xlaidehlevar Mesaj tarihi: Haziran 24, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 24, 2007 BOŞ IFADE Hergün olduğu gibi bu sabah ta kalkınca aynaya baktım. Değişen tek şey saçlarımın şekliydi. Onun haricinde herşey kendimi bildim bileli hep aynı. Muhtemelende öyle olacak. Yüzümdeki sert ifadenin altında yatan sevgi ve şevkati dışardan görmek imkansız. Herhalde bu yüzden hiç arkadaşım yok . Hatta hiç olmadı bile . Dişlerimle parçalamaktan kan gölüne dönmüş dudaklarım acılar içinde sızlarken onları hiç kullanmadığım aklıma geldi. Gerçekten çok az konuştuğum için ne zaman dudaklarımı açsam canım acıyor. Çünkü birbirlerine yapıştıkları için ne zaman konuşmaya kalksam acı hissediyorum. Ama dediğim gibi hayatım boyunca hep arkadaş sahibi olmak istemişimdir. İnsanlardan kaçmamak, onların arasına karışmak , onlara boş da olsa bir şeyler anlatmak istedim ama olmadı. Tek nedeni ise yüzümdeki utangaçlık yerine aptal bir sertlik ifadesi olması. Hala aynaya bakıyorum.. Ve birşey fark ettim. Gözlerim sanki benden kurtulmak istermiş gibi bakıyordu. Sanki dışardan yardım istiyor ve her an gözyaşı dökmeye hazır gibi duruyorlardı. O zaman işte çok büyük bir hüzün kapladı içimi. 20 yaşına girmek üzereyim ve ben bile kendimle arkadaş olmak istemiyordum. Hemde bu kadar çok isterken bile. Belki insanlardan kendimi yeteri kadar yakışıklı bulmadığım için kaçıyordum belki de ne zaman yanıma biri otursa anında kızaran yanaklarım olduğu için tıpkı aynada kendime bakarkenki gibi. Sırf o yüzden aynada kendime baktığım zaman nefret ediyorum kendimden. Bazı insanların bana aslında çok yakışıklısın , çok güzel gözlerin var , gözlerini bana versene gibi sözlerine rağmen (gerçekten güzel gözlerim vardır) neden kendime güvenim hala yok neden yanıma biri oturduğu zaman silikonlu gibi dudaklarımı yemeye yanaklarım elma gibi kızarmaya başlıyor yada neden kendime hakim olamıyorum hiç bilmiyorum. Tek bildiğim aynada nefret gördüğüm. 2 göz 1 burun değil sadece nefret görüyorum. Bu nefretin nedeni arkadaşım olmaması değil. Nefretin nedeni dünyada olmam belkide. Belki ben bu dünya için yaratılmamışımdır ve kaza ile buraya gelmişimdir. Kim bilir. Ama bir şey biliyorum ki bu kesin bir şey, yinede aynadaki gördüğüm nefreti seviyorum. Çünkü hiçbir zaman kendimden , yaptıklarımdan yada yüzümün şeklinden utanmadım. Yada gözlerimin güzelliğinden kendime güvende sağlamadım. Benim aslında tek derdim. Yüzümü kimseye göstermemem. Okulda kantinden geçerken yüzüm daima yere bakar, adımları gayet hızlı bir şekilde işimi bir an önce bitirip ordan çıkmaya bakarım. Çünkü kimsenin beni görmesini istemem. Neden bilmiyorum ama istemem. Kalben çok istememe rağmen.. Aynaya hala bakıyorum ve bir çift göz , kulak , burun vs. Dışında sevgi görüyorum. Kendime beslediğim ama asla dışarı vurmadığım sevgiyi görüyorum. Ben böyleyim işte. Güzel bir yüze sahibim. Dışardan bakıldığın da her ne kadar sert baksam bile içimdeki istek ve sevgi hemen gözükür. Ama kimin görmesine izin veriyorum ki.. . Ruhen çökmüş şu yüzüme son kez baktığımda görüyorumki , bazen güzel veya çirkin olmak bile yetmiyor. Herkez yüzüme bakarak beni anlayabilse bile ben izin vermedikten sonra insanlar bana yaklaşamadığından bende ömrümüm sonuna kadar her sabah kalkıp gözlerimin aslında aynaya değil çaresizliğe baktığını görücem . Bu da beni her geçen gün biraz daha nefretle dolduracak. Çaresizlik ve yalnızlık içinde ölürken diğer insanlar beni daha görmemiş olacaklar. Kimsenin tanımadığı görmediği bir insan ölse ne olur yaşasa ne olur? O yüzden bazen neden yaşıyorum ki peki diye soruyorum kendi kendime. Ve her seferinde aynı cevap. Ya bugün beni fark edecek biri karşıma çıkarsa? İşte o zaman yüzümdeki boş ifade yerini gerçekten anlamı olan sıcak bir ifade alır. O zaman dudaklarım kanla değil mutlulukla dolar. İşte o zaman ilk defa aynaya karşı bir gülücük atabilirim. Nefret yerini sevgi alır ve ben her zaman istediğim gibi yüzümü saklamak zorunda kalmam. üniversitede türkçe ödevim aslında ama sizinle paylaşmak istedim... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar