawler.
mesele başka.
yukarıda denildiği gibi, mesele kuklacılar.

bu ülkenin "sahipleri" yani.
kimseyi harcamaktan çekinmezler.
yıllardır aynı şeyler hep aynı şeyler. bu kadar yakın tarihimizin bile tekerrür ediyor olması, herşeyin gözönünde, internet kadar kütüphanelerdeki gazeteler, basılı kitaplar kadar yakın olmasına rağmen, bu tekerrürün farkında olmayan, hafızasız ve bilinçsiz halk buna yardım ediyor.

ama uzun sürmez diye tahmin ediyorum.

netice itibariyle, ne komunistler, ne ne olduğu belirsiz "dinciler", ne kürtler, ne aleviler, ne diğerleştirilen (ve buna rağmen diğer fikrine sahip) diğer insanlar türkiye için tehdit değildir. olamaz. çünkü hepsi türkiyedir.

ben yakın zaman içinde bunun aşılabileceğini düşünüyorum. hatta kenan evren yargılansın sözünün daha fazla söyleneceğini, artık üstünün kapatılmayacağını, dava eden savcı ve avukatların işlerinden edilmeyeceğini, bir şeyleri sorgulayan insanların ve üstü örtülmekte gitgide zorlanılan ithamların bir aydınlık vesilesi olabileceğini hala, optimist ama gerçekçi bir şekilde düşünüyorum yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...