Flameoffear Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2007 Mesaj tarihi: Ağustos 2, 2007 Kafama estikçe buraya bir iki şiir yazı filan ekleyeceğim. Hepsi sen Senmiydin kapımdaki düşman, Uğultusunu duyduğum bu aheste rüzgar, Senin nefesindemi gizliydi kör aşklarım. Hangi dudakta katlettin sana verdiğim ruhumu. Hangi kör gözde yandı ayrılığımın feneri. Taa içime batan bu yalnızlık Yüreğimi kanırtan Gözlerimi nemlendiren. Bir düşü anlatırken sana Hangi katil kesti sinsice boğazımı. Akarken kanımdaki sen Bıçak hep sen Katil hep sen Aşk, nefret, bozgun, yangın Hepsi sen. Ve ortada cansız bedeni soğuk taşların üzerinde yatan Katledilmiş bir Ben Tesadüfler Hep bir umut vardı içimde, Belki diyordum, olur ya Bir şeylerin değişeceği tutar Ve ben de tesadüfen Oradan geçiyorumdur. Ama Ne bir şey değişti, Ne ben oradaydım. Nede tesadüflere inanır oldum.
Flameoffear Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2007 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2007 Yüzünü artık hatırlayamıyorum. Birkaç fotoğraf içine hapsedilmiş gülümsemelerden ibaret artık hatıralarımız. Seni içimde büyütemiyorum, çünkü seni hatırlayamıyorum artık. Yalnızlığa atılmış delicesini hayallerin içinde büyüyen karanlık bir çiçeksin şimdi, suyu kanım, ışığı ay. Gecenin içine doğru atılan korkunç bir adım gibisin. Susmak yetmiyor akarken damarlarımda sarhoşluk veren varlığın. Konuşmaya mecalim yok ki dillendirsem seni ne kadar sevdiğimi. Ama şunu iyi öğren ruhum. Artık hatırlayamıyorum yüzündeki gülümsemenin bedenimde uyandırdığı ateşi. Çok uzak galaksilerden gelen durdurulamaz ışık huzmesi gibisin. Önce Güneştin sonra Kutup Yıldızı şimdi adını bilmediğim, uzayın beklide en uzak yerinde ikamet eden o toplu iğne kadar bile olmayan yıldızın ışığısın. Ama o yıldızın ışığı hiç sönmez öyle değil mi? Ve ben sana neden hala "ruhum" diyorum. Neden? Çünkü seni hala seviyorum. "Hala" diye sordun bana. Evet hala. Senin gözünün içine ilk baktığımda aşkın yayılmıştı varlığıma. Çelikten örümcek ağlarıydı bunlar. Ah kurtulmak öylesine zor ki, bir yerden söksen başka bir yerine yapışıyor meret. Elinde eski zaman kılıçlarını tutan iki savaşçı gibiyiz ha. Sence de öyle değil mi? "Crom ölüleri say" İki beden yan yana yatıyor. Birisinin göğsünde kocaman bir yaradan oluk oluk saf aşk akıyor. Öbürü "ne yaptım ben" şaşkınlığıyla başı ellerinin arasında ağlıyor. Ve Tanrı yukardan gülümsüyor. Aşk Bohem şairlerinin şiirlerinde son nefesini verirken. Akan saf aşk toprağa karışıyor. Yüzünü artık hatırlayamıyorum güzel kadın. Hatırlayamıyorum…
Flameoffear Mesaj tarihi: Ağustos 23, 2007 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ağustos 23, 2007 Ömür geçiyor Bizler geçiyoruz hayattan Sen duruyormusun hala o yerde Ben durmuyorum dünyanın bu ücra köşesinde. Yitiyor zamandan senden bir parça Yelkovan bıçak olmuş saplanıyor Akrep sokuyor acımasızca Yitiyor zaman Ben kayboluyorum Sen gidiyorsun Ve hiçbir şey Eskisi gibi değil artık Gülmüyor yüzüm Güller açmıyor yüzünde Solan sadece senmisin Yoksa ruhundaki ben mi
burtonesk Mesaj tarihi: Ağustos 23, 2007 Mesaj tarihi: Ağustos 23, 2007 said: Çok uzak galaksilerden gelen durdurulamaz ışık huzmesi gibisin. çok etkileyici.
Flameoffear Mesaj tarihi: Eylül 4, 2007 Konuyu açan Mesaj tarihi: Eylül 4, 2007 Kanım aksın gel artık. Son nefesim senin nefesinde buluşsun. İçimin en ücra köşesinde bile seni hissedeyim. Hayat gibi ak damarlarımda. Yokluğunda kalbim ağıtlar yakar. Dilsiz hisler hep seni anlatır bana. Suya hasret toprağın yağmuru beklediği gibi bekler seni ruhum. Bana bir umut ışığı ver, bulunduğum bu kör karanlık kuyuda. Işığına hasret gözlerim feryat figan ağlar. Seni ister bu beden bir tek. Sende bulur yaşamının anlamını.
babayigit Mesaj tarihi: Eylül 5, 2007 Mesaj tarihi: Eylül 5, 2007 Gzel olmuş tebrikler.Ben hiç yazamıyorum :(.
Öne çıkan mesajlar